Akdoğan: Kandil Nevruz çizgisine geri dönmeli

Türkiye süreçte hangi noktada? Kandil’den yapılan açıklamalarla ne amaçlanıyor? Kandil’deki yöneticiler Öcalan’a rağmen bir güce sahip mi?

Akdoğan: Kandil Nevruz çizgisine geri dönmeli
Akdoğan: Kandil Nevruz çizgisine geri dönmeli
GİRİŞ 26.11.2014 07:12 GÜNCELLEME 26.11.2014 07:12
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Kandil’deki KCK yöneticilerinin Öcalan’a karşı tutunma şanslarının olmadığını söyledi. Akdoğan, ‘Kandil yeniden 2013 Nevruz çizgisine dönmeli’ yorumunda bulundu. 

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise çözüm süreci ile ilgili kritik sayılabilecek açıklamalarda bulundu. Serpil Çevikcan'a açıklamalarda bulunan Akdoğan'ın verdiği röportajdan ilgili bölümler şöyle: 

Örgüt, Kobani’yi kızıl elma gibi görüyor

Çözüm sürecinde gelinen noktaya ilişkin genel bir durum değerlendirmesi yaparsanız nasıl bir tablo görüyorsunuz?

Süreç, Kobani hadisesinden önce karşılıklı görüşmelerle hızla nihai sonuca doğru ilerliyordu. Yol kesme, adam kaçırma, haraç alma gibi asayiş ve şiddet olaylarına son verilmesi konusunda İmralı-Kandil hattında bir kabullenme iradesi yansımıştı. Süreçte kırılganlık üreten ve toplumsal tepkiye sebep olan illegal faaliyetlerin devre dışı bırakılması temel zemindi ve bu yönde bir gelişme beklenirken tam tersi bir durum ortaya çıktı. Kobani bahanesiyle ortalık yakıp yıkıldı, doğrudan kamu düzeni hedef alındı.

KANDİL AMACINA ULAŞAMADI

 ‘Örgüt su kaynattı’ ifadesini kullanmıştınız. Bu olaylar niçin yaşandı?

Örgüt, Kobani’yi kızıl elma gibi görüyor. Bölgesel çalkantıda bir kısım örgütlerin ortaya çıkması ve şiddetli çatışmalar yaşanması, silahın tekrar geçer akçe olduğu gibi bir görüntü oluşturdu. Bir kısım dış yönlendirmeler ve farklı hesaplar da devreye girince örgüt, Kobani’yi kaldıraç olarak kullanarak örgütsel ütopyasına bildik yöntemle ulaşmayı denedi. Ayrıca örgütün sistematik olarak ‘dönüştüremedikleri Kürtleri’ bölgeden kaçırma, sindirme ve göçe zorlama gibi bir yaklaşım sergilediği görüldü. ‘Artık burada yaşanmaz’ psikolojisini pompalayarak türdeş bir alan oluşturulmak istendi. Kobani bahanesiyle yaşanan vandalizmin ve bölgede sürdürülen şiddetin gerisinde böyle bir bilinçli çaba var.

KANDİL GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALDI

Sizce bu yaklaşım ters mi tepti, bundan dolayı mı geri adım attılar?

İlk kez toplumun ve kamuoyunun gücü bu derece tezahür etti ve örgüte geri adım attırdı. Geri adımda, toplumsal tepki ve devletin kararlılığı etkili oldu. Öcalan’ın yazdığı mektup, onlar için çıkış kapısı sundu. Olaylar tam bir kırılma oluşturdu. Bölgede hizmet eden, yatırım yapan, hak tanıyan, şefkat gösteren ‘devlet’ ile zulmeden, baskı yapan, haraç alan ceberut bir ‘örgüt’ görüntüsü ortaya çıktı.

‘Tren tekrar rayına oturdu’

Süreçte daha fazla ağırlık vereceğimiz iki parametre var. Birincisi, bölgedeki tüm sivil toplum örgütlerinin, kanaat önderlerinin, parti ve örgütlü yapıların daha fazla muhatap haline getirilmesidir. İkincisi, bölge halkının, örgütün baskısı altında bırakılmaması ve süreci kırılgan hale getiren illegal eylemlere geçit verilmemesi için kamu düzeni konusunda ilave tedbirler ve daha etkin bir politika izlenmesidir. Sonuçta tren tekrar rayına oturmuştur. Hızını; samimi şekilde yol yürüme iradesine sahip olmaları ve demokratik çözüme inanmaları belirleyecektir. Temel zemin, eylemsizliğin hayata geçmesi ve kamu düzenine meydan okuyan illegaliteye son verilmesidir.

‘Öcalan’a karşı tutunamazlar’

Kandil’deki KCK yöneticilerinin, Öcalan’a rağmen bir güce sahip olduğunu düşünüyor musunuz?

Düşünmüyorum. Öcalan’a karşı hiçbirinin tutunma şansı yok. O yüzden her söze, ‘Öcalan’ın özgürlüğü’ diye başlayıp onu perde yapıyorlar. Açıktan karşıtlık üretemezler, karşıtlık gibi görünen şeylerde de taktik gerekçelere sığınıyorlar. Ama neticede kendi yollarını dayatma ve işi yokuşa sürme gibi bir tablo ortaya çıkıyor. Kandil, yeniden 2013 Nevruz çizgisine, ruhuna dönmelidir.

‘Umudu kıran kaybeder’

 Tüm olumsuzluklara karşı sürece yönelik ümidinizi koruyor musunuz?


Toplumsal umudu kırmaya hiç kimsenin hakkı yok. Umudu kıran kaybeder. Dış dinamikler ve örgütün yapısı-zihniyeti işi zorlaştırıyor olabilir, ancak sabırla yol yürümek gerekiyor. Süreçte kararlılık, cesaret, samimiyet ve dürüstlük büyük önem taşıyor. Diyalog, görüşme ve tartışma, demokratik siyasetin en temel zeminidir. Geçmişi olan kronik sorunların çözümünde serinkanlılığı ve sağduyuyu elden bırakmadan meselelere yaklaşmak, duygusal ve tepkisel çıkışlardan kaçınmak gerekir.

Akşamdan sabaha çözülemeyecek olan meselelerde harici veya dahili dinamiklerle önümüze çıkan sorunlarda diyalog zeminini kaybetmemek değerli bir kazanımdır. Yeni dönemde yaşananlardan da dersler çıkarmak gerekiyor.

KAYNAK: MİLLİYET
YORUMLAR 10
  • Cemil Tek 9 yıl önce Şikayet Et
    Ve sonunda bu da oldu. Terör örgütü PKK yandaşları Batman'da sivil olarak görev yapan iki polisi gözaltına almaya çalıştı. KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok'un "polis ve asker cekilsin, biz de tutuklama yapabiliriz" açıklamasının ardından YDG-H ilk tutuklamasını (!) Batman'da denedi. Örgüt yandaşları sivil görev yapan iki terörle mücadele polisini kaçırmak istedi. Çıkan arbedede bir polis bıçaklandı. Olay dün akşam şehrin merkezinde bulunan Bağlar semtinde yaşandı. Bölgede görev yapan Terörle Mücadele Şubesi polisi iki memur, cadde üzerinde bir grup YDG-H mensuplarının sözlü tacizine uğradı. Polisler gruba karşılık verince sözlü taciz fiili tacize dönüştü. Araçlarından zorla indirilen polis memurları YDG-H'liler tarafından silahları alınarak kaçırılmak istendi. İlerleyen dakikalarda o YDG-H'li gruba başkaları da dahil oldu. Yaklaşık 40 kişilik bir grubun arasında kalan sevil polisler, vatandaşların telefonla araması üzerine bölgeye sevkedilen özel harekat polisi tarafından kurtarıldı. Yaşanan arbede sırasında kaçırılmak istenen polislerden biri bıçakla yaralandı
    Cevapla
  • c.acar 9 yıl önce Şikayet Et
    iyi niyetli yorumlar olsada gerçek ortada adamlar dün batmanda polisleri tutklmaya çalışıyorlar kesinlikle silah bırakmayız açıklamaları var devlet kendi çalıyor kendi oynuyor gibi görünüyor şu durumda
    Cevapla
  • VATANDAŞ 9 yıl önce Şikayet Et
    GÜZELDE Yeni şehitler istemiyoruz. Yeni Şehitler gelirse siz masada kalsanız da seçimlerde halk masadan kalkar, sizi kaldırır. Konu çok hassas halka bir anket yapsanız iyi olur.
    Cevapla
  • milletin ferdi 9 yıl önce Şikayet Et
    Peki hazımsızlar sizin öneriniz ne? Kan dökülmesi mi? Biz Demokratik haklar verilirken PKK’dan karşılığında silahı bırakmasını veya kendini lağvetmesini istememek mi? Siz ancak kısır döngü istersiniz. Sizin diğer istediğiniz şey karşılıklı olarak sürekli kan aksın, bunun için her iki tarafında yeterince mazereti olur zaten. Bir tarafta şehit edilen ve yeni şehit edilecek askerler bahane edilir, diğer taraftan insanların en tabi haklarının verilmeyişi bahane edilir. Zaten çatışma durumunda demokratik haklarında verilmesi beklenemez. Böylece annelerimiz ağlarken silah baronlarını memnun edecek kısır döngü onlarca yıl daha devam eder. İstediğiniz tam da bu maalesef. Elini taşın altına koyanların, çözüm üretmeye çalışanların anlayışına değil, asıl böyle bir anlayışa yuh olsun.
    Cevapla
  • Abd 9 yıl önce Şikayet Et
    Kandil adında bir devlet var herhalde ki, devletimiz onu muhatap alıyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail resmi televizyonu: "İsrail ordusu Refah'a çok yakında girmeye hazırlanıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı duygulandıran hediye!