Film gibi bir Graffiti macerası!

12 yaşındayken duvarlara illegal yazılar yazmaya başladılar. Boya bittiği için yarım kalan bir yazı onları tanıştırdı ve o ikili bugün duvar boyararak ekmek parası kazanıyorlar!

Film gibi bir Graffiti macerası!
Film gibi bir Graffiti macerası!
GİRİŞ 21.04.2012 07:50 GÜNCELLEME 21.04.2012 07:50

Salih Zeki Fazlıoğlu'nun haber

Eski Mısır'da yolculuğa çıkanların, geçtikleri yerlerin duvarlarına adlarını ya da resimlerini çizerek iz bıraktıkları biliniyor. Graffiti sanatçıları Ulaş Çelik ve Uğur Oğuz Erdem'in de serüvenleri ''iz bırakmak'' düşüncesiyle başladı. Güngören'de doğan Çelik ve Erdem, henüz 12 yaşındayken ilçede bir duvarda gördükleri graffitiye kayıtsız kalamayarak, rengarenk sprey boyalarla duvarları boyadı. O günden beri de yapmayı en iyi bildikleri işi, yani graffiti yapıyorlar.

Anadolu Ajansı foto muhabiri Salih Zeki Fazlıoğlu, geçen yıl kendi ajansları ''Boyalı Eller''i kuran iki gencin yaklaşık 5 ay boyunca sprey boyalarla örülü hayatlarına tanık oldu.

23 yaşındaki Ulaş Çelik, yaklaşık 10 sene önce kendi mahallesinde gördüğü ''vatan'' graffitisiyle sprey boyayla tanıştığını belirterek, ''Aslında çok iyi bir çalışma değildi. Tabii bunu şimdi görebiliyorum. Ancak o graffiti bana boyaları sevdirdi. O gün bugündür yapıyorum'' diye konuştu.

Graffitinin özünün illegal boyama olduğunu ifade eden Çelik, kalıcı işler yapma heveslerinin, köprü altları, tren istasyonları ve şehir duvarlarını boyama isteklerini yendiğini söyledi.

Ulaş Çelik, ''Para yetmiyordu boyalara ve Uğur ile ben adımızı kalıcı işlerle anılmasını istiyorduk. Bu yüzden Güngören Belediyesi'ne gittik. 'İlçedeki duvarları boyayan gençler biziz, bize destek olun' dedik ve onlar da bu isteğimize destek oldu. Bu esnada Türkiye'nin ilk graffiti festivalini yaptık'' şeklinde konuştu.

-''Amacımız, graffitiyi ülkemizde bir sektör haline getirmek''-

Çelik, başlangıçta ailelerinin grafftiye karşı çıktığını anlatarak, ''Çevredeki insanları bir tarafa bırakıyorum, ailem çok karşı çıktı duvar boyamama. Hayatımı garantiye alacağım işlerle uğraşmamı istediler. 2006'da insanların ve özellikle ailelerimizin bakışını değiştirmeye başladık. İnsanların graffitiye bakışları bizim sayemizde değişti'' ifadelerini kullandı. 

Zorlu bir süreçten geçtiklerini ifade eden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''2011 yılında Uğur ile beraber 'Boyalı Eller'' adında bir ajans kurduk. Legal olarak graffiti yapıyoruz ve duvarlara belli konseptler çerçevesinde çalışmalar uyguluyoruz. Mesela Güngören'deki bütün elektrik trafolarını boyadık. Büyük şirketlerin çalışma alanlarına graffiti yapıyoruz. Şirketler son dönemlerde bu tür çalışmalara sıcak bakıyor, hatta teklifler onlardan geliyor ağırlıkla. Ajansta ben kurucuyum, Uğur ise genel koordinatör. En önemlisi ise artık graffitiden para kazanıyoruz. Graffiti aslında dünyada büyük bir sektör. Global şirketler bizim gibi sanatçılardan faydalanıyor. Amacımız, graffitiyi dünyada uygulandığı şekliyle ülkemizde bir sektör haline getirmek.''

Çelik, graffitiyi hak ettiği yere getirme arzusunda olduklarını belirterek, ''Eskiden 'serseri' işi olarak görülüyordu. Şimdi ajansımızı kurduk ve gelen işler doğrultusunda kendi belirlediğimiz ekibi bunlara yönlendiriyoruz. Bir writer (graffiti yapan) ekibimiz var ve bu zamanla daha da büyüyecek. Bu ekiple beraber şehri güzelleştirmeye çalışıyoruz. Önemli olan şu aslında, kafalardaki tabuyu yıkmak, yani duvara graffiti yaparak para kazanılmaz olgusunu tersine çevirmek ki bu olgu değişmeye başladı bile'' şeklinde konuştu.

''Sen sınır tanımazsan dünya seni tanır'' sözünü kendisine düstur edindiğini aktaran Çelik, ''Yıllarca insanların bakış açılarını değiştirmeye çalıştık. En başta ailelerimizin. Şimdi ise daha ılımlılar bize karşı. Bundan sonra arzumuz, adımızın bu alanda var olan sanatçılar arasında anılması'' dedi.

Çelik şu an bir havuzun duvarını boyadıklarını ifade ederek, ''İnsanlar gelip geçerken gülümsüyor, 'elinize sağlık' diyor. Bu geldiğimiz nokta çok önemli bizler için. Hedeflerimiz için bizi kamçılıyor. Daha güzel işler yapmak istiyoruz artık. En önemlisi ise eğitim almak istiyoruz. Graffiti sanatçılarının çoğu yetenekleriyle bugüne geldi. Biz yeteneklerimize ek olarak resim dersleri de almak istiyoruz'' diye konuştu.

-Yarım kalan graffiti ile gelen dostluk-

Ulaş Çelik ile 10 yılı aşkındır dost olduklarını anlatan Uğur Oğuz Erdem, ''Arkadaşlarla bir gün illegal graffiti çiziyorduk. O zamanlar hep illegal çiziyorduk zaten. Çizim yaparken boyamız bitti. Boyaları harçlıklarımızla aldığımız için çok fazla boya alamıyorduk. Graffitiyi yarım bırakıp gittik. Ulaş da ertesi gün bizim yarım bıraktığımızı anlamış, graffitiyi tamamlamış, altına da saygılar yazmış. Ben ertesi gün yazıyı gördüm, 'beni bul' yazdım. Bir şekilde duvarlar üzerinden 'chat' yapmaya başladık. Ulaş duvara e-mail adresini yazdı ve buluştuk. O gün bu gündür yakın dostluğumuz sürüyor'' şeklinde konuştu. 

Erdem, legal ve illegal graffitinin birbirinden tamamen farklı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

''İllegalde adrenalin var, 'ben buradayım, bu dünyada yaşıyorum' diyebiliyorsun. Var olmak güzel bir şey. Ancak kısa zaman diliminde 'nick name' ya da ismimizi yazıp oradan ayrılıyoruz. 'Kamu yararı' gözeterek yaptığımız grafftide ise istediğimiz konsepti duvarlara geniş bir zaman diliminde yapıyoruz. Ancak Ulaş'la biz illegal yaparken bile kimseye zarar vermedik. Kimsenin kepengini ya da duvarını boyamadık. Pis olan duvarları boyalarımızla güzelleştirdik.''

(aa)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Hamas'tan ateşkes açıklaması: Kapıyı kapatmadık
Erdoğan sinyali vermişti! Cezası 10 katına çıkıyor