Batı kaynaklarına göre Osmanlı Tarihi

Ünlü Alman Tarihçi Zinkeisen'in 25 yıl emek vererek Batı arşivlerindeki belgelere göre yazdığı, tarihte büyük bir açığı kapatan kaynak eseri fuarın gözde kitaplarından...

Batı kaynaklarına göre Osmanlı Tarihi
Batı kaynaklarına göre Osmanlı Tarihi
GİRİŞ 18.11.2011 15:59 GÜNCELLEME 18.11.2011 15:59
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Osmanlı Tarihinin en tartışmalı ve arka planı önemli yılları Avrupa ile ilişkili yılları kaplıyor. Avrupa'nın o yıllarda bize nasıl baktığını, ilişkilerde neleri öne çıkardığını birinci elden bize aktadar kaynak sayısı da sınırlı.

Bu boşluğu kapatmaya aday kaynaklardan Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihini kaleme alan batılı yazarlardan en ünlüsü hiç kuşkusuz Joseph von Hammer'dir ve onun 10 Ciltlik eseri tarihçilerin dikkatli analizle kullanması elzem kitaplar arasında yer alıyor.

Türkçe'de artık onun kadar değerli ve Osmanlı tarihini Batılı kaynaklardan bize aktaran bir eser daha var. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa ilişkileri açısından en önemli eser diye nitelenen ve orijinali yedi bin sayfa olan Osmanlı İmparatorluğu Tarihi’nin çevirisi beş yıldan fazla sürmüş.

Tarih denildiğinde saygın ve güvenilir yayınevleri arasında ismi ön sıralarda gelen Yeditepe Yayınevinin Türkçe'ye kazandırdığı eserin takdim yazıları Türk tarihçiliğinin kutup ismi Prof. Dr. Halil İnalcık ile Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya ait.

ESERİN DİĞER OSMANLI TARİHLERİNDEN FARKLARI

İki ünlü tarihçi eserin önemini anlatan takdim yazılarında  Osmanlı İmparatorluğu Tarihi’nde profesyonel tarihçilerin bile şimdiye kadar duymadığı birçok ilginç detay yer aldığına dikkat çekiyorlar...

Osmanlı İmparatorluğu Tarihi  ( 7 Kitap Takım - Ciltli )Doç Dr. Erhan Afyoncu, Nilüfer Epçeli ve Prof. Dr. Kemal Beydilli gibi ünlü tarihçilerin yer aldığı 10 kişilik bir ekip tarafından dilimize kazandırılan ünlü Alman Tarihçi Johann Wilhelm Zinkeisen'in 1840-1863 yılları arasında tam 25 yıl emek vererek, Venedik, Avusturya, İngiltere, Almanya, İspanya ve Fransa kütüphanelerindeki belge ve kitaplardan derlediği Osmanlı İmparatorluğu Tarihi;  Osmanlıya karşı Avrupa’da kurulan, kurulmaya çalışan ittifakları, anlaşmaların perde arkasını, elçilerin İstanbul’daki faaliyetlerini, Avrupalı hükümdarların şark siyasetlerini, devlet teşkilatını, fetihlere Batıdan bakış gibi önemli noktaları içeriyor. 

PADİŞAHLARIN KARAKTER ANALİZİ BİLE VAR
Bizim arşivlerimizdeki eserlerde rastlamak pek mümkün  olmayan özel bilgiler içeren eseri kaleme alan Zinkeisen padişahların karakterlerini dahi  analiz etmiş. Örneğin Avrupalı diplomatlar sert olduğu için Yavuz Sultan Selim’den pek hazetmiyormuş. Fatih Sultan Mehmet’e saygıları çok büyükmüş. İlime ve sanatçıya verdiği değerden, Büyük İskender ve Sezar’a dair kitaplar okumasına her şeyi not etmişler.
Kanuni Sultan Süleyman’ı ise büyük bir hükümdar olarak anlatmışlar.
Asla alkol kullanmadığını ve Hürrem Sultan’a çok büyük bir aşk duyduğunu hatta Hürrem ölünce yıkıldığını bile yazmışlar.
PROF. DR. HALİL İNALCIK'IN ESER YAZDIĞI TAKDİM YAZISI

Büyük Osmanlı tarihinin asıl kaynakları kuşkusuz Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, kadı sicilleri, vakıflar ve müftülük arşivleridir. Bu belge hazineleri kullanılmadan bu tarih hakkıyla yazılamaz. Ancak, Avrupa arşiv ve kütüphaneleri Osmanlı tarihi üzerinde muazzam bir malzeme yığını saklamakta ve Türk araştırıcılar ancak şimdilerde bu kaynaklara el atabilmektedirler. Avrupa arşivleri ve vekâyinâme kolleksiyonları, Avrupalı tarihçiler tarafından oldukça etraflı araştırmalara konu olmuştur. İlk araştırıcılar, XV-XVI. yüzyılda Angielello, Giovio, Sansovino gibi İtalyan tarihçilerdir. Bu bakımdan Avusturyalı tarihçi J. W. Zinkeisen, kuşkusuz başta gelir.

J. von Hammer Geschichte des Osmanischen Reiches’den (X cilt, 1827 Peşte) sonra J. W. Zinkeisen devâsâ bir Osmanlı Tarihi (VII. cilt, Geschichtle des Osmanischen Reiches in Europa, Gotha 1840-1863) yayınladı. Hammer, bir oryantalist olarak eserinde Osmanlı kaynaklarını esas tuttuğu halde Zinkeisen, Osmanlı-Avrupa ilişkilerini ana-konu yaptı. Avusturyalı tarihçi, Genel Osmanlı tarihi ilk dönem için, Bizans ve İtalya tarihlerini Hammer’i ve Hoca Sa‘deddin’in Bratutti tarafından yapılan İtalyanca çevirisini izlemiş, ancak birçok yanlışları tekrarlamıştır. Bununla beraber Hammer’e bakarak, Zinkeisen’in çok daha iyi bir tarihçi olduğuna kuşku yoktur (Hammer, Doğu kaynaklarının bir çevirmeni olmaktan ileri gidememiştir.

Avusturya ile ilişkilerde Viyana devlet arşivindeki bazı belgeleri kullandığı doğrudur). Örneğin, Zinkeisen Fâtih’in harap bir şehir olarak aldığı İstanbul’un (yeni bir Türk-İslâm şehri olarak) temellerini attığını ve iskânında büyük çaba gösterdiğini belirtmiştir. Fakat Fâtih’in bir Rum Patrik’i atamasındaki ana amacını anlayamamıştır. Yunan kaynaklarını kullanarak Patriklik hakkında naklettiği ayrıntılar (çeviri II, 10-11) değerlidir.

Hammer’den farklı olarak Zinkeisen’in eserini orjinal ve değerli kılan nokta, olaylarla çağdaş Batı kaynaklarını ayrıntılı biçimde kullanmasıdır. Zinkeisen, yayınlanmış belge kolleksiyonlarını ve çağdaş kronikleri kullanır (bu arada A. von Gevay, Urkunden und Aktenstücke zur Geschichte der Verhältnisse zwischen Österreich, Ungarn und der Pforte im XVI und XVII Jahrh., III cilt, Viyana 1838-1842; Charrière, Négociations de La France Daus le Levant, Paris 1848-1860).

Zinkeisen’in eseri, 19. yüzyıl ortalarında yazılmış olmakla beraber, geniş bir perspektif içinde kullandığı kaynaklar dolayısıyla bugün de değerini korumaktadır. Özellikle, şimdiye kadar hiçbir Türk tarihçisinin yabancı kaynakları bu ölçüde kullanmadığı göz önüne alınırsa, eserin Türkçe çevirisi tarih edebiyatımız için büyük kazançtır.

Zinkeisen’den yaklaşık yarım yüzyıl sonra N. Jorga (Iorga), Osmanlı Tarihi üzerinde yeniden 5 ciltlik bir genel tarih yayınladı: Geschichte des Osmanischen Reiches, Gotha 1908-1913. Jorga’nın tarihini ötekilerden ayrıt eden özellik, İtalyan arşivlerinde çalışarak topladığı orjinal belgeleri eserinde kullanmasıdır (bu belgeler VI. cilt halinde Bükreş’te yayımlanmıştır: Notes et Extraits pour servir à léhistoire des Croisades). Jorga’nın beş ciltlik eseri gibi Zinkeisen’i de Türkçeye kazandıran değerli tarihçi, Erhan Afyoncu ve mesai arkadaşlarını burada kutlamak bir ödevdir.

***
JOHANN WİLHEM ZİNKEİSHEN KİMDİR?

Johann Wilhelm Zinkeisen, 12 Nisan 1803’te Altenburg’da doğdu. Jena ve Göttingen’de önce ilâhiyat, sonra tarih okudu. Eğitimini tamamladıktan sonra Dresden’de Blochmann Enstitüsü’nde öğretmen olarak çalıştı. Daha sonra Münih’te yaşadı. 22 yaşındayken 11 Eylül 1825’de Jenea Akademisi’nde Commentatio Historico-Critica de Francorum Maiore Domus (Franklar’ın Maiore Domus’una Dair Tarihsel-Eleştirel İnceleme) isimli doktorasını savundu. Üst düzey bir saray görevi olup (saray nazırlığı) devlet yönetiminde büyük rol oynayan “maior domusluğu” Franklar’ın krallığının ilk dönemlerinden alıp, VIII. yüzyıla kadar nasıl güçlenip krallığı ele geçirdiğini incelediği doktora tezi Jenea’da 1826’da basıldı. 1831 yılı başlarında Leipzig Üniversitesi’nde Tarih ve Devlet Bilimleri bölümünde İtalya’daki İlkcağ halklarından Samnitler’in tarihini genel olarak ele alıp, Etrüskler gibi İtalya halklarıyla karşılaştırdığı Samnitica, Dissertatio Historico-Critica (Samnitler’in Tarihi, Tarihsel-Eleştirel İnceleme) isimli teziyle doçent oldu. Burada görev yaparken 1832’de “Geschichte Griechenlands/Yunanistan Tarihi” adlı eserinin ilk cildini yayınladı. Daha 29 yaşındayken yayınladığı bu eseriyle dikkatleri üzerine çekti. 1833 Haziran’ında Saksonya Altenburg Dükü’nün elinden profesörlük unvanını aldı.

Üniversitede hocalık yaptığı zamanlarda Avrupa’nın siyasi ve kültürel tarihine ait çok değişik derslerin hocalığını yapmıştı. Leipzig Üniversitesi’nde 1831-1832 yılları arasında pek çok ders verdi. 

Zinkeisen yazacağı eserler için bir müddet Paris’te yaşayıp, araştırmalar yaptı. Zinkeisen, Paris’te geçirdiği süre içerisinde ikinci cildini yayınlamadığı, “Yunanistan Tarihi”nin üçüncü ve dördüncü ciltlerini yayınladı. Yine “Geschichte des Osmanischen Reiches in Europa/Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa Tarihi” adlı en önemli eserinin birinci cildini de kaleme alıp, neşretti.

Zinkeisen, yayınladığı Yunanistan Tarihi vesilesiyle 1834’te Atina Üniversitesinden bir teklif almış, ancak Yunanistan’daki şartları kendisi için cazip görmediğinden teklifi reddetmişti. Versailles, Lafayette, Jakobenler Cemiyeti ve Fransa’daki durumlar hakkındaki birçok makalesi de 1836-1840 yılları arasında Augsburg Allgemeine Zeitung ve Raumer’in Tarih Cep Kitabı’nda, Minerva’da ve başka yerlerde yayınladı.

1839’da evlendi ve bir çocuğu oldu. 1840 Eylül’ünde Paris’teyken Prusya Dış İlişkiler Bakanlığı tarafından Leopold Ranke’nin arabuluculuğuyla baştan sona kadar yeniden yapılandırılması düşünülen Prusya Resmi Gazetesi’nin yazı işlerinde görev alması için davet edildi. Yine Ranke’nin arabuluculuğuyla ardı ardına Göttingen, Heidelberg ve Kiel üniversitelerinden Tarih ve Devlet Bilimleri bölümünde profesörlük teklifleri geldi. Bu sırada Cotta Yayınevi de Zinkeisen’i çok uygun koşullar altında Augsburg Allgemeine Zeitung Gazetesi’nin müdürlüğüne getirmeye çalışıyordu. Ranke ve diğer yüksek mevkideki insanların telkinleri üzerine Zinkeisen çok önemli fedakârlıklarda bulunarak, resmi gazetede görev alması yönündeki daveti kabul etti. Ailesiyle birlikte Berlin’e taşındı. Zinkeisen teklifi kabul ettiğinde öncelikli amacı, yazı işlerini tamamen devralmadan bilhassa yöneteceği ve kontrol edeceği dış siyaset bölümüyle yazı işlerine katılmaktı. Ancak 1840 Aralık ayı başlarında basın işlerinden sorumlu bakanların huzuruna çıktığında, 1 Ocak 1841’den itibaren Resmi Gazete’nin tüm yönetimi sorumlu yazı işleri müdürü olarak Zinkeisen’e verildi. Bütün önemine rağmen bu görev Zinkeisen’i maddi olarak sıkıntıya sokan geçici bir makamdı. Zinkeisen’in tayinine rağmen resmi gazetenin sıkıntıları bitmedi.

Yaklaşık bir buçuk yıl süren toplantı ve tartışmaların sonunda, 1 Temmuz 1843’ten tarihinden itibaren Resmi Gazete’nin yerine Prusya Kralı’nın onayıyla “gazetenin bağımsızlığını dışa karşı da belgelendirmek amacıyla” bir Kraliyet Enstitüsü ilan edilen Allgemeine Preußische Zeitung adlı gazete yayınlanmaya başladı.

Gazetenin görevi yine Prusya’ya savunmak ve anavatanın enstitülerine ilgiyi canlandırmaktı. Zinkeisen yine yazı işleri müdürlüğüne getirildi, ama yine devlet memuru kabul edilmeyip, şahsi durumunun ileride düzeltileceği söylenerek teselli edildi. Bu arada Allgemeine Preußische Zeitung’un Dr. Hermes’in yönetimindeki bölümün kontrolü de Zinkeisen’e verildi. Böylece iç ve Alman meseleleri ile ilgili makaleler Zinkeisen’in onayından geçiyordu. Bir süreliğine bir yandan da küratör vekilinin işlerini de yürüttü.

1848’de dönemin Devlet Bakanlığı tarafından doğrudan saraydan gönderilen, 15-19 Mart olayları hakkında bir makaleden dolayı 20 Mart günü hava daha aydınlanmadan sabahın erken saatlerinde evine (Schulgartenstraße 4/Königgrätzer Straße, Potsdamer Tor) silahlı bir kalabalık saldırdı. Saldırganlar, tehdit ederek Zinkeisen’e zorla makaleyi yazanın adını söylemesini istediler. Zinkeisen bunu kabul etmeyince, burnuna bir tabanca dayandı.

Kendisine dikte edilen ve ertesi gün “gönüllü” açıklaması olarak tüm gazetelerde yayınlanacak açıklamayı hemen yazmadığı takdirde, öldürmekle tehdit edildi. Evinin camlarına ateş edildi. Korkan eşine ise açılan ateşin sevinçateşi olduğu söylendi.

Zinkeisen’e zorla şu açıklama yaptırılmıştı: “Huzuruma gelen Berlinli vatandaşlardan müteşekkil bir heyet nezdinde 81 sayılı gazetede Berlin altında yayınlanan, 15-19 Mart olayları ile ilgili makalenin Bakanlık tarafından Allgemeine Preußische Zeitung’da yayınlanmak üzere gönderildiğini gönüllü olarak ilan ederim. Olayları tamamen çarpıttığından, bu makaleyi savunmam mümkün değildir”.

Bu olaylardan sonra, 21 Mart sabahı Zinkeisen derhal saraya çıkarak, gerek makamı gerekse ailesi için koruma sağlayamadıkları takdirde, istifasını kabul etmelerini istedi. Ancak istekleri gerçekleşmedi. İhtilâl fırtınası dinmemişti. Aynı sabah Zinkeisen’i ele geçirmek üzere silahlı daha büyük bir kalabalık bu defa yazı işleri müdürlüğünün bulunduğu yere hücum etti. Zinkeisen bu olaydan ancak tesadüf eseri kurtuldu. İstifasının kabulünü isteyerek, akşam olmadan yedi kişilik ailesi ile birlikte Berlin’den ayrıldı.

Zinkeisen gittikten sonra Allgemeine Preußische Zeitung hızla çöktü. Zinkeisen kısa bir süre sonra Berlin’e dönerek istifasının kabulünü talep ettiğinde, istenen değişikliği bir an önce yapması ve yeni kurulacak enstitünün başına geçmesi istendi. Prusya Resmi Gazetesi’nin resmi kısmı hükümetin merkezi idareler aracılığıyla çıkartılan fermanları, ilanları, kanunları, vs. ihtiva edecek ve Devlet Bakanlığı’nın kabul edilmiş organı olacaktı. Resmi olmayan kısmı ise günlük olayları güvenilir kaynaklara göre verecekti. Zinkeisen’e bundan böyle devlet memuru statüsünün kabul edileceği ve düzenleneceğine dair güvence de verilmişti. Bu durum üzerine Zinkeisen’in 1848 Mayıs’ı sonlarında “Staatsanzeiger” adlı Resmi Gazete’nin müdürlüğünü kabul etti. Resmi Gazete’nin müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı tarafından Dışişleri Bakanlığı’na devredildi. Ancak olaylar yüzünden enstitü yapılandırılamadı. 1849 Nisan’ında Resmi Gazete’nin yönetimi Devlet Bakanlığı’na devredildi ve Edebiyat Bürosu’nun yönetimi ile birleştirildi.

Zinkeisen, eski ve yeni Resmi Gazete’nin başmüdürlüğünün dışında da hükümete faydalı olmaya da çalışmıştı. Berlin’e gelir gelmez kralın emri ve onayıyla Madrid ve Dışişleri Bakanlığı arasında bir bağlantının kurulmasını sağlamış ve bu konuda sekiz yıl boyunca arabuluculuk yapmıştı. Kraliçe II. İsabel’in tartışmalı hükümdarlığının Prusya tarafından tanınması mümkün olmadığı ve bu yüzden de İspanya ile herhangi bir diplomatik ilişki kurulamadığından, bu bağlantı hükümete önemli faydalar sağlamıştı. Madrid’den bakanlığa gelen ve büyük siyasi önem taşıyan mesajların hepsi şifre anahtarı yalnızca Zinkeisen’de olduğu için elinden geçmişti. 1851’de aniden Resmi Gazete’nin siyasi gazete olarak kapatılmasına karar verilene kadar Zinkeisen, Resmi Gazete’nin yazı işleri başmüdürlüğünü üç yıl daha sürdürdü. Gazete kapatıldıktan sonra Zinkeisen, düşük bir maaşla emekli edildi. Zinkeisen, bakanların görüşüne göre yazı işleri müdürlüğü sırasında “gayretli, dürüst, iyi niyetli ve tüm bilgilere sahip biri olarak kendini kanıtlayan adam” olarak tanımlanmıştı.

Zinkeisen emekli olduktan sonra Berlin’de bilimsel ve edebi çalışmalarına devam etti. Üzerindeki yüklerin azalmasıyla birlikte ardı ardına eserlerini yayınladı. 1863’e kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa Tarihi isimli eserinin yedinci cildini yayınladı. 1852 ve 1853 yıllarında “Jakobinerklub/Jakoben Cemiyeti” adlı eserini, 1854 yılında ise “Drei Denkschriften über die Orientalische Frage/Şark Meselesi Hakkında Üç Muhtıra” adlı eserini yayınladı.

Zinkeisen, Osmanlı Tarihi’nin son cildini yayınlayamadan 5 Ocak 1863’de Berlin’de öldü.

(Haber 7)

Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartlarını görmek için bu linki kullanabilirsiniz

YORUMLAR 1
  • Haluk 12 yıl önce Şikayet Et
    Kıymetli bir eser.. Beyefendide bu eseri okuyor! :)
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Hükümetin önündeki en zor problem... Rakamlar her yıl kötüye gidiyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan çocuklarla bir araya geldi