"Selçuklular" sergisi açıldı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ndeki "Selçuklular" sergisi açılışını gerçekleştirdi.

"Selçuklular" sergisi açıldı
"Selçuklular" sergisi açıldı
GİRİŞ 28.06.2015 22:05 GÜNCELLEME 28.06.2015 22:05


Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yeni bir Selçuklu ruhuna, yeni bir Selçuklu nefesine ihtiyaç hissediyoruz. Bir Nizamülmülk'e ihtiyaç hissediyoruz. Sultan Alparslan'ın cesaretine, kararlılığına, Nizamülmülk'ün siyaset anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyaç hissediyoruz" dedi.
 
Davutoğlu, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ndeki "Selçuklular" sergisinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin konjonktürel şartlarda ortaya çıkmış, sıradan bir devlet olmadığına işaret ederek, tarihi sürekliliğe vurgu yaptığını hatırlattı.
 
"Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti süreklilik çizgisinin" bugün her zamankinden daha fazla anlaşılması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, sergiyi de bu açıdan son derece anlamlı bulduğunu ifade etti.
 
Kendi yaşamının da bu süreklilik çizgisine benzerlik gösterdiğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
 
"Ben şahsi hayatımda da bunu yaşadım. Anadolu'da medeniyetimizin ilk baş şehri Konya'da doğdum, Selçuklu ortamında ilk bilinçlenmemi sağlama imkanı buldum. Konya'nın huzur ortamı... Sokaklarında dolaştığınızda, ruhunuza neredeyse Semerkand'dan, Buhara'dan esen, Berh'den gelen Hazreti Mevlana'nın o manevi atmosferini teneffüs ede ede büyüdük. Ancak gerçek olgunluk çağlarını İstanbul'da, Osmanlı başkentinde yaşadım. Bugün Selçuklu başkentinden Osmanlı başkentine taşınan bu sergi, aynı zamanda bu tarihi sürekliliğin bir parçası. İstanbul'da eğitim hayatımı sürdürürken ilk tarihi bilinçlenmenin Selçuklu'da atılan tohumlarının ruhumda, zihnimde büyüyerek bir Osmanlı çınarına dönüştüğünü şimdi çok daha iyi idrak edebiliyorum. Bir tohum Anadolu'ya atıldı. Bu tohum ilk meyvelerini Selçuklu olarak verdi. Daha sonra gümrah bir çınar olarak Osmanlı'da 7 iklime hükmeden bir büyük gelenek haline dönüştü. Bugün Konya'da, İstanbul'da teneffüs ettiğim bu tarihi idraki, tarih sahnesine, siyaset sahnesine taşıyabilme azmi, kararlılığı ve ağır sorumluluğu altında Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'da bu görevi ifa ediyorum."
 
Selçuklu anlaşılmadan Osmanlı'nın anlaşılmasının mümkün olmadığını dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Tarihi İpek Yolu'nun uğradığı her yerde Selçuklu'nun izi vardır. Bugün haritaya baktığımızda bu büyük coğrafyanın o dönemlerdeki başarılarını çok daha iyi idrak edebiliyoruz. Çünkü bugün o coğrafyada aynen Selçuklu devletinin karşı karşıya kaldığı riskleri, meydan okumaları yaşamaya devam diyoruz. Nasıl o zaman Selçuklu düzeniyle Nizamülmülk bir devlet ahlakını bir devlet geleneğini inşa ederek daha önceki düzensizliğe son vermek istedi ve mezhep çatışmalarıyla tarumar edilmiş bir coğrafyada yeni bir nizam kurma iradesini gündeme getirdi, bugün de bu coğrafyada bu mezhep çatışmaları, Batıni hareketlerin o günkü versiyonları, halleri neyse, bugünkü de dini hayatı yanlış yorumlayan ifrata dayalı yorumlarla Müslümanlar'ın bir birlerini kırmasına sebebiyet veren acıların yaşandığı bu coğrafyada, yeni bir Selçuklu ruhuna, yeni bir Selçuklu nefesine ihtiyaç hissediyoruz. Bir Nizamülmülk'e ihtiyaç hissediyoruz. Sultan Alparslan'ın cesaretine, kararlılığına, Nizamülmülk'ün siyaset anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyaç hissediyoruz. O zamanki Selçuklu coğrafyası Haçlı seferleriyle tarumar edilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında bu bütün bu coğrafya, medeniyet coğrafyamız Selçuklular bir demir iradeyle bu seferler karşısında durdular. Gerek iç bölünmeyle gerek dışarıdan gelen saldırılara Selçuklular, Selçuklu medeniyeti hem bir siyasi düzen olarak hem de mimari ve estetik şehir anlayışı olarak karşı durmuşlarsa bugün de şehirlerimizi yeniden savunmanın tam vaktidir. "
 
"İpek Yolu yeniden inşa edilmek durumunda"
 
Selçuklu sınırlarında kalan Bağdat Şam gibi medeniyet merkezlerinin bugün büyük tehdit ve yıkım altında olduğunu anımsatan Davutoğlu, "Selçuklular'dan Eyyubiler'den, Emeviler'den, Abbasiler'den kalan o büyük miras tam bir hunharca bir katliamla karşı karşıya. İşte biz bir taraftan o problem alanlarıyla ilgilenirken, diğer taraftan inşa edici bir anlayışla kendi tarihimizi yeniden kurmanın mücadelesini gayretini gösteriyoruz" dedi.
 
Bugün İpek Yolu'nun bir başka şekliyle yeniden inşa edilmek durumunda olduğunun altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:
 
"Tekrar insanların kültürel ve etnik çatışmalar yerine ticaret yollarıyla, kültürel etkileşimle, karşılıklı saygı içinde yeni bir düzen kurma iradesiyle bir araya gelmesi lazım. Sınır boylarımızda yaşanan çatışmaları hepiniz görüyorsunuz. Nasıl o zaman Selçuklu döneminde yanlış dini telakkiler Nizamülmülk ve onun canına kast etmişlerse, nasıl o zaman Selçuklu düzeni karşısında bu düzeni bozmak isteyen her türlü aşırıcı, kimi zaman Bbatıni kimi zaman Zahiri ama kesinlikle İslam'ı temsil etmeyen ekoller o düzeni yıkmaya çalışmışlarsa, bugün de kimi zaman DAİŞ şeklinde kimi zaman dini istismar eden Batıni hareketler şeklinde, kimi zaman da Esed zulmünde kendini gösteren, neredeyse Moğolları aratacak bir katliam anlayışıyla bölgemizi, coğrafyamızı tam bir tarumar sahnesiyle karşı karşıya bırakıyor. İşte böyle bir dönemde bu sergi daha bir anlam taşıyor. Gençlerimizin, halkımızın tarihi idrakini sağlam temellere oturtmak için Selçuklu geçmişini bilmemiz gerekir demiştik. Selçuklu geçmişinin üzerinde yükselen Osmanlı baş şehri İstanbul bu anlamda bugün bütün Anadolu'daki birikimi yansıtan Selçuklu sergisine ev sahipliği yapıyor. Biz Hz. Mevlana'dan Yunus Emre'den Hacı Bektaş-ı Veli'den Ahi Evran'dan Seyit Burhanettin Veli'den Harakani hazretlerinden, Ahmed-i Hani'den bugüne kadar gelen o derin çizgi içinde birliğimizi, beraberliğimizi, kültürel bütünlüğümüzü muhafaza ederek geleceğe yürürken tarihimizi hem tam bir şuurla idrak hem de geleceğe taşıyacak iradeyle yeniden inşa etmek durumundayız."
 
Serginin açılmasında emeği geçen kişi ve kurumlara teşekkür eden Davutoğlu, "Bu serginin oluşmasına katkıda bulunan bütün belediyelerimize, Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya Valiliğimiz, Selçuklu Belediyemiz, tabii Kültür ve Turizm Bakanlığımız, emeği geçen bütün kurumlara, belediyelere ve dostlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Bir tarihsever olarak bir borç biliyorum. Bu coğrafyanın, bu tarihin inşası yönünde çaba sarf eden bir akademisyen olarak teşekkür ediyorum ama tabi Selçuklu başkenti Konya'da doğmuş, Osmanlı başkenti İstanbul'da tarihi bilincini pekiştirmiş, bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı olma onurunu, şerefini yaşayan bir devlet adamı olarak da Nizamülmülk'ten bu yana süregelen devlet geleneğimiz çizgisi içerisinde bu serginin bugüne taşınması konusundaki gayretleri dolayısıyla herkese teşekkürü bir kez daha borç biliyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
 
Davutoğlu, serginin açılış kurdelesini İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşaviri Haluk Dursun'un da aralarında bulunduğu protokolle kesti.
 
Serginin açılışına Başbakan Davutoğlu'nun kızı Sefure Davutoğlu, Davtoğlu'nun torunu Nur Vera Özokur da katıldı.
 
Küratörlüğünü Sevgi Kutluay'ın yaptığı sergiye Konya İnce Minareli Medrese Müzesi, Konya Karatay Medresesi Müzesi, Konya Mevlana Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Beyazıt kütüphanesi eserleriyle katkı sundu.
 
Çıkışta Davutoğlu'na, Sultanahmet Meydanı'nda iftar vaktini bekleyen vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. Vatandaşlara "hayırlı ramazan" temennisinde bulunan Davutoğlu, sünnet kıyafetli 7 yaşındaki Talha Kesim adlı çocukla da bir süre sohbet etti.
 
Davutoğlu, katılacağı diğer programa geçerken, Gülhane Parkı'nda aracından inerek, tulum çalan bir grup gencin yanına gitti, grubun söylediği türkiye eşlik etti, grupla birlikte horon tepti.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Son asrın en büyük katliamlarından birisi Gazze'de yaşanıyor
Yalan bombardımanı! Belli odaklar tarafından mı tasarlanıyor?