'28 Şubat medyası yargıdan kaçırılamaz'

Türkiye'nin geleceğini çalan 28 Şubat postmodern darbenin en önemli ayaklarından birini hiç şüphesiz cunta medyası oluşturuyordu. Üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen darbede rol üstlenen cunta medyasından yargı önünde hesap sorulamadı.

'28 Şubat medyası yargıdan kaçırılamaz'
'28 Şubat medyası yargıdan kaçırılamaz'
GİRİŞ 28.02.2018 11:15 GÜNCELLEME 28.02.2018 11:15

28 Şubat sürecinde cuntaya psikolojik harekât desteği veren medyanın halk arasındaki deyimle ''yatacak yeri yok'' bu memlekette. Üstelik son dönemde FETÖ ile omuz omuza vererek ulusal ve uluslararası arenada psikolojik harp merkezlerinde üretilen haberlerle milli iradenin tecellisini engellemeye çalıştıkları ortadayken ve yapılanlar ulusal güvenliği tehdit boyutlarına gelmişken konunun üzerine gidilmesi gerekiyor.

28 Şubat davasının ilk gazeteci tanığı, TBMM darbeleri araştırma komisyonu tarafından ifadesine başvurulan, yazdığı kitaplar soruşturma aşamasında delil sayılan Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci bu konuda ‘Diriliş Postası’na önemli açıklamalarda bulundu.

HALA ARAMIZDALAR

28 Şubat’ta psikolojik harekât amaçlı yapılan haberlerde imzası bulunanların halen aramızda olduğunu ifade eden Değirmenci, ''28 Şubat sürecinde hesap sorulmadığı için Gezi kalkışması, 7 Şubat MİT krizi, 17/25 Aralık küresel operasyonu ve 15 Temmuz işgal girişiminde de aktif görev aldılar. Dün olduğu gibi bugün de isnat etme, yaftalama, sahte istatistik/veriler üzerinden toplumun düşünce sistemini etki altına almaya çalışıyorlar. Halkı kışkırtmaya, galeyana getirmeye, manipüle etmeye, etkilemeye ve algı oluşturmaya yönelik organize haberlere imza atmaya devam ediyorlar. Dikkatli incelerseniz söz konusu kalemlerin Zeytin Dalı Harekâtı’na da bu isimlerin karşı olduğunu görürsünüz'' şeklinde konuştu.

Değirmenci, ''28 Şubat sürecinin ''medya'' ayağı, diğer darbelerden farklı olarak sürecin işleyişinde en önemli rolü oynamıştır. Klasik darbe geleneğinden farklı olarak bu defa medyanın rolü ön plana çıkarılmış ve yazılı basının attığı manşetler 28 Şubat post modern darbe sürecinin hazırlayıcısı olmuştur'' ifadelerini kullandı.

''ASLA TAVİZ VERİLMEMELİ''

Darbe sürecinde en az askerler kadar, medya, yargı ve iş dünyasının da aktif olduğunu ifade eden UMED Başkanı Aslan Değirmenci, “28 Şubat sürecinin yargı, medya ve iş dünyası ayağını adaletten kaçırmak, Türkiye’ye tuzak kurmak için her fırsatı değerlendirenlere koz vermek, milletin iradesini hiçe saymaktır. Geçmiş darbelerin açtığı yaralar tümüyle sarılmamışken verilecek küçük bir taviz anlatılamaz, kabul edilemez. Darbecilerin üst aklından, mimarlarından, destekçilerinden ve tetikçilerinden tam anlamıyla hesap sorulmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

''LİSTE SAVCILARA TESLİM EDİLDİ''

Darbecilerle birlikte hareket eden sözde gazetecilerin isimlerinin savcılara teslim edildiğini vurgulayan Değirmenci, “Darbeye zemin hazırlamak, kaos meydana getirmek, etnik ve mezhepsel gerilimleri tırmandırmak, insanları kamplara bölmek, ekonomiyi sarsmak için yapılan haberler kayıt altındadır. Dahası 28 Şubat darbesinde, cunta karargahından ödül alan gazeteciler listesi internet sitelerinde dolaşmakta, bu listeler savcılığa da zamanında teslim edilmiştir. Ancak hiç biri hakkında bir soruşturma bugüne kadar başlatılmamıştır” sözleriyle savcıları göreve çağırdı.

Hukuk karşısında herkesin eşit olduğuna dikkati çeken Değirmenci, “Adalet önünde hiçbir kişiye, zümreye imtiyaz tanınamaz. Seçilmiş hükümeti ortadan kaldırmaya ve işlevsiz kılmaya yönelik haberlere imza atmak, ifade ve düşünce özgürlüğü değildir. İfade ve düşünce özgürlüğü altında kardeşliğimizi, birliğimizi hedef almaktır.

Darbecilerin üst aklından, mimarlarından, destekçilerinden ve tetikçilerinden tam anlamıyla hesap sorulmalıdır” mesajını verdi.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Paşinyan: 1915 travmasını atlatmalıyız
Ortaokul öğrencileri 8 şiddetindeki depreme dayanacak izolatör geliştirdi