Ortadoğu'da İslami uyanış ve İhvan ile Nahda tecrübesi

İlim ve Kültür Derneği (İLKE) bünyesinde M. Tahir Kılavuz, M. Hüseyin Mercan, Süleyman Güder tarafından “Orta Doğu'da İslamcı Siyaset: Değişim Sürecinde Müslüman Kardeşler ve Nahda” adıyla bir rapor hazırlandı.

Ortadoğu'da İslami uyanış ve İhvan ile Nahda tecrübesi
Ortadoğu'da İslami uyanış ve İhvan ile Nahda tecrübesi
GİRİŞ 24.08.2013 09:30 GÜNCELLEME 24.08.2013 12:39
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Literatür taraması, tarihsel arka plan incelemesi, sıklıkla değişen güncel olayların takibi ve Mısır ile Tunus'a gerçekleştirilen bir araştırma gezisi esnasında yapılan mülakatlar sonucunda hazırlanan raporda, İslamcı hareketlerin, özelde ise devrimler sonrası büyük fırsat ve imtihanlara muhatap olan iki hareketin, yani Müslüman Kardeşler ve Nahda'nın, önündeki zorluklar ve yaşamış olduğu değişim-süreklilik ikilemi, hem fikrî hem de eylemsel yönden inceleniyor.

Raporda İhvan'ın kuruluş süreci şöyle anlatılıyor:
Mısır'da ortaya çıkan ve bazı Orta Doğu İslam ülkelerinde de faaliyet gösteren dinî-siyasi bir teşkilat ve hareket olan Müslüman Kardeşler (bundan böyle "Kardeşler") 1928'de Mısır'ın İsmâiliyye kentinde Hasan el-Benna tarafından kurulmuştur. Benna'nın 1949 yılında uğradığı suikast sonrasında hayatını kaybetmesinin ardından hareketin sonraki yıllardaki temsilcileri teşkilatın temel prensipleri dâhilinde hareket etmeye çalışmış ve hem siyasi yapı ile mücadele içinde olmuş hem de Mısır toplumunun İslami bir anlayış dâhilinde tanzim edilmesi için tebliğ ve eğitim faaliyetlerine devam edilmiştir. Cemal Abdünnâsır, Enver Sedat
ve Hüsnü Mübarek dönemlerinde Kardeşler mensupları türlü zorluklarla yüzleşmek zorunda kalmış ve özellikle teşkilatın yönetici kesiminin çoğunluğu defalarca ve uzun yıllar boyunca hapislerde kalmış ve sürgüne gönderilmiştir. Kardeşler'e yönelik uygulanan baskı ve şiddet politikaları hareket içinde bazı değişikliklerin de meydana gelmesine yol açmıştır. Kardeşler'in 1990 sonrasındaki seyri incelendiğinde Benna'nın inşa ettiği temel ilkelerden sapma olmamakla birlikte, teşkilat içinde bir Islah (düzeltme/gözden geçirme/yenile(n)me) Projesi başlatılmıştır. Islah Projesi çerçevesinde siyasi otorite ile kurulan ilişkileri yeniden gözden geçirme durumu ve rejime karşı yürütülen açık siyasetin çeşitli şekillerde dönüşüm geçirmesiyle uzlaşının da ön plana çıktığı bir anlayış hareket içinde meydana gelmiştir. Bu durum hareketin son yıllardaki liderlerinin açıklamalarında görülmektedir. Ayrıca Kardeşler'in aslından kopmadan açılımlar yapması ve yerel, bölgesel ve küresel boyutta çeşitli ilişkiler geliştirmesi gerektiği hususu da bu dönemde sıkça tartışılmaya başlanmış- yaşanmış ve yaşanmakta olduğu da gözlemlenmektedir. İktidar olduktan sonra kurulacak ilişki biçimlerinin temel ilkelerin varlığını ne kadar süre daha devam ettirebileceği ise belirsiz bir durum olarak ortada durmaktadır. Bugünün Kardeşler Hareketi'nin 1930 ya da 1940'ların Mısır'ındaki hareket olmadığı son tahlilde ifade edilebilir. Bununla birlikte hareketin önde gelenlerinin açıklamalarında tedrici bir ilerleme ve değişim ile muhafazakâr bir tavrın benimsenmeye çalışıldığı göze çarpmaktadır. 

Raporda, araştırmanın iki sacayağını oluşturan Mısır ve Tunus ‘taki İslami hareketler şöyle tanımlanıyor:
Araştırmaya konu olan Mısır, herhangi bir Arap ülkesi, Müslüman Kardeşler hareketi de her
hangi bir hareket değildir. Hilafetin ilgasından sonraki dönemde İslami dinamizmi sürdü-
rerek var olan birçok İslami hareketin doğuşuna "anayurt" olmuş; 2011 Hüsnü Mübarek
rejimi sonrasındaysa Orta Doğu ülkelerinin umut kaynağı olmuştur.

Araştırmanın diğer sacayağı olan Tunus da bizim için artık Kuzey Afrika'dan herhangi bir ülke değildir.
2011 yılında tüm bölgeyi kasıp kavuran olaylara beşiklik etmiş bu ülke, yıllar yılı yaşamış olduğu katı
ve jakoben modernleşme tecrübesiyle Türkiye'ye ne kadar da çok benzemektedir. Bunu anlamak için Tunus'ta senelerce cereyan eden tartışmalara ve yaşananlara bakmak kâfidir İslami veya İslamcı hareketler diye adlandırılan bu hareketlerin kimi bir âlimin; kimiyse bir münevverin önderliğinde vücut bulmuştur. Ancak bu hareketler arasında etkileri bakımından belki de en önemlisi, bir öğretmenin girişimiyle ders ve sohbet halkaları şeklinde Mısır'ın İsmailiyye kentinde ortaya çıkmıştır. Hasan el-Benna isimli öğretmenin 1928'de mü-
tevazı bir topluluk olarak kurduğu Müslüman Kardeşler hareketi, kısa sürede tüm Mısır'a yayılmış ve hareket zamanla tüm İslam dünyasına yayılarak birçok ülkede ciddi anlamda etkili olmuştur. Öyle ki etkisi sadece Bilad-ı Şam'a değil, kısa sürede Mağrip'e, Anadolu'ya, Hint alt kıtasına ve Balkanlar'a kadar ulaşmıştır.

Mısır'daki Müslüman Kardeşler tecrübesi, etkili olduğu ülkelerin tamamında, bu ülkelerin kendi toplumsal ve siyasal yapıları ve dâhili sıkıntılarından dolayı örgütlü bir hareketin başlamasına yol açmasa da, Tunus'taki Nahda Hareketi'nin de aralarında bulunduğu birçok harekete ilham kaynağı olmuştur

MISIR'DA İSLAMİ UYANIŞ VE MÜSLÜMAN KARDEŞLER TECRBÜESİ

TUNUS'TA İSLAMİ UYANIŞ VE NAHDA TECRÜBESİ

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 2
  • ali demir 10 yıl önce Şikayet Et
    İSLAM DÜNYASI DEHŞET DÜNYASINA DÖNÜŞTÜ. Bu haliyle islamiyete kim ılımlı bakar, İslamiyete verilen zarar hiçbir zaman bu kadar olmamıştı, Allah nurunu tamalayacak; ama ne zaman? İslam dünyası yangın yerine dönmeden, kan gövdeyi götürmeden bu mümkün mü? Bir İslamiyet var, ama onca islami örgüt var, bu çok yanlış, önce bu örgütleri bırakalım. Kuran ile AMEL edelim. ama herkes Kuranı okumalı. İslamiyet hep şiddetten kaybetti halifeler döneminden şimdiye kadar. Şiddete hiç başvurmayalım, ABD VE İsrail i değil kendimizi suçlayalım ve düzeltelim.
    Cevapla
  • zarina amirova 10 yıl önce Şikayet Et
    İttihad-ı İslam farzdır. Asıl bu dönemde İslam BİRLİĞİni istemeyen müslümanlar Allah'ın affetmemesinden korkmalı
    Cevapla
DİĞER HABERLER
110 Liralık kurabiye satan işletmeci "Şu an maliyetine satıyoruz, zam yapıcaz" dedi
İsrail İran'a saldırdı! Türkiye'den son dakika açıklaması