Kayseri

Kayseri'deki FETÖ davası (1)

13:47 04 Kasım 2016
Kayseri'deki FETÖ davası (1)

Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak'ın yanı sıra Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün "il imamı" Sıtkı Baş'ın da aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 1 Kasım'da başlayan duruşmaya, aralarında Boydak Holding eski yöneticileri Hacı, Memduh, Mustafa, İlyas ve Şükrü Boydak'ın da yer aldığı 26'sı tutuklu 50 sanık ile avukatları ve müştekiler katıldı. Tutuklu bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla duruşmaya iştirak etti.

Tutuklu sanıklardan Hamdi Kınaş, hiçbir zaman bir terör örgütü adına zekat, himmet, burs toplamadığını savundu.

Kentte etkili iş adamlarından oldukları için ihtiyaç sahiplerinin zaman zaman kendilerinden taleplerde bulunduklarını dile getiren Kınaş, bu talepleri de hem kendi kaynaklarından hem de yakın çevresindeki kaynaklardan karşılamaya çalıştığını söyledi.

Kınaş, sadece dini sohbet toplantılarına katıldığını, bu toplantıların da genellikle oturmaya katılan arkadaşlarının evlerinde gerçekleştirildiğini ileri sürerek, sosyal medyadaki paylaşımlarını ve tweetleri de talimatla atmadığını, o gün ki şartlar içinde kişisel eleştiri hakkını kullandığını kaydetti.

Yurt dışına kaçmaya çalıştığına ilişkin iddialar bulunduğunu anımsatan Kınaş, bu konuyla alakalı havaalanında kısa süre alıkonulduklarını, suç unsuruna rastlanılmaması nedeniyle serbest kaldıklarını ancak yaşadığı moral bozuntusu nedeniyle biletini iptal ederek ülkesinde kaldığını, bu süreçte 4 ülkeye daha seyahat ettiğini ve kaçmayı hiç düşünmediğini anlattı.

Kınaş, dava kapsamında ilk tutuklanan kişinin kendisi olduğunu ve yaklaşık bir yıldır cezaevinde olduğunu ifade ederek, kabul edemeyeceği ağır bir suçlamayla karşı karşıya olduğunu kaydetti.

Mahkeme başkanın insanları neden Zaman gazetesine abone yaptırdığını sorması üzerine Kınaş, "O dönemin şartlarında Zaman gazetesini seviyordum. Bu nedenle eşe dosta tavsiye ediyordum. Sevdiğim şeyleri paylaşmayı severim. Gelirimi de paylaşıyordum." dedi.

- "Terörün finansmanı diye bahsedilen okul ücreti ve bağış bedelidir"

Kınaş, bazı delillere ilişkin sorulara ise bunların kanuna uygun elde edilmediği gerekçesiyle cevap vermeyeceğini, avukatının açıklama yapacağını söyledi.

Kenya'da FETÖ'ye ait bir okul yaptırıp yaptırmadığının sorulması üzerine de Kınaş, "Ben yaptırmadım. Biz bu okula sadece eleman gönderdik. Bir miktar da yardım ettik." diye konuştu.

Kınaş, şirketine kesilen 1 milyon 250 bin lira vergi cezasının düşürülmesi karşısında FETÖ'ye bağış yaptığı iddiasının sorulması üzerine de böyle bir olayın olmadığını öne sürdü.

Melikşah Üniversitesinde himmet toplantıları yapıldığı iddialarına ilişkin de Kınaş, burada üniversitenin tanıtımı ve gelecek vizyonuna yönelik toplantılar yapıldığını, kendisinin böyle bir toplantıya katılmadığını kaydetti.

Kınaş, çocuklarının eğitim gördüğü ABD'deki kuruluşa yaptığı bağışları da okulun altyapısını güçlendirmesi amacıyla yaptığını savundu.

Hamdi Kınaş'ın avukatı eski CHP Milletvekili Atilla Kart ise darbeye kalkışanlar ve onları azmettirenler ile geçmişi belli olmayan örgüt soruşturmasının şüphelilerinin birlikte yargılanamayacağını öne sürdü.

Müvekkilinin yaklaşık bir yıldır tutuklu olduğunu belirten Kart, bu nedenle 15 Temmuz darbe girişiminin faillerinden gösterilmesinin doğru olmadığını söyledi.

Kart, Kınaş hakkında 4 ayrı suçlama bulunduğunu ifade ederek, "Torba sevk maddelerinin hepsi müvekkilimde var ama tek tutuklanma kararı bulunuyor. Terörün finansmanının sağlamak suçundan tutuklanmış. Terörün finansmanı diye bahsedilen okul ücreti ve bağış bedelidir. Bunlar da makul rakamlardır. Buradan hareketle terörü finanse etmekle suçlanıyor." ifadelerini kullandı.

Müvekkilinin, şirketine kesilen vergi cezası karşısında uzlaşma hakkını kullandığını ileri süren Kart, kendisinin Kayseri'de vergi rekortmeni olduğunu, bunlarla ilgili de delilleri sunacaklarını söyledi.

Kart, delil olabilecek dijital materyallerden imaj alma işlemlerinin mahallinde ve sanık huzurunda yapılması gerektiğini vurgulayarak, "Bu sanık huzurunda yapılmak yerine emniyette ve müvekkilimin yokluğunda elde edilmiştir. İletişim tespiti yerine, telefon çözümü uygulanmıştır. Telefonda bulunmayan mesajların önemli bir bölümü teknik müdahale ile elde edilmiştir." dedi.

(Sürecek)

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.