Acaip hayvan ile patladı / Video

Kekeme Türkücü Hüseyin Turan, Acayip Hayvanlara Benziriysen adlı Azeri parça ile Halk Müziğini yeniden zirveye taşırken, parçanın toplumdaki yozlaşma ve gıcık şeylere tepki olduğunu söyledi.

Acaip hayvan ile patladı / Video
Acaip hayvan ile patladı / Video
GİRİŞ 30.06.2007 16:34 GÜNCELLEME 16.07.2020 20:02
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Ayşe Özyılmazel'in röportajı

 

Hüseyin Turan'ın türkü reçetesi

 

 

Düğünler için: Ankara misketi
Moral bozukluğuna: Son albümündeki Gönül
Yalnızlara, terk edilmişlere: Ayrılık, Ben Bir Selvi Boylu Yardan Ayrıldım.
Mutluluğa: Tiridine Bandım
Âşık olunca: Ah Le Yar, Mavilim Mavişelim, Yare Gidem
Hayal kırıklığına: Beyaz Giyme
Hasret Çekenlere: Telli Turnam Selam Götür
Yaz akşamlarına: Ala Gözlüm
Eğlenceye: Acayip Hayvanlara Benziyirsen



 

 

 

Kendisiyle dibine kadar barışık harika bir insan! Kekeme olmasına rağmen konuşmasıyla dalga geçmeyi bilen, 'Bir şeyi söyleyeceksem, ille de söylerim,' diyecek kadar inatçı, neşesiyle, esprileriyle karşısındakini ilk dakikadan itibaren büyülemeyi başaran biri. 1967 Erzincan doğumlu. Doğduğu gün belli olmadığı için kendisine 1 Nisan'ı doğum tarihi olarak uygun bulmuş. Yani sanıyoruz Koç burcu! Bugüne dek yaptığı meslekler içinde ayakkabıcılık, manavlık, çorapçılık var. Çocukken hayali asker olmakmış ama konuşma bozukluğu onu hayalinden kopartmış. Bir de kalecilik macerası var. Halk oyunları ekibine katılmak yerine Altay'dan gelen teklife 'Evet,' deseymiş belki de ünlü bir kaleci olacakmış. Cesuryürek bütün zamanlar içinde en sevdiğim film. Nâzım Hikmet'i, Aziz Nesin'i ve manevi babam dediği Fikret Otyam'ı yere göğe koyamıyor. Yaşamdan Dakikalar'ı da asla kaçırmadığını söylüyor. Bakalım Hüseyin Turan bize başka neler anlatıyor.

- Sizin için ezberinde en çok türkü olan sanatçı diyorlar. Kaç türküyü ezbere bilirsiniz?
- Saymadım ama ezberimde 600- 700 tane vardır. Ama ezberimde olmayıp da okuyabileceğim bir o kadar daha türkü var.

- Sizde türküye merak nasıl başladı? Yalnızlıktan mı? Türkü söylerken kekelemediğiniz için mi?
- Tam nasıl başladığını hatırlamıyorum. Ben Erzincan'da doğdum, altı yaşıma kadar orada kaldım. O döneme kadar her düğünde bana 'Hadi bir türkü söyle,' derlerdi. Öyle başladı galiba.

- İlk söylediğiniz türkü neydi?
- O çok komik, üç-beş yaşlarımda Aşık Mahzuni'nin İhtiyar Oldum türküsünü söylerdim. Siz güldünüz ama o zamanlar türküyü söylerken kimse bana gülmüyordu.

- Size türküyü kim sevdirdi? Ailede türkü söyleyen, müzikle ilgilenen birileri var mıydı?
- Yoktu, ailenin önünü ben açtım. Şimdi arkamdan geliyorlar. Bir yeğenim konservatuvarı bitirdi, bir yeğenim de benim arkamda bağlama çalıyor.

- Ne zaman 'Benim mesleğim bu olacak, artık türkü söyleyeceğim,' dediniz?
- En başta şunu söylemeliyim ki ben kendimi en iyi bu şekilde ifade edebiliyorum. Aslında önce İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nde muhasebe okuyordum. Orada da her etkinliğe ben giderdim. Bağlama çalardım, türkü söylerdim, halk oyunları oynardım. üç yıl muhasebe okuduktan sonra konservatuvara geçtim. Bana konuşmandan dolayı 'Seni almazlar,' dediler ama ben çok inandım ve girdim.

- Bugünlere gelene kadar çevrenizdeki insanların 'Yapamazsın, beceremezsin,' sözleriyle çok karşılaştınız mı?
- Ben ne istediysem eninde sonunda başarmışımdır, mücadeleci bir tarafım vardır yani. Eğer bir şeyi kafaya koymuşsam, ne yapar eder başarırım. Yıllarca İzmir'in her çukurundaki düğünlerde şarkı söyledim, sonra Grup Laçin'i kurduk. Turp gibiyim turp, şurup gibiyim şurup!

- Pardon?
- Grup deyince, Ajdar'ın şarkısı şimdi birden çağrıştı da (gülüyor).

- Hem kekemesiniz hem de toplumun gözü önünde bir mesleği seçtiniz ve kendinizle dalga geçebilen birisiniz. Bunu nasıl başardınız?
- İlkokuldayken tutulmam biraz daha azdı, o zamanlar bayramlarda falan çıkıp şiir okurdum. O derece yani. Ortaokula başladıktan sonra bende kekeleme artmaya başladı.

- Normalde büyüdükçe geçer, azalır derler ama...
- Aslında öyledir ama ortaokulda bilinçlendikçe, kendimi insanların içinde buldukça içe kapanıklık başladı bende. 'Şimdi konuşursam bana gülerler,' gibi duygularla kendimi geriye çektim. Hele öğretmen soru sorduğunda eyvah eyvah. Ama aynı zamanda da sosyal olduğum için arkadaş edinmekte zorlanmadım.

- Kendinizle dalga geçmeyi nasıl öğrendiniz?
- Yahu dedim, bu bana zaten bir sorun çıkarıyor. İnsanlar benimle dalga geçmeden iyisi mi önce ben kendimle dalga geçeyim dedim. İlk önce savunma olarak başladı yani ama artık hiç üzerinde durmuyorum, takmıyorum.

- Ya binlerce kişinin katıldığı konserlerinizde?
- 10-15 bin kişi olunca daha rahat konuşuyorum. Orada bir rahatlama oluyor. Çok tersim, enteresan bir kekemeyim!

- Sahneden önce rahatlama formülünüz var mı?
- Yok! Sigara içiyorum, heyecanlanıyorum ama ilk şarkının ilk cümlesinden sonra rahatlıyorum.

- Sizin harika şarkı söylemenizi mucize olarak değerlendirenler var.
- Bilimsel bir araştırmaya göre hiçbir kekeme şarkı söylerken takılmaz. Eğer ritimle birlikte konuşursan asla takılmazsın.

 

 

'Yeteneğim olmasa polemiklerle eksiğimi giderirdim'

 

 

- Bize sizin için türkünün anlamını bir cümleyle özetleseniz...
- Bir önceki albümümde de yazmıştım. Bir sabah aniden aklıma geldi, benim için türkü; cennet kadar sır, insan kadar zahirdir.

- Sizi bir türkü anlatsa hangisi olurdu.
- Ali Oğlu Veli diye bir türkü var. 'Köyümüzün mektebi duvarsız, çatısızdır,' der. İnsan şeffaf olmalı anlamında. Bu da benim felsefeme uyuyor. Hümanist bir insanım ve her şey, her insan benim için.

- Hakkınızda araştırma yaptığımda sizi tanıyan herkesin gönlünü fethettiğinizi gördüm. Sizi sevmeyen yok gibi. İnsan ilişkilerinde sırrınız ne?
- Herkese olduğum gibiyim. Kimseye kendimi beğendirmek için çaba harcamam. Aslında bu bir sır değil, herkesin olması gereken bir şey.

- Bize şunu söyler misiniz; sizi diğer türkücülerden ayıran özelliğiniz nedir?
- Anlamında derinlik olan, ezgisel zenginliği fazla eserleri seslendiriyorum ve yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Popüler olmuş hiçbir şeyi bana kimse söyletemez. Zaten yeteneğim olmasaydı, diğerleri gibi polemiklerle eksiğimi gidermeye çalışırdım. Ettiğim laf büyük laf ona göre!

- 'Anlamında derinlik olan şarkıları söylerim,' dediniz ama son şarkınız Acayip Hayvanlara Benziyirsen bazı hayranlarınız tarafından yadırgandı. Bu şarkıyı neden söylediniz?
- Aslında benim önceki albümlerimde de böyle esprili şarkılar vardır. Hani diyorlar ya 'background'... Bu şarkıyı bir isyan olarak düşünüyorum.

- Neye isyan ediyor bu şarkı?
- Son yıllarda acayip bir yozlaşma ve gerileme başladı. Bu şarkıyı bu yozlaşmaya sebep olanlara, ona uyup da aklını kullanmayanlara, her türlü olumsuz ve gıcık şeye bu türküyü ithaf ediyorum. Bu şarkıyı da bir eğlence olsun diye yaptım. Bu da bir hizmet ayrıca! Bence çok güzel ve esprili bir türkü.

- Çok başarılısınız ama medyada çok yer almıyorsunuz. Değerinizin bilinmediğini düşünüyor musunuz?
- Günümüzün magazin anlayışının içinde olmaktansa hiç olmamayı tercih ederim. Biz onurlu durmaya çalışıyoruz, ben bu işe 40 yıl emek verdim. Ötekisi işin en kolayı. Ben de çıkar olay yaratırım. Aslında benim de gizli bir reytingim var. Mesela Beyaz'ın programında benim katıldığım bölüm, en iyi programlar arasında yüzde beş içinde yer aldı.

 

 

 

 

 

'Hüseyin Turan'dan 3 anı'

 

 

 

 

 

'Lise'de okurken, 60 kişilik sınıftayız. Bir öğretmen ilk kez geldi. Tahtaya adını yazdı, 'Artık bundan sonra İnkılap Tarihi dersinde birlikteyiz,' dedi, kitabı açtı anlatmaya başladı. Sonra soru soracak, 60 kişiden tuttu beni buldu. 'Ama sizleri de tanımak istiyorum, adını söyle,' dedi. Ben de 'Hü hü hü,' diyorum, gerisi yok. Üç-dört dakika sürdü bu! Oraya vuruyorum, buraya vuruyorum çıkmıyor ağzımdan. 'Tamam otur sen,' dedi. Bir rahatladım, tam otururken 'Hüseyin,' deyiverdim.'

* 'Adıyaman'da konserde biri fenalaşmış, ambulans arıyorlar ama ambulansın önüne araçlar park etmiş. Plakalarını verdiler ki anons etmem lazım, araçlar çekilecek, ambulans gelecek. Ama kâğıtta yazılanlar o kadar uzun ki 'Ben bunu söyleyene kadar hasta öbür dünyaya gider,' dedim.'

* 'Ortaokulda hem okulda okuyup hem de çalışıyordum. Her akşam iş dönüşü dolmuşa binerdim. Hiçbir zaman durağımda inemedim, hep en son durakta indim. Çünkü 'Müsait bir yerde inecek var,' diyemiyordum. Bizim ev iki durak önceydi, hep son durakta inip iki durak geriye yürümüşümdür.'

 

 

 

 

 

(Sabah)

 

YORUMLAR 1
  • Adem SARIKAYA 16 yıl önce Şikayet Et
    harika. Yav harika bir parca. Hele günümüz bozgun ...icin söylenebilecek tam 10 numara bir parca. Emegin karsiligini inkar edenler icin, her sıkıstıgında bir yerlerden medet uman ve ortami gerenler icin bire bir parca.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Menzil Cemaati'nden 'yerel seçim' kararı!
Fenerbahçeli eski yıldız, 'oruç' açıklamasıyla gönülleri fethetti!