Dinçer'e emeklilerden 'dilenci' tepkisi

Türkiye İşçi Emeklilileri Derneği Başkanı Kazım Ergün 19. Olağan Genel Kurulu'na katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'e emekli maaşları için tepki gösterdi. Ergün 'Emekli dilenci değildir' dedi

Dinçer'e emeklilerden 'dilenci' tepkisi
Dinçer'e emeklilerden 'dilenci' tepkisi
GİRİŞ 23.10.2009 16:03 GÜNCELLEME 23.10.2009 16:03
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ''Hükümetimizin ilk ele aldığı sosyal grup emeklilerimiz oldu. Yaptıklarımızı asla yeterli görmüyoruz. Alınacak daha çok yolumuz olduğunun farkındayız'' dedi.

Türkiye İşçi Emeklilileri Derneğinin, Tes-İş Konferans Salonu'nda yapılan 19. Olağan Genel Kurulu'na katılan Dinçer, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, ekmeğini, aşını büyüttükçe, adalet yolunda mesafe aldıkça ''imkansız'' görünen sorunların bile çözüm yoluna girebildiğini belirtti.

AK Parti hükümeti döneminde, devlet ile milletin daha çok yakınlaşmaya ve kucaklaşmaya başladığını ifade eden Dinçer, ''tahrip olan, yıkılan köprülerin daha çok imar edileceğini, buradan geriye dönüş olmayacağını'' ifade etti.

Dinçer, geleceğin bugünkünden daha aydınlık olacağını dile getirerek, ''geleceğin Türkiyesinde, ülkenin doğusu ve batısının, sivil toplumun, siyasetin, iş dünyasının, emekçilerin ve emeklilerin de güçlü olacağını'' belirtti. Dinçer, ''Yeter ki birbirimize güvenmeye, kardeşliğimizi güçlendirmeye devam edelim. Bugün dünden daha iyi durumdayız. Yarın gücümüz azalmayacak, aksine artacak'' diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN İMKAN VE KAYNAKLARINI HALKIMIZDAN ESİRGEMEYİZ'


Bakan Dinçer, sosyal hukuk devleti olmayı, devletin imkan ve kaynaklarında bütün önceliği insan unsuruna vermesi olarak algıladıklarını, bakanlık olarak yönetim anlayışlarının da bu yönde olduğunu söyledi.

''İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'' sözündeki anlayışa sahip olduklarını belirten Dinçer, şöyle konuştu:

''Bu felsefe insanı ve toplumu gözardı etmeye imkan vermeyen bir anlayıştır. Ülkemizin imkan ve kaynakları ölçüsünde adaleti tesis etmeye, bozulan dengeleri inşa etmeye çalışıyoruz. Hükümetimiz göreve geldiği günden itibaren önceliği ihmal edilen alanlara vermiştir. Bu anlayış devam ediyor, edecek.

Hükümetimizin ilk ele aldığı sosyal grup emeklilerimiz oldu. Yaptıklarımızı asla yeterli görmüyoruz. Alınacak daha çok yolumuz olduğunun farkındayız. Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin payına düşecek dilimi büyütmek için ülke olarak geleceğimizi güvenceye almaya ve pastayı büyütmeye çalışıyoruz.

Bizden önce bir enflasyon canavarı vardı. O canavarı bu hükümetin zapturapt altına aldığını, dengeleri korumanın kolay olmadığını sizler de biliyorsunuz. Emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik. 2002 yılında emekli maaşları en düşük 257 lira iken şimdi ek ödemeler hariç 608 liraya yükseldi. Bunu asla yeterli gördüğümü söylemiyorum. Reel düzeyde sağladığımız artışı dikkatinize sunuyorum.''

EMEKLİLERE YÖNELİK HİZMETLER

Hükümet olarak emeklilere yönelik yaptıkları çalışmaları anlatan Dinçer, emekli maaşı ödemesi yapan banka sayısını artırdıklarını, sağlık reformuyla en çok emeklilerin olumlu etkilenmelerinin yolunu açtıklarını, sağlık karnesi uygulamasının kaldırıldığını anlattı.

Dinçer, yapılan bu iyileştirmelere rağmen emeklilerin halen problemleri bulunduğunun da farkında olduklarını vurgulayarak, ''Bunları hızla gidermek için gerekli çalışmaları yapmaya devam ediyoruz'' dedi.

Bu sorunların başında, sosyal güvenlik kurumlarının birleştirilmesinin ardından emekli aylıklarının hesaplanma usulünden kaynaklanan dengesizliklerin geldiğini kaydeden Dinçer, ''Bu sorunun giderilmesi için detaylı teknik çalışmaların devam ettiğini'' bildirdi.

Dinçer, ülke imkanları ve kaynaklarının sınırsız olmadığını, adaleti gözeten sosyal hukuk devletinin asli görevinin ülke kaynaklarını toplumsal kesimler arasında adil paylaştırmak olduğunu bildiklerini kaydetti.

Sosyal güvenlik sistemiyle ilgili geçmişte uygulamaya konulan politikaları da eleştiren Dinçer, sosyal güvenlik dengesini ''yanlış siyasetlerin bozduğunu'' belirtti.

Dinçer, ''Şimdi gerçekçi siyasetle, popülizme tenezzül etmeden, yapamayacağını söylemeyen yönetim anlayışıyla bu sistemi düzeltmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin imkan ve kaynaklarını halkımızdan esirgemeyecek dirayetli bir yönetim anlayışına sahibiz. Tüm vatandaşlarımız bundan emin olmalı'' dedi.

''EN HAYIRLI İŞLERDEN BİRİ EMEKLİLERİN MAĞDURİYETİNİ GİDERMEKTİR''

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu da konuşmasında, emeklilerin yaşam mücadelesi verdiklerini, yaptıkları araştırmaya göre, 5 bin 200 emekli, dul ve yetimin aylıklarının açlık sınırının altında kaldığını söyledi.

Emeklilerin en büyük sorununun 17 yıldır TBMM'nin tozlu raflarında bekleyen intibak yasasının çıkmaması olduğuna dikkati çeken Kumlu, bu konuda verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğini belirtti.

Kumlu, emekli aylıkları arasındaki farkın giderilmesine yönelik Bakan Dinçer'in yaptığı açıklamaların emeklileri ümitlendirdiğini ifade ederek, ''Bu açıklamayı bugüne kadar hiçbir çalışma bakanı yapmamıştır. Açıklama binlerce işçi emeklisi, dul ve yetim bütün dikkatini Çalışma Bakanımıza çevirmesine neden olmuş ve her biri umutlu bir beklenti içine girmiştir'' dedi.

''Bir iktidarın yapacağı en hayırlı işlerden biri emeklilerin mağduriyetinin giderilmesi olacağını'' vurgulayan Kumlu, emeklilerin TÜFE alacaklarından kaynaklanan haklarının da bir an önce ödenmesi gerektiğini kaydetti.

Kumlu, sağlıktaki katkı payı uygulamasını ve emeklilerin sendikal örgütlenme hakkına kavuşturulmamasını da eleştirdi.

Kumlu, ''Demokratik Açılım'' sürecine de değinerek toplumsal sorunların şiddetle çözülmesinin mümkün olmadığını, ancak toplumsal barışı sağlayacak adımlar atılırken toplumsal vicdanın da incitilmesinden kaçınılması gerektiğini kaydetti.

''ALLAH KUL HAKKININ HESABINI SORAR''

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün ise konuşmasında emeklilerin yaşadığı ekonomik zorlukları anlattı.

Emekli maaşları arasındaki farklılıkların giderilmesi ve emeklilerin enflasyon farkından kaynaklanan haklarının bir an önce ödenmesi gerektiğini vurgulayan Ergün, ''Allah kul hakkını sorar'' dedi.

Ergün, hükümetin emeklinin elini bıraktığını savunarak, maaşlarına yapılan son zamlardan emeklinin cebine bir kuruş girmediğini, aksine emeklinin cebinden daha fazlasının çıktığını öne sürdü.

Emekliye yüzdelik zamlarla ''adaletsizlik'' yapıldığını iddia eden Ergün, ''Emekli dilenci değildir. Kimsenin emekliyi üzmeye hakkı yok. Ülke emekliye verilecek zamla batacaksa biz canımızı vermeye hazırız'' diye konuştu.

Bu arada, Bakan Dinçer'in konuşması sırasında bazı emeklilerin tepki gösterdikleri görüldü.

Toplantıya, eski bakanlardan Murat Başesgioğlu'nun yanı sıra DSP Genel Başkanı Masum Türker, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, bazı milletvekilleri ve sendika yöneticileri de katıldı. Bakan Dinçer'in konuşması sırasında bir süre salondan ayrılan ve daha sonra dönen Vural, bunu protesto amaçlı yaptığını söyledi.  

KAYNAK: AA
YORUMLAR 1
  • ismail damar 14 yıl önce Şikayet Et
    E.assubaylar. Üniversite bitirdiği halde 1 'nci derecenin dördüncü kademesine düşemeyen tek kamu görevlisiyiz.Görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden göreve başlatılıyoruz. Tek neden assubay oluşumuzdur. Bu durum akla, mantığa, anayasaya ve hatta insanlık anlayışına aykırıdır. MYO mezunu Emniyet Hizmetleri, meclis stenografları, ziraat ev ekonomistleri teknik hizmetleri ile Lisans mezunu olan daha birçok devlet memuru 657 sayılı Devlet memurları kanununun ortak hükümlerinde belirtilen derece ve kademelerin (görev koşulları dikkate alınarak) bir üst derecesinden göreve başlarlar. Oysa Yüksek Okul mezunu assubaylar büro memurları ile aynı derece ve kademeden göreve başlamaktadır. Adalet ve eşitlik gereği MYO mezunu assubayların 9/2 Lisans mezunlarının 8 'nci dereceden göreve başlatılarak adalet ve eşitlik sağlanmalıdır
    Cevapla