Ahu Tuğba: Keşke gençken kızımın aklı bende olsaydı

Canlandırdığı ‘vamp kadın' rolleriyle Türk sinema tarihinin unutulmaz isimleri arasında yerini almıştır. Gerçek hayatta ise canlandırdığı karakterlerin aksine son derece yufka yürekli, anaç ve dobra bir kadın. Özellikle de kızı Anjelik söz konusu olduğunda akan sular durur onun için. Ahu Tuğba, geçmişteki lüks tutkusunu görgüsüzlük ve gençlik hatası olarak değerlendiriyor bugün... “Kızımın hiç böyle şeylerde gözü yok. Keşke gençken kızımın aklı bende olsaydı” diyor. Şöhreti ise “Önce zirve, sonra acı bir yalnızlık ve ölüm” sözleriyle tanımlıyor.

İşte Ahu Tuğba'nın Akşam Pazar için çok sevdiği kızı Anjelik Calvin'e verdiği röportaj…

Anjelik Calvin: Röportajıma kimseyi merakta bırakmadan sağlığını sorarak başlamak istiyorum... 

Ahu Tuğba: Bu kadar çok dostum ve sevenim olduğu için çok mutluyum. Akciğerini vermek isteyenler bile oldu, şaşırdım.Allah'a hamdolsun ki kanser değilim, ama sigara ve stres akciğerimi epey yorduğu için özen göstermek durumundayım. Tedavilerim devam ediyor. Dualarını eksik etmeyen, arayan, ilgilenen herkese teşekkür ederim.

 “Stres de bir etken” dedin. Sanat camiası epey yorucu ve şöhretin bir bedeli var. Hastalığında bunlar da etkili olmuş olabilir mi?
Ben çocukluğumu yaşayamadım. 11 yaşından beri bu mesleğin içindeyim. Film setlerinde sabahlayıp gece 2 ayrı gazinoda sahne alıyordum. Haftada bir kez kendi evimde uyusam çok mutlu oluyordum. Çok yoğun tempom vardı. Zamanla acısı çıkıyor tabii. Şöhret önce zirve, sonra acı bir yalnızlık ve ölüm demek bence…

SADECE KIZIM İÇİN YAPARIM

Biraz da keyifli şeylerden bahsedelim. Hayranların ev halini merak ediyor. Biraz anlatır mısın? Ben ne kadar titiz bir Ahu olduğunu biliyorum mesela… 
Titizim, ama evde birileri varken iş yapmam. Evde genelde seninle birlikte film izleriz. Favorimiz kafayı fazla yormayan eğlenceli animasyon filmleri tabii. Bir de Bodrum'daki evimin balkonunda oturup masmavi denizi izlemek en sevdiğim şeylerdir…

Peki, yemek yapmakla aran nasıl?  
Bugüne kadar hiçbir eşime yemek yapmadım. Yalnızca sana yemek yaparken keyif alıyorum. Evlat aşkı çok ama çok başka bir aşk. 

Geçmişte seni marka, mücevher ve lüks araba tutkunla bilirdik. Şimdi neden yok lüks tutkun?
Bunları gençlik hatası ve görgüsüzlük olarak görüyorum. Kapıda 5 araba yatardı. Helikopterle festivallere iniş yapardım, teknem yanaşırdı, kuaförlerim, giydiricilerim… Hep hava civa…  Sokağa atılan onca para... Aştım artık bunları. Mühim olan şey insanın iç huzuru. 

SEN BAMBAŞKASIN

Beni bu konuda nasıl buluyorsun, şımarıklıklarım var mı?
Asla yok.  Sen bambaşka bir ruhsun. Akranlarından çok daha olgunsun. Keşke gençken senin aklın bende olsaydı. Bugüne kadar bir kez olsun marka istemedin. Gösterişten uzak, son derece doğal birisin. Keşke her genç senin kadar özgüvenli ve mantıklı olsa. 

Hazır söz benden açılmışken ortak yönlerimiz var mı sence?
Havan ve edan bana benzese de daha çok babanı ve rahmetli anneannemi andırırsın. Zeki, alçak gönüllüsün. Hiç kaprisin yok. Çoğu erkekten daha yüreklisin. Sokakta bir dilenci görsen bütün paranı verecek kadar da merhametlisin.

Peki, yeni nesil oyuncular hakkında ne düşünüyorsun? Gazetecilere olan tavırlarından ötürü onlara epey kızıyorsun bildiğim kadarıyla...
Gazetecileri her zaman çok sevmişimdir. Gece yarılarına kadar soğukta sabahlayıp ekmek paraları için koşturan insanlar. Onlara yapılan muameleye çok üzülüyorum. Biz de gençtik, şöhreti biliyoruz ama asla bunu yapmadık. Bu terbiyesizlik. Zaten bunu yapanların çoğu bu balon heyecanlara kapılıp yok olup gidiyorlar. Böyle yapmasınlar.

BUGÜNÜN YARINI DA VAR

Ülkemizde hâlâ telif hakları konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Sürünerek can veren pek çok yıldızımız var. Yeni nesle ne gibi tavsiyelerde bulunursun?
 İnsan para kazanırken hep gelecek sanır. Yaşlılık çok uzak gelir. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, etrafınızdaki dalkavukların gazına gelerek gösteriş için harcar durursunuz. İyi günde herkes yanınızdadır. Ama “sokakta kaldım” diye telefon açsanız kimse cevap vermez. Bu yüzden tutumlu olsunlar. Mutlaka birikim yapsınlar. Bugünün bir de yarını olduğunu unutmasınlar…

Son dönemlerde oyuncu ajansları sarışınlara tavır almış durumda. Kumral arkadaşlarıma bile saçlarını siyaha boyatmaları söyleniyor. Hatta benim de başıma geldi. Türk sinemasında fenomen olmuş bir sarışın olarak, bu esmer takıntısını nasıl değerlendiriyorsun?
Bütün bunların sebebi hırs ve hasetlik. Dar görüşlüler. Önemli olan yetenektir, yapılan iştir. Herkes Türkan Şoray'ın  yan sanayisi olma peşinde ama mühim olan sarışın, esmer, kızıl olmak değil; mühim olan ekranı doldurmak, kendin olmak ve fark yaratabilmek. İşte o zaman kalıcı olursun. Sarışınların önünü kapatarak haksızlık ediyorlar. 

Ahu Tuğba olmasaydın nasıl bir hayat sürerdin? Nasıl birisi olurdun?
Çocukluğumda en büyük hayalim polis ya da dedektif olmaktı. Araştırmacı bir ruhum var, iyi bir gözlemciyim ve detaycıyım. Kolay kolay  unutmam. Yalandan, düzen bazlıktan hiç hoşlanmam. 

Peki ya aşk? Hayatında aşk var mı?
Çocukluğumdan beri Slvester Stallone'u beğenirim. Benim ideal erkek figürüm o. Benim aşk hayatıma gelecek olursak, Herkes için biri olmalı, bu doğru ama benim kalbim kusursuz çalışan bir saat değil maalesef.

Özel hayatında gençlerden kaçan birisin. Pek çok şöhretli isimse kendinden yaşça küçükleri tercih ediyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Herkesin kendi tercihi; bir şey diyemem ama ben anaokulu öğretmeni değilim. 

Son olarak  yaptığın en büyük çılgınlığı merak ediyorum Anneciğim...
1993'te Amerika'nın Florida Eyaleti'nde paraşütle uçaktan atlamıştım. Kadın cesaretini    hafife almamak gerekir.