Bozdağ: 17 Aralık olmasa paraleli göremezdik

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, paralel yapı tehlikesinden bahsederken bir de itiraf olabilecek bir açıklamada bulundu.

Bozdağ: 17 Aralık olmasa paraleli göremezdik
Bozdağ: 17 Aralık olmasa paraleli göremezdik
GİRİŞ 29.12.2014 08:09 GÜNCELLEME 29.12.2014 10:27
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Star gazetesinden Fadime Özkan'a konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Paralel yapılanma, hukuku suistimal ederek yargıya güveni çok sarstı.17 Aralık başarılı olsaydı Gülen Türkiye’ye Humeyni gibi gelecekti. AK Parti milletin emanetine sahip çıktığı için Türkiye büyük bir tehlikeden kurtuldu, açıklamasında bulundu. Star gazetesi bu röportajı '17 Aralık olmasa paraleli göremezdik' manşetiyle okuyucusuyla paylaştı. 

Özkan'ın Bakan Bozdağ'la yaptığı röportajdan ilgili bölümler şöyle: 

17-25 Aralık’ın sene-i devriyesindeyiz, paralel yapıyla mücadelenin neresindeyiz? 

17-25 Aralık Türkiye’nin devlet yapısının, demokrasisinin, hukuk devleti anlayışının büyük bir tehlikeden kurtulduğu gündür. Çünkü eğer 17 Aralık başarılı olsaydı ya da bir farkındalık, bilinçlenme olmadan gerçekleşmiş olsaydı Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi. Bir defa bunu tespit etmekte fayda var. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik bir hukuk devletidir. Devletin tekliği esastır. Devletin organlarının da tekliği esastır. Yasama, yürütme ve yargıda paralel yapılanmalara izin verilirse, bu paralel yapılar, bir süre sonra bununla yetinmez devlet olmak ister. 17 Aralık ve 25 Aralık’ta hükümetimizin ortaya koyduğu tavır hem hükümetimize, hem devletimize yönelmiş bu tehlike ve tehdidi bertaraf etme iradesidir; demokrasimize, milli iradeye, hukuk devletine, yasamaya, yürütmeye ve yargıya millet adına sahip çıkma kararlılığıdır.

Önlemeseydik rejim değişikliği olurdu

- Eğer önü alınamamış olsaydı ne olurdu?

Çok net söylüyorum; Eğer 17-25 Aralık planlandığı gibi başarılı olsaydı; hükümet düşebilir, tıpkı Humeyni’nin Paris’ten İran’a döndüğü gibi Gülen de Pensilvanya’dan Türkiye’ye dönebilirdi. Rejim değişikliği dahil Türkiye, kimsenin öngöremediği değişimlere, hadiselere sahne olabilirdi. O yüzden 17 Aralık Türkiye için hayırlı olmuştur. Devletin, hükümetin, sivil toplumun, herkesin ve her kesimin büyük bir tehlikenin tehdidin farkına vardığı, önünü aldığı bir tarih oldu.

- Devlet içinde paralelden önce de başka vesayetçi yapılar oldu. Onlarla hareket eden siyasi kesimlerin onlar tasfiye edilip paralel AK Parti’ye saldırmaya başlayınca bu defa Gülen etrafında toplanmasına ne diyorsunuz?

Yabancı güçler, içerdeki vesayet odakları ile bunların işbirlikçileri, her zaman yönetecekleri kukla hükümetler isterler; milletten aldığı iradeyi, Ankara’da kendine teslim edip, millet ile değil de kendileriyle uyumlu hareket eden hükümetleri severler. Aksine hareket eden hükümetleri, iktidardan uzaklaştıracak her çabaya destek olurlar. Geçmişimiz bunun örnekleriyle doludur. Ak Parti, her türlü iç ve dış müdahaleye, her türlü vesayete ve her türlü kirli manşete rağmen iktidara geldi. Gücünü vesayet sahiplerinden, iç ve dış karanlık odaklardan almadı, milletten aldı. Hiç kimseye ve hiçbir güce milli iradeyi peşkeş çekmedi. Milli iradeyi tanımayanlarla sonuna kadar mücadele etti. Onun için, bizi iktidardan indirmek için güç birliğine gidiyorlar. Bunu görüyoruz, biliyoruz. Bunlar, başarılı olamazlar.

Algı operasyonu yapanlar bir avuç

17-25 Aralık darbe girişimi AK Parti hükümetinin iradesi ve onun arkasında duran geniş bir toplum kesiminin oyuyla geri çevrildi. Lakin algı operasyonu devam ediyor?

Bu algı operasyonunu yapan kesim, bir avuç insan. Türkiye halkına bakarsanız algı operasyonu yapanların bir avuç olduğunu görürsünüz. 30 Mart seçimlerinde operasyon yürütenler CHP’nin güçlü olduğu yerlerde CHP’ye MHP’nin güçlü olduğu yerlerde MHP’ye HDP’nin güçlü olduğu yerlerde HDP’ye çalıştı, destek verdi. Sonuç ortada. AK Parti yüzde 45 buçuk oy aldı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak adayda birleştiler sonuç: ilk turda yüzde 52. Milletimiz her türlü hokus pokusa, manipilasyona ve kirli ittifaka hayır dedi. Algı operasyonu yapanlar, sadece kendilerini aldatıyorlar. Bu, kişileri suça sürükler, radikalleştirir, marjinalleştirir. Bunu fark bile edemezler.

Erdoğan mücadele etti şapkasını alıp gitmedi

- Gülen’in 40 yıllık geçmişi var ama asıl serpildiği dönem 12 yıllık AK Parti dönemi. Hükümetiniz özeleştiri yapacak mı?

Biz özeleştiriyi sürekli yapıyoruz. 17 ve 25 Aralık, paralel devlet yapılanmasının tehlikesini ve doğurduğu tehdidi gözler önüne sermiştir. 17 ve 25 Aralık, bizim gerçekle amasız, fakatsız, lakinsiz ve ancaksız yüzleşmemizi sağladı. Keşke bizim yaptığımız özeleştiriyi herkes yapsa, yapabilse. Milli iradeyi yok etmek isteyenlere karşı en büyük mücadeleyi Tayip Erdoğan liderliğindeki bu kadro verdi. Güç zehirlenmesi yaşayanların fark etmediği bir şey var. Sayın Erdoğan ne Menderes’e ne Özal’a ne Erbakan’a benzer. Tayip Erdoğan bu güne kadar kendisine yapılmış hiçbir meydan okumaya eyvallah dememiş, boyun eğmemiş, arkasını dönüp şapkasını alıp gitmemiştir. Milli irade hırsızlarına karşı en büyük mücadeleyi vermiştir.

KAYNAK: STAR GAZETESİ
YORUMLAR 1
  • toprak 9 yıl önce Şikayet Et
    Uyanında balığa gidelim
    Cevapla
DİĞER HABERLER
İsrailli Bakan Ben-Gvir'den skandal öneri: "Filistinliler infaz edilsin"
Ronaldo eski takımını borçlu çıkardı! Servet değerinde tazminat