Erdoğan AİHM’e gitmiş de ne karar almış?

PKK’ya “Terör örgütü” demeyeceğini deklare eden, böylece teröre destek veren, askere-polise sıkılan kurşunları bir anlamda haklı bulan Selahattin Demirtaş’ın AİHM’deki davası bir yılda neticelendi.

İtirazı var ama..

Büyük daireye gidilecektir ama..

Daire aşamasında karar verildi..

Açıktan terör destekçiliği yapamayan HDP’liler..

Onlarla kol kola 31 Mart mahalli seçimlerine girmeye hazırlanan CHP’liler..

Okları hemen Tayyip Erdoğan’a çevirdiler..

Tayyip Erdoğan’ın, AİHM kararının Türkiye’yi bağlamayacağı açıklamasına tepki verip, “Yıllar önce AİHM’e niye müracaat ettin?” diye sormuşlar..

HDP’li Filiz Kerestecioğlu, büyük bir çelişki bulmuşçasına hemen açıklama yapmış:

“AİHM, 2002 yılında Erdoğan başvurunca İnsan Hakları Mahkemesi oluyor da, Selahattin Demirtaş başvurunca mı kararları Türkiye’yi bağlamıyor?”

İnternet siteleri, televizyonlar balıklama atlamışlar:

“‘Muhtar olamazsın’ denince AİHM’e gitmişti” başlığı ile hatırlatmalarda bulunmuşlar..

AİHM’in en büyük mağdurlarından Milli Görüş partisi Saadet’in Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu abi de, o ekibe hak verip, Tayyip Erdoğan’a sormuş:

“Sayın Cumhurbaşkanı cezaevine düştüğü zaman ‘Muhtar olamazsın’ söylendiğinde AHİM’e gitmişti. Bugün diyor ki AHİM kararını tanımam, tanımayabilirsin. Ben AHİM’in her zaman isabetli karar verdiğini söylemem ama bir konuda bir karar verilmişse, bu konu üzerinde hükümetin ciddiyetle durması icap eder!”

CHP’lileri.. HDP’lileri.. Onların uzantıları gazeteci kisvesi altında zehirini akıtan gazeteci müsveddelerini anladım da..

Temel abiyi anlamak mümkün değil..

Eline silah alanları savunan partilerin kapatılma kararlarında, birisinde olmazsa ikincisinde hukuka aykırılık tespiti yapan AİHM..

Milli Görüş’ün Refah Partisi’nin kapatılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararını hukuka uygun bulmuştu..

Başörtü yasağı ile ilgili yıllarca bekletip, aleyhte verdiği karar..

Diğer dindar insanlarda dosyaları savsaklaması, birçoğunda aleyhte kararlar vermesi.. 

Lehte karar verdiğinde de, işin mutlaka “lanet olsun” boyutuna getirildiğini en iyi Temel abi bilir..

Ama maelesef..

AİHM’in yanında durup..

Tayyip Erdoğan’ı eleştiriyor..

“Cezaevine girdiğinde, sen de AİHM’e gitmiştin” diyor..

Öyle mi, Temel abi?

O zaman biz de size bir soru yöneltelim..

“AİHM, Tayyip Erdoğan cezaevine girdiğinde, ne karar vermişti?”

Sor bakalım Temel abi..

Şevket Kazan abimize sor..

Diğer hukukçulara sor..

Tayyip Erdoğan, AİHM’e müracaat etti de..

Ne cevap aldı, bir sor da, bize de aktar..

CHP’lilerin.. HDP’lilerin. Son olarak Temel abinin hatırlatması üzerine..

Bazı internet sitelerindeki “Tayyip Erdoğan, üç defa AİHM’e müracaat etmişti”şeklindeki haberler üzerine..

Merak ettim..

AİHM’in internet sitesine girip, Tayyip Erdoğan davalarının ne olduğunu sorguladım..

AİHM’de davalar, davacı kişinin soyadı ile anılıyor..

“Erdoğan” dedim, aradım.

Bir tane çıktı ama..

Profesör Mustafa Erdoğan’a ait dava..

Tayyip Erdoğan’ın açtığı davalarda, nihai karar yok..

Ne olmuş o davalar diye arşivde arama yapınca..

Çıktı gerçekler..

Meğerse..

Tayyip Erdoğan 1999’da cezaevine girerken, AİHM’e müracaat etmiş ama..

Dosyası yıllarca bekletilmiş..

Nihayetinde Tayyip Erdoğan Başbakan olmuş.

“Lanet olsun size de, hukukunuza da” demiş..

Davasını geri çekmiş..

Yine Tayyip Erdoğan’ın, şiir okuması dolayısı ile aldığı cezanın adli sicilden çıkartılması için talebinin reddi ile ilgili olarak da AİHM’e açtığı dava.

İlaveten..

Milletvekili seçimlerine girdirilmemesine yönelik kumpas için açtığı davalar da..

AİHM’de rafta bekletilirken..

“AİHM’in vereceği karar kendisinin olsun.. Biz burada, milletimizin kararı ile, milletvekili de olduk.. Başbakan da olduk..” diyen Tayyip Erdoğan, AİHM’deki tüm davalarını geri çekmiş..

Ne demek bu geri çekme?

“Senin adaletine inanmıyorum” demek değil de ne demek?

“Senin vereceğin karara inanmıyorum” demek değil de ne demek?

Bunu görmüyor, CHP’li sözcüler..

HDP’li milletvekilleri..

Saadet Partisi’nin genel başkanı..

Alaylı alaylı soruyor: “Sen de AİHM’e gitmemiş miydin?”

Evet, gitmişti..

Görmüştü..

Şimdi gidip, gördüğü AİHM hakkında kararını açıklıyor: 

“Bizi bağlamaz!”

Daha ne desin, Tayyip Erdoğan?..

Dindar siyasetçiye gelince..

Dindar gazeteciye gelince..

Dindar öğrenciye gelince..

Dosyayı 5 yıl, 6 yıl bekleten..

Dilipak örneğinde 10 yıl bekleten..

Sonrasında da..

Refah Partisi davasında olduğu gibi, ahlaksızca, “Anayasa Mahkemesi kararı hukuka uygundur” rezil kararını veren..

Başörtü yasağı ile ilgili davada, “Sizin iç işleyişiniz ile ilgili. Bizi ilgilendirmez”diyebilen..

Tayyip Erdoğan cezaevine girip, çıktıktan sonra bile.. 3 yıl daha dosyasını rafta bekletip..

Dindar insanlara kindarlığını gösteren..

Haçlıların hukukunu gözettiğini ispatlayan AİHM’e..

“Bizi bağlamaz” denilmesin de, ne denilsin?

Temel abi çok meraklı ise..

Kendisini, AİHM kararlarının bağlayacağı kanaatinde ise..

Koyarız önüne Refah Partisi dosyasını..

Koyarız önüne, Fazilet Partisi hakkında kapatma davası ile ilgili açılan AİHM’deki dosyanın nasıl sürüncemede bırakılıp, en sonunda, “Bunlardan adalet beklenmez. Bunlar yine FP’nin kapatılmasını da hukuka uygun bulacaklar. Bari o zevki bunlara tattırmayalım” denilen dilekçeyi..

Hâlâ diyorsa, “AİHM kararları bizi bağlar..” diye..

O zaman hatırlatalım: “RP’yi kapattılar..  AİHM ‘Doğrudur’ dedi.. FP’yi kapattılar. AİHM ‘Doğrudur’ derken, davayı geri çektiniz.. Bu durumda, AİHM sizi bağlıyor ise, RP’nin devamı olarak, AİHM’in ‘Kapatılmalı’ dediği partinin devamı olarak, siz nasıl siyaset yapıyorsunuz?”

* Bu bilgileri Ali Hasan Karaalioğlu Yeni Akit'te köşesinde paylaştı.