Enver Ören dincilikten kurtuldu!

Enver Ören'in TGRT'yi ABD'li medya devi Murdoch'a satış görüşmelerinin başlamasını değerlendiren Ahmet Hakan, Ören'in dincilikten nasıl kurtulduğunu yazdı...

Enver Ören dincilikten kurtuldu!
Enver Ören dincilikten kurtuldu!
GİRİŞ 10.05.2006 10:33 GÜNCELLEME 10.05.2006 10:33
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Ahmet Hakan'ın yazısı


TELEVİZYONCULUĞA TGRT’de başlamıştım, bir yeniyetme olarak.

Yıllar önceydi ve henüz ülkemiz 'Açılıp, saçılmak' anlamında kullanılan 'TGRT’leşmek' tabiriyle tanışmamıştı.

Açılıp saçılmak da ne demek! O dönemde acayip 'tutucu' bir yayın çizgisi izleniyordu bu ekranda.

Biraz 'milliyetçi', biraz 'mukaddesatçı', çokça 'devletçi' bir yayın çizgisi.

Milliyetçilikleri 'Ceddin deden, ceddin baban / Hep kahraman Türk Milleti' vurgusuyla belirginleşirdi.

Yani yoksul gecekondularda hayat mücadelesi verenleri, 'Bilmem kaç kıtada at koşturan atalar' ile avuturlardı.

Devletçilikleri 'Mehmetçik' programları ve fazla vurgulu şehit edebiyatının yer aldığı haberlerle öne çıkardı.

Mukaddesatçılıkları ise evliya menkıbelerine endekslenmişti. Keramet sahibi ulu kişilerin sırlarla dolu 'zararsız' öyküleriyle mukaddesatçı kimliklerini ortaya koyduklarını sanırlardı.

Ayrıca... Dini konularda fazlasıyla arkaik takılıyorlardı. Onlara göre 'İçtihat kapısı sımsıkı kapalıydı'. Bütün fetvalar, asırlar önce yeryüzüne gelen yüce şahsiyetler tarafından verilmişti ve bize de o fetvaları tekrar etmek düşüyordu.

Mesela 'Dini müzikte enstrüman kullanılamaz' diyorlardı. Bu nedenle meşhur 'Huzura Doğru' programlarında söylenen ilahilerde tef dışında hiçbir enstrümana yer verilmiyordu...

Bir de iflah olmaz bir şekilde 'Öztürkçe' düşmanıydılar. 9 kişiden oluşan 'Denetimci abiler' kadrosu, program kasetlerini izler, bırakın programcıyı, konuklardan biri diyelim ki 'olanak' ya da 'olasılık' türünden bir sözcüğü telaffuz etti, o sözcüğün montajla sansürlenmesini emrederlerdi.

İşte böyle bir televizyondu 'Mümin TGRT'.

***

Ama olmadı, olamadı.

Çünkü 'Durakta beklerken gelen ilk otobüse binmesiyle meşhur' Enver Abi, yaklaşan tehlikeyi sezmişti.

Madem ki 'yeşil sermaye' falan denilerek bir silindir gibi üzerinden geçilmesi mukadderdi.

O halde duraktan geçen 28 Şubat otobüsüne atlamanın ve gevşemenin vaktiydi.

Gevşedi de...

Seda Sayan’a cip hediye etmeler, Sibel Can’a elleriyle pasta yedirmeler, 'Ben sizin bildiğiniz dincilerden değilim' mesajının altını çizmeler falan...

Dönem 'din-iman' dönemi değil, malı kurtarma dönemiydi.

Malı kurtarmanın yolu da alemin ünlü kadınlarının yoluna gül dökmekten geçiyordu.

O da öyle yaptı. O gül döktükçe de dönemin irtica konusunda fazlasıyla duyarlı çevreleri, 'Yahu bu adamın bildiğimiz dincilerle ilgisi yok. Baksanıza adam Sibel Can’a elleriyle pasta yediriyor. Daha ne yapsın' dediler.

Yani kurtarmıştı Enver Abi.

***

Dincilikten kurtardı ama bankacılıktan kurtaramadı.

İhlas Finans’a el konmasıyla başlayan sürecin sonunda işte bakın TGRT, ABD’nin 'neo-con' sermayesine satılıyormuş!

Ne diyelim, hayırlı olsun.

Ama şu noktayı belirginleştirmeden de geçmeyelim:

Bir süre önce 'Gazeteciliğin dinamikleriyle dindarlığın dinamikleri arasında maalesef iflah olmaz çelişkiler vardır, bu yüzden ’dindar gazete’ çok zor' demiştik ya.

Aynı saptamayı, biraz daha kuvvetlendirerek televizyonculuk için de yapabiliriz:

'Dindar televizyon' olmadı, olamıyor, olamaz.

Çünkü televizyon, eninde sonunda 'öldüren eğlence'dir ve aletin yapısal durumu dindarlığa pek izin vermemektedir.

Nasıl versin ki, 'dindarlık' neyi emrediyorsa, 'televizyonculuk' aksini emrediyor.

Üstüne üstlük sen daha 'İslam’da neşe' meselesine doğru dürüst bir yanıt geliştirememişsin, nasıl televizyonculuk yapacaksın?

Bütün bunlara 'reklam düzeni'nden, 'reyting sistemi'ne başka dinamikleri de eklediğimizde durumun umutsuzluğu daha da belirginleşir.

Yani Enver Abi üzülmesin.

Malı kurtarma zorunluluğu olmasaydı da o yayın çizgisini sürdüremezdi.

YORUMLAR 1
  • mustafa korucu 15 yıl önce Şikayet Et
    enver ören. sevgili ahmet hakan tgrt hakkında Biraz ´milliyetçi´, biraz ´mukaddesatçı´, çokça ´devletçi´ bir yayın çizgisi demişsiniz.evet bunlar doğrudur. ve bunun bir amacı vardır insanları birleştirmek her kitleye uyum sağlamak kafa yapılarını ortak bir noktada birleştirmek.sizin kafa yapınız bunu anlayamamış.evet dinde belli kurallar vardır.bunlar asla ve asla değiştirilemez bozulamaz üzerinde yorum yapılamaz.ancak tv bu eğlence programıda yapılır din programıda sadece bir kesim guruba hiap eden tv de olabilirdi
    Cevapla
DİĞER HABERLER
DEM Parti'den Türk bayrağı ve İstiklal Marşı skandalı! 2 Belediyeye soruşturma başlatıldı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İranlı mevkidaşıyla görüştü