"15 Ülkenin Gözüyle 15 Temmuz" belgeseli

FETÖ'nün darbe girişiminin, 5 kıtadaki 15 ülke medyasına yansımaları ilk kez belgesel haline getirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle hazırlanan "15 Ülkenin Gözüyle 15 Temmuz" belgeselin yönetmenliğini ve sunuculuğunu Umut Mete Soydan yaptı.

"15 Ülkenin Gözüyle 15 Temmuz" belgeseli
"15 Ülkenin Gözüyle 15 Temmuz" belgeseli
GİRİŞ 04.02.2018 12:13 GÜNCELLEME 04.02.2018 12:13

15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de yaşanan darbe girişimi birçok açıdan dünya tarihinde ilk olarak tarihe geçti. Konunun farklı boyutlarına ilişkin birçok yazı yazıldı, kitaplar basıldı, belgeseller hazırlandı. Ancak farklı kıtalarda yer alan dünya medyasının o günlerde Türkiye’de yaşananları nasıl haberleştirdiği ve kendi halkına nasıl aktardığına ilişkin bir belgesel film yapılmamıştı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu konuyla ilgili ilk kez hayata geçirilen “15 Ülkenin Gözüyle 15 Temmuz Belgesel Filmi” için belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Umut Mete Soydan ile buluştuk.

Belgeselin içeriğini anlatır mısınız?

Belgeselimiz birçok açıdan dünya tarihinde daha önce görülmemiş olan 15 Temmuz hain ve  kanlı darbe girişiminin dünya medyası tarafından nasıl algılandığını ve her ülkenin kendi medya organlarınca kendi halkına nasıl anlatıldığını konu alıyor. 

Belgeseliniz kapsamında hangi ülkeleri incelediniz? 

Belgeselimizi oluştururken dünyanın farklı kıtalarında yer  alan etkin ülkeleri incelemek istedik. Bu noktada Afrika’dan Uzakdoğu’ya kadar 5 farklı kıtada yer alan Almanya’dan İran’a, Avusturya’dan Azerbaycan’a kadar 15 ülkeyi belirledik. 

Nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz? Belgesel için kimlerden ya da hangi kurumlardan destek aldınız? 

Projeyi 2017 yılının Ocak ayında yazmaya başladık. Belgeselimize yapım desteği almak ve devletimizin desteğini alarak daha kurumsal çalışabilmek adına projemizi Kültür ve Turizm Bakanlığına sunduk. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nce Gençdes Projeleri kapsamında yapım desteği verilmesi kararlaştırıldı ve çalışmalara başladık. Haziran ayında destek kararı tebliğ edildi. Zamanımız azdı. Aralık ayında projemizi tamamlamamız gerekiyordu. Ekibimizle hızla çalışmalara başladık. Ülkelerin medya taramalarına başladık. Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’müzden de bazı ülkeler için medya içerik desteği aldık. 

BAZI ÜLKELERDE KİMSE KONUŞMAK İSTEMEDİ

İsimlere ulaşmak zor oldu mu?

Oldukça zordu. Özellikle bizim için isim seçmek son derece zor, hassas ve önemliydi. Zira böylesine önemli ve hepimiz için son derece hassas bir konuda anlatıcı olarak yer alacak isimlerin, yerli ve yabancı uzmanların ince elenmiş, araştırılmış ve bir sıkıntısı olmayan kişiler olması gerekiyordu. Bu aşamayı geçtikten sonra ise o isimlere ulaşmak, ikna etmek ve uygunluk durumlarına göre çekim için randevulaşmak zor bir süreçti. Açıkça söylemek gerekirse bazı ülkelerde kimsenin konuşmak istememesi bizim için yıpratıcı ve üzücüydü.

Hangi ülkelerde bu sorunu yaşadınız?

Güney Afrika, Azerbaycan, Çin Halk Cumhuriyeti, Belçika ve Avusturya gibi ülkelerde ciddi sıkıntılar yaşadık. Bilhassa demokrasiyi dillerinden düşürmeyen, medya özgürlüğünden her fırsatta bahseden ülkelerde 1-2 dakikalık bir röportaj vermekten çekinilmesi bizim için şaşırtıcı olan noktalardan biriydi.

Belgesele konuk olan uzmanların 15 Temmuz hakkındaki ortak görüşü nedir?

Ülkemize karşı son yıllarda açık bir saldırı olduğu hepimizin malumu. Bilhassa medya üzerinden yapılan algı yönetimi tüm dünyada son derece etkili oluyor. Ancak bu belgesel için bu denli bir araştırma yapmadan önce dünya medyasında bu kadar taraflı, bu kadar medya etiğinden uzak ve verilmiş şekli planlı olarak biçimlendirilmiş yanlış haberlerin olabileceğini tahmin edemezdim. Akademik çalışmaları da inceledik. Size bu konuda yapılmış akademik bir çalışmadan bahsetmek istiyorum. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 4 ülkeyi ele alıyor. 100 haber ve makaleyi inceliyor 16 Temmuz gününe ait. Bu ülkeler ABD-Almanya-İngiltere ve Fransa. İlginç olan ise bu 100 haber ve makale arasında olumlu kriterler de diyebileceğimiz, 15 Temmuz Darbe girişimine darbe diyen, demokrasi karşıtı diyen haber ve makale sayısının sadece 1 adet olması. Bakın burada olumludan kasıt Türkiye’yi ya da hükümeti övmesi değil darbeye darbe diyebilmesi. Yaşananları aktarabilmesi. Bunun çok daha trajik boyutlarda olanını belgeselimizi oluştururken gördük. Tabi bu noktada son derece objektif olarak haberleri veren, medya etiğinden ayrılmayan, haberlerini anlık olarak Türkiye’deki haber ajansları ve TV kanalları üzerinden alarak aktaran ülkeler de var. Onlardan da bahsediyoruz ve haberleri birebir olarak veriyoruz belgeselimizde. 

GÜNDEMİN ÖNEMLİ MADDELERİNDEN BİRİYDİ

15 Temmuz’un uluslararası medyada yankılarını anlatır mısınız?

Oluş şekli ve halkın muhteşem direnişiyle dünya tarihinde hiçbir ülkede görülmemiş bir olaydı. ABD’de Jamaikalı bir taksici Türk olduğumu öğrendiğinde verdiği ilk tepki “Hey, siz çılgınsınız. Silahların, tankların uçakların önüne nasıl atladınız dostum, süpersiniz” oldu. Güney Afrika medyası dışında belgesele konu aldığımız tüm ülkelerin medya organlarının son dakika olarak verdiğini ve günlerce gündemin en önemli maddelerinden biri olarak aktardığını görüyoruz. Ancak Batı ve Arap medyasının medya etiği, demokrasi ve empati açısından son derece kötü bir sınav verdiğini söylemek mümkün. 

Belgeselin gösterim tarihi belli oldu mu?

Devletimizin yapım desteği ile hayata geçirdiğimiz belgeselimizin yayının yine devletimizin resmi yayın kanalı olan TRT’de yayınlanmasını ve eş zamanlı olarak galasını gerçekleştirmeyi arzuluyoruz. Belgeselimizi TRT’ye sunduk ancak henüz olumlu bir yanıt alamadık. Galasının yapılmasının ardından daha çok insanımıza ulaşması için 81 ilimizde ve yurtdışında STK’lar aracılığıyla gösterimlerini yapılmasını istiyoruz. Çünkü milletimiz için böylesine tarihi ve önemli bir olayda dünyanın bize olan yaklaşımının ve medyanın etkisinin nasıl olduğunun 7’den 77’ye daha çok bilinmesini arzu ediyoruz.

KAYNAK: AKŞAM
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Ali Koç'tan flaş açıklamalar! "Futbolcularımıza ceza vereceklermiş!.."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'da izlettiği 'Gerçek belediyecilik' klibi ses getirdi...