Anadolu Uygarlıkları ve Türkiye'nin Antik Kentleri

Arkeolog İlhan Akşit'in Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınlarından çıkan ''Anadolu Uygarlıkları ve Türkiye'nin Antik Kentleri'' kitabı, çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu'ya ve Türkiye'nin antik kentlerine ışık tutuyor.

Anadolu Uygarlıkları ve Türkiye'nin Antik Kentleri
Anadolu Uygarlıkları ve Türkiye'nin Antik Kentleri
GİRİŞ 23.08.2010 13:45 GÜNCELLEME 23.08.2010 13:45

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, 479 sayfadan oluşan kitapta ''Anadolu'da Tarih Öncesi Çağlar'', kronolojik sıralamaya göre Anadolu'da kurulan uygarlıklar, ''Anadolu'da Helenistik Çağ'', ''Anadolu'da Roma Çağı'' ve antik kentler yer alıyor. Haluk Uygur, Faruk Akbaş, İzzet Keribar, Lütfi Özgünaydın, Güngör Özsoy, Hasan Basri Özsu, Kadir Kır, Erdal Yazıcı'nın çektiği fotoğraflar, kitabın görselliğine de ayrı bir renk katıyor.   

Sunuş bölümünde kitap hakkında görüşlerini belirten Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kültürlerarası iletişim ve etkileşimin yoğun bir biçimde yaşandığı günümüzde, toplumsal kalkınmanın yolunun kültürel kalkınmadan geçtiğinin artık yadsınamaz bir gerçeğe dönüştüğünü belirtti.

Sahip olunan sanatsal, kültürel ve tarihi birikimi geçmişten bu güne taşımanın, zenginleştirerek geleceğe aktarmanın daha da önemlisi kendi insanlarının yanında dış dünyaya tanıtmanın Türkiye'nin kültürel kalkınması için son derece önemli olduğunu vurgulayan Günay, şunları kaydetti:

''Açık hava müzesi niteliğindeki ülkemizin sahip olduğu tarihi miras, yüzyıllara sığmayan kültürel zenginliğin karış karış işlenmesiyle örülmüş bir ağ gibidir. İnsanlığın tarihini ve uygarlığın geçirdiği her evreyi apaçık gözlerimizin önüne seren antik kentlerimiz de bu ağın düğüm noktalarını oluşturmaktadır.

Sahip olduğumuz bu tarihi zenginliği korumak, yaşatmak ve tanıtmak, aynı zamanda geleceği inşa etmektir. Tarih öncesi uygarlıklardan başlayarak Anadolu'da izleri bugüne kalabilmiş antik bölge ve kentleri anlatan bu prestij eseri, alanındaki en derli toplu çalışma olduğu inancıyla beğenilerinize sunuyoruz.''

YAZARIN GÖZÜNDEN ANADOLU TARİHİ

Arkeolog İlhan Akşit de kitabın ön sözünde, Anadolu'nun ilk insanın mağara yaşantısından başlayarak bir çok uygarlığın yaratıldığı ve uygarlık tarihi açısından bilinen en zengin coğrafya olduğunu belirtti.

Anadolu'nun vefalı bir ana gibi bağrından bir çok medeniyeti çıkardığını, zenginlikleriyle onları besleyip büyüttüğünü ifade eden Akşit, zaman içinde bir uygarlık sonlanırken başka bir uygarlığın doğmasının ve bu sürecin Anadolu topraklarında ilkel insandan itibaren kesintisiz olarak günümüze kadar devam etmesinin, Türkiye'nin bugün ''Uygarlıklar Ülkesi'' olarak anılmasına neden olduğunu dile getirdi.

Anadolu'da Paleolitik ve Mezolitik Devir'lerden sonra Neolitik Devir'e ait her gün yeri bir merkezin ortaya çıkarıldığını anlatan Akşit, elde edilen yeni bilgilerin Anadolu'daki Neolotik Devri 2000-3000 yıl geriye götürdüğünü ifade etti.

Kalkolitik Devri'nden sonra gelen ilk Tunç Çağı'nda Anadolu'da beyliklerin oluşmaya başladığını ve bu beyliklerden üstün bir kültüre sahip Hitit İmparatorluğu'nun doğduğunu belirten Akşit, kitabın ön sözünde şunları dile getirdi:

''400 yıl kadar bu toprakların hakimi olan Hititler'in yarattığı yüksek uygarlığın izlerini bugün Anadolu'nun bir çok yerinde görmek mümkündür. Bugüne kadar başka uygarlıklara bağlanmak istenen ve bu uygarlıkların malı olmamak için on yıl savaşmış olan Troia'nın son zamanlarda yapılan kazılarda Wilusa adı ile Hititler'e bağlı bir beylik merkezi olduğu anlaşılmıştır. Hititler'in yıkılmasından sonra onların hakiki örf ve adetleri Genç Hitit şehir devletlerinde yaşamaya devam etmiştir. Arkasından doğuda Urartu, batıda Phryg ve Lydia Uygarlıkları doğmuştur. Lydialılar'ı yenen Persler'in 200 yıllık hakimiyetinden sonra İskender'in tarih sahnesine çıkışıyla Anadolu'da Helenistik Çağ başlamıştır. Daha sonra Bizans İmparatorluğu 1000 yıldan fazla Anadolu toprakları üzerinde yaşamış ve bizlere yaşamışlığın izlerini bırakmıştır. Daha sonra Anadolu'ya egemen olan Selçuklular ve sonrasında 600 yıl hüküm süren Osmanlılar da sayısız görkemli eser inşa etmeye devam etmişlerdir. Bugün bütün bu uygarlıkların kültür zenginlikleri, ülkemizi çok özel bir konuma taşımakta ve dünyanın hayranlığını, haklı olarak Anadolu'muzun üzerine çekmektedir.''

İLHAN AKŞİT

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden 1965 yılında mezun olan İlhan Akşit, Aphrodisias Kazıları'nda ''Bakanlık Temsilcisi'' olarak görev yaptı.

Çanakkale Müzesi Müdürlüğü'ne 1968 yılında atanan Akşit, bu görevi sırasında Troia'da bugün de ziyaretçilerin ilgisini çeken tahta atı yaptırdı. Anadolu'da din kültüründe büyük önem taşıyan Gürpınar'daki Khryse-Apollon Tapınağı'nda beş yıl kazı yaparak bu tapınağın ortaya çıkmasını sağladı. Çanakkale Şehitler Anıtı altındaki Harp Müzesi'ni ve Bigalı Köyü'nde Mustafa Kemal'in 19. Tümen Karargahı olarak kullandığı evi müze olarak düzenledi.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü'ne 1976 yılında atanan Akşit, 1978 yılında TBMM Milli Saraylar Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi sırasında ziyarete kapalı olan Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı ve Küçüksu Kasrı'nı yeniden düzenleyerek turizme açtı.

Akşit bugüne kadar ''Hititler'', ''Batı Anadolu Uygarlığı'', ''Efes'', ''Işık Ülkesi Lykia'', ''Kapadokya, ''Kariye Müzesi'', ''Ayasofya'', ''Topkapı Sarayı'', ''Mustafa Kemal Atatürk'', ''Tarihin Taşa Yazıldığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'' gibi bir çok Türkçe ve yabancı dillerde yayınlanmış eserlere imza attı.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
CHP'deki "para sayma" soruşturmasında yeni gelişme! Şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı
Başkan Erdoğan'dan dev operasyon sinyali: Sınırımız komple garanti altına alınacak