27 Mayıs darbesi de dinleme ile başlamış

Bugün 27 Mayıs 2014... Tam 54 yıl önce yani 27 Mayıs 1960'ta Türkiye tarihinin en kara günlerinden biri yaşandı. O dönem Adnan Menderes'le birlikte yargılanan eski cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Bayar, babasının yatak odasının dahi izlendiğini anlattı.

27 Mayıs darbesi de dinleme ile başlamış
27 Mayıs darbesi de dinleme ile başlamış
GİRİŞ 27.05.2014 08:18 GÜNCELLEME 27.05.2014 08:47
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Cumhuriyet tarihinde ilk kez, demokratik seçimle işbaşına gelen Demokrat Parti (DP), iktidarının 10. yılını dolduruyordu. Demokrat Parti'nin (DP), milletin reyleriyle 3. kez seçimi kazanması vesayet yanlısı kurum ve güçleri ise rahatsız ediyordu. Halktan iktidarı demokratik yollardan alamayacaklarını anlayan çevreler, silahlı kuvvetlerde, üniversitelerde ve basında örgütlenmeye başlamışlardı. CHP de iktidar olma ümidiyle gelişmeleri zımmen destekliyordu. Halkın DP'yi neden desteklediğini anlamaya çalışmak yerine, DP'nin şahsında onu iktidar yapan millet ve milletin değerleri her geçen aşağılanıyordu. En başından itibaren, 16 Haziran 1950 tarihinde ilk icraat olarak, CHP'nin 18 yıl zorla okuttuğu Türkçe Ezan'ı aslına çevirmesi, DP'nin ilk ve en büyük kusurlarından biri olarak gösteriliyordu.

ADNAN MENDERES'İN İDAM EDİLMEDEN ÖNCEKİ SON SÖZLERİ NEYDİ? TIKLA

Basında Nadir Nadi, Orhan Veli, Falih Rıfkı gibi isimler Menderes'i 'gericilik'le suçlamaya çoktan başlamışlardı bile.. 27 Mayıs 1960 Cuma günü sabaha karşı, Silahlı Kuvvetler içinde kendini vatanı kurtarmakla görevli sayan bir grup genç subay, hükümeti anayasayı çiğnemekle suçlayarak darbe yaptılar. Aslında kendileri Anayasal düzeni ortadan kaldırarak büyük suç işlemişlerdi. İlk iş olarak TBMM'yi kapattılar, Hükümet üyelerini ve milletvekillerini tutukladılar. Aralarında üsteğmenden tuğgenerale kadar muhtelif rütbede subayların bulunduğu Milli Birlik Komitesi, aynı gün, ordunun Genelkurmay başkanını ve beğenmedikleri generalleri de tutukladılar ve ağır hakaretlerle Ankara'daki Harbiye binasına götürdüler. Darbeciler, Anayasal düzeni sona erdirmenin, Meclis'i kapatıp hükümeti düşürmenin nasıl ağır bir suç olduğunu tahmin ettikleri için olsa gerek ilk iş olarak üniversitede görevli hukukçu bilim adamlarını alelacele İstanbul'dan Ankara'ya uçakla getirterek "yaptığınız iş doğrudur!" icazetini de ihmal etmediler. 12 Haziran 1960'ta da kanunla darbeye "anayasal bir rejim" görüntüsü verdiler. 1 numaralı kanun, geçici anayasa olarak kabul edildi. Bu kanuna göre "Türk Ordusu, Türk Milleti adına harekete geçerek, milleti temsil özelliğini kaybetmiş olan Meclis'i dağıtarak iktidarı geçici olarak Milli Birlik Komitesi'ne emanet etmiş"ti. Böylece MBK, kendine Meclis'in görevini layık görüyor, yasama ve yürütme erkini tek başına üstleniyordu. Bu garip hukuk skandalı, Türk hukuk tarihinde '27 Mayıs Rejimi' diye formüle edilecekti. Dahası, Yargıtay da, 1962 yılında aldığı skandal bir kararla, 27 Mayıs Rejimi'nin "anayasal" niteliğini onaylayacaktı.

Darbeciler CHP'ye dokunmadı

Cunta Meclis'i kapatıp DP milletvekillerini tutuklarken, CHP'ye ise dokunmadılar. CHP de zaten, disiplinsiz subaylar grubu tarafından yapılan bu darbeyi benimsemişti. Zira CHP bu darbenin kendisine avantaj olarak döneceğini biliyor ve umuyordu. Cumhuriyet döneminin ilk darbesi olarak tarihe geçen 27 Mayıs 1960 Darbesi; Milli iradeye, Anayasal düzene, Hukuk devletine, Milletin meclisine güvenmeyerek ideolojik gerekçelerle iktidarı zorla ele geçirme harekatıydı. 27 Mayıs, kendinden sonraki darbelere de meşrûluk sağlayacaktı.

Dinlendiğimizi şimdi daha iyi anlıyorum

Darbeye dair anılarını yazan Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Bayar Gürsoy, darbe girişiminin aslında bugün şikayet ettiğimiz dinleme ve yakın takiple başladığına işaret ediyor. 'Şimdi anlıyorum ki, uzun zamandır dinleniyormuşuz' diyen Nilüfer Bayar şunları yazıyor: "Darbeden önce Mart ayında, bir-iki gün için Şale'deydik. Daha önce hiç görmediğimiz çatı katını geziyorduk. Bu koridor üzerine iki taraflı sıra sıra açılan odalar, harem odaları imiş. Bu odalardan birinin önünde gördüğümüz manzara şu oldu: Ahşap zemin döşemesi yer yer sökülmüş, alt katın tavan tezyinatına ait alçılar meydana çıkmıştı. Bir an hesap ettim, burası babamın çalıştığı odanın veya bitişiğindeki yatak odasının üstüne rastlıyordu. Niçin söküldü diye sorduğumuzda, hademe müphem bir cevap verdi. Alt kata indiğimizde yaverlere bunu naklettiğimiz hatırlıyorum."

MİLLET HİÇ AFFETMEDİ

Gazetelerin manşetten verdiği yalan haberlerle iktidar korkunç hâle getiriliyordu. Kamuoyunu dehşete düşüren 'kıyma makineleri' yalanının kaynağı bizza Millî Birlik Komitesi'ydi. Bu yalanlar üzerine kurulan mahkemeler de Başbakan Menderes ile bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı Eylül 1961'de idam edeceklerdi. Millet Menderes'i kalbine gömerken, derbecileri ise asla affetmeyecekti.

Basın yalan makinesi gibi

27 Mayıs darbesinden önce DP iktidarını yıpratmak ve itibarsızlatırmak için fırsat arayan basın ise darbe sonrası tam anlamıyla haysiyet cellatlığı yapacaktı. Zaten cuntanın önde gelen isimleri, daha darbe olmadan bazı gazetelerin Ankara bürolarını karagah gibi kullanmaya başlamış, psikolojik harekatın nasıl uygulanacağını kendi aralarında tartışıyorlardı. 27 Mayıs'tan hemen sonra yayımlanan gazeteler, daha sonra gerçekler ortaya çıktığında utanç sayfaları olarak tarihteki yerini alacaktı. Darbe mağduru hükümetin başta Başbakan Menderes olmak üzere bakanlarının büyük yolsuzluklara karıştığı, gençlerin kıyma makinelerinde toz haline getirlidiği dahi gazetelerde ciddi ahberler olarak sunuluyordu.

Prof. Sami Onar da alet oldu

DP'yi halkın nazarında küçük düşürüp kin ve nefreti artırabilmek için yalan haberler üretildi. Bazı yalanlar bizzat cunta lideri Cemal Gürsel ve Millî Birlik Komitesi üyelerinin ağzından duyuruluyordu. Kısacası DP'liler Yassıada'da ipe çekilmeden çok önce basında infaz ediliyordu. "Harp Okulu'nu bombalama planı ele geçirildi. Celal Bayar'ın hesabında 103 bin altın bulundu." açıklamaları bizzat Gürsel tarafından yapılmıştı. İlk defa bir profesör (Sıddık Sami Onar) öğrencilerin kıyma makinelerinde kıyıldığını dile getirdi.

Menderes lehine konuşmak suçtu

Menderes döneminde 'basına ve üniversitelere baskı uygulanıyor' propagandası yapılırken, cuntacılar Yassıada'da tutulan DP'liler lehine söz söyleyeni dahi cezaevine tıkıyordu. İlginçtir Eczacıbaşı ailesinin fertlerinden Vedet Eczacıbaşı'nın başına gelenler traji komik denecek cinstendi. Yıldıray Oğur'un 'Cumhuriyet'in Beyaz Mağdurları' kitabında şöyle anlatılıyor: "Vedat Eczacıbaşı, ünlü Eczacıbaşı ailesinin Nejat'tan iki yaş küçük ikinci çocuğu. Vedat Eczacıbaşı istemeye istemeye olsa da ailenin Kartal'daki Seramik Fabrikası'nda yöneticilik yapmaktadır. Baba Ferit Eczacıbaşı, Celal Bayar'ın yakın arkadaşıdır. 1958'de fabrikanın yeni bölümlerini Bayar ve Menderes açar. Seramik bölümünde üretilen Atatürk büstleri okullara ücretsiz dağıtılır.

CHP'liler ihbar etmişti

Vedat 27 Mayıs'ın ardından ateşli bir darbe karşıtı olmuştur artık, etrafındaki herkesle siyasi tartışmalara girmeye başlamıştır... Ve Tarih: 24 mart 1961. Vedat bir grup arkadaşıyla birlikte kutlamaya Beyoğlu'nda, sosyetenin uğrak yeri olan Gaskonyalı Toma Meyhanesi'nde devam eder. Gecenin bir saatinde ayağa kalkar, kadehini havaya kaldırır ve oradaki herkesin buz kesmesine neden olan şu sözü söyler; "Benim için hala başbakan olan Adnan Menderes'in şerefine.."

Yan masada tanıdık isimler oturmaktadır. Darbecilerin Kurucu Meclisi'nin en genç üyesi, daha sonra CHP'de siyaset ve bakanlık,Cumhuriyet gazetesinde yazarlık ve yöneticilik yapacak Alev Coşkun. Darbenin öğrenci liderlerinden, İstanbul eski Belediye başkanı Nurettin Sözen, CHP ve DSP'de yöneticilik yapacak Sedat Akman. Onların ihbarı üzerine Vedat ve beş arkadaşı hapse atılır.

Cezaevinde intihar etti

Aylarca mahkeme yüzü görmeden askeri cezaevinde yatar. 46 yaşındaki adamın psikolojisi alt üst olmuştur. Bunalıma girer ve bileklerini keserek intihar girişiminde bulunur. Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesine sevk edilir. Burada da kibriti yakarak kendini ateşe verir. Hemen Amerikan hastanesine kaldırılır. Ancak 1961'in 3 Eylül'ü 4'üne bağlayan gecesi, hayatını kaybeder. Cuntacılar cenazesinin İzmir'e getirilmesine dahi izin vermez."

KAYNAK: STAR GAZETE
YORUMLAR 10
  • Mustafa kafkas 9 yıl önce Şikayet Et
    Sn. Giresunlu. Bende neyi anlamiyorum biliyormusunuz bizim cag acip cag kapatan Sultanlarimizi Haclilari defalarca bozguna ugratan Secuklu sultanlarini, 600 yil hukum suren Avrupayi titreten Osmanliyi ve basindakileri sevmeyen saygi duymayan, sevmeyen, (ki disariya gitmeye gerek yok yazilarinizdan siz bile ceddinize gecmisinize saygi duymuyorsunuz masallah) onlarin dunyaya getirdigi yenilik ve reformlardan bir kelime bile bahsetmeyen Dunya gucleri bakiyorum Ataya en ufak bir yanlis soz dahi etmiyorlar ne hikmettir ki bu insanlar bu kadar ipe dizilmisler gibi her biri saygi durusuna geciyorlar oysaki Musluman Turklerin guclu olmasini sizde cok iyi bilirsiniz kimse istemez bizde zamaninda cok deger verdigimiz soz soyletmedigimiz sahsiyetleri okuyunca malesef gizli ayrintilarini da ogrenince vah vah olamaz iftira dedik.Atamin Kurani Kerim hakkinda soyledigini duymussan anlamissindir ne demek istedigimi bu benim icin kafi sen seversin saygi duyarim ama sende saygi duyacaksin.Saygilar
    Cevapla
  • Mustafa Giresunlu 9 yıl önce Şikayet Et
    Temiz bey Atatürke olan düşmanlığını dolaylı yollarla anlatma direk söyle korkma!!. Yalnız şunu unutma üzerinde yaşadığın toprakları Atatürk ve arkadaşlarının üstün zeka,cesaret ve mücadelesine borçlusun.Hayatında bir çivi çakmadan bu kadar büyük laflar etmek ancak küçük kafaların altından çıkar.Kimin bayrağını kimin ülkesini kimden koruyorsun Sen Atatürkü sinderememişsinki türk olasın.Sen saraylardan haremlerden yönetilmek isteyen birisin.Atatürk senin değerin olduğunu ülke yönetiminde seninde katkın olsun diye cumhuriyeti getirmiş seçmeyi seçilmeyi getirmiş
    Cevapla
  • Temiz Bey 9 yıl önce Şikayet Et
    CHP sana Anıt kabiri, Atatürkü,Cumhuriyeti,Atatürkün İlke ve inkilablarını laikliği. verecem yalnız al bayrağımıza dokunma, üzerinede başka resimler çizme, İstersen CHP genel merkezini anıt kabıirin üstüne kur umurumda değil tek ülkemizi rahatsız etmeyin !
    Cevapla
  • suleyman altinpinar 9 yıl önce Şikayet Et
    ezani serif. insan neden turk ceden tekrar arapcaya dondermis demekle bence bir okuzun aval aval bakmasi gibidir zinhar baska bir farki yoktur .insan bukadarmi cahil olur anlamakta aciz dusuyorum .gercekten burasi turkiyemmi[biz osmanli torunlari deyilmiyiz] SAYGILAR
    Cevapla
  • osman öztürk 9 yıl önce Şikayet Et
    Zulüm 1453 de başladı diyenlere estek veren?. Bir milleti yok etmek için dilini ve dinini yok etmek yeterli. bunu yapanlara destek veren? ingilterenin, avrupanın,israilin, amerikanın, türkiyedeki ana temsilcisi olmaya da hala devam eden CHP.zihniyeti değilmi. Hiç uzağa gitmeyelim Yavuz Sultan Selim Han gibi bir atamızın adı 3-köprüye veridi diye istanbulun altını üstüne getiren gezicilere destek veren CHP zihniyeti değilmi.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Azerbaycan 'Tarihi bir olay' diyerek duyurdu! Ermenistan kabul etti
İsrail'den İran'a saldırı: Açıklamalar peş peşe geliyor