Yerel seçimde AKP yüzde80 iddiası

Abdurrahman Dilipak'ın köşe yazısı

AK PARTİ %80

ABDURRAHMAN DİLİPAK

CHP'ye inat, AK Parti %80 olacak..
“Bu da nereden çıktı?” demeyin. Hangi kamuoyu araştırması diye sormayın. Milletvekili seçim sonuçlarına bakın göreceksiniz.

İlk yerel seçimde belediye başkanlarının %80'i AK Partili olacak.
Yerel seçimlerde anakent, il, ilçe seçimleri biliyorsunuz ayrı ayrı. İl Genel Meclisi, Belediye Meclisi seçimleri de oluyor.. Belediye Başkanlıkları için yapılacak seçimlerde sonuç bu civarda olacak. Oy oranı ise, eğer aday göstermede ciddi bir yanlışlık yapmazlarsa %50'yi aşar.. CHP ise daha gerilere yuvarlanır.. MHP'nin oyları da düşer. Tabii eğer halkın beğeneceği adaylar yerine aday seçimini partizanca yaparsa..
Bunu biraz da önümüzdeki dönemde gösterecekleri performans ve adaylar belirleyecek.

İlk yerel seçimlerde bağımsızların daha çok koltuk kazanacağını söylemek de bir kehanet sayılmamalı..

Anayasa değişikliği konusu büyük ihtimalle referanduma götürülecek ve referandum sonucu da şimdiden belli en az %70, en çok %80..
Erdoğan yerel seçimleri erkene alıp ilkbahar-yaz gibi anayasa referandumu ile yerel seçimleri birleştirebilir..

Bu sene anayasa değişikliği gerçekleşecek. Referandum için Şubat Mart'ı beklemek gerekebilir.. Eğer seçimler ve referandum ayrı ayrı olacaksa, o zaman Mayıs Haziran gibi erken bir yerel seçim olabilir..

Yani 2008'de milletin hakemliğine dayalı heyecanlı bir seçim süreci yaşanabilir..

Erdoğan'ın bu fırsatı kaçıracağını sanmıyorum.. Bu gerçeği görmemek mümkün değil.

Bana göre referandum ve yerel seçimler birlikte olmalı. İki ayrı masraf, siyasi gündemin seçimlerle kilitlenmesi, spekülasyonlar, seçim ekonomisi hepsi üst üste gelince seçmen yorulabilir..

Ama önce, anayasadan hemen sonra siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilmeli. Seçim ittifakı, baraj konusu, hepsi yeniden düzenlenmeli. Hatta belki il genel meclisi ile belediye meclisi de birleştirilebilir. Şu yerel yönetimde iki başlılık da bu vesile ile ortadan kaldırılabilir. Muhtarlıklarla belediyelerin de irtibatlandırılması gerek aslında.

Anayasa değişikliği sırasında bunlar da düşünülmeli ve bu değişikliğe uygun bir anayasa taslağı ortaya çıkartılmalı. En azından bu düzenlemelere engel olmayan bir dil kullanılmalı. Her şeyin anayasada yazılması da gerekmiyor zaten.

Bu süreçte ANAP, DYP, DSP gibi partiler de kendi yapılarını, kadrolarını yeniden gözden geçireceklerdir.. Sağ ve sol ittifak arayışları yeniden gündeme gelecek.. Hem de şimdiden.. Yani siyasetin yoğun olarak konuşulacağı bir döneme giriyoruz.

Böyle bir seçim sürecinde iktidar tartışmalardan / polemiklerden, radikal kararlar almaktan uzak duracaktır. Amerikan seçimleri öncesi İran ve Irak emrivakisi ya da Ermeni, Rum meselesinde de daha ılımlı bir rota izleyecektir. AB ile sorun çıkarmamaya çalışacaktır ve seçmen nezdinde ciddi bir güven tazelemesi olacaktır. Giderek artan bir güven.. Bu ilk bakışta çok iyi gibi gözükse de, içeriden ve dışarıdan taleplerin ve bu taleplerin sonuçlandırılması anlamında bir baskı ve acelecilik sözkonusu olacaktır..

Bu kadar hızlı büyüme gelecek açısından riskli olabilir.. Zaten bu trend böyle devam edecek olursa yeni bir tek parti olgusu ile karşı karşıya kalırız. Ya da durağanlaşma ve gerileme sözkonusu olacak demektir ki, bu da başka sorunları beraberinde getirir.

Ben size şimdiden bir erken seçim haberi veriyorum.. Görünen köyün hikayesi böyle..

Referandum ve seçim sürecinin canlı olması, aslında darbe tehdidi için de bir panzehir etkisi yapabilir.. Yani darbesavar özelliği de taşır.. Bu da önemli.. Bu süreç iktidar için de bir güvence olur. Milli iradeye vurgu artar. Milletin hakemliğini esas alan yaklaşımlar güç kazanır.. Yani daha demokratik bir ortam doğar.. Parlamento, Çankaya ve iktidar üzerindeki baskılar azalır..

Bunu bugünden dillendiriyorum ama, iktidarın bu iddiayı doğrulayacağını hiç sanmıyorum. Muhalefetin de bu şekilde kulağına kar suyu kaçmış olabilir, ama belediyelerin bu durumda şimdiden seçim havasına gireceğinden kuşku yok.

AK Parti için bir diğer sorun da şu, yeni bir seçimden çıktılar. Yorgunlar ve ciddi harcamalar yaptılar.. Biraz da zaten kazanacak olmanın rehaveti ağır basabilir.. Bir diğer sorun da adaylar arasında iç hesaplaşma partileri yıpratabilir.. Bu seçimler milletvekili seçimlerine benzemiyor.. Çok daha fazla adaya ihtiyaç var..

Ama “demiri tavında dövme” hesabı, geçirilen seçim tecrübesi ile yeni bir seçime psikolojik ve teknik açıdan hazır olmak da ayrı bir avantaj..
Tabii önemli olan bu riskleri önceden görüp tedbir alabilmek ve avantajları da zamanında değerlendirebilmek önemli..
Ben tedbir alasınız diye bir ihtimalden söz ediyorum..

AK Parti şimdiden kendine bir çekidüzen vermesi gerek.. Milletvekili adaylarını belirlemede gösterdiği özensizliği sürdürürse bundan kendi zararlı çıkar. Yani artık AK Parti'ye, AK Partililer dışında başkalarının bu aşamada zarar vermesi kolay değil.. Hükümet programının da beklenen düzeyde olmadığını söylemeliyim.. Anayasa değişikliğinde eğer beklentiler boşa çıkarsa AK Parti kendine yazık eder.. Benden söylemesi.. Hayal kırıklığı ani bir kopuşa da sebeb olabilir..

AK Parti demokrasi talep eden insanlarla dindarlardan oy alıyor. Söyleminde her ikisi de çok kıt. Hükümet programına bakalım: Hükümet barışı değil, güvenlik politikalarını önceliyor.. Ortada barış ve demokrasi talep eden bir sol örgütlenme de yok. Hatta bu konulara AK Parti'den daha uzak bir CHP var. Hatta bu konuda CHP, AK Parti'yi engelliyor da denilebilir.. Daha önce böyle oldu, anayasa tartışmalarında da nasıl bir yol izleyeceğini göreceğiz... DTP daha dar bir alanda top oynuyor..

Zirvede tutunabilmek, oraya ulaşmaktan daha fazla çaba gerektirir.
Siyaseti yazmaya ve konuşmaya devam edeceğiz anlaşılan..

AK Parti'yi içlerine sindiremeyenler, artık kendilerini yavaş yavaş bu şartlara alıştırmayı deneseler iyi ederler.

Selâm ve dua ile.

adilipak@vakit.com.tr

(Vakit)