Bahçekapılı: Gerekçesi ne olursa olsun...

TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, 28 Şubat postmodern darbenin 17. yıldönümüne ilişkin, "Divan olarak gerekçesi ne olursa olsun, adı ne olursa olsun darbelere 'hayır' diyoruz." dedi.

Bahçekapılı: Gerekçesi ne olursa olsun...
Bahçekapılı: Gerekçesi ne olursa olsun...
GİRİŞ 28.02.2014 16:03 GÜNCELLEME 28.02.2014 16:03

Genel Kurul'da CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, dünkü Genel Kurul'da yaşanan kavga sırasında partisinin Grup Başkanvekili ile aralarında konuşurken hiçbir parti ve milletvekilini hedef almaksızın ağzından gayri ihtiyari uygun olmayan bir söz çıktığını belirterek, "Bu söz bana yakışmamıştır. O sözü kendime ve Meclis'e olan saygım gereği geri alıyor, yüce Meclis'ten ve milletimizden özür diliyorum" dedi.

Bahçekapılı da Öztürk'e örnek bir davranışta bulunduğunu ifade ederek, teşekkür etti.

28 Şubat postmodern darbesinin 17. yıldönümü nedeniyle siyasi partilerin grup başkanvekilleri söz aldı.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, demokrasiye yapılan müdahalelerin mağdurunun daima millet olduğunu belirterek, "Milletimiz , millet iradesi ve demokrasi daima bu süreçlerden büyük bir tecrübe ve güçle çıkmışlardır. 28 Şubat'ın yıldönümünde hortlayan fişlemelerin, kutuplaşmaların, yargı kuşatmalarının, alo Fatih andıçlarında yine tarihin karanlığına karışacağına olan inancımı ifade etmek istiyorum" dedi.

Ukrayna'da çok önemli gelişmeler olduğunu, Kırım'da bir havaalanının işgal edildiği ve Türk uçağının geri döndüğünü belirten Vural, Kırım'da Tatarlar bulunduğunu anımsattı. Vural, "Hükümetin Kırım'da, Ukrayna'da olan bitenlerle ilgili TBMM'ye bilgi vermesini istirham ediyorum" dedi.

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, BDP olarak 28 Şubat'ın yıldönümünde darbeleri, muhtıraları, operasyonları ve bütün antidemokratik müdahaleleri reddettiklerini söyledi.

Buldan, her koşulda demokrasiden yana taraf olduklarını, mücadele ettiklerini ifade ederek, "Sayın Başbakan darbe tehdidi kalktı dese de bugün binlerce siyasetçi, gazeteci, avukat cezaevinde tutukludur. Bu da demokratik siyasete vurulmuş bir darbedir. Bu darbelerle mücadale etmenin yolu tüm darbe kurumlarını MGK başta olmak üzere tasfiye etmek, darbecileri yargılamak ve demokratikleşme alanında adım atmaktır" diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, halkın egemenlik hakkını temsilcileri eliyle kullandığı ve iradesinin tecelli ettiği Meclis'in saygınlığını korumanın aynı zamanda demokrasiyi korumak olduğunu söyledi.

Bunun her milletvekilinin asli görevi olduğuna dikkati çeken Ünal, şöyle devam etti:

"Yaşanan her sorunda demokrasi dışı yolları savunmak, meşruiyet tartışması açmak, 'bu Meclis kapanmalıdır, çalışmamalıdır' demek halkın bize emanet ettiği iradeye sahip çıkmamaktır, demokrasiye müdahaleye kapı aralamaktır. Demokratik sistem içerisinde milyonların reyini insanları sokağa davet ederek yok saymak ve başkaca yollar aramak yeni 28 Şubat'lara kapı aralama çabasıdır. Karanlık köşelerinden korku salan, kasetlerle, dinlemelerle şantaj yapan kirli odakların bu baskılarına demokrasiyi kurban mı edeceğiz, sorunlarımızı hukuk zemininde mi çözeceğiz, Meclis'e, toplumsal egemenliğe sahip mi çıkacağız? Her milletvekilinin bunun kararını vermesi gerekir.

Bugün AK Parti grubu olarak diyoruz ki anayasada tanımını bulan, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine sonuna kadar sahip çıkacağız. Meclis'in mehabetine, saygınlığına asla gölge düşürmeyeceğiz. Demokrasiye yapılan her türlü müdahaleyle sonuna kadar savaşacağız. Bu milleti korkutacaklarını zannedenler, yolsuzluk kılıfını kullanarak meşruiyet krizi çıkarıp bütün siyaseti dizayn etmek isteyenlere asla meydan vermeyeceğiz. Biz bir daha bu Meclis'e hiçbir yolla müdahale edilmesine canımız pahasına da olsa izin vermeyeceğiz."

"En güzel cevap Meclis'in çalışıyor olmasıdır"

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP olarak demokrasiye dolaylı veya doğrudan her türlü askeri müdahaleyi reddettiklerini vurguladı.

Sadece seçimle gelen yönetimlerin arkasında olan seçmen desteğine güvenerek kendilerini demokrat olarak tanımlamalarını da doğru bulmadığını belirten Hamzaçebi, "Meşruiyetin en önemli, birinci şartı bir siyasi iktidarın, sistemin, partinin arkasındaki halk desteğidir. Tamam. Klasik meşruiyet tanımındaki bu usul bugün de bütün demokrasilerin vazgeçilmez, tartışılmaz unsurudur. Ancak arkasındaki halk desteğine dayanarak her türlü anti demokratik uygulamayı yapmak, her türlü anti demokratik baskıcı yasayı çıkarmak, kuvvetler ayrılığı ilkesini yok etmek hiçbir şekilde demokrasiyle bağdaşmaz" dedi.

Bugün HSYK'daki atamalara değinen Hamzaçebi, bugün İstanbul'da rüşvet ve yolsuzluk kapsamında tutuklanmış olan bakan çocuklarının da serbest bırakıldığını ve bunun bir tesadüf olmadığını düşündüğünü söyledi.

Bahçekapılı da 28 Şubat postmodern darbenin üzerinden 17 yıl geçtiğini anımsatarak, "Bugün Meclis çalışıyor. Darbelere karşı en güzel cevabın 'Meclis'in çalışıyor olmasıdır' diye düşünüyoruz. Biz de Divan olarak bu bağlamda gerekçesi ne olursa olsun, adı ne olursa olsun darbelere 'hayır' diyoruz. Darbelerin ülkemize, Türkiyemize yakışmadığını düşünüyoruz. Aslolan hukuk devletidir, demokratik siyasettir vurgusunu tekrar ediyoruz" dedi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Galatasaray ve Fenerbahçe'nin gözü dev gelirde!
Merkez Bankası anketi açıkladı: İşte yıl sonu dolar ve enflasyon tahmini