Bayrak Şairi Arif Nihat Asya anıldı

Bayrak Şairi olarak ünlenen Türk şiirinin büyük ustalarından Arif Nihat Asya, vefatının 31. yıldönümünde, doğum yeri olan Çatalca'nın İnceğiz Köyü'ndeki anıtı önünde törenle anıldı.

Bayrak Şairi Arif Nihat Asya anıldı
Bayrak Şairi Arif Nihat Asya anıldı
GİRİŞ 07.01.2006 11:05 GÜNCELLEME 07.01.2006 11:05

Türk Eğitim-Sen tarafından düzenlenen anma törenine, Çatalca Kaymakamı Yüksel Ayhan, sendikanın Genel Başkanı Şuayip Özcan'ın yanı sıra vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Özcan, Arif Nihat Asya'nın, ülkesini ve milletini seven, bir dönem TBMM'de görev yapmış değerli bir eğitimci olduğunu söyledi.

Özcan, Asya'nın "Bayrak" şiiri ile de Türkiye'de "bayraklaştığını" ifade ederek, "Geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez. Türk edebiyatına böylesine önemli hizmet veren bir kişinin yeni nesillere aktarılması ve tanıtılması lazım. Bu görev en başta biz eğitimcilere düşüyor" dedi. Şair Arif Nihat Asya'yı anma etkinlikleri kapsamında, Çatalca Belediyesi Kültür Merkezi'nde de bir konferans gerçekleştirildi.

ÂRİF NİHAT ASYA KİMDİR (1904-1975)



 İstanbul’un Çatalca ilçesinin İnceğiz köyünde doğdu. Babası Zîver Efendi Tokat’lı, anası Fatma Hanım Tırnova’lı (Bulgaristan)dır. Ârif Nihat bir aylıkken babası öldü. Akrabalarının himayesinde büyüdü. Bu yüzden şiirlerinde öksüzlüğün acısını derinden duymuş ve duyurmuştur.


Orta tahsilini parasız – yatılı olarak Bolu ve Kastamonu Liselerinde tamamladıktan sonra, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nun Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği ve müdürlük yaptı. 1950-1954 döneminde Seyhan (Adana) milletvekili oldu. Ankara Gazi Lisesi öğretmeni iken emekliye ayrıldı.


Edebiyatımızda “Bayrak” şâiri olarak tanınan Asya, Bayrak şiirini Adana’nın kurtuluş günü olan bir “5 Ocak”ın heyecanı ile yazdı. İlâhî tesadüf ki, ölümü de gene bir 5 Ocak gününe rastladı. (Ankara 1975). Edebî şahsiyetinin en kuvvetli yönü şâirliği olmakla beraber, şiirleri kadar güzel ve kuvvetli nesirleri de vardır. İlk yazısını Millî Mücadele sırasında Kastamonu Lisesinde öğrenci iken yazdı. Bir çok dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. Çok verimli bir yazardı, basılmış 25 eseri vardır.


Şiirlerinde hece, arûz ve serbest vezinleri kullanan Arif Nihat nazmın her tür ve şekliyle eserler vermiştir. Canlı, çekici ve heyecan verici bir üslûbu vardır. Güzel ve zarîf benzetmelerin yanı sıra, keskin zekâsının, şakacı mizâcının mahsûlü olan nükteleri, hicivleri, kelime oyunları üslûbunu tamamlayan önemli unsurlardır. Arkadaşlarına şiir armağan etmek, tarih düşürmek onda husûsî bir zevk haline gelmişti. Büyük bir milliyetçi olan şâirin eserlerinde, tarihimiz, coğrafyamız, îmânımız, sanatımız, insanımız kısacası Türklüğümüz dile gelmiştir.


Şiirlerinin toplandığı kitaplar şunlardır:


Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Kökler ve Dallar, Rübâiyyât-ı Ârif -I-, Rübâiyyât-ı Ârir -II-, Dualar ve Âminler, Fatihler Ölmez ve Takvimler, Ses ve Toprak. Nesirleri: Top Sesleri, Aramak ve Söyleyememek, Ayın Aynasında, Kanatlarını Arayanlar, Kubbeler.

BAYRAK ÜZERİNE DİLLERDEN DÜŞMEYEN İKİ ŞİİRİ



Bayrak

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği,
Şehidimin son örtüsü,
IŞIK ışık dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum
Senin destanını yazacağım,
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım,
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım,
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder,
Gölgende bana da bana da yer ver.
Sabah olmasın günler doğmasın ne çıkar,
Yurda ay yıldızının ışığı yeter,
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün,
Kizıllığında sığındık,
Dalgalardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığıındık,
Ey şimdi süzgün rüzgarlarda dalğalı
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim
Senin altında doğdum
Senin dibinde öleceğim,
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim
Yer yüzünde yer beğen,
Nereye dikilmek istersen,
Söyle seni oraya dikeyim. 



*** 



Bir Bayrak Rüzğar Bekliyor!

Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzğar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış,kasideye kanmış.
Bir el ki;ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzğarını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar,kasideler.
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan,analardan dilekler yeter,
Yazın sarı,kışın beyaz çiçekler yeter! Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzğar bekliyor!
Destanı öksüz ,sükutu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?...

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Murat Kurum'la Ekrem İmamoğlu arasındaki büyük fark! Seçim döneminde ortaya çıktı
Akşener’in çıldırmasının arkasındaki 'zorbalık'