Öldürülen Emrah Barlak davası karara kaldı

İzmir'in Karabağlar ilçesi Eskiizmir semtinde 12 Ağustos 2012 tarihinde ehliyeti olmayan Erhan Barlak'ın polis aracına çarpmasının ardından çıkan kavgada polis memuru İ.K.'nın silahından çıkan kurşunla ağabey Emrah Barlak'ın öldüğü, dört kişinin de yaralandığı olayla ilgili davaya devam edildi. Polis memuru İ.K.'nın müebbet ve 25 yıl hapis cezası istemiyle 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada son savunmaların ardından duruşma karar için cuma gününe ertelendi.

6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen davanın son duruşmasına hakkında 'kasten adam öldürme' suçlamasıyla müebbet, Erhan Barlak, Faruk Karahan, Halil Altın ve Seyit Ekinci'yi, 'kasten yaralama' suçlarından 25 yıl hapsi istenen tutuklu polis memuru İ.K., avukatı Tolga Yurdakul, olayda hayatını kaybeden Emrah Barlak'ın annesi Gülpaşa, babası Nusrettin Barlak, müşteki sanık Faruk Karahan ile avukatları Aykut Dikencik, Fatma Demiel, Nergiz Tuba Aslan, Süphan Erkan katıldı. Polis duruşma salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik tedbiri aldı. Duruşma salonuna girenlerin üzeri tek tek arandı. 

Savcı eski mütalaasını tekrarladı. Emrah Barlak’ın ailesinin avukatları sanığın cezasında indirim maddelerinin uygulanmamasını, üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Sanık İ.K.'nın avukatı Yurdakul, olayın meydana geldiği bölgenin suç işleme oranın yüksek bir yer olduğunu, müvekkilinin görevini yaptığını belirterek alt sınırdan cezalandırılmasını istedi. 

Polis memuru İ.K. ise, "Erhan Barlak, ehliyetinin olmadığını ve işlemin ehliyetli bir arkadaşı üzerine yapılması teklifinde bulundu. Ben de kabul etmedim. Bir olay çıkmasını istemediğim için trafik ekiplerinin olay yerine intikal edeceğini de kendilerine belirttim. Trafik ekipleri olay yerine geldiğinde ise arkadaşlara ruhsatla birlikte ehliyet verildiğini gördüm. Ancak ekip arkadaşlarımı uyararak kazayı verilen ehliyetteki ismin değil, Erhan Barlak'ın yaptığını söyledim. Bunun kanun dışı olduğunu, aksi takdirde bir işlem söz konusu olursa soruşturma açılabileceğini dile getirdim ve kendilerinin sakinleşmesini istedim. 'Cezası ne ise öderiz. Ödemesek de ödettiririz. Burayı size mezar edeceğiz. Burası kurtarılmış bölge. İlla birini yatırıp kanınızı mı dökelim' şeklinde bağırdığını gördüm. Bağırmalara karşın çevredeki gerilim arttı ve insanlar saldırmaya başladı. Bizi tartaklayıp omuz attılar. Daha sonra Faruk Karhan beni sarsarak çevredeki 5-6 kişiyle birlikte saldırdı. Ben de biber gazını çıkardım sıkmaya başladım. Havaya iki üç el ateş ettim kalabalığı dağıtmak için. Bu sırada taş ve şişelerle saldırıya maruz kaldım. Emrah'ın elindeki bıçakla, Faruk'un da kırık bir şişe ile bana doğru geldiğini gördüm. Ben de kendimi korumak için Emrah ve Faruk’un ayaklarına doğru birer el ateş ettim. Panikleyerek birkaç el ateş ettim. Emrah, Erhan’ı yere doğru ittirdi. Kafamı çevirdiğimde tekrar vurmak istediğini gördüm. Ben de bir elimle engel olmaya çalışırken bir elim de silahımdaydı ve parmağım da tetikteydi. İstem dışı olarak silahım bu sırada patladı. Emrah’ı öldürmek gibi bir kastım kesinlikle yoktu. Öyle bir niyetim olsaydı öldürücü vuruşu daha en başında yapardım. Ben de kendimi korumak adına ve o sırada olaya öldürücü olan yerlerine ateş etmediğimi tekrarlıyorum. Keşke bu şekilde olmasaydı. Ben kaçan ya da duran birine ateş etmedim. Sadece kendimi korumak adına ateş ettim.” dedi.