Kayseri

"Yeni Sistem Büyük Türkiye" paneli

23:40 21 Mart 2017
"Yeni Sistem Büyük Türkiye" paneli

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, parlementer sistem diye ifade edilen sistemin bir yutturmaca, bir aldatmaca olduğunu belirterek, "Bu sistemin adı parlementer sistem fakat fiiliyatta darbelerin olduğu, muhtıraların olduğu, vesayetin olduğu, bürokratik oligarşinin olduğu, Başbakanların idam edildiği, bakanların idam edildiği, siyasi liderlerin yasaklı hale geldiği, Türkiye'nin 30 sente muhtaç hale geldiği, 115 turda cumhurbaşkanın seçilemediği, 52 yılda 50 hükümetin kurulduğu bir darbeler sistemidir. Biz darbelere yol açan, başbakanı idam eden bu sistemin değişmesini istiyoruz." dedi.

Sivil Dayanışma Platformu Kayseri Şubesi tarafından Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi'nde "Yeni Sistem, Büyük Türkiye" konulu panel düzenlendi.

Panelde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Türkiye'nin belirli aralıklarla darbelere maruz kaldığını belirterek, "En sonunda hale inanamadığımız, sürrealist bir film olarak hatırladığımız, dünya tarihinin en alçak, en şerefsiz, en adi, en namussuz FETÖ'cü darbe girişimi oldu. Bu normal bir darbe girişim değildi. Bu girişim Türkiye'yi iç savaşa sürükleme ve ülkeyi işgale hazır hale getirme girişimiydi. İşte biz bir daha 15 Temmuz'da olduğu gibi hain bir girişime maruz kalmamak için bu sistem değişsin diyoruz." diye konuştu.

Geçmiş dönemlerde mevcut sistemin sıkıntılarını ülke olarak yaşandığını anımsatan Yayman, şöyle konuştu:

"Aslında bugün parlementer sistem diye ifade edilen sistemin bir yutturmaca, bir aldatmaca olduğunu sizlere arz etmek isterim. Bu sistemin adı parlementer sistem fakat fiiliyatta darbelerin olduğu, muhtıraların olduğu, vesayetin olduğu, bürokratik oligarşinin olduğu, Başbakanların idam edildiği, bakanların idam edildiği, siyasi liderlerin yasaklı hale geldiği, Türkiye'nin 30 sente muhtaç hale geldiği, 115 turda cumhurbaşkanının seçilemediği, 52 yılda 50 hükümetin kurulduğu bir darbeler sistemidir. Biz darbelere yol açan, başbakanı idam eden bu sistemin değişmesini istiyoruz. İşte milletin adamını idam eden bu kepaze sistem, maalesef mevcut sistemdir. Biz bir daha başbakan idam edilmesin diye bu sistem değişsin diyoruz."

- "Propagandalarını 'yalan' üzerine kurdular"

Yeni sistemle birlikte devlet adına karar vereceklerin hem siyasi hem de hukuki açıdan sorumlu olacaklarının altını çizen Yayman, konuşmasına şöyle devam etti:

"Hayır cephesindeki koca koca adamlar çıkıp yalan üzerinden propaganda yapıyorlar. Propagandalarını 'yalan' üzerine kurdular. Yok tek adamlık geliyor, yok Tayyip Erdoğan kendisi için istiyor. Tayyip Erdoğan 5 genel seçim, 3 yerel seçim, 2 referandum ve bir de cumhurbaşkanlığı seçimi kazanmış bir lider. Tayyip Erdoğan başkanlık sistemine ihtiyacı yok. Tayyip Erdoğan, tarihte ve halkın gönlünde en müstesna yeri kazanmış bir lider. Başbakanımız Binali Yıldırım çok güzel bir şey söyledi. Bu sistem Tayyip Erdoğan için değil, her doğan için geliyor. Bu sistem her doğan Türk içindir."

Türkiye'de sistem tartışmasının 50 yıllık geçmişi olduğunu hatırlatan Yayman, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in de parlementer sistemin yerine başkanlık ya da yarı başkanlık sistemini getirmek isteğini kaydetti.

- "Türk düşmanlarının söylemlerine bakın"

Panelde konuşan Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan ise 16 Nisan'da yapılacak olan oylamanın önemini anlamak için Türkiye'de ve yurt dışında, Türkiye karşıtı, Türk düşmanı odakların söylemlerine bakılması gerektiğini vurguladı.

Türk milletinin Anadolu'ya geldiği günden bu yana ferasetiyle birçok badireyi atlattığına vurgu yapan Oğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bu sisteme şunun için ihtiyacımız var. 21. yüzyıl şartlarını hepiniz biliyorsunuz. O kadar hızlı bir değişim varki nesiller arasında farklar oluşuyor. Çocuklarımızı tanıyamıyoruz, anlayamıyoruz. Arada derin uçurumlar oluşuyor. Bu yüzyıl geçtiğimiz yüzyıllara benzemiyor. Geçtiğimiz yüzyıllarda 50-60 yılda değişen hadiseler bu yüzyılda 5 yılda, 10 yılda değişiyor. Bu değişim yüzyılında devletler de kendilerini yenilemenin, kendilerini revize etmenin, sistemini yenilemenin peşinde. Bizim de bu değişimlere karşı tedbir alacak yapıyı düşünmesi lazım. Bütün araştırmalar yeni bir dünyanın kurulacağını, 2050 yılına kadar bütün ekonomik dengelerin değişeceğini gösteriyor. Biz de bir an önce bu yeni dünyada yerimizi güçlendirmek, yerimizi tayin etmek zorundayız. Bunu da mevcut sistemle yapamayız."

- "Değişikliğe tam destek ama yeni anayasa şart"

1976'dan bu yana Türkiye'nin hak ettiği sivil, demokratik, katılımcı, özgürlükçü bir anayasa taleplerinin olduğunu vurgulayan Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan da mevcut sistemin Türkiye'nin hedeflerine gitmesini engellediğini söyledi.

1982 Anayasasının meşruiyetinin tartışmalı olduğunu, demokratik hiçbir yönünün olmadığının altını çizen Arslan, şunları kaydetti:

"1982 Anayasası yapılış sürecinden kabul edildiği sürece kadar bütün süreçleri antidemokratik. Baskıcı, tek yönlü bir süreçte kabul edildi. Türk milleti 35 yıldır bu anayasa ile yönetilmeyi hak etmiyor. Hak-İş olarak, bu anayasanın ne kadar maddesi değiştirilirse değiştirilsin, o darbecilerin ruhunun anayasadan gitmediğini görüyoruz. Bugün yapılmak istenen anayasa değişikliğine Hak-İş olarak sonuna kadar tam destek verirken bir taraftanda yeni anayasa talebimizden asla vazgeçmiyoruz. Bu 18 maddelik anayasa değişikliği gerçekleştiği zaman Türkiye'nin bütün sorunları çözülmeyecek. Türkiye'nin bütün talepleri karşılanmayacak. Türkiye'de her şey yeniden yapılıp, yeniden düzenlenmeyecek. Yani bu değişikliğe tam destek ama yeni bir anayasa şart. Ama biz 18 maddelik değişiklikle Türkiye'nin çok temel bir sorunun çözmüş olacağına inanıyoruz. Yönetim sisteminindeki sorunlarını çözeceğine inanıyoruz. Türkiye'de parlementer sistem diye bize yutturulan, aslında vesayetçi bir sistem olan mevcut yapının, bizim sorunlarımız çözmek yerine Türkiye'yi emsalleri ile aynı kulvarda koşarken, aynı hedeflere doğru giderken, geri bırakan, ekonomik krizlerlerle çökerten, siyasi krizlere sebeb olan, darbelerin önünü açan bu yapının, bundan sonra sürdürülebilir olmadığını hepimiz gördük.

Daha önceki cumhurbaşkanlarının hiçbir sorumluluklarının olmadığını vurgulayan Arslan, "Ekonomik krizlerin müsebbipleriyle muhattapları hep ayrıdır. 2001 krizine sebebiyet veren Ahmet Necdet Sezer layüsel bir cumhurbaşkanlığı makamında hiçbir sorumluluk göstermeden ülkeyi büyük bir krize sürüklemiştir. Ama krizin sonunda 3 siyasi parti halk tarafından cezalandırılarak meclis dışında bırakılmıştır. Ahmet Necdet Sezer ise ödül olarak 5 buçuk ay daha makamında kalmıştır. Millet 160 milyar dolarını kaybetmiş, Türkiye 10 yıl geriye düşmüş ama Ahmet Necdet Sezer'den kimse hesap soramamıştır." ifadeleri kullandı.

- "Söz millette"

Anayasa değişikliğini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir grup toplantısında gündeme getirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu ise "Mecliste bu değişiklik teklifinin millete sunulmaması için 'hayır' cephesi ciddi bir mücadele verdi. Ama başaramadılar. Hem Cumhurbaşkanımız hem iktidar partisi genel başkanı hem de MHP Genel Başkanı süreci sonuna kadar takip ederek bu paket size sunulmak üzere meclisten geçti. Şimdi söz millette. Milletimiz 16 Nisan'da bu referandum paketiyle ilgili en doğru kararı verecektir. Kendisini yönetecek olan hükümet sistemini yine kendi oylarıyla belirleyecektir." ifadelerini kullandı.

Panele Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden, MHP Kayseri İl Başkanı Mustafa Baki Ersoy ve çok sayıda vatandaş katıldı.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.