Mersin

Yörüklerin 2 bin 500 metrede zorlu yaşamı

07:09 12 Ağustos 2019 1 Yorum Var
Yörüklerin 2 bin 500 metrede zorlu yaşamı

Mersin'de Tarsus ve Çamlıyayla ilçelerinin kesiştiği Medetsiz Tepesi civarındaki 2 bin 500 rakımlı Başoluk Bölgesi'ne çıkan yörükler, tüm teknolojik imkanlardan uzak şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Güne sabahın ilk ışıklarında küçükbaşlarını otlatarak başlayan yörükler, gün boyu ilgilendikleri keçi ve koyunları ahırlara aldıktan sonra yine güneşin batması ile çadırlarında dinlenmeye çekiliyor.

Akdeniz ve Ege Bölgesi'nin belli noktalarında varlıklarını sürdüren yörükler, kışın ilçe merkezleri ve köylerde, yazın ise yüksek rakımlı kırsal bölgelerde yaşıyor. Denizden metrelerce yükseğe çıkan yörükler, tüm temel gıda ihtiyaçlarını kendileri üretiyor. Tereyağı, peynir gibi hayvansal ürünleri de koyun ve keçilerin sütünden imal eden yörükler, güne sabahın erken saatlerinde başlıyor. Güneşin doğmasına az bir süre kala uyanan yörükler, akşam yine güneş batıncaya kadar küçükbaş hayvanların otlatılmasından gece soğuk havadan korunmak için yakacakları odunları hazırlamaktan çamaşır yıkamaya kadar birçok işle uğraşıyor. Yalnızca ışıklandırma ihtiyaçlarını kurdukları güneş enerjisi paneli vasıtası ile üretilen elektrik ile karşılıyor. İhtiyaç fazlası besin ürünlerini bulundukları en yakın yerleşim merkezlerine götürüp satarak gelir de elde eden yörükler, gelecek süre içinde yörüklük kavramının ortadan kalkacağını düşünüyor.

'SOBA YAKMAK ZORUNDAYIZ'

Tarsus ve Çamlıyayla ilçelerinin kesiştiği Medetsiz Tepesi civarındaki 2 bin 500 rakımlı Başoluk Bölgesi'ne çıkan yörüklerin zorlu yaşamları dikkat çekiyor. Naylonla kaplı kulübelerde teknolojiden uzak yaşam sürdüklerini dile getiren Aysel Köşeci (58), "Mayıs'ın 20'si gibi de çıkıyoruz. Bu sene Haziran'ın 26'sında çıktık. 3 ay da kalıyoruz, 2.5 ay da kalıyoruz. Havanın durumuna, iklimine göre değişiyor. Kışın köyümüze, enginlere, kırsal yerlere iniyoruz. Buralar rakımı yüksek, kar yağdığı için, koyunumuzu dolu vurur diye erken iniyoruz. Akşam saatlerinde soba yakıyoruz. Yatsı namazını beklemek için soba yakmak zorundayız. Sabah namazını kılarız, sobamızı yakarız, çobanlarımızın gelmesini bekleriz. Hayat çok zor ama yapmak zorundayız. Yoğurt ve sütü kendimiz üretiyoruz. Peynirimizi Tekir Yaylası'na götürüyoruz ama maddi durumumuz çok zor. Tekir çok uzak, mazot sorunu var. 20- 22 TL'ye veriyoruz peyniri, buradan gidene kadar bir sürü mazot yakıyoruz" dedi.

'YÖRÜKLÜK ZOR'

İsmail Hakkı Yalçın (75) ise "Atalarımızın geleneğini öldürmemek için yaylaları terk etmiyoruz, geliyoruz. Burada hayat bir noktada. Elektrik olmayan yerde hayat olmuyor. Kendi imkanlarımız ile güneş paneli ile aydınlatmayı sağlıyoruz. Ulaşım sorunlarımız da var. Bu sene kendi imkanlarımız ile yoldaki karı temizledik. Yörüklük zor bir meslek. Gelecek nesillerin bunu yapacağını zannetmiyorum" diye konuştu.

YORUMLAR

1 Yorum Var
  • Bir Dost 4 yıl önce Şikayet Et
    Sahip olduğunuz bu nimetin kıymetini bilin. Araba egzozundan çıkan dumanı teneffüs etmek zorunda değilsiniz, üstelik tertemiz hava soluyorsunuz. Bu nimet bu gün var ama kıymetini bilip sahiplenmezseniz ileride bir daha bulamaya bilirsiniz. Yörüklere selam olsun.
    Cevapla
ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.