"PKK profesyonel bir cinayet şebekesidir"

AK Parti İstanbul 3. Bölge M. vekili Adayı Feyzullah Kıyıklık, 1 Kasım ve gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamada bulundu.

"PKK profesyonel bir cinayet şebekesidir"
"PKK profesyonel bir cinayet şebekesidir"
GİRİŞ 15.10.2015 15:34 GÜNCELLEME 15.10.2015 16:21
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

1992’den 2007’ye kadar üst üste 4 dönem Bağcılar Belediye Başkanlığı yapan şimdi ise AK Parti'den milletvekili adayı olan Feyzullah Kıyıklık, 1 Kasım seçimlerine az bir süre kala önemli açıklamalarda bulundu.

Terörün ve teröristin iyisi, kötüsü, dini, ve ırkı olmadığını belirten Kıyıklık, “Öncelikle ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılara acil şifalar. İnşallah tez zamanda iyileşirler. Zalimin ve mazlumun kimliği sorulmaz. Bunu hepimizin iyi anlaması lazım. Kim kime karşı zalimlik yapıyorsa hepsine lanet olsun. Güvenlik güçlerimiz en kısa zamanda gerçek failleri bulacaktır” dedi. 

“PKK yalancı ve şımarıktır”

PKK’nın yalancı ve şımarık olduğunu vurgulayan Kıyıklık,  “KCK sözüm ona çatışmasızlık ilan ettiği halde güvenlik kuvvetlerimize saldırmaya devam ediyor.  PKK ve KCK yetkililerinin verdiği demeçlere bakın. 2013 Mart’ından bu yana tam 17 kere çözüm sürecinin aleyhine demeç vermişler. En son 14 Temmuz’da KCK Eşbaşkanı Bese Hozat; “Devrimci halk savaşını başlatıyoruz.” dedi. Aynı şekilde Murat Karayılan; “Bu savaş Özgür Kürdistan içindir.” diyor. ‘Özyönetim’ kepazeliği ilan edilirse, buna karşılık devletin ne yapması beklenir? “Hayırlı olsun” mu demeliydi? Böyle dense çatışma çıkmayabilirdi ama o zaman devletten bahsedilebilir miydi? Buna cevap vermek lazım. Bunu söylemelerinin altında yatan asıl gerçek yapılan hava saldırılarının başarısıdır. 30 yıldır PKK hedefleri böylesine başarılı bir şekilde imha edilmemişti” açıklamasında bulundu.

PKK eli kanlı bir profesyonel cinayet şebekesidir

PKK 23 Temmuz’dan bu yana bölge halkına kaç kere ayaklanma çağrısı yaptı halk itibar etmedi. Protesto için gece ev önlerine çıkması istendi, tencere-tava çalması telkin edildi, hiç biri iltifat görmedi. Aksine PKK teröründen binlerce aile İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e, Bursa’ya, Adana’ya yerleşiyor. İlginç değil mi; “Özyönetim” ile yönetilen Kobani’ye sığınan duydunuz mu hiç? Bakın, PYD lideri Salih Müslüm’ün Kobani’de yaşayan Tefsir Profesörü ağabeyi Dr. Mustafa Müslüm şu an İstanbul’da ikamet etmektedir. Düşünebiliyor musunuz kardeşinin çok demokratik(!) yönetiminde barınamamış ve faşist(!) Türkiye’ye sığınmış! PKK’nın şehir yapılanması YDG-H şehirlerde direniş için hendek kazıyor, yolları kapatıyor. 15-16 yaşındaki Kürt gençleri kandırılıyor, “Bağımsızlık”(!) hülyasıyla uyutuluyor. Hiçbir devlet silahlı kalkışmaya kayıtsız kalamaz.  ABD’de Ferguson’da yaşananları Federal hükümetin nasıl bastırdığını televizyonlardan seyrettik. Ya Hamburg’da Alman polisinin göstericilere neler ettiği? Sağ olsun Merkel Gezi olaylarında; “Türk polisinin aşırı şiddet kullanmasından endişe ettiğini” söylemişti. ‘Dinime tan eden bari’… diyesi geliyor insanın. Bir hususu da özellikle belirtmek isterim: Kürt halkı dindardır. PKK ise Marksist-Ateist, dinsiz, Allahsız, iffetsiz bir oluşumdur. Eli kanlı bir profesyonel cinayet şebekesidir. İffetsizliği de tescillidir.

HDP’nin kendisini ‘Kürt Halkının Temsilcisi’ olarak göstermesine ve PKK ile olan ilişkisi hakkında ne dersiniz?

HDP, 24. dönemde TBMM’ye verdiği bir araştırma önergesinde AK Parti’nin “İffetli Nesiller” yetiştirmek istediğinden yakınarak bahsetmiş ve AK Parti’yi eleştirmiştir. Kürt kardeşlerimiz hiçbir zaman iffetli olmaktan rahatsızlık duymaz. PKK ile olan ilişkisine gelince, dünyada siyasi oluşumların milis güçleri olmuştur. Bizdeki tam aksi: Silahlı terör örgütünün siyasi bir uzantısı. Hoş, deve kuşu misali, “Duruma göre” vaziyet alıyorlar. Sıkıştılar mı kendilerine emanet oy vermiş ‘Beyaz Türkler’i  gücendirmemek için “PKK bizi temsil etmiyor” diyerek onlara şirin görünme çabasına giriyorlar. Yeri geldiğinde terörist cenazelerine bizzat iştirak ederek, taziye çadırlarında devlet aleyhine beyanat vererek, saf Kürt gençlerini iğfal ediyorlar. PKK, şer odaklarının maşası, taşeron örgütüdür, HDP de onun gönüllüsü. Hani 7 Haziran seçimlerinden önce “Tayyip Takıntısı” olan çevreler “HDP mutlaka barajı aşmalıdır, yoksa kan gövdeyi götürür” diyerek aba altından sopa gösteriyorlardı, peki aştı da ne oldu Allah aşkına? Hele İmralı-Kandil heyetinin bir  daimi elemanı vekil vardı ki  bir gün bir televizyona verdiği röportajda, “AK Parti’nin tek başına iktidar olamaması  durumunda çözüm süreci bundan zarar görmez mi?” okkalı sorusuna ne dese beğenirsiniz: ”Biz çözüm için gerekirse MHP ile de görüşürüz.”  Bu arkadaş üstelik söylediğine inanmayacak kadar da zeki birisidir! Ne kadar barışçıl(!) bir tavır değil mi? Ama ‘Seçmene Selam’ böyle bir şey olsa gerek. Bir siyasi parti ‘Seni Başkan Seçtirmeyeceğiz.’ cümlesine kendisini hapsedip siyaset yapabilir mi? Nitekim 7 Haziran gecesi söyledikleri de şuydu: “AK Parti’yle Asla.” Bu siyasi bir tavır değil, bu başka bir şey. Son olarak şunu söyleyeyim HDP’nin ne idüğü iyice anlaşılsın. Demirtaş; “Bize emanet oy verildiğinin farkındayız, onları mahcup etmeyeceğiz.” şeklinde bir demeç verdi daha mürekkebi kurumadan Kandil’den Fırça yedi. “Siz kimsiniz be bizim işimize, oyumuza ne karışıyorsunuz?” diyebildi mi? Bu kadrolar mı siyaset üretecek Kürt sorunu için?

Çözüm sürecini istismar eden PKK’dır

Cumhurbaşkanımıza büyük haksızlık ediliyor. Kimse zorlamadan, mecbur kalmadığı halde sırf, kan dökülmesin diyerek ve siyasi riski alarak çözüm sürecini başlatan lider elbette Erdoğan’dır; “Gerekirse Baldıran zehri içerim.” diyerek kararlılığını göstermiştir. Peki HDP-PKK cephesi ne yapmıştır? Şehirleri silah deposu haline getirmiştir, teröristlerini şehirlerde konuşlandırmıştır, ayaklanma hesapları yapmıştır. Çözüm sürecini istismar eden PKK’dır.  Şimdi de “Yavuz Hırsız” rolü oynamaktadır ve maalesef bir kısım medya da PKK’nın cinayetlerine çanak tutmaktadır. AK Parti iktidara geldiğinde bir Kürt annesi oğluyla hapiste, askerde Kürtçe konuşamazken, bugün özel eğitim kurumlarında Kürtçe eğitim serbest. Kürt kardeşlerimiz lütfen alınmasın, bunlar başa kakma değildir, elbette temel haklar çerçevesinde elde edilmiş haklardır ancak PKK, her şey gibi bunu da istismar etmektedir. Mesela Dolmabahçe mutabakatı denen şey, daha açıklama yapıldıktan 20 dakika sonra Demirtaş tarafından alay konusu yapılmış, ertesi gün de Kandil “Kimse bize silah bıraktıramaz” demiştir. Medya çok başarılı bir şekilde ‘Perdeleme’ yaptığından  ‘Masayı Deviren’(!) Erdoğan olmuştur. İnsaf demek lazım.

Kasım seçim sonucu hakkındaki yorumunuz?

İnşallah halkımız, 13 yıllık AK Parti iktidarına devam diyecektir. 7 Haziran yol kazasıdır. Gerekli değerlendirmeler yapılmış, 7 Haziran’da seçmenin verdiği mesaj alınmıştır. Şu gerçeği herkes kabul etmelidir: Demokrasilerde tek doğru sandıktır. Kimse seçmene kızamaz. Seçmen her zaman doğru yapar. Biz böyle inanırız. Seçmenin hem gönlünü hem de oyunu kazanmak için gayret ederiz. Kararının başımızın üzerinde yeri vardır. Görünen o ki 1 Kasım’dan sonra da yine Sayın Genel Başkanımız, Başbakan olacaktır. Gayretimiz; kabinenin de sadece AK Partili bakanlardan oluşması içindir. İnşallah bu da gerçekleşecektir. Şu anda tek başına iktidar olma ihtimali sadece AK Parti için söz konusudur. Yani Sayın Davutoğlu’nun Başbakan olmadığı bir oluşum mümkün değildir

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 2
  • Ronahi 8 yıl önce Şikayet Et
    PKK'nın siyasi kolu denilen hdpye dindarlar oy vermesi ne oluyor acaba
    Cevapla
  • türkiyeli 44 8 yıl önce Şikayet Et
    ona göre ayağınızı denk alın
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Seçim sonrası ilk kabine toplantısı! İşte masadaki 4 kritik başlık! Gözler Erdoğan'da
AK Parti'de analiz sürüyor: Emekliler mi yoksa yanlış aday mı?