Tuğçe Baran'ın 'başı kapalı' utancı

Vatan yazarı Tuğçe Baran, türbana siyasi simge diyen yazarları fanus içinde yaşamakla suçladı: 'Bu ülkede başörtüsüne karşı çıkanlar Müslümanlıkla problemi olanlardır!'

Tuğçe Baran'ın 'başı kapalı' utancı
Tuğçe Baran'ın 'başı kapalı' utancı
GİRİŞ 19.08.2007 11:40 GÜNCELLEME 19.08.2007 11:40
Bu Habere 40 Yorum Yapılmış

H.SALİH ZENGİN'in röportajı


Vatan Gazetesi yazarı Tuğçe Baran, son dönemde yazdığı sert yazılar ve muhalif tavır nedeniyle oldukça gündemde. Yazdığı yazılar nedeniyle ‘AK Parti yalakası’ olduğu iddialarını cevaplayan Baran, “Birinin çıkarı varsa iktidar yalakası olur. Bir kere bile AK Parti’yi savunmadım, ona oy verenleri yazdım.


Oy verenlere hakaret eden yazarların ordu ihaleleri mi var, mercimek mi satıyorlar?’ diyor. Türbana siyasal simge diyen gazete yazarlarının fanus içerisinde yaşadıklarını söyleyen Baran, “Bu tarz yazanlar Müslüman bir ülkede yaşadığının farkında değil. Müslümanlık sanki iki gün önce bu memlekete ithal edildi gibi konuşuyorlar.” eleştirisinde bulunuyor.


'Abdullah Gül'ün karısının başı kapalı, o yüzden Köşk'e çıkmasını istemiyoruz demelerinden o kadar utanıyorum ki anlatamam. Halk âşığı değilim; ama bu kadar rencide edilmez ki insan.' diyen Baran, başörtüsüne karşı çıkanların Müslümanlıkla problem yaşayanlar olduğunu belirtiyor.


Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil’in halka hakaret eden yazılarının muhalif olarak dillendirilmesine de itiraz eden Vatan yazarı, “Dayanamıyorum okumaya, birinci paragrafta içim kalkıyor. Emin Çölaşan’ı aratır oldular.” demekten kendini alamıyor.


Baran’ın bir eleştirisi de halka: “İnsanların muhafazakârlıkları da palavra. Sen Hasan-Hüseyin, Ayşe-Fatma ismini bırak, Simge gibi manasız bir isim koy çocuğuna...” İki aylık hamile olduğunu söyleyen Tuğçe Baran, isminin müstear olması iddialarına da şöyle cevap veriyor: “Kendi isimleriyle yazıp da çok daha yapmacık olan bir sürü köşe yazarı var. Bunlara bakarak Tuğçe Baran yazdıklarıyla daha sahici biri...”


Tuğçe Baran gazetede yayınlanan sarışın fotoğrafın tâ kendisi midir yoksa medyanın Clark Kent’i midir?


Nefis bir benzetme oldu. Peki ne zaman Süpermen oluyor? Tuğçe Baran’ın kim olduğunun önemi yok aslında. Sonuçta içimizden biri mi, dışımızdan biri mi? Gerçek mi, yapay bir varlık mı? Kendi isimleriyle yazıp da çok daha yapmacık olan bir sürü köşe yazarı var. Adam tatile çıkıyor, dönüyor, 600’er sayfalık on kitap birden tavsiye ediyor. Okumuş güya! Yuh! Günde 24 saat okusa bitiremez. Bu şimdi sahici bir şey mi? Bunlara bakarak Tuğçe Baran daha sahici biri. Fotoğraf sahte deniyor; ama okurlar o resimden dolayı evlenme teklif ediyor. N'aber? Bu kadar talep olduğuna göre gerçek bir kişilik.

Köşenizdeki fotoğraf, ‘sarışınlar aptaldır’ önyargısını kırmak ve yazdığınız yazının gücünü artırmak amacıyla mı orada duruyor?

(Gülüyor) Daha önce hiç düşünmemiştim ama bu galiba şuna benziyor. Hani bir mankenle röportaj yaparsınız ve ardından normal şeyler söylese de ondan minimum zeka beklediğiniz için 'Aaa ne zeki kız!' dersiniz ya! Onun gibi sarışın fotoğrafında böyle yazının gücünü artıran bir etkisi var sanırım.

Sizin yazılarınızı hâlâ Selahattin Duman’ın yazdığına inanan büyük bir kitle var. Bunun oranı da % 46,6 civarındadır sanırım. (Gülüşmeler) Yazılarınızın Selahattin Duman’a mal edilmesine gıcık mısınız?

Gıcık oluyorum tabii. Alışverişi ben yapıyorum neden bonuslar Selahattin Duman'a yazılıyor?

Yalnız Selahattin Duman tam 53 köşe yazısında sizden bahsetmiş. Siz ise buna karşılık 41 yazıyla karşılık vermişsiniz. (Gülüyor) Dışarıdan bakan okur, bu yazıları cidden Selahattin Duman’ın yazdığını ve Tuğçe Baran mahlasının yıldızını parlattığını düşünebilir.

Komplo müessesine girecek olursak sonsuza dek teori üretebiliriz. Onun yazılarını benim yazmadığım ne malum? Aramızdaki sürtüşme mutedil gidiyor. Gazeteye pek gitmediğim için arabasını filan çizemiyorum. Biliyorsunuz gazete ile son zamanlarda farklı kulvardayız. Gazeteye gidersem parçalarlar diye ürküyorum. (Gülüyor)

Son dönemdeki yazılarınızla Türk medyasındaki muhalif köşe yazarı kontenjanından kendinize bir yer edindiniz. Ne değişti ki Tuğçe Baran muhalif olmayı seçti?

Babacım kim muhalif kim değil belli mi Allah aşkına? Herkes “muhalif” bugünlerde! Yani asker aşığı, laikçi düzenin amansız bekçilerine nasıl “muhalif büyük yazar” deniyor anlamış değilim. Bu ülkenin gerçek iktidarı sanki AKP'miş gibi de ona “karşıcılık” oynayanlar muhalif oluyor. Yok ya! O çok “büyük muhalif yazarlara” memleketi bölmekten, Türklüğe hakaretten kaç tane dava açıldı çok merak ediyorum. Ne muhalefeti, ne muhalifi!

Sizin durumunuz ne?

Bir şeyi doğru saptama taraftarıyım. 'Her namaz kılan şeriat ister, her başını örten devleti yıkmak ister, her oruç tutan gericidir' diye gerçekçi olmayan bir anlayış var. Abdullah Gül’ün karısının başı kapalı, o yüzden istemiyoruz demelerinden o kadar utanıyorum ki anlatamam. Her bu cümleyi okuduğumda yüzüm kızarıyor. Ülkenin %70’ine 'sen istediğin kadar bir taraflarını yırt, cumhurbaşkanı olamazsın' deniliyor! Niye? Çünkü karın kapalı. Halk aşığı değilim ama bu kadar da rencide edilmez ki insan.

Sizin irtica, şeiat korkunuz yok mu?

Yok. 'Aptal sarışın şeriattan korkmuyor' diye başlık bile atmıştı haber7.com. Benim kaygım şu: Toplumda ciddi bir muhafazakârlaşma ve cahilleşme var ama bunun AKP ile ilgisi yok. Muhafazakarlaşmayı AKP doğurmadı, muhafazakarlaşma AKP'yi doğurdu.

Ne kadar tanıyorsunuz muhafazakar kesimi?

Benim akrabalarımın yarısı bu muhafazakâr kesimden. O nedenle 'göbeğini kaşıyan kıllılar' minvalli yazıları üzerime alınıyorum, çok ayıp buluyorum. Üst kattaki komşularım çarşaflı, aramızda da gayet iyi. Bir takım yazarların anladığım kadarıyla bu kesimle en küçük temasları yok. Fanusta yaşıyorlar. Benim gözümde perde yok. Oturup sohbet edebiliyorum. Ayrıca insan nasıl garanti edebilir ki yarın kapanmayacağını? Şimdi hiç niyetim yok ama bir gün öyle bir olay yaşarım ki örtünebilirim. Kim psikolojisinin kefili olabilir ki?

Ak Parti ‘yalakası’ olarak o sarı saçlarınızı siyah burkalara sokmak mı istiyorsunuz illâ ki?

(Gülüyor) Göz diktiğim bir bürokratik koltuk mu var? Birinin çıkarı varsa iktidar yalakası olur. Hayrünisa Gül'ün zarif bir telefonu haricinde herhangi bir AKP'liyle konuşmuşluğum yok. Üstelik bir kere bile AKP'yi savunmadım, oy verenleri savundum. Özdemir İnce inanılmaz şeyler söylüyor. Bunların ordu ihaleleri mi var, mercimek mi satıyorlar? Ayşe Arman açık açık ‘Etrafımda kapalı kadın istemiyorum’ diyor. Mine Kırıkkanat gibi ben de buna ‘Ohaa, çüşş’ diyeyim. Benim hiçbir başörtülü arkadaşım olmadı. Kapalıların da açıklara karşı önyargısı var.

Bekir Coşkun’dan hazzetmediğinizi biliyorum ama Ertuğrul Özkök, ‘Türkiye’nin en muhalif sesi’ diyor onun için.

Sürekli hakaret etmek nasıl muhaliflik oluyor anlamıyorum. Gerçi ondan daha beteri Yılmaz Özdil’i aldıkları için onu pohpohlamak icap etti. Dayanamıyorum okumaya, birinci paragrafta içim kalkıyor. Emin Çölaşan’ı aratır oldular.

Türban ile başörtüsünün farkı ne? Siyasal simgeyi desenleri mi kumaş kalitesi mi?

Hangi hafiyelik yetenekleriyle aradaki farkı şıp diye anlıyorlar cidden merak ediyorum. Kursu varsa gideceğim. Türbana siyasal simge diyenler şöyle bir çarşıya pazara baksalar eski Türk filmlerindeki Türkan Şoray tarzında yarı açık yarı kapalı, boyundan bağlı örtünen hiç kimsenin kalmadığını pek üzülerek görecekler. Başörtüsü demeye çalıştıkları şey aslında yok, bunu görmüyorlar. Köylü kadınlar bile başladı öyle örtünmeye. Bu durumda hepsi militan mı oluyor? Benim temizlikçim de aynı Emine Erdoğan gibi örtünüyor. Okuma-yazma bile bilmeyen kadının nesi siyasi len? (Gülüyor) Abdullah Gül inşallah seçilir de Türkiye bu saçma tartışmayı keser ve normalleşir. Etrafına bakmamaktan kaynaklanıyor bu. Çünkü başörtülü kadın benim çalıştığım gazetede yok, Tansaş-Migros’ta yok, bankalarda yok. Bu ülkede başörtüsüne karşı çıkanlar, Müslümanlıkla problemi olanlardır. Yılmaz Özdil yazmış: ‘Endonezya gibi olmuşuz?’ Ne var bunda? Müslümanlık sanki iki gün önce bu memlekete ithal edildi gibi konuşuyorlar. Mesele dindarı sevmemek mi, dini sevmemek mi şüphe içindeyim. Müslümanlıktan pek hazzetmiyorlar hem de vazgeçemiyorlar. Bu da tuhaf bir sıkıntı yaratıyor olmalı.


İki aylık hamileyim, ortaya bir maymun çıkacağı kesin

Epey okur desteği de aldığınıza göre bu hoşunuza gittiğini düşündüğüm muhalif tavrınız devam edecek mi?

Edecek, ne yaparsan yap fırlıyor yani. Tamam diyorum eski geyik halime döneyim. Ama o gün bir şey sinirlendiriyor beni, dayanamayıp yazıyorum. Ağız tadıyla bir geyik yapamaz olduk.

Kendinize bir çarşaf modeli seçtiniz mi?

(Gülüşmeler) Yok seçmedim daha, Abdurrahman Dilipak diktiriyor, bana gönderecek. Onu bekliyorum.

Geyik yapmanız ve hatta klozet kapaklarından bahsetmeniz için çocuğunuzun olmasını mı bekleyeceğiz? Nedir bu kadın köşe yazarlarındaki sabah-akşam çocuğunu anlatma merakı?

Serdar Turgut’ta da olmuştu. (Gülüyor) Açık-kapalı da, sağcı -solcu da olsan herkes yapıyor bir tane. Anadolu'nun yarısı Ayşe Arman'ın çocuğunun ismini koydu. Benzincinin çocuğundan bakkal çocuğuna kadar bütün kızların ismi ‘Alya’… Demek ki çok okunuyor velet yazıları. Elit isim olmasını istiyordu ama bir esnaf çocuğu ismi oldu Alya. Bu açıdan bakınca insanların muhafazakârlıkları da palavra. Sen Hasan-Hüseyin, Fatma-Ayşe ismini bırak, Simge gibi manasız bir isim koy.

Sizin kaleminizden ne zaman çocuk yazıları okumaya başlayacağız?

(Gülüşmeler) ek kimseye söylemedim; ama iki aylık hamileyim. Geleceğin potansiyel velet yazarıyım yani. Sağlıklı olsun yeter, kız-erkek fark etmez; ama ortaya bir maymun çıkacağı kesin. (Gülüşmeler) Evet her yazıda çocuğumdan bahsedeceğim anasını satayım! Ayşe Arman'dan neyim eksik? Tesisatçıdan daha mı az önemli veledim?

Siz normal misiniz?

Şöyle bir takıntım var, çok sinir olsam da herkesi anlamaya çalışıyorum. Empati takıntısı sanırım bu. Laikçileri bile anlamaya çalışıyorum ama itiraf edeyim çok zorlanıyorum.

Artık sosyal soslu yazılar mı okuyacağız?

Bi dakka! Türban, başörtüsü müdür sadece sosyal içerik? Hayatta en sosyal içerikli bulduğum şey, tesisatçılarla olan ilişkilerimdir. Bu konunun da sade suya tirit sayılmasına gıcık oluyorum. Bana tesisatçısıyla arası iyi olan bir kişi gösterin bileklerimi keseyim. Çok reca ediciim. Türkiye geyiktir, geyik kalacak.


Muhalif sarışın yazar Tuğçe Baran’dan salvolar

’Abdullah Gül’ün karısının başı kapalı, o yüzden istemiyoruz’ demelerinden utanıyorum.

Ayşe Arman açık açık ‘etrafımda kapalı kadın istemiyorum’ diyor. Ben de Mine Kırıkkanat gibi buna ‘Ohaa, çüşş” diyorum.

Alışverişi ben yapıyorum, neden bonuslar Selahattin Duman’a yazılıyor ki?

Üst kattaki komşularım çarşaflı, aramız da gayet iyi. Bu kesimle teması olmayanlar fanusta yaşıyorlar.

Gazete ile ben farklı kulvardayım. Son dönemdeki muhalif yazılarımdan sonra gazeteye gitsem beni parçalarlar.

Özdemir İnce gibi yazarlar inanılmaz şeyler yazıyorlar. Bunların ordu ihaleleri mi var, mercimek mi satıyorlar?


s.zengin@zaman.com.tr

YORUMLAR 40
  • Selim DURMUŞ 16 yıl önce Şikayet Et
    Diyalog - İletişim. Tuğçe BARAN\'ın yazıları röportajı ve okuyucu yorumlarından çıkarabildiğim yegane sonuç DİYALOG - İLETİŞİM eksikliği. Evet bende bunun eksikliğinden rahatsızlık duyuyorum. Neyiz biz bir kısmı \"mavi kanlılar\" bir kısmı \"Merih\'ten gelenler\" mi? Aynı sokaklarda yürüyor aynı havayı soluyoruz. Sağcı-Solcu Türk-Kürt vs. vs. niçin korkuyoruz birbirimizden. Bizi korkularımızla yönetmek isteyenler var. Bir sabah uyandığımızda bizden olmayanlar gelip bizi kesecekmi? (ETRAFINIZLA DAHA FAZLA İLETİŞİME GEÇİN)
    Cevapla
  • ayşenur kaplan 16 yıl önce Şikayet Et
    samimi değil. arkadaş biz başı kapalıları savunayım derken kaç kişiye de saldırıda bulunuyor.bu kadarını biz üni. mağdurları bile söylemiyoruz, çünkü Allaha şükür müslümanız.birilerine kafa tutmak, laf atmak kolay ama bizde olmaması gerekiyor.ikincisi ise bu kadın müslümanlığa yakınlığından değil, islamiyeti anlayabiliyor diye böyle konuşıyor.. ayrıca samimi tutumlar değil, takındığı tavırlar...
    Cevapla
  • feveran Dırahşan 16 yıl önce Şikayet Et
    hakkı hakkı sahibine vermeli... Bir empati takıntısı olmasına rağmen laikleri anlamayan Tuğçe hanım bence Türkiye\'de hiçte yalnız değil. Türkiye\'nin eminim büyük bir kısmıda anlamıyor laikleri ve laik sosu taşıyan entelleri. Tuğçe hanım,hakkı hak sahibine veriyor ve Türkiye\'deki yaşananları birazda sivri bir dille Zaman\'a anlatmış. teşekkürler Tğçe Hanım ve Bu röportaja imza atan salih Zengin Beyefendi.
    Cevapla
  • emrah birelli 16 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye Geyiktir,Geyik Kalacak(!). \"2Ç\"hanım,belliki islamiyeti çok fazla bilmöyorsunuz.Yani,konuşurken bir hadis,bir sure ile örneklemeler yapamıyorsunuz.İnşaallah birgün ben de ,siz de en azından Nur Suresi\'nde geçen başı örtme mevzuusunu veya bir başka toplumsal olayı Kuran\'dan surelerle Resulullah(SAV)\'tan hadislerle ifade edebilirz.Bu noktada bilgi birikimimiz olsa,zıt görüşlülerin ikna olmaması için sebep kalmaz.Çünkü KURAN-I KERİM\'i,HADİSLERİ de kabul etmezlerse kafirlik yolları açılmış olur.Toplumu anlamaya çalışmanız harika.Tebrkler
    Cevapla
  • Ahmet Yiğit TÜRKELİ 16 yıl önce Şikayet Et
    Fanusta yaşayanlar.... Tebrikler Tuuğçaanımm.Yine her zamanki gibi harikasın.O başörtüsüne karşı olupta ıvır zıvır yazılarla ortalığı karıştıran kitap yüklü merkepler varya,işte onlar saat 12 de uyanıp 2 de gazetesine gelip,4 e kadar bugün kime çatsamda ortalığı nasıl karıştırsam diye geçinip giden,üç beş satır ıvır zıvır karaladıktan sonrada çıkıp kendisini beyoğlunun elit mekanlarına atıp,bu ülkede sadece sosyetenin varolduğunu sanan angutlardır.Anadoluda yaşayan gerçek halktan bihaberdir o asalak takımı.Sadece günü kurtarırlar
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Meteoroloji'den 17 il için sarı kodlu alarm! Hem kuvvetli sağanak hem aşırı sıcak uyarısı
İsmailağa Cemaati'nin yeni lideri belli oldu