Erdoğan 'Hepimiz Ermeniyiz'e karşı

İskele Sancak'a bu hafta Erdoğan konuk oldu. Başbakan Hrant Dink suikasti ve sonrasında yaşanan Trabzon'daki görevden alınmaların perde arkasını detaylarıyla anlattı...

Erdoğan 'Hepimiz Ermeniyiz'e karşı
Erdoğan 'Hepimiz Ermeniyiz'e karşı
GİRİŞ 27.01.2007 00:05 GÜNCELLEME 27.01.2007 00:05

Başbakan Erdoğan, İskele Sancak programında Hrant Dink cinayeti ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi.

Cenazenin sağduyu içinde geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Erdoğan , Dink'in ailesini yatığı konuşmanın sağduyu çağrısı olarak algılandığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, Patrik Mutafyan'la görüştüğünü sıkıntılarını paylaştığını ve olayın aydınlatılması konusunda kendileriyle aynı görüşü paylaştıklarını anlattı.

Başbakan Erdoğan, Dink'in ailesi ile yaptığı ziyaret sırasında katilin yakalanması konusunda aileye söz verdiğini bunu da 32 saat sonrasında yerine getirdiklerini belirterek emniyet polis ve tüm birimlerle sıkı bir çalışma sonucu kısa sürede sonuca ulaştıklarını anlattı.

Başbakan Erdoğan, cinayetin perde arkasının ortaya konması için araştırmanın kapsamlı bir şekilde sürdürüldüğünü de vurguladı.

Erdoğan'ın Dink'in cenazesi konusundaki eleştirisi

Erdoğan; 'Eleştirecek bir şeyim olabilir. 'Hepimiz Ermeniyiz' ifadesi orda olmamış olsaydı her şey çok daha mükemmel olacaktı. Onu yapanlar iyi niyetle yapmış olabilirler. Ona bir şey demiyorum. Ama 'Hepimiz Hrant Dink'iz' demek zaten o diğerini içine alıyordu. Farkında olmuyoruz ama belki herkes entellektüel pencereden ona bakmayabilir. Çünkü bu etki-tepki olayını körüklemek isteyenler olabilir. Bu onlara fırsat oluyor" dedi.

Hrant Dink'in eşi ile görüşmesi

Olayı öğrendiğinde, Dink'in evini aradığını ve karşısına oğlunun çıktığını söyleyen Erdoğan, ' Oğlu benden olayın faillerinin bulunmasını talep ettti. Bu bir faili meçhul olmasın istiyordu. Zaten olaydan 32 saat sonra zanlının yakalanması ile bu olay da çözülmüş oldu. Bu olayı aydınlatan tüm güvenlik güçlerine ve bakan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ve bu bize ayrı rahatlı kverdi. Olay burda bitmedi tabi. Olayın bağlantılarını çzömeliyiz. Daha sonra eşi Rakel hanıma şunu söyledim, ' Ben şuanda bir sorumluluğun yüküyle bu çalışmaları yapmalıyım, bnu tüm ekibimizle kovalayacağız ve buna inanıyorum' dedim.' dedi.

Trabzon'daki vali ve emniyet müdürü neden görevden alındı?

Erdoğan: 'Bu adımın bana göre, en önemli yanı Trabzon üzerinde bir oyun oynanıyor. Bu Trabzon'un içinden ve ya dışında. Trabzon bu ülkede muhafazakar bir ilimiz. Bu gölgenin Trabzon'un ve halkının üzerine düşürülmemesi gerekir. Maledilmemesi gerekir. olay hikaye durumuna getirilmemelidir. Rahip olayı, şu olay bu olay gibi .Onun için bizim burada süratle adım atmamaız gerekiyordu. Burda güvenlikte ne gibi zaaf var? Bu tür bağlantıların kayneğında kökeninde ne var? İdari bir sıkıntı mı var yoksa idare bu sıkıntıyı çözemiyor mu? Bunun orda incelenmesi gerekiyordu. Çünkü bazı illerde bu tür müdahalelerden çok ciddi sonuçalr aldık. Trabzon'dan Da bu neticeyi almamız gerekiyordu. Onun için dün akşam Adalet ve İçişleri bakanlarımla toplantı yaptım ve süratle bu adımı atalım. Ve olayın diğer yerlere sıçraması da muhtemel olabilir.  Nereye kadar uzamışsa bunu yapmak zorundayız. Ve kimse de bundan rahatsız olmasın dedik. Çünkü biz, halkımızın huzur içinde yaşaması için bunu yapıyoruz"

Cinayetle ilgili Yürütme üzerine düşeni yaptı, şimdi top Yargı'da

Artık bizim konuşacağımız bir şey yok. Gerekli bir açıklama yapılacaksa bunu Yargı yapacak. Bundan sonra ne ben, ne de arkadaşlarımdan bu konuda bir şey duymazsınız. Bundan sonra inanıyorum ki, yürütme olarak, bundan sonra herhangi bir durum olduğumda arkadaşlarım tabiki Yargı'ya, olayın hızlı çözülmesi için yardımları olacaktır. Yani dolayısı ile, güvenlik güçlerimizin çok daha nyoğun bir çalışma yapması gerekiyor ki sağlıklı bir sonuca ulaşabilelim.

Görevden almalar başka taraflara da sıçrıyacak mı?

Erdoğan, Trabzon'daki görevden alınmaların bir neticeye varılması yönünde, diğer yerlerde de bu tür görevden almaların olabileceğini işaret etti..

Olayların Cumhurbaşkanlığı sürecinde cereyan etmesi

Erdoğan, son zamanlarda yaşanan üzücü olayların, asla Cumhurbaşkanlığı süreci ile ilgili olamadığını beyan etti. Erdoğan: ' Olayları ilintili hale getirmeyi doğru bulmuyorum. Ve aslında bu konuşmayı yanlış buluyorum. Bu tür olaylar, ülkedeki huzuru, istikrarı güvenliği bozmaya yönelik adımalardır. Bunların konuşulması bile aslında bu süreci rahatsız ediyor. Niye huzurumuzu bozarak, ülkemizi niçin dünyaya açmak yerine, niçin içine kapanmış, iç sorunlarıyla uğraşan bir ülke yapalım. Türkiye şuan dünyaya açılmış konumda. Demokrasi konusunda diğer ülkelerle yarışan bir Türkiye var. Kopenhag kriterleriyle bir yere vardık. Biz bunu daha da geliştirerek ilerlemek istiyoruz. Sonuç olarak bu tür olayların cumhurbaşkanlığı sürecini etkilemek için yapılıyor iddialarını doğru bulmuyorum" dedi.

"Derin devlat kavarım geleneklerimizde var"

Türkiye'de derin devlet eskiden beri olduğunu, bunub türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında hatta Osmanlı'dan beri var olan bir kavram olduğunu belirten Erdoğan, önemli olanın bunu minimize etmek veyahut da ortadan kaldırılmasının gerektiğinin altını çizdi..

Dink cinayeti sonrası Ermeni ilişkileri nasıl şekillenecek?

Ermenistan'la ilgili bu zamana kadar adım atılmadı demek yanlış olur diyen Erdoğan: 'Biz mesajlarımızı verdik. Ama Ermenistan tarafından o mesajları almadık. Şimdi burada bir şey söyleyeceğim, biz göreve geldikten sonra Erivan-İstanbul hava kapısını açtık. Kara kapısı kapaılı. Mesaj olsun diye Akdamar adasında ki Ermeni Ortodoks kilisesi ile yaptırdık. Aslında o barış mesajıydı. Ve sayın Baykal'la parlamentoda beraberce bir açıklama yaptık. Sözde soykırım iddiaları tarihçilerin, arkeologların işidir dedik. Hukukçular, tarihçiler, arkeologlar hep biraraya gelsin, bir araştırma yapsınlar. Sonuçalrı da biz siyasilere getirsinler dedik. Ermeni tarafıyla oturup konuşalım, ondan sonra bu işin karırını verelim. Daha da ileri gittik. Bizim arşvlerde tasnifi yaplımış, Ermeni ve Türkler'le ilgili 1 milyonu aşkın belge var. Daha da devam ediyor bu çalışmalar. Ermenistan tarafında varsa onlar da açıklasınlar. Üçüncü ülkeler varsa onlar da açıklasınlar. Ama biz bunları konuşurken Diaspora, Ermenlier ile Türkler arasında, bir gerilimi devamlı pompalıyor. Bunların işi bu mesleği bu. Bazı ülkelere gidiyorlar, lobi çalışmaları yapıyorlar, kararlar aldırıyorlar, nedir : Türkiye'de Ermeni soykırımı vardır, bu kararı çıkarın. Soruyorum, bu kararı çıkaran ülkelerin bu iddialarla ne alakası var? Bu şekilde Türkiye'yi baskı altına almanın ne anlamı var. Türkiye'nin içinde böyle sorunlar olmuşsa size ne? Bırakın da taraflar bunu kendi arasında görüşsün. Ama bakıyoruz, ilgili ilgisiz bir sürü ülke, bilmem ta nerde, Arjantin'de Kanada'da ilgisiz ülkelerde kararlar çıkartıyorlar. Bunları anlamak mümkün değil. Ve bu ülkeler, uluslararası ilişkimiz olan ülkeler. Bunlar şık değil.

'Koçaryan'a yazdığım mektuba cevap gelmedi'

Bu mesele ile iligili Koçaryan'a yazdığım mektup var. Daha bunun cevabını almış değilim. Önce ona bir cevap almam lazım. Ciddi bir cevap gelmeli. Gelecek cevap beklediğimiz yönde olursa, diplomatlarımız ve Dışişlerimiz konuya gereken özeni gösterir. Ondan sonra atılması gereken adımlarımızı atarız.  Çünkü biz Türkiye olarak komşularımızın hepsiyle barışık haldeyiz.

'Kerkük, oldu bittiye getirilemez'

Başbakan Erdoğan, Kerkük'ün özel bir statüye kavuşturulmasının şart olduğunu belirterek, “Kerkük tüm Iraklılarındır. Bunu bir etnik unsura vermek yanlış olur. Eğer böyle bir referandumla Kerkük'te bir oldu bitti meydana getirilirse ben şundan çok korkuyorum, Kerkük çok büyük bir iç savaşa gidecektir” dedi.

Türkiye'nin Irak'a karşı politikasız kalmasının mümkün olmadığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin “yok” sayılamayacağını, Türkiye'nin “söyleyeceklerinin” bulunduğunu vurguladı.

Kerkük'te göz göre göre demografik değişim yapılırken, Anayasaya referandum konulmasının yanlışlığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin bu konuda olması gerekenleri söylediğini kaydetti.

Erdoğan, Türkiye'nin “Barzani ve Talabani'ye ağabeylik yapma politikası giderek zorlaşıyor mu” sorusunu yanıtlarken, “Kendimizi ağabey pozisyonunda görmemize gerek yok. Bizim tarihte neler yaptığımızı Sayın Talabani de Barzani de bilir. Sayın Barzani'nin son zamanlarda yaptığı açıklamaları şık bulmuyorum, doğru bulmuyorum” diye konuştu.

Erdoğan, “Kerkük'te bu yıl içinde referandum yapılabilir mi” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Biz bu noktadaki taleplerimizi söyledik. Bunun en azından ertelenmesi lazım. Çünkü Kerkük'ün özel bir statüye kavuşturulması şart. ABD hala diretiyorsa 'Anayasa böyle diyor' diye... Anayasa dediğin nedir, insanların yaptığı bir şey değil mi, oturursun yenisini yaparsın, ertelersin. Veya bunu anayasa maddesi olmaktan çıkarırsın. Kerkük'e bir özel statü dersin. Parlamento bu işi otursun yeniden değerlendirsin. Kerkük tüm Iraklılarındır. Bunu bir etnik unsura vermek yanlış olur. Bunu çözmek lazım. Eğer bu çözülürse Irak'ın geleceği için, barışı için çok önemli bir adım atılmış olur. Ama eğer böyle bir referandumla Kerkük'te bir oldu bitti meydana getirilirse ben şundan çok korkuyorum, Kerkük çok büyük bir iç savaşa gidecektir.”

Erdoğan, Türkiye'nin düşüncelerinin Talabani ve Barzani'ye aktarıldığını belirterek, “Yıllar yılı Ankara'da ofisleri oldu. Bu ofislerle dünyaya açıldılar. Ama şimdi bir anda her şey ne hale geldi. Biz bunu istemezdik. Bu gerek hükümetimizin ve gerekse bu görüşmelerin içerisinde olan kurumlarımızın ağırına gidiyor” dedi.

Maliye Bakanlığı'ndaki hesapların soruşturulması

Erdoğan, göreve geldiklerinde devlette bürokratik oligarşiden söz ettiğinin hatırlatılıp, bunun kırılıp kırılmadığının sorulması üzerine, bu konuda belirli bir başarı elde edildiğini ancak hedefe henüz ulaşılmadığını söyledi.

Belli aşama kaydettiklerini vurgulayan Erdoğan, ancak ön yargıları taşıyanlar da bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Maliye Bakanlığında çıkan olay: İşte görüyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile ilgili olarak 1115 kez ve bir günde, çok meraklıymış. Bazı çevreler hala burada başka niyetler var deyip başka şeyler araştırmanın gayreti içinde. Her şey ortada işte. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını bu noktada ve üstelik de sağda solda çevrede değil, merkezden girmek suretiyle takip ediyor, araştırıyor. Elinizdeki denetim yetkisini bu şekilde kullanıyorsun. Niye kullanıyorsun? Çünkü bilgi kaynakları kesildi. Şimdi bunu nasıl samimiyet değerleriyle ölçebiliriz. Bakıyorsunuz ki bunlar sıradan kişiler değil, belli yerlere gelmişler.”

Araştırmalardan sonra hepsinin ortaya çıkacağını kaydeden Erdoğan, parti genel başkanı ve milletvekili olmasından dolayı mal beyanının TBMM ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunduğunu, artışlarını bildirmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Gizlim yok, her şeyim açık, o zannediyor ki herhalde bazı kayıt dışı olan işler vardır, onları yakalarım. Boşuna yorulma, böyle bir şey yok, yakalayamayacaksın, yok böyle bir şey” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, kadrolaşma iddialarına ilişkin soruyu yanıtlarken, bu konuda büyük bir haksızlık yapıldığını, geçmişte kadrolaşmanın nasıl yapıldığının bilindiğini kaydetti.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına gönderilen kararnamelerin geri dönmesinin böyle bir düşünce uyandırdığının ifade edilmesi üzerine, şunları söyledi:
“Bakanlar Kurulu olarak bir isim gönderiyoruz ve o isim bir gerekçe gönderilmeden geri gönderiliyorsa tabi bu bizi üzer. Bu bir, iki, üç değil, dört olursa bizi üzer. Üzülüyoruz ama devletin tepesinde uyum olması lazım. Onun için de bu uyuma dikkat etmemiz gerekiyor. Şu ana kadar da bu süreci böyle işlettik. Böylece de işleteceğiz. Çünkü aldığımız devlet terbiyesi de bunu gösteriyor.”

Hükümet-Cumhurbaşkanı-Genelkurmay ilişkileri

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Genelkurmay Başkanı ile ilişkilerinin nasıl olduğuna ilişkin soru üzerine, şöyle konuştu:
“Benim Cumhurbaşkanımla, Meclis Başkanımla, Genelkurmay Başkanımla aramda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Gereken şeyleri bizler devlet adabı içinde şu ana kadar götürdük. Gerek Cumhurbaşkanımla, gerek Genelkurmay Başkanımla, gerek Meclis Başkanımla hiçbir sıkıntı yaşamadık. Uyumlu şekilde gidiyor.”

Erdoğan, zaman zaman bazı konuların dışarıya çok farklı şekilde yansıtıldığını, bunlara da üzüldüklerini ifade etti.

Ekonomik rakamlar

Başbakan Erdoğan, yüksek faiz ve cari açık konusunda endişe duyup duymadığının sorulması üzerine, hiçbir endişe duymadığını belirtti. Faizlerin göreve geldiklerine göre 42.7 puan indiğini, enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü ifade eden Erdoğan, cari açığın da başta enerji ve makina, teçhizat ithalatlarından kaynaklandığını dile getirdi. Erdoğan, TL'den 6 sıfır atıldığını, bunun iyi araştırılması gerektiğini kaydederek, “patlayacak” denilen enflasyonun “çatladığını” söyledi.

Seçim yılı olmasına karşın ekonomik programa aynen uyacaklarını, mali disiplinden asla taviz vermeyeceklerini yineleyen Erdoğan, seçim çalışmalarına popülizmin asla yansımayacağını vurguladı.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Hamas: Müzakerelerde esnek bir tutum sergiledik ancak İsrail süreci uzatıyor
Yeni bir “Yakup’un keçisi damdan düştü” vakası