Elini ayağını koca şiddetinde yitirdi

Arzu Boztaş çocuk gelindi, büyüdü,şiddetin en büyük mağdurlarından biri oldu.

Elini ayağını koca şiddetinde yitirdi
Elini ayağını koca şiddetinde yitirdi
GİRİŞ 03.12.2014 09:53 GÜNCELLEME 03.12.2014 12:31
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış

Kadın cinayetleri, çıkarılan yasalara ve imzalanan sözleşmelere rağmen uygulamadaki sorunlar nedeniyle bir türlü önlenemezken, kadının ekonomik özgürlüğünün olmaması, çocuk gelinler, kendi tercihini yapan kadınların şiddete uğraması, şiddet görmesine rağmen kadınların korunamaması, kamu güvencesinin bir türlü istenen ölçüde sağlanamaması gibi yapısal problemlerin tamamı, tek bir kadının bedeninde kendini gösterdi.

Ankara’da, henüz 14 yaşında evlendirilen, 14 yılda 6 çocuk sahibi olan ve şiddetle geçen yıllara rağmen ekonomik özgürlüğü olmaması nedeniyle kendine ait bir yaşam kuramayan Arzu Boztaş, kocasının üzerine “kuma” getirmesini kabullenmeyince, bacaklarından ve kollarından oldu. Zihinsel engelli olduğu belirtilen bir kıza tecavüz ettiği öne sürülen kocası, ailenin şikayetçi olmasını önlemek için nikah kıymayı kabul edince Boztaş’tan kendisinden boşanmasını ancak yanında yaşamaya devam etmesini istedi. Boşanmayı kabul eden ancak birlikte yaşamayı kabul etmeyen, 6 çocuğuyla yeni bir yaşam kuracağını söyleyen Boztaş, eşinin yakın mesafeden hedef gözeterek ateşlediği pompalı silahın hedefi oldu.

Kocası, Boztaş’ın önce bacağının eklem kısımlarına, yere düştüğünde de ayağıyla eline basarak, kollarının eklem bölgelerine ateş etti. Bacağı kesilen, kollarını kullanamayacağı da anlaşılan Boztaş’ın 6 çocuğu devlet gözetimine alındı. Yaşam mücadelesi veren Boztaş, tutuklanan eşinin serbest bırakılmasından ve ailesinin tehditlerinden korkuyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise “Biz Arzu’yu engelli hale getiren  adamın en ağır cezayı alması için mücadele edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.

14 yaşında evlendirildi

Arzu Boztaş, henüz 28 yaşında, 14 yaşında görücü usulüyle evlendirilmiş çocuk gelinlerden biri. Yozgat’a gelin giden, 1 yıl sonra ilk çocuğunu doğuran Boztaş’ın şiddetle tanışması aynı yıla denk düşüyor.

Boztaş, başlangıçta “kader” diyerek dayağa katlandı. Ancak yaşadıkları, yaşayacaklarının yanında hafif kalırdı. Henüz kendisi çocukken, her sene ardı ardına hamile kaldı. 10 yaş büyük eşi Ahmet Boztaş’ın ne sosyal güvencesi, ne işi gücü vardı. Sadece babadan kalma mallarla geçiniyor, kardeşlerinden para alıp, kardeşinin ailesiyle aynı evde yaşıyordu.

Dayaklar ise eşiyle sınırlı değildi, bir keresinde, kendisine diklendiği gerekçesiyle eşinin ağabeyi keresteyle saldırmış, bir keresinde eşi bıçakla ailesine saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle Boztaş’ı yaralamıştı.

Birkaç kez, kendisi gibi hiçbir sosyal güvencesi olmayan, günlük yevmiye karşılığında amelelik yaparak ailesini geçindirmeye çalışan babasının yanına kaçtıysa da her seferinde çocukları alıkoyan kocasının tehditleri ve çocuklarını kullanması nedeniyle geri döndü. Zaten, ailesinin yanındayken, kocası annesini ve kardeşlerini de tehdit etmiş, ailesi savcılığa başvurmasına rağmen hiçbir sonuç çıkmamıştı.

Uzaklaştırma aldı, evde kaldı

Yaklaşık 1.5 yıl önce dayanamayarak savcılığa gitti. Savcılık, kocası için 3 ay evden uzaklaştırma kararı verdi. Şiddet nedeniyle dava açtı. Ancak Boztaş’ın pazarlık gücü yoktu. Uzaklaştırma kararına rağmen her gününü evde geçiren kocasını uzak tutmak için hiçbir şey yapamadı. O üç ay yine şiddet gördü. Bir süre sonra, darp nedeniyle kocasının suçlu bulunduğu ancak 5 yıl süreyle aynı suçu işlememesi halinde cezanın ortadan kaldırılacağı ve bu aşamada ertelendiğine yönelik kağıt eve geldi. Şiddet sürüyor, Arzu artık şikayet etme gereği bile duyamıyordu.

‘Çocuklarıma bakarım’

Hayatta “Yeşil Kart” dışında bir şeyi bulunmayan Arzu Boztaş sürekli çocuklarını sayıklıyor. Kesilen bacağında enfeksiyon bulunan ve tedavisi süren Boztaş, “Elbise giymeyi, yıkanmayı özledim” diyor. Altı çocuğunun babasının tüm yaptıklarına rağmen, bunu da yapmasını kabullenemiyor. Ne hayatını bundan sonra nasıl sürdüreceğine, ne protezlerini nasıl alacağına ne de çocuklarına kollarını kullanamazsa nasıl bakacağına yönelik fikri var. “Kollarımı kullanırsam çocuklarıma bakarım” diyor, ailesinin ümitsiz bakışları arasında... Devlet bacaklarımın protezini karşılar mı? Babamın bir şeyi yok. Bana nasıl baksın? O eve dönemem” diye anlatıyor durumunu. .

‘Toplantılarla olmuyor’

Arzu Boztaş’la yakından ilgilenen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Ankara Temsilcisi Ayşen Ece Kavas da Boztaş’ın durumu için, “Bir kadının kendi hayatına karar vermek istediği için ne bedeller ödediğinin en açık örneği Arzu kardeşimiz. Biz hep Arzu’nun yanında olacağız. Arzu sağlık masraflarını devletin karşılayacağından bile şüpheli. Gösterişli toplantılar yapınca kadınların hayatı kurtulmuyor. Bakanın son toplantısında soru sormak isteyen arkadaşımız susturularak salondan çıkarılmıştı” dedi.

Kumayı kabul etmedi diye...

Arzu Boztaş, eşinin kendisini aldattığını biliyordu. Babadan kalma mallarını satan Ahmet Boztaş, parasının önemli kısmını başkalarıyla harcıyordu. Kendisi ve çocuklarına zarar vermediği sürece sakıncası yoktu. Ancak bir süre sonra zihinsel engelli olduğu belirtilen bir başka kızla zorla birlikte olduğu ve bunu sürdürdüğü ortaya çıktı. O haberler, o kızın babasının da kulağına gitti. İddiaya göre kız hamileydi. Baba Ahmet Boztaş’a şikayetçi olacağını, evlenmesi gerektiğini söyledi. Ahmet Boztaş, eve geldi ve eşi Arzu’ya resmi nikahını bırakmazsa hapse gireceğini söyledi. Ahmet Boztaş’a göre boşanabilir ve diğer kızla evlense de aynı evde yaşayabilirlerdi. “Boşanalım” diyen Arzu Boztaş’ın ise gerekirse temizliğe gidip, çocuklarına bakmaktı niyeti. Aynı evde o kadınla yaşamayacağını söyledi. Bu nedenle dayak yedi, hırpalandı ama vazgeçmedi. “Savcılık” tehdidi artınca eşi boşanmaya razı oldu.

Eklemlerine ateş etti

Boztaş planını yapmıştı. Arzu Boztaş’a, küçük çocukları komşuya bırakmasını, adliyeye gidip dava açacaklarını söyledi. Arzu Boztaş, okula giden dört çocuğunu gönderdi, iki çocuğu komşuya bıraktı.

Tam evden çıkacaklardı ki Ahmet Boztaş, “Bir daha konuşalım” dedi. Eline babasının evinden önceden getirdiği pompalı tüfeği aldı. “Sen beni bırakırsan gidip başkasıyla evlenirsin, seni öldürmeyip süründüreceğim” dedi. Önce dizkapağına ateş etti. Arzu yere düşünce, tüfeği diğer dizkapağına doğru ateşledi. Genç kadın, kaçmaya çalışırken, ayağıyla eline bastırıp dirsek bölgesine ateşledi. Yetmedi, diğer kolun aynı bölgesine bir kez daha ateş etti. Ahmet Boztaş, polise teslim edildi. Arzu Boztaş’ın ise iki bacağı kesildi. Damarları işlemez hale gelen kollarının şimdilik kesilmesine gerek görülmedi ama ailesine artık kollarını da kullanamayacağı söylendi.

KAYNAK: MİLLİYET
YORUMLAR 14
  • çini tanımıyorsun 9 yıl önce Şikayet Et
    Cehennem boşuna değil Rabbim Sen bu zalimleri hem bu dünyada hem ahirette süründür. Şu bacımıza da Sen acil şifalar nasip eyle.
    Cevapla
  • vefa 9 yıl önce Şikayet Et
    hukuk belli kadına vurana sende vuracan burda yazıyoruz ya yanımızda kadın dövülse hiç birimiz durup sormayız noluyo diye sonra hukuk...sen toplum olarak cezalandır bakalım
    Cevapla
  • hursit dilaver 9 yıl önce Şikayet Et
    bir çözüm de eve gidecek ve evde yatılı kalacak 3.göz.6 ay müddetle bir memur o evde bayanın yanında yatılı kalacak.hadi bakalım sen karıyı döv. sıkar tabi.kadın hemen yan odaya 3.göze kaçar da kurtulur ve adam da tek başına uyur.deneyin bunu ey devlet pişman olmazsınız.aklımızı da takdir edin bak.
    Cevapla
  • Uğur 9 yıl önce Şikayet Et
    Çıkarılan yasaların bu tür psikopatları durdurmakta hiçbir etkisi yok ki. Hükümet baskı altına alınarak AB'nin feminazi kanunları ithal ediliyor; işlenen suçlarla alakasız kişilerin hakları kısıtlanarak güya bu suçlar engellenmeye çalışılıyor. Bunlar cinayet işliyor diye çıkarılan kanunlarla iyi erkekler şımarık kadınlara köle yapılıyor sadece. Tabii ki o yasalarla psikopatlar durdurulamıyor. Yasalar sadece bu tür psikopatları hedef alacak şekilde değiştirilmeli. Mesela bu kadına bunu yapanın da kol ve bacakları kısas olarak kırılmalı. Dinimizde yani gerçek yasamızdaki ilke budur. Bu tür bir ceza olsa bakın bakalım bir daha kaç tanesi böyle şeylere cüret edebilecek? Kendisine avazı çıktığı gibi bağırıp üstüne erkekliğine laf eden karısına sonunda dayanamayıp hafif bir tokat attı veya bağırdı diye halim selim bir erkeğe haftalarca evden uzaklaştırma ve para cezası verip üstüne boşandığında tazminat olarak onun bütün malını kadına devretmekle bu iş çözülmez, ancak daha da kötüleştirilir.
    Cevapla
  • türk 9 yıl önce Şikayet Et
    bu adamı serbest bırakan hakimin çocuklarına aynısını yapsalar nasıl ceza verirdi acaba
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Katar'dan Türkiye açıklaması: Onurlu duruşu takdir ediyoruz
Ünlü yorumcu canlı yayında yere yığıldı!