Teazis: AK Parti olmasa da Başkanlık gelecek

Adalet ve Kalkınma Partisi” adlı kitabın yazarı Christos Teazis, 'AK Parti olmasa bile Başkanlık sistemi kaçınılmaz' dedi.

Teazis: AK Parti olmasa da Başkanlık gelecek
Teazis: AK Parti olmasa da Başkanlık gelecek
GİRİŞ 16.03.2015 10:57 GÜNCELLEME 16.03.2015 10:57
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Fadime Özkan'ın röportajı

TEAZİS:
 Türkiye aşama aşama başkanlığa doğru gidiyor. Gezi olayları, 17 Aralık süreci, Kürt meselesi, İhsanoğlu’nun adaylığı, toplumsal siyasal kutuplaşma, cumhuriyetçiler ve demokratlardan oluşacak iki partili sistemin ilk işaretleri.

AK PARTİ ÜZERİNE DOKTORA TEZİ HAZIRLAYAN HRİSTOS TEAZİS: TÜRKİYE İKİ PARTİLİ SİSTEME GİDİYOR

AK Parti’nin oluşumunu hem bir kopuş, hem tarihsel bir devamlılık içinde inceleyen “İkincilerin Cumhuriyeti: Adalet ve Kalkınma Partisi” adlı kitabın yazarı Christos Teazis. Kitap, aslında 1999’dan beri Türkiye’de yaşayan Yunanistanlı akademisyenin doktora tezi. Bugünün Türkiye’sine ve siyasetine dair çarpıcı gözlemler yapan Teazis Ankara Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim görevlisi olarak dersler veriyor ve İngilizce, Türkçe dışında, Osmanlıca ve Farsça da biliyor. 

Adalet ve Kalkınma Partisi’ni konu alan doktora tezinizde, partinin kökeninin Menderes, Özal’a değil, 1920’lere dayandığını iddia ediyorsunuz?

Ben de araştırmama bu sıraya göre başladım ama varsayım bir yerde tıkandı. Adalet ve Kalkınma Partisinin her seçimde biraz daha güçlenmesini Menderes, Özal sıralamasıyla açıklayamadım. Şunu fark ettim: Menderes CHP’den çıkan biridir. Eleştirmiş olsa da Cumhuriyetin kurucu felsefesine karşı değildi. Sonra Erdoğan 2004’te yaptığı bir konuşmayı okudum. Diyor ki ‘ilk Meclis’ten aldığımız irade ve ruhla, demokrasinin çağdaş ve evrensel değerlerini savunmaya devam edeceğiz. Dünya durdukça İstiklal Meclisi’nin ruhunu içimizde yaşatacağız”. Niye böyle dedi diye 1920’lere döndüm baktım ve orada AK Parti’nin asıl kökeni sayılacak yapıyı buldum: İkinci Grup.

AK Parti’nin kökeni İkinci Grup’tur

- Nedir onları öncül-ardıl kılan benzerlik? 

İkinci Grup, cumhuriyetin kurucu felsefesine muhalif bir zihniyete sahip. Özellikle Hüseyin Avni Ulaş. Çok partili hayata geçince kurulan ilk partinin Milli Kalkınma Partisinin kuruculardan ve parti programında şunları öneriyor: 1) Cumhurbaşkanını halk seçsin. 2) Ekonomide liberal değerler benimsensin. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi AK Parti’nin temel şiarıdır.

AK Parti Menderes’in halk iradesi, Özal’ın liberal ekonomi şiarını da sürdürdü?

DP dönemiyle bugün arasındaki benzerlik; o zamanlar iki partili sistem, demokratlar ve cumhuriyetçiler vardı. Marshall Planı uygulanmaya başladı. Yunanistan’da da uygulanan Marshall Planında amaç insanların Amerikalı gibi düşünüp davranmasıydı. Ve bugün Yunanistan da, Türkiye de başkanlık sistemine doğru gidiyor. DP döneminde Müslümanlar DP çatısı altına girdiler, “demokrat Müslüman” oldular. Erdoğan hep bunu savunuyor. 2009’da tezimde şunu yazdım: Türkiye’de başkanlık sistemine gidilecek ve demokratlarla muhafazakârlardan oluşan iki partili sisteme geçilecek. Muhafazakârlardan kastım, eski sistemi muhafaza etmeye çalışanlar. Bu sistem AK Parti’nin yarattığı zeminde kurulacak.

Yeni bir Ekmeleddin bey çıkacak

- Muhafazakarlar, cumhuriyetçiler mi?

Diyebiliriz. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı iki partili sisteme gidildiğinin bir işaretiydi. O ikili yapı ‘demokrat Müslüman’, ‘muhafazakar Müslüman’ olacak. Çünkü toplumunun temel harcı İslam’dır. İhsanoğlu profili muhafazakar Müslüman tipine tam uyuyor. İhsanoğlu diyordu ki “elhamdülillah Müslümanım ve parlamenter sistemden yanayım”. Bu anlayış gittikçe pekiştirilecek. Belki muhalefeti birleştirecek yeni bir İhsanoğlu bulunabilir diye düşünüyorum.

Ama başkanlık sistemi malum, Türkiye’nin ihtiyacı üzerinden değil şahıslar üzerinden tartışılıyor. Sözden söylemden öte, politik eylemler, gidişat neyi gösteriyor?

Başkanlığa gidildiğini. Gezi olaylarının bir boyutu da bunu gösterdi. Bir yanda Erdoğan’ı sevenler vardı bir yanda nefret edenler. AK Parti karşıtlığı olsa da bir kişileştirme de vardı. Otoriter vs deniyordu. Fakat kutuplaşmayla iki partili sistemin sosyolojik bakımından temellerini atıldı. Sonra 17 Aralık oldu. Erdoğan dedi ki “iki kutup var sanki, bir taraf biziz, öbür taraf CHP -MHP-Paralel örgüt”. 10 Ağustos seçimlerinde de İhsanoğlu gibi bir aday çıktı. Kademe kademe iki partili sisteme, başkanlığa doğru gidiliyor.

Yeni zihniyeti AK Parti oluşturuyor

- AK Parti karşıtları bir yerde öbekleşiyor ve güç birleştiriyorsa mesela ana muhalefet olarak CHP, neden onun önüne geçemiyor?

Çünkü CHP devlet partisi. Cumhuriyet kurulduğunda kuruldu. Sonrasında iktidar olmasa da iktidarı şekillendiren zihniyet oydu. Seçilmiş partilere “benim ilkelerime göre hareket etmek zorundasın” diyordu, laiklik vs. Resmi ideolojiyi artık milletin desteğiyle AK Parti şekilendiriyor.

- O dönüşüm tamamlandı mı peki sizce?

Devam ediyor. Dönüşümü anlayabilmek için CHP’ye bakmak yeterli. CHP merkezinde mescit açılıyorsa iş bitmiştir. Kılıçdaroğlu konuşma yaparken ezan okunursa ara veriyor. Bu bir dönüşümü gösteriyor. Nasıl eskiden sosyoekonomik, sosyopolitik sosyokültürel herşey CHP’nin zihniyetine göre şekillendiyse şimdi de AK Parti’ye göre.

CHP devlete yaslandı, AK Parti topluma

- Peki, zihniyet değişimi olurken yeni zihniyet aynen, eskinin yerini mi alıyor?

Hayır eskiden her şey devlet endeksliydi şimdi AK Parti her şeyi toplum üzerinden yapıyor. Fark bu. AK Parti, her değişiklikte halka gidiyor ve siz karar verin diyor. CHP ulus devlet; Fransa zihniyetidir. 1980 sonrası hakim olan neo-liberalizm zihniyeti Anglo-Sakson zihniyetidir vebunu en iyi AK Parti temsil ediyor. Başarısının gerekçelerinden biri bu. Sisteme entegre olunca parti içinde yeniden bir yenilenme var.

Muhalefet partileri birleşecektir

- AK Parti kendisini muhafazakar demokrat, CHP sosyal demokrat olarak tanımlıyor. HDP Türkiye partisiyim diyor ama -şimdilik bir bölgeden oy alıyor. MHP Türk milliyetçisi. Türkiye’de partilerin tanımları, yelpazedeki konumları, evrensel anlamda ne kadar doğru?

İki partili sitem bakımından artık parti zihniyeti kalmayacak, Amerika’da olduğu gibi. Her parti bir yere yapışacak, ittifaklar olacak. HDP mesela daha çok demokratlardan yana tavır alacak. Zaman zaman şunu diyorlar, Kürt sorunun çözümü başkanlık sisteminden geçer. O zaman demokratlardan yana olacaklar.

MHP devletin partisi, CHP devlet partisi

- Yüksel lisans tezi hazırladığınız MHP?

Milliyetçi Hareket Partisi devletin partisidir. Devletin söyleminden dışarı asla çıkmaz. Devlet nasıl  ve ne olursa olsun. Gezi de mesela Bahçeli dedi ki “Gezi’ye katılanların parti kaydını silerim”. Tezkerede de AK Parti’ye destek vermişti.

- Ya CHP?

İdeolojik açıdan eski devletin kırmızıçizgilerine göre şekillenen bir devlet partisi. Geleceğini göremiyorum. Değişmezse marjinalleşecek.

- Hep tartışılır. CHP sosyal demokrat mı?

Türkiye’de sol Atatürk’ün ilkeleriyle özdeşleştirilen, cumhuriyetin felsefesini savunan bir sol.

AK Parti’nin icraatları sol parti icraatı

- Peki ya AK Parti?  

Uygulanan politikalara bakınca, sol parti. Sağlık reformları, sosyal politikaları sol partinin yapması beklenirken muhafazakâr parti yapıyor. İslam’ın özü bu: Komşusu açken tok yatan bizden değil. Ama Müslümanlar da dünyevileşiyor. 367 krizi, 27 Nisan, Ergenekon, 17 Aralık, Gezi  üzerinden bakınca her krizden daha güçlü çıktı ve her krizde topluma başvurdu, gücünü artırdı. Bu ne kadar sürer bilmiyorum çünkü toplum da değişiyor. O yüzden AK Parti dönüşüm yapıyor, yapmak zorunda olduğunu görüyor. İslami harekette en sevdiğim yön bu. Hücre yenilenmesini yapabiliyorlar. Toplumun nabzını tutarak kendilerini de dönüştürebiliyorlar veya toplumun sosyolojisine göre dönüştürebiliyorlar. Ama öbür partiler hep aynı söylemle devam ediyor.

AK Parti’den çıkan AK Parti’ye benzer

- Karşıtlarının beklentisi, AK Parti içinden bir parti çıkıp AK Parti’yi alaşağı etmesi?

İki partili sistem AK Parti’nin yarattığı toplumsal sistem üzerinden çıkacak. Muhalefet kim olursa olsun AK Parti’nin yarattığı zihniyetin, kırmızıçizgilerin dışına çıkamaz. Onun için ikincilerin cumhuriyeti ve ikinci cumhuriyet diyorum. DP ve diğerleri CHP’den çıksa da CHP’nin kurucu felsefesinin dışına çıkamadıysa aynı şey. Yeni parti çıksa başkanlık sistemine karşıyım mı diyecek ya da Mecliste başörtülüler olmasın mı? Bitti. En fazla “olsun ama şöyle olsun” der.

- İstemeyenler gidişatı durdurabilir mi?

Bir nehrin suyu tersine akmaz ki. Ayrıca Adalet ve Kalkınma Partisi olsa da olmasa da bu değişim olacaktır

Syriza CHP’ye değil AK Parti’ye benziyor

- Syriza ve Yunanistan’ın Türkiye’ye benzerliği var mı, ne?

2002 Türkiye’sini hatırlatıyor. AK Parti birden bire eski partileri yok etti. Syriza komünist partiden, Adalet ve Kalkınma Partisi milli görüş içinden çıktı. Neoliberal politikalara yakın duran bir anlayış olarak. İki parti de başkanlık sistemine yöneliyor. AK Parti bunu açıkça söylüyor, Yunanistan da bir buçuk yıl önceki başbakan cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin dedi, acaba başkanlık sistemi olur mu diye de tartışıldı. Bunu başlatacak olan Syriza’dır.

- CHP Syriza’yı kendisine benzetiyor. Sizin yorumunuz ne?

Syriza sol, biz de soluz, o zaman biz de devrim yaparız diyorlar ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin solu, Syriza’nın soluyla bir değil. Türkiye’deki sol ulus devletçidir. Cumhuriyet değerlerine yakındır. Syriza’nın solu ulus devlet sınırları içinde olmayan evrensel bir sol.

“Aydınlık yarınlar için ampulü yerine takın!”

- AK Parti kurucuları ve tabanıyla Erbakan’ın son partisinden yenilikçiler olarak çıktı. Yenilik ihtiyacı nasıl gelişti?

Erbakan sosyoekonomik alt yapıyı geliştirmeden siyasi yapıyı ele geçirmeye çalışıyordu. Yapamazdı. Ayrıca ‘milli’ biriydi, devletçiydi. 1993’te “biz serbest piyasacı olmaya karar verdik” dedi ama yapamadı. Yetiştirdiği “çocuklara” bu davayı devretti.

- Ama Erbakan “sizi gidiler, dersten kaçtınız” falan derdi?

Bana inandırıcı gelmiyor. Şu da var devamlılık bakımından. Ampul AK Parti ile ortaya çıkan bir sembol değil. İlk 1989 yerel seçimlerinde RP tarafından kullanılmış. Ama sönük olarak. Diyorlar ki: “Aydınlık yarınlar için ampulü yerine takın”. Erdoğan ve ampül. Adalet ve Kalkınma Partisi kuruldu, ampul yandı. O zamanki Milli Gazete’nin sayfalarındaki ilanlar sönük ampullerle doludur.

Cumhuriyeti kuran devlet Yeni Türkiye’yi de kuruyor

- 7 Haziran seçimlere dair öngörüde bulunmanızı istesem?

2002-2007 arası karışma dönemiydi. Erdoğan hapis yatmış bir lider ve ‘İslamcı’ bir partinin başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti başbakanı oluyor. 2007-2011 devletin yeni kırmızıçizgilerinin şekillendiği dönemdir. 2007 referandumunda cumhurbaşkanını halk seçsin diyenler yüzde 69. Artı Kürt sorununun varlığı kabul edildi. 2011-2015 dönemi yeni kırmızıçizgileri meşrulaştırma dönemi olacaktır. Artık uygulamaya geçilecek. Yeni sistem oturacak. Yeni devlet demiyorum, çünkü Türkiye’de devlet değişmedi. Aynı devlet uluslararası dönüşümü benimsedi ve yaptı bunları.Mesela yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın Atatürk Orman Çiftliği üzerinde yapılması devletin sürekliliğini de gösteriyor. 1920’li yıllarda cumhuriyeti kuran aynı devlet, şimdi yeni Türkiye’yi kuruyor.

KAYNAK: STAR
YORUMLAR 1
  • Ercan 9 yıl önce Şikayet Et
    Amaç buydu zaten, akp adayı Hüseyin Yayman da bunu yazdı. HDP ve AKP den oluşan ikili partili sistemi dayatacaklarını ilan etti. Ama bu adam biraz uçmuş gibi. AKPsiz nasıl getireceklermiş. Ama bu proje tutmaz. BOPun sonu ...tur. Anlayan anladı.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Kassam Tugayları, İsrailli esir Goldberg-Polin'in açıklamasını yayınladı
Korhan Berzeg hakkında sıcak gelişme: Köy muhtarı konuştu