Atalay: Ülkede en hoşgörülü kesim seçmen oldu

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ''Bizimle ilgili eskiden oluşmuş değer yargılarını kırmak için en iyi adımları attık ve bunda da başarılı olduk'' dedi.

Atalay: Ülkede en hoşgörülü kesim seçmen oldu
Atalay: Ülkede en hoşgörülü kesim seçmen oldu
GİRİŞ 29.09.2012 18:39 GÜNCELLEME 29.09.2012 18:39
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Habertürk kanalında ''Doğru Açı'' programına konuk olan Atalay, soruları yanıtladı. AK Parti'nin Türkiye'nin en büyük ekonomik krizi yaşadığı 2001 yılında kurulduğunu hatırlatan Atalay, siyaseti iyi analiz etmeleriyle büyük bir oluşuma yer açıldığını söyledi.

Yeni kurulacak partide özellikle strateji ve dizayn konusunda çok çalıştıklarını ve mutfağı zengin bir AK Parti'yi kurduklarını ifade eden Atalay, o dönemde ciddi demokrasi sorunu yaşadıklarına işaret etti.

Siyasi alanda ön yargı ve şartlanmışlıklar, eski bir partinin devamı gibi algılamalar olduğunu vurgulayan Atalay, ''Bütün bunların içinde hem toplumu kucaklayan hem de alanı daraltmayan bir strateji ve bir de 'farklı hayat tarzlarına baskılar olur' gibi endişeleri yok etmek gerekiyordu. Onun için de biz hem programımızın hem de tüm resmi dokümanlarımızın başına eskiden farklı olarak, önce ekonomi veya sosyal politika konurdu, hep demokratikleşmeyi koyduk'' dedi.

Atalay, demokratikleşmeyle ilgili samimi davranmalarının yanı sıra AB ile ilgili pragmatist bir bakış da belirlediklerini ifade ederek, Türkiye'deki özellikle demokratik reformların iç mekanizmalarla yapılamayacağını ve uluslararası destek gerektiğini, bu reformlar için de AB rüzgarının çok önemli olduğunu anlattı.

-''Laikliği din özgürlüğü olarak algılasın herkes''-

Başbakan Yardımcısı Atalay, ''Bizimle ilgili eskiden oluşmuş değer yargılarını kırmak için doğrusu kendimiz en iyi adımları attık ve bunda da başarılı olduk'' diye konuştu.

''Laiklik konusunda neleri yapıp neleri yapmadığınızı düşünüyorsunuz?'' sorusunu yanıtlayan Atalay, laikliğin düzenlemeden çok toplum genelinde algılara ve yaşamaya yönelik olduğunu dile getirdi.

Atalay, şöyle devam etti:

''Bizim laiklikle ilgili çok özel düzenlemeler yapmamız gerekmiyor zaten. Ama biz neye gayret ettik. Laikliği mümkün olabildiğince din özgürlüğü olarak algılasın herkes. Bütün etnik yapılar, inançlar, dinler kendilerini daha iyi ifade etsin, daha rahat yaşasın. Bunu her alanda sağlamaya çalıştık. Cumhuriyet döneminin reflekslerinden dolayı endişelerden birisi laiklikle ilgilidir daha çok. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin 6 okundan biridir laiklik, onların endişelerin de yerinde olmadığı görüldü.

Yani makul, özgürlükçü, rasyonel bakışla bu aşırılıklar, laiklikle ilgili endişeler gelişmiyor, aksine daha da bir rahatlama oluyor, normalleşiyor. Ve şu anda Türkiye'de o manadaki endişeler eskiye göre daha az.''

Bir öğretim üyesinin fişleme nedeniyle mahkum olduğunun hatırlatılması üzerine Atalay, konuyla ilgili bir Anayasa Mahkemesi kararı olmadığını, sadece gerekçeleri ve yasal düzenlemeleri olduğunu, bir yasak olmamasına rağmen o yasal düzenlemeye dayanan uygulamalar olduğunu anlattı.

Anayasada özgürlüklerin alanını genişletmek için komisyonun o bölüm üzerinde çalıştığını ve bu konuda artık Türkiye'nin daha rahatladığını anlatan Atalay, ''Orada artık büyük sorunlar yok. Bu konuda devlet ne kadar taraf olmazsa, rahat bakarsa, insanları kendi özel inançlarıyla baş başa bırakırsa, endişeler o kadar azalır'' ifadesini kullandı.

-''Sadece çekilmiş mağduriyetler olarak algılanmamalı''-

Kürt açılımına ilişkin soruyu yanıtlayan Atalay, Kırıkkaleli olsa da akademik hayatını Erzurum'da geçirdiğini belirterek, tepelere ''Ne Mutlu Türküm Diyene'' yazmanın oradaki insanların psikolojini ne kadar olumsuz etkilediğini gördüklerini, devletin vatandaşını kendinden soğutmak için özel çaba sarf ettiği uygulamalara şahit olduklarını anlattı.

''Siz Kürtler gibi yaşamadınız ama siz de cumhuriyetin başka mağduriyetlerini yaşadınız. Bu, daha iyi anlamanızda kolaylık sağlıyor mu?'' sorusunu yanıtlayan Atalay, geçmişte, Türkiye'de düşünen, özgürlük arayan, düşünce çilesi çeken herkesle ortak kaygılar taşıdıklarını söyledi.

Kürtler ile ilgili yaşananların, sadece çekilmiş mağduriyetler olarak algılanmaması gerektiğini belirten Atalay, şöyle konuştu:

''Geçmişte insan hakları açısından bakarsanız pek çok acılar var, yanlışlıklar var, felaketler var. Ama Türkiye açısından baktığımızda da böyle bir devlet olamaz. Yani kendi vatandaşını, kendi eliyle, kendine düşman eden bir devlet olamaz. Hiçbir devlet bunu yapmaz. Devlet vatandaşını kazanmak için çalışır, hele bugünün dünyasında. Her devlet bunu yapmaya çalışıyor. En büyük devletler bunu en çok yapmaya çalışıyor. Aksi takdirde Türkiye'yi büyütemezsiniz, küçülür gidersiniz.''

Atalay, ''Yarın açıklanacak demokratikleşmeye ilişkin gelişmelerde bu mevzuda ne olacak'' sorusunu, ''Çok şey olacak'' diye yanıtladı.

Kongrede, icraat, manifesto özelliği taşıyan 2023 siyaset vizyonu ile 10 yılda AK Parti'nin attığı demokratikleşme adımlarının konuşulacağını ifade eden Atalay, ''Bunların hepsi kongremize şu özelliği kazandırıyor, yeniden bir bakış, yeniden bir değerlendirme, yeniden bir ivme kazandırma, yeniden bir coşku ve geleceğe daha heyecanla yürüme, bunları arzu ediyoruz'' diye konuştu.

-''Kolay olmayacağını biliyorduk''-

Atalay, ''Habur'daki karşılama ve Oslo görüşmesi gibi birtakım riskler alarak gerçekleştirdiğiniz politika, sizin tabanınızda nasıl tepki buldu'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Bunlar kolay değildi, kolay olmayacağını da biliyorduk. Yani biraz siyaset ve sosyoloji çalışan herkes bilir. Bu tür değişimler çok ciddi risklerdir. Çok ciddi eleştiriler de alırsınız. Muhalefetin eleştirilerini biliyorsunuz, olağanca gücüyle seçim ortamında bunu kullandılar ama kendi partimiz içinde de birçok eleştiriler aldık o dönemde. Ama bunları da normal gördük, iknaya çalıştık. Ama eninde sonunda en duyarlısı, en makulünü kim gösterdi biliyor musunuz, seçmenimiz gösterdi. Tüm bunları yaşadıktan sonra 2011 seçiminde oyumuzu yüzde 50'ye çıkardı.''

''Askeri vesayetin bittiği kanaati olmakla birlikte, bunla ilgili henüz yapılması gereken düzenlemeler var. Mesela Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması gibi. Bunlarla ilgili bir şey var mı'' sorusu üzerine, bunlarla ilgili de mesajlarının olduğunu bildirdi.

Kongrede ''anayasa kararlılığının'' çok geniş bir vurgu olacağını belirten Atalay, ''Bu dediğinizin bir kısmı yeni anayasayla ilgili. Anayasanın peşini bırakmayacağımızı ifade edeceğiz'' diye konuştu.

Normalleşmeye ilişkin daha fazla şey yapılacağını bildiklerini anlatan Atalay, kongrenin, bütün bunlara yeni bir hız kazandırmasını istediklerini kaydetti.

-''Siyaset her şeyi yönetendir''-

Atalay, ''AK Parti olarak, devlet ve hükümetin aynı olduğunu düşünüyor musunuz?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:

''Bir hukukçu olarak, hukuk fakültelerinde devlet ile hükümet ayrımı olmaz zaten. Siyasetin devleti yönetmesi daha çok esastır. Siyaset her şeyi yönetendir. Türkiye artık o duruma artık büyük oranda geldi diyebilirim. Çok büyük mesafeler alındı. Ama halen yok mu?

Anayasa değişmedikçe tam ileri demokrasi olamayız. Yeni anayasanın yapılması lazım. 1982 Anayasası'nda pek çok çarpıklık var. Anayasa öyle olduğu için onun uyum yasası olarak yapılmış, o çarpıklığı taşıyan pek çok yasamız var. Anayasa yeniden yapılmadan bütün bunları temizleyemezsiniz.''

Türkiye'deki değişimi normalleşme olarak nitelediğini dile getiren Atalay, ''Diyelim ki etnik çağrışımlar yapan, yasalarda birçok şey var, bunlar insanları rahatsız ediyor. Biz bir yandan çoğulcu bir toplum ve ülke olacağız diyoruz. Bir yandan etnik çağrışımlar yer alıyor. Bunlarda hepsine işaret ediyoruz'' dedi.

-''Yeni anayasadan başlayarak daha yapacak çok şey olduğuna inanıyoruz''-

Atalay, ''Anayasa çalışmaları devam ederken, Kürt meselesinde demokratik haklar konusunda ne bekleyebiliriz'' sorusu üzerine, ''Çok şey var ama burada çok somut şeyler söylemek istemiyorum. Ama vizyon metninde en azından, milli birlik, kardeşlik projesiyle ilgili, kendi çalışmamız, yazdığımız şeyler var'' dedi.

Bu konuda güçlü bir iradenin bulunduğunu dile getiren Atalay, ''Biz yeni anayasadan başlayarak daha yapacak çok şey olduğuna inanıyoruz'' diye konuştu.

''PKK deyince, karşınızda sadece PKK mı var yoksa daha geniş yelpazede bir güç mü?'' sorusu üzerine Atalay, ''PKK veya bizim terörümüz daima uluslararası özellik taşıyor'' dedi.

''Son birkaç haftadır, hükümetimizden gelen bu konudaki ifadeleri takip ediyorsunuz. Bu bir anlamda da kongreye bir zemin hazırlamak'' diyen Atalay, kongrede bu konuda daha güçlü bir mesajı ifade etmek için ekip olarak kapsamlı bir çalışma içinde olduklarını, bunları da Başbakan Erdoğan ile paylaştıklarını bildirdi.

Son günlerde daha rahatlayan zemin ve ifadelerin bu çalışmaların sonucu olduğunu dile getiren Atalay, ''Yarın ki kongrede bu konuda biraz daha somut ve geniş bir bakış duyacaksınız. Orada yine riskleri alacağımızı, yine cesaretle üzerine gideceğimizi, yani şunun bunun böyle demesinin çok da bizi bağlamayacağını, ama burada ittifakları da çok arayıcı olduğumuzu, ana muhalefet başta olmak üzere...'' ifadesini kullandı.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 1
  • Metin Yazar 11 yıl önce Şikayet Et
    tarihe geçtin. tarihe geçtin ama iyi olarak değil kötünün de kötüsü olarak.. kck operasyonlarını durduran ve polislerin elini kolunu bağlayan bir içişleri bakanı olarak tarihe geçtin. kck'lıların büyük şehirlerde örgütlenmesine göz yumarak tarihe geçtin. bir çok kürt genci senin kck'ya göz yumman yüzünden kck'lılar tarafından dağa gönderildi ve mehmetçikleri şehit ettiler. habur'da yaptıkların zaten bir başka rezaletti. sen bu günahlarını acaba yedi cami yaptırsan ödeyebilir misin?
    Cevapla
DİĞER HABERLER
DEM Parti'den Türk bayrağı ve İstiklal Marşı skandalı! 2 Belediyeye soruşturma başlatıldı
Harita paylaşıldı! 45 il için peş peşe uyarılar