'Darbecileri siviller yargılayabilir!'

Emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel'den Alper Görmüş'ün beraati ve darbe girişimcilerinin yargılanıp, yargılanamayacakları ile ilgi konuştu. Gündel'in önemli çağrıları var:

'Darbecileri siviller yargılayabilir!'
'Darbecileri siviller yargılayabilir!'
GİRİŞ 17.04.2008 10:37 GÜNCELLEME 17.04.2008 10:37
Bu Habere 5 Yorum Yapılmış

MURAT AKSOY'un haberi


Alper Görmüş'ün beraati günlüklerin dolaylı olarak doğrulanması anlamını taşıyor. Darbe girişimi suçu, Askeri Ceza Kanunu'nda değil Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesi ile düzenlenmiş ve suçun unsurları belirtilmiştir. Şimdi iş cesur bir sivil savcıya düşmektedir. Çünkü demokrasinin önünde en büyük engel darbe kültürü ve darbecilerdir.


“İçinden geçtiğimiz süreç Türkiye için adeta demokrasi sınavıdır. Bu sınavdan başarılı çıkmak için darbecilerin yargılanması tarihi bir fırsattır” diyen ve geçen yıl darbeciler hakkında suç duyurusunda bulunan emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel ile Alper Görmüş'ün beraati sonrasında darbe girişimde bulunanların yargılanıp, yargılanamayacakları üzerine konuştuk.



Siz geçtiğimiz yıl Nokta Dergisi'nde yayınlanan Darbe Günlükleri haberinden sonra suç duyurusunda bulundunuz. Kimler hakkında ve hangi suçlama ile yaptınız bunu?


Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in tuttuğu günlüklerde yer alan 2003-2004 yıllarındaki hükümete yönelik darbe düşünce ve planları daha önce de zaman zaman dile getiriliyordu. Ancak dayanağı gösterilemediği için komplo teorisi muamelesine maruz kalıyordu. Darbe planlarının Nokta Dergisi'nde yer alması ve Başbakan ile dönemin Dışişleri Bakanı'nın bu planların varlığını teyit eder bir tavır ortaya koymaları kamuoyunda darbe girişimlerinin varlığı hususunda derin bir kuşku uyandırmıştı. Bu kuşkuyu taşıyanlardan birisi de bendim. Ortada rejime yönelik ciddi iddialar vardı ve bunların araştırılması gerekiyordu. Bu amaçla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 9 Nisan 2007'de Özden Örnek, Şener Eruygur, Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına hakkında Anayasa'yı ihalden suç durusunda bulundum.

Sonuç...

Bu iddiaları soruşturmak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın göreviydi. Buna rağmen ilgili Başsavcı Vekili en kolay ve risksiz yolu seçerek soruşturma evrakını görevsizlik kararıyla birlikte Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na gönderdi. O günden itibaren de bu soruşturmanın akıbeti hakkında bir bilgi alınamadı.

GÜNLÜKLER GERÇEK

Kamuoyunda Alper Görmüş'ün beraat kararı, günlükleri doğruladı kanısı yaygın. Ne düşünüyorsunuz?

Evet kamuoyunda böyle bir kanı oluştu. Daha önce tereddütlü bir yaklaşım vardı. Ancak Alper Görmüş'ün beraat ettiği yargılamada günlüklerin Özden Örnek'e ait olduğunun anlaşılması kafalardaki kuşkuları dağıttı. Geçekten de bu tür iddialara inanmak son derece güç. Ülkede kurallarına uygun son derece düzgün bir genel seçim yapılmış. Seçimde AK Parti tek başına iktidara gelmiş. Ancak birileri diyor ki ben sana bu ülkede hükümet ettirmem. Daha iktidarın birinci yılından itibaren faaliyete geçiliyor. Hükümetin hangi toplum kesimleri harekete geçirilerek ve nasıl eylemler yapılarak düşürüleceğinin planları yapılıyor ve epeyce bir de mesafe alındığı anlaşılıyor. Elbette bunlar inanılır gibi değil. Hiçbir demokratik ülkede olamaz, olması dahi düşünülemez. İnsanlar bu tür vahim iddiaların gerçek olabileceğinden haklı olarak şüphe ediyorlar.

Beraat kararı ile birlikte gözler günlüklerde adı geçen emekli paşalara çevrildi. Bu noktada bu paşalar nasıl yargılanabilir?

Günlüklerde isimleri geçen emekli generallerin yargılanacağını umuyorum. Veya ummak istiyorum. Sadece emekli generaller değil. Günlüklerde isimleri geçen ve darbeye destek veren bir kısım sivillerin de onlarla birlikte yargılanması gerekir. Ancak bu konuda ne denli güçlükler içerisinde bulunduğumuz bilinmektedir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kendisine intikal eden suç ihbarlarında gerekli hukuki cesareti gösteremedi.

Hangi suçlama ile yargılanabilirler?

Darbe girişiminde bulunarak; ülkenin anayasal düzeninin silah zoruyla yıkılıp yerine askeri bir rejim getirilmesi yönünde faaliyet içerisinde oldukları öne sürülen eski kuvvet komutanlarının eylemleri, sübutu halinde 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu'nun 146, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesinde gösterilen ' anayasal düzeni silah zoruyla yıkmaya teşebbüs suçu'dur.

DARBECİLER İÇİN EMSAL KARARLAR VAR

Adı geçen paşaların yargılanmaları için emsal kararlar var mı?

Elbette. General ve amiraller dahil askeri kişiler askeri mahkemelerin görevine giren suçların dışında kalan eylemleri için kuşkusuz ki adli yargıda yargılanırlar. Bunun tek istisnası ülkenin savaş halinde olmasıdır. 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun olayla ilgili 54. maddesi bahsi geçen suçların askeri mi yoksa sivil yargının mı görev alanı içerisinde olduğunu belirleyici niteliktedir. Bu madde uyarınca, 'Vatan aleyhine bir cürüm yapan askeri şahıslar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 125'ten 145'inci maddeye kadar olan madde hükümleri tatbik olunur.' Askeri Ceza Kanunu'nun 54. maddesinde sözü geçen Türk Ceza Kanunu, 765 sayılı eski kanundur. Askeri şahısların vatan aleyhindeki cürümleri için sadece 125. madde ile 145. madde arasındaki suçlara gönderme yapılmıştır. Bu itibarla, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 'anayasal düzeni zorla ortadan kaldırma' yla ilgili 146. maddesindeki suç (146. maddenin 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki karşılığı 309. maddedir), Askeri Ceza Kanunu'nun 54. maddesi kapsamında değildir. Bu itibarla anılan eylemler askeri suç niteliği taşımaz. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiğimiz dilekçenin ekinde sunduğumuz, adli-askeri ve idari yargı yerleri arasındaki görev uyuşmazlıklarını çözümlemekle görevli bulunan Uyuşmazlık Mahkemesi kararları, eski Devlet Güvenlik Mahkemesi kararları ve bir kısım bilimsel düşünce-ler de bu görüşümüzü destekler niteliktedir.

O halde sivil mahkemede yargılanmaları gerekiyor...

Günlükler içerisinde isimleri geçen ve darbe hazırlığı yaptıkları öne sürülen eski kuvvet komutanlarının eylemleri, sübutu halinde 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu'nun 146, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesinde gösterilen 'anayasal düzeni silah zoruyla yıkmaya teşebbüs suçu' olduğunu yukarıda ifade etmiştik. Bu suçlar, askeri mahkemelerin görevine giren suçlar kapsamında değillerdir. Sivil cumhuriyet savcılıklarınca re'sen kovuşturulmaları gerekir. Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın suçu soruşturmayla görevli olması söz konusu değildir. Askeri savcılığın ancak anılan kişilerle ilgili olarak varsa başka askeri eylemleri yönünden veya disiplin suçları bakımından soruşturma açması mümkündür.


Sivil siyaset göreve


Bu siyaset geçen sene bugünlerde bir 'e-muhtıra'ya muhatap olmuş bir siyasettir. Muhtıra, Anayasa ve yasalara aykırı olarak yine bir anayasal kurum olan seçilmiş hükümeti darbe tehdidiyle korkutmak, yıldırmaktır. Doğal olarak 'anayasal düzeni silah yoluyla yıkmak' için bir kalkışma hareketidir. Türk Ceza Yasası'nın 309. maddesi, 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler'i cezalandırmaktadır. Adı ne olursa olsun ister darbe ister muhtıra. Bu haksızlık sadece hükümetlere değil tüm siyasi partilere ve dolayısıyla toplumun tümüne karşı yapılmaktadır. Dolayısıyla tüm siyasi partilerin ve aynı düzen içerisinde var olabilen sivil toplum örgütlerinin de güçlü ve aktif bir şekilde bu tür yasa dışı fiillere karşı koymaları, soruşturma ve yargılama süreçlerini desteklemeleri gerekir.


İstanbul'da da dava açılabilir


n Bu tür davaların mutlaka Ankara'da soruşturulması ve bura mahkemelerinde yargılanması şeklinde bir koşul söz konusu değildir. Biraz önce de ifade ettiğimiz gibi aslında Darbe Günlükleri'nde isimleri geçenler ile Ergenekon soruşturması şüphelileri arasında düşünsel ve eylemsel bazda birliktelik bulunduğuna dair ciddi kuşkular mevcut. Bu itibarla öncelikle hukuksal bağlantıdan dolayı İstanbul'da soruşturma yapılabilir. Ayrıca darbe planlama ve girişimleri İstanbul dahil olmak üzere ülkenin değişik yerlerinde gerçekleştirilmiştir. Eylemlerin etki alanı tüm Türkiye'dir. Bu itibarla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın darbe girişimleri hakkında soruşturma açmasında hiçbir yasal engel söz konusu değildir. Darbe günlüklerinde isimleri geçen emekli kuvvet komutanları ile diğer sivil destekçilerinin yargılanmalarının önünde yasal herhangi bir engel yoktur. Ancak bazı hukuk adamlarındaki cesaret eksikliğinden ve diğer bazı nedenlerle bu soruşturmalar yapılamıyor. Soruşturma yapılamamasında ve bu husustaki çekingenliklerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Yargıtay' ın benzer konulardaki geçmişteki tavırlarının da önemli rolü bulunuyor.


Kapatma davası hukuk darbesidir


AK Parti hakkında açılan kapatma davasının bir yargı darbesi olduğu kuşkusuzdur. Bu tabiri ilk defa telaffuz edenlerden birisi de benim. Sadece Türkiye değil, tüm dünya olaya bu şekilde bakıyor. AK Parti hükümeti kurulduğundan bu güne kadar yıkılması için sivil-askeri-yargısal nelerin yapıldığı artık kamuoyu tarafından iyi bilinmektedir. Kapatma davası da zincirin son halkasıdır.

AK Parti ne yapmalı?

Gerek AK Parti gerek Türk toplumu kapatma davasının hukuksal zeminden çok uzakta olduğunun farkında. Herkes yine şunun da farkında: Anayasa Mahkemesi, müzakere gündemine aldığında partiyi kapatacak ve çok önemli siyasi yasaklar getirecektir. Hükümet sadece siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin değil tüm Anayasa taslağını Türkiye'nin gündemine sokmalıdır. Bu şekilde Türkiye'nin gündeminden parti kapatma davası çıkartılmalı bunun yerini Anayasa değişikliği almalıdır. Geçici maddeyle mevcut parti kapatma davalarını etkilemeyecek şekilde düzenlenecek mini bir Anayasa paketinin kimseye bir yararı olmayacağı gibi komple bir Anayasa değişikliğinin de tüm yollarını uzun yıllar boyunca tıkayacağı görülmelidir.


Ergenekon'la darbe girişimleri bağlantılı


Ben, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda halen yürütülmekte olan 'Ergenekon 'soruşturması ile Nokta Dergisi'nde yayınlanan 2003-2004 yıllarındaki darbe girişimleri arasında bağlantı bulunduğu kanısındayım. Soruşturmada şüpheli olarak yer alan kişilerin kimliklerine, bunlara halen dışarıdan destek verenlere ve Darbe Günlükleri'ndeki kişi, olay ve yöntemlere baktığımızda bu iki olay arasında büyük paralellikler olduğunu düşünüyorum. Normalde gerek Ergenekon soruşturması gerekse darbe girişimlerinin aynı soruşturmada birleştirilerek birlikte yürütülmesi gerekir. Bu konuda yasal hiçbir imkansızlık söz konusu değildir. Ancak Ergenekon soruşturması ileri bir aşamaya varmış olduğundan ve yakında şüpheliler hakkında bir iddianame düzenlenebileceğine dair belirtiler bulunduğundan bu aşamada Ergenekon soruşturmasının öncelikle sağlıklı bir şekilde tamamlanması ve yeterli delillere ulaşıldı ise kamu davasının açılması önem taşıyor. Ergenekon soruşturmasının tamamlanmasının hemen ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın derhal harekete geçerek Darbe Günlükleri ile ilgi olarak da bir soruşturma başlatması beklenebilir.

YORUMLAR 5
  • enginazaklı 16 yıl önce Şikayet Et
    zamanı geldi bir kayıp var ama devamı gelse. artık yapacakları bir şey kalmaz.
    Cevapla
  • yasargur 16 yıl önce Şikayet Et
    . biz bir vatandaş olarak herzaman demokrasi,hak ve hukuk u savunananlar tarafında olacağımızın bilinmesini isteriz.
    Cevapla
  • tekin126 16 yıl önce Şikayet Et
    ya darbecı hakım savcılar yargılanabılırmı. madem darbecılerı yargılıyorsunuz geçmışte ve şu ankı darbecı türkiyenın menfaatlarını hiçe sayan anayasa veya cumhurıyet başsavcısını yargılıyacak bır mercii yokmu getırın referanduma halk yargılasın en adil yargılama değılmı vatandaş kendısıne zarar veren kurumları yargılasın bu yasayı çıkarın
    Cevapla
  • Yurdakul ÇATALBAŞ 16 yıl önce Şikayet Et
    Aman Sn.Savcı;. hay ağzına sağlık,Sn.Savcı bey iyi ki şu konuşmağı da yaptın,sen de sussaydın biz ne yapardık?Ey Mülkiyeliler,Allah\'ınızı severseniz toplanın bir araya,bir karar alın,her Allah\'ın günü biriniz patlatsın bir demeç,bu millette her gün sizleri gıpta ile okusun ha ne dersiniz?Anasını sattığımın dünyası ne memleketmiş be vallahi. Her gün yakasına bir rozet takan şöhret olma yolunda.Kardeşim şu yazdıklarınızı,söylediklerinizi memurluk yaptığınızda neden söylemiyorsunuz? O zaman sıkıyor mu? yeter be susun artık.
    Cevapla
  • ALİ ÜNLÜER 16 yıl önce Şikayet Et
    SİYASETCİLER GEVŞEK VE ÇEKİMSER KALDIKCA. Siyasetçiler görevlerini tam yapmadığı sürce bu ülkede çetelerde,darbecilerde,ülkeyi soyanlarda herzaman olur.Halkı uyandıracak hakkını korumayı ve haklarının peşinde kosmasının gerekliliğini halka öğretecek siyaseti geliştirmesi gerekir.Bir avuç medya ve taraftarı nasıl ki ülke gündemini oluşturabiliyorsa yüzde 47 oy almış bir parti ülkeyi sallaması gerekir,işte bu irade malesef yok,yada oy verenlerde iş yok.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Türkiye'nin kanser haritasını TÜİK açıkladı
Türkiye, Irak, Katar ve BAE'nin imzaladığı tarihi anlaşmaya ilişkin ABD'den ilk açıklama!