Büyük: Cihat insanla savaşmak değil

İlahiyatçı Yazar Abdullah Büyük, "Cihat insanlarla savaşmak değil, Büyük İbni Kesir Cihadı ’’Allah ile İnsan arasına giren engelleri kaldırmak" olarak tarif ediyor" dedi.

Büyük: Cihat insanla savaşmak değil
Büyük: Cihat insanla savaşmak değil
GİRİŞ 31.10.2011 08:42 GÜNCELLEME 31.10.2011 08:42

Vuslat Sosyal Yardımlaşma Dayanışma kültür Eğitim ve Gıda Bankacılığı Derneğinin her ay mutad olarak tertiplediği konferanların Ekim ayı konuğu İlahiyatçı Yazar Abdullah  Büyük'tü.

Vuslat derneğinin Gez mahallesinde bulunan konferans salonunda gerçekleştirilen Konferansta konuşa Abdullah Büyük "Dünyada 6 milyar insan yaşamakta Adem Aleyahisselam dan günümüze kadar Dünyada 83 milyar insanın yaşadığı hesaplanmış. Şu an yaşayan insanların 2 milyarı Peygamber yolundan gitmektedir. Bizim mücadelemiz 4 milyar olan gayrı müslimleri Peygamber yolunda yaşantısını sağlamak olmalıdır. Fuzuli, İbni  Kesir,Mehmet Akifler ne İngilitere’de ne de  Fransada olmadığını  İslam dini bilim irfan dinidir" dedi. 

İslamiyetin mutlu azınlığın tabiriyle kılıç dini olmadığını vurgulayan Abdullah Büyük ’Şu an islamiyeti suçlayanlar kendilerine baksınlar. Peygamberimizin islamiyeti yaymak adına  10 yıl boyunca yaptığı savaşlarda 650 kişi ölmüştür, bunlardan 250'si şehit olmuştur" şeklinde konuştu, 

Büyük ’’Kendilerini demokrat,çağdaş insan hakları savunucusu olarak gören Avrupa Ülkeleri ve ABD 100 yıl boyunca işgal ettiği yerlerde binlerce insan öldürmüşlerdir. Sadece Hiroşimada 35 milyon ölmüştür. İslamiyet öldürmek için değildir. Cihat insanlarla savaşmak değil, Büyük İbni Kesir Cihadı ’’Allah ile İnsan arasına giren engelleri kaldırmak" olarak tarif ediyor,  İçki,şirk ve nifakı ortadan kaldırmak için uğraş veren cihad yapmaktadır" dedi.

Erkeklerin kavvam olduğunu söyleyen Abdullah Büyük "Milletin efendisi, onlara hizmet edendir; mânâsı üzere hizmetçilikle karışık bir hakimiyetini ifâde eder. Bundan dolayı bir taraftan erkeğin üstünlüğünü anlatırken diğer taraftan da kadının değer ve üstünlüğünü bildirir. Ve bu ayırım içinde eşitlik iddiasını kaldırarak karşılıklı olarak farklı bir eşitlik metoduyla öyle bir birlik sağlar ki, bu durum sultan ile ümmet arasındaki karşılıklı haklara benzeyecek ve bu şekilde âile terbiyesi, toplum terbiyesi ve siyasi terbiyenin bir başlangıcı olacak" ifadesini kullandı.

Abdullah Büyük konuşmasını şöyle sürdürdü: ’Bunun için Kadı Beydâvî, tefsirinde der ki, "Valiler, halkı idare ettikleri gibi onlar da kadınları öyle idare ederler' Çünkü erkekler ve kadınların bir kısmını diğerine yaratılış açısından üstün kılmıştır. zamirinin delalet ettiği mânâ ile bundan erkeklerin kadınlara üstünlüğü ve tercihleri anlaşılmakla beraber âyetin öyle güzel bir açıklaması vardır ki, bu üstünlük ve değeri, "Allah o erkekleri kadınlara üstün kılmıştır." diye mutlak surette erkeklere tahsis etmemiş, kapalı olarak bazısının diğer bazısına üstünlüğünü ifâde etmiştir. Bu ise, erkeğin kadında bulunmayan, yaratılıştan var olan bir takım üstünlüklere sahip olduğu gibi, aynı zamanda kadının da erkekte bulunmayan yaratılıştan var olan bazı üstün vasıflara sahip olduğunu ve bundan dolayı her ikisinin birbirine değişik yönlerden muhtaç olduklarını ve bu şekilde erkekle kadının yaratılıştan farklı ve karşılıklı olarak birbirlerinden üstünlükleri olduğu gibi, her erkeğin ve aynı şekilde her kadının da seviyelerinin bir olmadığını ve bundan dolayı her erkeğin, her kadın ile tek olarak mukayese edilemeyeceğini ve bununla birlikte bütün bunlar toptan karşılaştırılınca kadınların erkeklere ihtiyacının, erkeklerin kadınlara ihtiyacından daha fazla olduğu ortaya çıkar. Üstünlük ölçüsünün kazanma ve mal edinme açısından erkek, faaliyet gösterme yeteneğine sahip; kadın ise itaat duygusu ve kabiliyet yönünden ince ruhlu ve çekici bir yaratılışa sahip olup bunun için erkeklerin kuvveti ile korunmaya ve muhafaza edilmeye daha fazla muhtaçtır. Ve bundan dolayı sonuç olarak genel bir şekilde üstünlük ve faziletin erkek tarafında bulunduğunu, amirlik ve idarecilik yetkisinin, hakkıyla erkek olan erkeklere verilmesi ve kadınların onlara itaat etmesi, hem bir hak ve hem de kadınların menfaatlerinin gereği olduğunu pek beliğ özlü bir ifâde ile anlatılır.

Fetih Suresi'nin Hudeybiye anlaşması sonrasında indirildiğini hatırlatan Abdullah Büyük ’’peygamberimiz, konuşarak yaptığı hal ve hareketleriyle gönülleri fetih etmiştir. Mescidi nebevisinde gayri müslimlerin ayin yapabilmesi için bölüm ayırmıştır. Dinimiz müsamaha ve hoşgörü dinidir. Ecdadımız sömürgecilik yapmadı, gittikleri heryerde hoşgörülü davrandı, gayri müslimlerin kendi dinlerini rahatca yaşamaları için her türlü kolaylığı sağladı. Peygamberimiz Hayber savaşı sonrasında ele geçirilen Tevratları hahamlara teslim etti... Hep kendilerini hoşgörü ve çağdaşlık timsali gören Avrupa ise Endülüs devleti yıkıldığında rahiplerin saraylarda bulunan Endülüsteki kitapları yakarak su ısıttı ve bu su ile yıkanılması halinde tüm günahlardan affolunacağı fetvasını verdi. Başkasına gösterdiğimiz müsamahayı kardeşimiz arkadaşımız için göstermiyoruz, birbirimize hoşgörülü olmalıyız saygı duymalıyız" dedi.

İncil'de müslümanların ’’ekin gibi’’ tarif edildiğini söyleyen Abdullah Büyük ’’buğdayın sapında 70 başak çıkar, bir müslümanın ömrü hayatınca 70 kişiyi namaza başlatması ve gönülleri kazanması halinde büyük fethin gerçekleştirilecektir. Peygamberimizin Ebu Leheb’ten başka kimseyle irtibat kesmedi. Peygamberimiz Ebu Cehil’e tam 19 kez gittiğini her gittiğinde değişik tenkit ve hakaretlere uğradığı ama buna rağmen ısrarla kendisine tebliğde bulundu..  "Adam kominist diye, ateist diye, tüm ilişkiyi kesiyoruz. Bizim koministle sorunumuz yok, Kominizmle sorunumuz var. İnsanlara İslamiyeti doğru anlatıldığında, islamiyeti anlattığımız gibi yaşadığımızda. Nasıl bardaktan su içerken suyun boğazımızdan midemize giderken bunu hissedebiliyorsak islamiyeti Kuranı Kerimi okurken kalbimizle yaşamalı onu sindirmeliyiz" diyerek konuşmasını tamamladı.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Emekli maaşlarına düzenleme geliyor! Zam oranı için ilk tahmin geldi
Murat Kurum'dan BAYKAR'a sürpriz ziyaret: Bugün yeni çok şey öğrendim...