Torun sevgisi acılarını hafifletiyor

RIDVAN KORKULUTAŞ - Ülkesindeki savaşta 6 oğlu, eşi ve gelinlerini kaybettikten sonra Türkiye'ye sığınan Suriyeli Sabah Mattar (56), 11 torununa hem annelik hem babalık yapıyor.

Suriye'de 7 yıldır devam eden savaş, yüz binlerce kişiyi evinden yurdundan ederken, binlerce kişiyi de dul, öksüz ve yetim bıraktı.

Savaşın en büyük mağdurlarından biri olan ve 9 ay önce geldikleri Kilis'te İyilik Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İyilik-Der) tarafından kiralanan evde kalan Sabah Mattar, anne ve babaları ölen torunlarına burada sahip çıkıyor.

Torunlarına anne babalarının yokluğunu hissettirmeden acılarını, üzüntülerini içine gömen gözü yaşlı kadın, oğullarının emaneti için ayakta kalmaya çalışıyor.

En büyüğü 12 yaşında 11 torunuyla acılarını unutmaya çalışan Mattar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'de devam eden savaşta ailesinin birçok üyesini kaybettiğini söyledi.

Halep'te yaşananların dayanılmaz hale gelmesinden dolayı torunları ve kızları ile ilk olarak Azez'e geldiklerini anlatan Mattar, "Yaklaşık 2 yıl önce 6 oğlum, eşim ve gelinlerim şehit oldu. Etrafımızda binlerce kişi ölüyordu. Artık hayatımız dayanılmaz hale gelmişti. Biz de Halep'ten çıkmaya karar verdik. Ben ve kızlarım Halep’ten çıktık, bir süre Azez'de kaldık, yaklaşık 9 ay önce de Türkiye'ye geldik. Altı çocuğumu şehit verdim bu çok acı bir şey. Tüm Suriye'yi geri verseler o 6 çocuğuma değişemem." dedi.

Çocuk yetiştirmenin zorluğundan bahseden Sabah Mattar, çocuklarının emanetlerine gözü gibi bakmaya çalıştığını anlattı.

- "Babalarını, annelerini özlüyorlar"

Savaş mağduru kadın, kendilerine sahip çıkan Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederek, şunları kaydetti:

"Hiç basit değil ama torunlarımı yetiştireceğim, çünkü onlar bana çocuklarımın emaneti. Elimden geldiği kadar bu çocukları büyütmeye çalışıyorum. Gönül isterdi ki hepsi okula gitsin, eğer imkan sağlanırsa torunlarımı okula göndermek istiyorum. Babalarını, annelerini özlüyorlar, ailelerinin nerede olduğunu soruyorlar. Bu sorulara cevap vermek gerçekten zor. Benim 6 oğlum şehit oldu. Umarım Rabbim, Esed'e bunun hesabını sorar. Bu çocukların her şeylerine yetişmek zorundayım. Tabii zor oluyor, ne kadar zor olsa da ben bunu yaparken mutlu oluyorum. Her şeye rağmen Allah'a şükrediyoruz. Torunlarım sayesinde acılarım hafifliyor, onların küçük bir gülümsemesi bana yetiyor. İnşallah evlatlarımın emanetine en güzel şekilde sahip çıkacağım."

Mattar'ın, bombalı saldırılarda hem annesini hem de babasını kaybeden torunu Zekeriya (11) ise küçük yaşta hem öksüz hem de yetim kalmanın acısını yaşadığını ifade etti.

Bütün ihtiyaçlarını ninesinin karşıladığını belirten Zekeriya, "Annemi, babamı, amcalarımı ve yakınlarımı savaşta kaybettim. Allah ninemden razı olsun. Gücü yettiğince bize en güzel şekilde bakmaya çalışıyor. Tabii ben okula gitmek istiyorum, gelecekte doktor olmayı hayal ediyorum. Umarım okula gidebilir ve hayalimi gerçekleştirebilirim." dedi.

- Küçük yaşta büyük sorumluluk

Çalışarak ninesine destek olmaya çalışan 12 yaşındaki Ahmet ise ninesinin kendileri için çok büyük fedakarlıkta bulunduğunu aktardı.

Evin en büyüğü olmasından dolayı kendisine de çok iş düştüğünü anlatan Ahmet, "Allah ninemi başımızdan eksik etmesin. Ben de ona yardımcı olmaya çalışıyorum, sabah okula gidiyorum, öğleden sonra da çalışmaya gidiyorum. Şua n mobilyacıda çalışıyorum, büyüyünce de mobilya ustası olmak istiyorum. Umarım kardeşlerim ve kuzenlerim okula gidebilir. Gelecekte daha güzel bir hayatımızın olması için dua ediyoruz." diye konuştu.