Cemaatten Avcı'nın iddialarına yanıt

MİT Müsteşarı olmasaydı yine bu kitap çıkacak mıydı?

Fethullah Gülen cemaatinin önde gelen isimlerinden Zaman Gazetesi Yazarı Hüseyin Gülerce, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kitabını değerlendirdi.

Gülerce, Avcı’yı tanıdığını ancak kitabın çıkmasından sonra bir görüşmeleri olmadığını belirtti. Gülerce’nin yanıtları şöyle:

Hanefi Avcı’nın kitabını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avcı kalibresinde bir insanın kitabının böyle bir zamanda, referenduma günler kala yayınlanmasını referandumla ilgili buluyorum.

Bu referandumda “evet” çıkması demokratikleşmenin onaylanması anlamına gelecek. “Hayır” çıkması halinde en önemlisi de Ergenekon canavarı yaralı olarak geri dönebilir.

Hatta ben devam eden davaların bile ‘Hayır’ çıkması halinde sıkıntıya gireceğini, HSYK’da daha büyük problemler çıkacağını, hatta Ak Parti hakkında yeniden kapatma hamlesi yapılabileceğini düşünüyorum.

Dolasıyla askeri vesayet rejimi için bu referandum hayat memat meseledir.

Cemaatle ilgili iddialara gelirsek?

Beni asıl şaşırtan zamanlamadır. Cemaatle söylediği şeyler şaşırtmıyor. Emniyet’in içinde içinde istedikleri yere gelemeyen, gönlünde yatan aslana kavuşamayan birtakım insanlar bu tür iddialarda daha önce de bulundu, bulunuyor. Gülen hakkında açılan bir dava tam 9 yıl devam etti.

Ama Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun oy çokluğu ile aldığı beraat kararıyla sonuçlandı. O zaman da bunu söyleyen insanlar oldu. Bunu o kadar önemsemiyorum.

Sanıyorum önemsediğiniz şey biraz daha farklı?

Avcı kalibresindeki bir insanın yani Susurluk’taki tavrı belli olan, JİTEM konusunda, ‘Diyarbakır’da görevliyken asayiş toplantıları yapıyorduk.

O toplantıların kapısında JİTEM yazıları vardı’ diyen bir insan bunu söylüyor. Böyle bir tavır koyan, yazılarımızda ‘JİTEM’i inkar ediyorsunuz ama bakın Emniyet’in içinde bir insan vardır dedi’ diye kendi ifadelerini kaynak gösterdiğimiz bir insan, bu darbeciler cuntacılar yargılanmaya başlayınca o cephede yer alıp bir de ‘Bunlar içi boş şeyler’ diyorsa üzerinde çok düşünülmesi gerekir.

Sayın Avcı gibi insanlar kanaatlerini öyle kolay değiştirmezler. Benim Sayın Avcı’ya sorum şudur: Ne oldu da bu değişiliklik oldu? Kendisini tanıyan bir insan olyarak bunu soruyorum.

Kitabında gizemli bir isimden söz ediyor: Kozanlı Ömer. Osman Hilmi Özdil. Siz bu kişiyi tanıyor musunuz?

Hiç tanımıyorum. Türkiye’de kılıçlar çekilmişken, herkes aklına geleni de söyleyebilir. Ama konu yargıya intikal ettiği zaman konuyla ilgili belgelerin gösterilmesi lazım.

Türkiye’de Emniyet teşkilatıyla, - hatta Avcı MİT’i de karıştırmış- o bünyeyle alakası olmayan insanlar irtibatlandırılıp anormal bir hava verme çabası garip bir şey.

Bu teşkilat bu kadar zaaf içerisinde mi yani? Dışardan birilerini müdahale edebileceği kadar kontrole müsat mi? Üzüldüğüm budur.

Bu kadar insan zan altında kaldı. “Şucudur, bucudur” deniliyor, ‘Fethullahcılar sızdırdı’ deniliyor.

Kitapta o yönde bir çok iddia var...

Bakın: Heronlarla ilgili skandal oluyor. Araştırılması yerine ‘Bu görüntüleri kim sızdırdı’ deniyor. İtalya’da Gladio davası sürürken Türkiye’de ‘Bizde cesur savcılar, emniyet mensupları yok mu?” diye sızlandığımız günler vardı.

Böyle cesaret gösteren insanlar gelince ‘Bunlar falanca filancadır’ deniyor. O zaman bunlar ortaya çıkmasın mı? Ve ayrıca ‘Falanca’ dediğinizi de ispat etmeniz gerekiyor.

İnsanlar birbirini seviyor ve sayıyorsa buna organizasyon nasıl denilebilir?

Sizce bu kitabı Avcı neden yayınladı?

Bu da ikinci sorum Avcı’ya: Avcı Vali yapılmış olsaydı böyle bir kitap çıkarır mıydı? Bir sürü insan zan altında kalıyor ve hepsi referanduma giderken oluyor. Fazla tesadüf. Avcı’nın duruşunda bir değişiklik var.

Darbecilerle, cuntacılarla ilgili duruşunda bir değişiklik var. Neden değiştirdi? Acaba daha üst bir göreve getirilseydi -ki MİT Müsteşarlığı’nı bile düşünmüş deniyor- MİT müsteşarı yapılsaydı bu kitap yayınlanacak mıydı?

Avcı’nın emekliliği yaklaştı. 2011’de seçim var. CHP’den milletvekilliğini garantiliyor gibi. Kılıçdaroğlu da zaten havada atladı, kaptı. Kendisine sahip çıktı.