Adem'e secde etmek ne anlama gelir?

Cemalnur Sargut Fususu'l Hikem Çalışmaları: Hz Adem kitabında yaratılış gerçeğini '18 bin alemi, Kabe'nin ne anlama geldiğini, ilk insanı ve İnsan-ı Kamil anlatıyor. Kaynakları dikkat çeken kitapta çok konuşulacak başlıklar var.

Adem'e secde etmek ne anlama gelir?
Adem'e secde etmek ne anlama gelir?
GİRİŞ 29.12.2010 09:11 GÜNCELLEME 29.12.2010 09:11
Bu Habere 63 Yorum Yapılmış

Hakan GÖKSEL'in kitap tanıtımı

Cemalnur Sargut, çalışmaları ile adından söz ettiren yazarlardan. Nefes yayınları tarafından Fususu'l Hikem Çalışmaları'nın birinci kitabı Hz Adem'i okuyucuyla buluşturdu.

Ekim ayında piyasaya çıkan kitap Nefes Yayınları tarafından basıldı. Kitabın 118 sayfa olması aldatıcı gibi görünse de aslında kaynak niteliği taşıyan bir çalışma. Her sayfası ve ortaya konan tespitler büyük ses getirecek türden

Kitabın başlangıcından itibaren bir ilgi silsilesi bir an önce sonunu getirmenizi teşvik ediyor. Buraya kadar anlatılan övgülerden ziyade kitaptan alıntılanan ifadeler kitabın neden bu kadar methedildiğini ortaya koyacak.

KİTAPTA NELER VAR?

Cemalnur Sargut'un sunuşunun ardından yayıncı önsözü ile başlayan kitapta, ilk bölüm olarak varlığın 5 mertebesi olan Lahut Alemi, Ceberut Alemi, Melekut Alemi, Nasut Alemi ve İnsan-ı Kamil tanımlanıyor.

Mutlak Varlığın Yedi İnişi (Tenezzulat-ı Seb'a) adı verilen ikinci bölümde kitabın girişindeki ağır dil kendini yavaş yavaş daha anlaşılır bir ifade tarzına bırakıyor.

18 BİN ALEM NEREDEN GELİR?

Kitaptan alıntılarla devam edilmesi gerekirse, iman edenlerin defalarca duyduğu, ilahilerden kulağına çalınan ve Hz Peygambere atfedilen "18 bin alemin Mustafası" söyleminin, 4 elementle (ateş, su, hava, toprak) açıklamasını Sargut şu ifadelerle anlatıyor:

Akl-ı Kül ile Nefs-i Kül yani yaratıcı kudretin aktif ve pasif sıfatlarından dokuz felek meydana geldi. Bundan da dört unsur zuhur etti: Ateş, hava, su, toprak.

Bunların birleşmesinden ise 3 varlık doğdu. Maden, nebat ve hayvan ki hepsi birden 18 eder. her biri zuhurdaki çok itibariyle bin sayılır. Bu suretle 18 bin olur.

Yaratıcı kuvvet, Hakk'ın mutlak varlığıdır. Akl-ı kül, hakikat-ı Muhammediye'dir Nefs-i kül, hakikat-i Muhammediye'nin toplu olarak, öz olarak zuhurudur.

Bu iki aleme ahadiyet ve vahidiyet denir Allah, ahadiyyü'z-zat ve vahidiyyü's-sıfattır. Hakikat-i Muhammediye'nin tafsil ile zuhuru dokuz feleği meydana getirmiştir"

KABE İNSAN-I KAMİL'İN VÜCUDUDUR

Kitapta en çok gönderme yapılan isimlerden biri de Ken'an er-Rıfai (hz). Sargut er-Rıfai'nin münacaatına yer verdiği kitabında Kabe hakikatini şöyle anlatıyor.

"Kabe, insan-ı kamil'in(Hz. Muhammed'in SAV) vücudundan başka bir şey değildir ki. Orada Allah'tan gayrı bir şey olamaz.

Hz. Bestami'nin de buyurduğu gibi "Şu vücudumda Hakk'tan gayr-ı bir şey kalmadı. Gel beni tavaf et! Zira Kabe, Kabe olalı çok defa putlarla doldu ama şu viran olmuş vücudumda güneşin (Allah nurunun) tecellisinden başka bir şey kalmadı."

ALLAH NEDEN ADEME SECDE EDİLMESİNİ İSTEDİ?

Kitabın devamında Sargut Adem Kelimesindeki İlahiyye Hikmeti adını verdiği bölümde de Allah'ın Hz.Adem'e meleklerin ve iblisin secde edilmesini istemesini şöyle açıklıyor:

"Allah Teala insanın varlığını en güzel biçimde halk etmiş ve onu her türlü yüce vasfı kabul eden, ilahi isim ve sıfatların manasını içeren ve varlıkta ilahi zatı izhar eden bir varlık kılmıştır.

Eğer durum bu şekilde olmasaydı diğer mahlukata karşı onun halifeliği doğru olmaz ve gökcisimlerinin üstündeki meleklerin ona secde etmelerini Hakk emretmezdi.

Her yönden kuşatıcı ve kapsayıcı bir şekilde isimlerin tamamı kendisine öğretilmezdi. Geçmiş zamanlarda Allah'a yakın olan iblis bu yüzden makamdan düşürülmezdi."

Sargut'a göre Fusus'da Adem'den kasıt hakikat-i Muhammediye'dir. Sargut kitabında bu konuyu şöyle açıklar: "Hakikat-i Muhammedi ilahidir. Zira, bütün varlıklar ondan yaratılmıştır.

Hazreti Peygamberin, 'Adem çamurla toprak arasındayken ben vardım'sözü Adem adı ile tecelli eden varlığın Hz. Muhammed'in hakikatini taşımasındandır. O halde kamil insan, amaçta ilk, yaratılışta sondur"

İNSAN NEDEN YARATILDI 

Sargut Resulullah'ı evu'l-ervah(ruhların babası) ve Hz Adem'in de ebu'l-beşer (beşeriyetin babası) olarak anlattıktan sonra yaratılışın sebebini "Esma ilminin (ilahi isimlerin bilgisi) Allah tarafından Adem'e öğretildiği bilinmektedir. Burada öğretmekten maksat, Ademde isimlerin tek tek tecelli etmesidir. Ama zatı idrak edip bilmek Hz Mustafa'ya nasib olmuştur. Demek ki bütün nebiler, isim ilminden (Adem'den) zat ilmine geçişle ortaya çıkmıştır. Burada da anlaşılacağı gibi, Allah'ın varlık aleminde kendi hakikatini görmeyi ve bu görüşle kendi sırrını kendine açıklamayı irade etmesi yaratılışın sebebidir" sözleriyle izah eder.

BÜTÜN YARATILMIŞLAR ADEME SECDE ETTİ

Sargut yine aynı bölümde kainatın aslının tek bir hakikat olduğunu Hz Adem'in de o hakikatin aynadaki yansıması olduğunu belirtir. Hz Adem'de Allah'ın bütün isim ve sıfaları zuhur ettiğiinden Hz. Adem'e bu yüzden şerefli kılındığını ve yaratılmış bütün varlıkların ona secde ederek tabi olduğunu anlatır.

Sargut Adem'e secde etmelerine de açıklık getirir. Kitabının ilerleyen bölümde meleklerin secdesine gönderme yaparak 'Adem Allah mıydı? Haşa! Fakat topraktan yaratılmış Adem'e melekler secde ettiler' dedikten sonra cevabı 'Zira Allah orada tecelli etmişti' şeklinde veriyor.

...

Meleklere 'Adem' secde ediniz' emri gelince bütün melekler secde ettikten sonra, yer ve gök alemin varlığının bütün cüzleri, zerreleri, şeytan, peri ve balıktan aya kadar olan diğer bütün yaratıklar niçin secde etmesinler? Bunların hepsi derece itibariyle meleklerden daha aşağıdır. Padişah ve emirleri secde ettikten sonra köleler ve sipahiler niçin secde etmesinler? Bunların başlarını yere koymaları secde sayılmaz. Bu secdenin şerhi ve tercümesidir..."

HAYY'DAN GELİR HU'YA GİDER DERKEN NE KASTEDİLİR?

Kitapta sık sık başvurulan kaynaklardan biri de İbn-i Arabi.İbn-i Arabi'nin Futuhat- Mekkiyye adlı eserinden alıntılanan ve 'isimler'in anlatılış şekli de bir hayli dikkat çekici bölümler arasında!

Arabi'den alıntılan bölümde 'Yaratma'nın yoktan var etme anlamında kullanılmadığı belirtilmiş. Ayrıca Allah'ın kendi ruhundan sürekli üflediği de belirtiliyor. Alıntıda 'Yaratmak yoktan var etmek anlamında kullanılmaz.

Hakk'tan ortaya çıkmak anlamında demektir. Allah ilahi üfleyişiyle ruhundan yani kendi hakikatinden daima üfelemektedir' deniliyor. Nefes almanın diriliş olduğu vurgulanan bölümde Nefes'in insanı idraksizlikten idrake dirilmesi olduğu anlatılıyor.

Kitapta "yaratılmak her nefeste tekrarlanan ve her nefes insana idrak kabiliyeti sunan bir lutuftur.

Hayy ismi ile dirilten Allah, kendi hüvviyetini o kişiden aşikar etmek üzere onu uyandırır. Rahmani nefesin sirayeti kalp, göğüs, boğaz, hançere (gırtlak) ve iki dudaktır. Bunlar mertebelerin benzerleridir. Ama ne mutlu anlaya: Hayy'dan gelen Hu'ya gider."

...

Kitabın kaynakçasında 71 sağlam kaynaktan istifade edildiği görülüyor. Sargut'un çalışmaları arasında ayrı bir yer sahibi olacak bu çalışmada bugüne kadar bir şekilde inancınız içerisinde yer alan ama nereden nasıl geldiğini bilmediğiniz hatta bazen düşünme ihtiyacı bile duymadığınız bilgiler de sunuluyor.

Hz Adem'in yaratılışını daha iyi anlayabilmek, yatatılma gerekçesine vakıf olabilmek için neden sonuç ilişkisini kurmak için istifade edilebilecek bir kitap Hz Adem...

Şems'in tabiri ile 'Her kul kendi idrak ettiği Allah'a tapar, idrak edemediğini reddeder. Ancak kemal noktasındaki insan bütün isim ve sıfatları ile Allah'ı bilir...'  Kitabın Allah'ı bilmeye vesile olması umuduyla... 

KİTAPLA İLGİLİ TEKNİK AYRINTI VE SİPARİŞ ŞARTLARI İÇİN TIKLAYINIZ!!!

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 63
  • ilhan aşkın 13 yıl önce Şikayet Et
    sayın zeki bey (alperen). yorulmadan bu konu hakkında ciddi, duyarlı ve delillere dayanarak izahatlarda bulunmuşsunuz. aynı fikirdeyim. bizleri bu duyarlılığınız mesut etmiştir. bilhassa teşekkür ederim. yalnız bir numaralı izahatınızda ilhan aşkına da aynı anda cevabımız olacaktır derken. yanlışımmı var acaba diye düşündüm. ben kısa yazdım belki imla hatalarım olabilir. ayrıca isminize tıklayarak makalelerinizin tümünüde okudum. makul ve mantıklı. başarılarınızın devamını dilerim. s.a.
    Cevapla
  • Enterprise 13 yıl önce Şikayet Et
    Yere göğe sığmayan,bir müminin kalbindedir. Tasavvuf umuma şamil değildir arkadaşlar. Gördüm demez görenler... Tasavvuf Ahlak-i Muhammediyyede sabit kadem olmaktır. Gerisi tefarruattır vesselam...
    Cevapla
  • ISBARA 13 yıl önce Şikayet Et
    Bikri mustafa süleymaniyeye imam olmuş.. * Dinde zorlama yoktur hükmü müslümanlar arasında değil, müslüman - gayrımüslim ilişkileri içindir. Gerçek şeriatın olduğu her yerde dinde zorlama bal gibi vardır. Namaz kılmayanın cezasına bir bakın. Ama bakmazsınız. size ezberletilenler hikayeler. Gelipde birde manşetten ifadeler. Püffff. Bu hanımefendi Kuranı incelemiş çözmüş ama tesettüre denk gelmemiş. Fasıklardan din öğrenmek moda oldu ya hani. sizde buyrun.
    Cevapla
  • zeki alperen 13 yıl önce Şikayet Et
    SAYIN YAZARA TEŞEKÜRLER..!. Böyle bir kitap ile ilgili habere yorumları yazmamıza aracı olduğu için ona şu şekilde dua edelim YÜCE ALLAH ONU yalnışlardan korusun ve inayete erdirmesini dileriz. Eski zamanlarda kalmasın bilgleri hatta dini bilgilerin güncellenmesi için çalışmalar yaparsa isabetli olur.Saygılar.
    Cevapla
  • zeki alperen 13 yıl önce Şikayet Et
    DİNDE ZORLAMA YOKTUR! KOLAYLAŞTIRINIZ, ZORLAŞTIRMAYINIZ...! 9. Aracı şöyle der"Fıkhı öğrenmeden tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkhı öğrenip tasavvuftan haberi olmayan bidat ehli, sapık olur. Her ikisini edinen hakikate kavuşur."(Merec-ül Bahreyn)Bu itibarla Fıkıh yani:Namaz nasıl kılınır,oruç nasıl tutulur,abdest nasıl alınır vs vs. gibi şeyler.Tasavuf nedir?Yani bedenin temizlenmesi gibi ruhunda temizliğe ihtiyacı vardır.Ahlakı güzelleştirmek,Allahı ve peygamberi kuvvetli şekilde sevmek vs. vs. gibi şeyler.Bunlarıda yaparsan dereceni
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Yüzyılın en büyük projesi olan "Kalkınma Yolu projesi"nin bölge için neden önemli?
Rezalet! 23 Nisan kutlaması adı altında yapılan etkinlik pes dedirtti