Alevi Nur Ertürk'ün Kanal 7'deki sırrı

Kanal 7'nin beğenerek izlenen sabah kadın programını sunan Nur Ertürk, özel dünyasının kapılarını ilk kez Haber 7'ye açtı. Sanatçı, Nursel Tozkoparan'a nasıl sahneye çıktığından evliliğine ve ekrandaki başarısına kadar her şeyi anlattı.

Alevi Nur Ertürk'ün Kanal 7'deki sırrı
Alevi Nur Ertürk'ün Kanal 7'deki sırrı
GİRİŞ 15.10.2009 13:12 GÜNCELLEME 15.10.2009 13:12
Bu Habere 28 Yorum Yapılmış

Nursel TOZKOPARAN'ın röportajı

Dile kolay tam 7 yıldır birlikte program yapıyoruz. Sabah gözlerimizi açar açmaz tüm ekip birbirimizi görüyoruz. Hani tabiiri caizse bir evlilik gibidir birlikte çalışmak. İş evliliği.

Günün her anını birlikte geçiriyoruz dersem abartmış olmam. Böyle çünkü. Nur Ertürk’le 7 yıl öncesinde başlayan serüven, tanışıklık, yönetmen sunucu, arkadaşlık ve dostluğa dönüştü. Bir gün konuk olarak ağırladığımız Nur Ertürk çok kısa bir süre içerisinde kanalda evsahibi oldu. O şimdi yedi yıldır Kanal 7 ekranının sabah kuşağının gülümseyen yüzü. Anlayacağınız Kanal 7’ye bir geldi pir geldi.

Sıcaktır. Samimidir. Merhametlidir. Acayip eğlencelidir. Her şeyden önemlisi iyi bir annedir ve evinin kadınıdır. Bunlarkullan benim bizzat bildiklerim.  İstedim ki yıllardır ekranlardan tanıdığınız Nur Ertürk’ü siz de tanıyın…

MAGAZİNCİLERİN İŞİNE GELMİYORUM, BENDEN MALZEME ÇIKMAZ

- Nur hanım sizi Kanal 7 ekranı dışında magazin programlarında, televizyonlarda veya başka yerlerde göremiyoruz. Neden?

- Bilinçli olarak orada gözükmeyeyim, burada olmayayım düşüncesiyle hareket etmedim. Tabiii bir de şu var, ben magazincilerin işine gelen birisi değilim, benden malzeme çıkmaz onlara. Çok düzgün bir aile hayatım var.  Ne para ne şan ne de şöhret uğruna harcayamayacağım çok önemli değerlerim var. Ama bu magazinsel anlamda birileri benden bir şey istedi de ben karşı çıktım gibi algılanmasın.

Bundan 8-9 sene öncesine kadar çok fazla talep geliyordu. Çok fazla davet alıyordum, çok fazla röportaj talebi geliyordu. Eşimle ve çocuğumla çok çekim yapmak istediler, ben de onların isteklerine cevap veremeyeceğim için, bu şekilde malzeme olmayı hiç düşünmedik. O yüzden de uzağım.

- 8-9 sene önce programlara çıkıyordunuz. O zaman malzeme veriyor muydunuz?

- Hayır. Malzeme derken onların özellikle tercih ettiği şey aile röportajı. Eşim bugüne kadar hiçbir basın organında gözükmedi. O çok merak edilen bir insan. Oğlum da öyle. Fakat hala aynı fikirdeler. Asla ekran önüne çıkmak istemiyorlar. Doğrusu ben de çıkmalarını istemiyorum.

MUTLU İNSANLARIN MUTLULUĞUNUN BENİMSENDİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM

- Neden istemiyorsunuz?


- Çok yakışıklı bir kocam var, ön plana çıksın istemiyorum.

- Kıskanıyor musunuz?

- Kıskanıyorum tabii ama kıskançlıktan ziyade ben nazara çok inanıyorum. Yaşadığım hayat tecrübesinden dolayı insanların çokta iyi niyetli olmadıklarını düşünüyorum. Mutlu insanların mutluluğunun çok fazla benimsendiğini, kullanistendiğini düşünmüyorum. Bizim böyle bir şeye de ihtiyacımız yok. Magazinden uzak, içe kapalı yaşayan bir aileyiz.

- Kanal 7 ailesi ile tanışmanız nasıl oldu?

- Çok tesadüfî bir şekilde tanıştık. O dönemlerde Kanal 7’nin programlarına davet alıyordum ancak bir türlü tarih konusunda uyuşamadığımız için gelemiyordum.  O dönemlerde Şoray Uzun’un Kanal 7’de  bir kadın kuşak programı vardı, o kadar ısrarcı davrandılar ki artık dedim bu programa katılmalıyım. Kanal7 kapısından konuk olarak bir içeri girdim geliş o geliş…

Ortam çok hoşuma gitti, bir aile ortamında gibi hissettim kendimi. Yapımcı arkadaşlarla sohbet esnasında ‘Ben de böyle bir televizyon programı yapmak isterdim’ gibi konuşmalar geçti. O günkü konuşma üzerine bir projede oluşturup yönetimle de konuşunca olumlu karşılanmış. Ertesi gün bana telefon etti, program konusunda yöneticilerin benimle görüşmek istediklerini söyledi, geldik görüştük benim isteklerim ve onların istekleri doğrultusunda bir fikir birliğine vardık. O gün bugündür de Kanal 7’nin ayrılmaz bir parçası oldum.

BEN HİÇBİR TARAFIN SESİ DEĞİLİM

- Mesela bazı Alevi sanatçılar özellikle Kanal 7’ye gelmiyorlar. Sizin gelmemenizin bununla bir bağlantısı var mıydı?

- Hayır. Ben Alevi bir ailenin çocuğuyum. Ama benim hiçbir zaman duruşum tek bir tarafa doğru olmadı. Ben hiçbir tarafın sesi değilim. Ben bir sanatçıyım. Bunu da çok az kişi bilir, her yerde de konuşmam, bunu insanları gözüne kullansokmam, malzeme etmem, bir rant kapısı yapmam, 20 senedir sanat piyasasının içindeyim, bunun 10 senesi sahnede geçti.

Çok ciddi başarılarla dolu bir sahne geçmişim var, albüm geçmişim var.  Ama hiçbirinde ne o tarafın ne bu tarafın sanatçısı oldum. Ben halkın sanatçısıyım. Elhamdülillah Müslüman bir ailenin çocuğuyum. Kaldı ki Alevilik bir din değil bana göre. Bu yüzden de asla bir reddim olmadı, böyle bir düşünce geçmedi kafamdan. Ama ben bu programı yapmaya başladıktan sonra bu reddi yaşadım. Bizim inancımıza ters düşen bir program, ters düşen bir kanal onun için orada olmayız, gelemeyiz, bizim kesimimiz bize cephe alır diyen Alevi sanatçı arkadaşlarımız oldu.

- Kanal 7’de programa başladıktan sonra Alevi camiasından bir tepki aldınız mı?

- Alevi camiasından bir tepki almadım. Zaten öyle bir camia içerisinde değilim ben. Bir camianın insanı olmadım. Dolayısıyla onların camiası nasıl bir camiadır onu da bilmem. Ben giderim ziyaretlerimi yaparım. Annemin vefatından sonra yemek verdiğimiz cemevleri var. Oraları ziyarete giderim ama cemaatle değil tek başına. Dolayısıyla oradan tepki almamamı gerektirecek bir şey olmadı. Sanat hayatım boyunca bana direk hiçbir etkileri de olmamıştır.

- Kanal 7 de olmanızdan dolayı diğer taraftan tepki aldınız mı?

- Aldım. İlk başlarda öyle mailler geliyordu ki çok can yakan mailler. “Nur Ertürk’ün Kanal 7 çatısı altında ne işi var” diye. Ben bu vatanın evladıyım, Müslüman bir ailenin çocuğuyum, en çok benim hakkım var bence böyle tertemiz bir kanalda çalışmaya. Ben gelen maillerin bazılarını yayıncılık kriterleri çerçevesinde izleyicilerimle paylaştım. “Seda Sayan’ın çakmasının bu kanalda ne işi var” diyen, beni önyargıyla karşılayanlar oldu. 7 yılın sonunda baktılar ki rol yapsa bir insan ne kadar rol yapabilir ya da birinin taklidini ne kadar yapabilirsiniz en fazla 3 ay bilemedin 1 sene, 7 yıldır aynı çizgide, aynı doğallıkta giden bir Nur Ertürk’ün varlığı kabul edildi elbette.

YÖNETİCİLERİMİ AİLEMİN BİR FERDİ OLARAK GÖRÜYORUM

- Kanal 7 yönetimi insanların bu tepkilerinden dolayı size  uyarıda bulundular mı?


kullan- Hayır, aksine çok destek verdiler. Ben yöneticilerimi ailemin bir ferdi olarak görüyorum, hepsini çok seviyorum. Başta Zekeriya Karaman olsun, Mustafa Çelik olsun, diğer yöneticilerim ve ekibimi ailemin fertleri gibi görüyorum ki bu karşılıklı onlarda beni öyle görüyor. Bu ilk andan itibaren öyle oldu. Reytinglerin düşük geldiği zamanlar da destek verdiler, eleştirilerin geldiği zamanlarda kasıtlı eleştirilerde oldu hiç beni yalnız bırakmadılar.. Ve yönetimimin çok büyük emeği var. Asla köstek olmadılar destek oldular.

Beni çok yerde koruduklarını ben biliyorum. Ben hiçbir zaman şunu yaparsam şöyle karşılık alırım diye davranmadım ama bana yapılan şeyleri karşılıksız bırakmam. Ben de Kanal 7 ailesinin iyi gününde, kötü gününde her zaman yanlarında oldum, bunun bilindiğini de biliyorum. Hayatım boyunca da böyle olacak.

Ben görüntümle çok farklı yaşayan bir insanım. Ben Kanal 7 izleyicisinin yaşadığı gibi yaşayan bir insanım. Hem insanım hem sanatçıyım. Sanatçı modeli Türkiye’de çok farklı çiziliyor. Kim ne derse desin, belli bir kıstasa oturtulmuş bir sanatçı modeli var.  Sanatçı dediğin zaman, sanatçının evinde hizmetçileri olur, sanatçı lüks yaşar, sanatçı halktan kopuk yaşar. Ben sanatçıyım ve halkın ta kendisiyim. Üstelik Kanal 7 izleyicisinin ta kendisiyim. Nasıl kendisiyim ben evimin bütün işlerini kendim yapıyorum, bir ütüyü sevmem, yemeğimi kendim yaparım, pazara kendim giderim…

EŞİMLE AŞKIM NEFRETLE BAŞLADI

- Programına  gelmeyerek ayrımcılık yapan Alevi sanatçılara ne öneriyorsunuz?.


- Aslında gelenler de var. Kıvırcık Ali, Arzu, Hülya Bozkaya, Yudum gibi… Bunu aşan çok insan var. Bunu belli insanlar yapıyor, dini inançlarını siyasete alet eden insanlar var. Ben hiçbir gerçek alevinin bunu yapacağını düşünmüyorum kaldı ki Aleviliğin temeli insan sevgisidir ve inancı aykırı bir şey bu yapılan. Ayrımcılık yapmak bizim felsefemize ters.

- Eşiniz Alevi mi?

- Değil.

- Eşinizle hiç sorun yaşadınız mı?

- Hayır. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum bu konuda. Karşı tarafa karşı bir duvar örmedim hiçbir zaman, bunun savunmasını yapacak bir durumla karşılaşmadım. Haliyle böyle bir ayrımcılık yaşamadım da yaşatmadım da.

- Eşinizle nasıl tanıştınız?

- İlginç bir tanışma öykümüz var.. Ben o zaman Maxsim’de çıkıyorum. 5 yıl kadrolu türkücülük yaptım orada. kullanMesleğimin en başarılı dönemleri diyebilirim. Evlilik aklımın ucundan geçmiyordu. Bütün aşklar nefretle başlar derler ya bizimki biraz öyle oldu. Bir arkadaşım gece kulübünde çıkıyordu, galası vardı, ben de sahneye çıkacağım için ailemi önceden gönderdim, sahneden indikten sonra gittim ki ailem arka taraflarda oturuyor, o zamanlar önlerde oturmak prestij göstergesiydi. Hemen müdürü çağırdım, sordum neden burada oturuyorlar diye. Nur hanım kıramayacağımız bir müşteri geldi dediler. Masaya da baktım gençler var, yakışıklı çocuklar, iki üç bayan, böyle bir nefretle baktım.

Zengin aile çocukları oldukları belli. Bundan rahatsızlık duydum, o masada oturanları kaldırın oradan kaldırmazsanız gidiyoruz dedim. Müdür Bey gitti müstakbel eşime durumu izah etmeye çalışıyor ancak o asla, hayır şeklinde kafasını sallayıp duruyor, görüyorum bunu. Müdür bey geldi, çok kıymetli insanlardır, iyi insanlardır söyleyemedim de falan dedi. Bende dedim onların önüne bir masa hazırlayın o zaman.

Tam onların masasının önüne bir masa yaptırdık. Kalabalık da bir aileyiz, oturduk, bende masanın başına oturdum sürekli o masaya bakıyorum. Sahneye çıkan arkadaşımın arkadaşıymış eşim. Onunla haber gönderdi, özür diledi. Baktım çok da düşündüğüm gibi bir insan değil, o zaman dedim bende kaba davrandım bir kahve içelim. Program bitti oturduk sohbet ettik, O Malatyalı ben Sivaslı gelenek, görenek birbirine benziyor. Kırk yıldır tanışıyormuşuz gibi muhabbete daldık. Tanıştıktan 3 ay sonra evlendik.

8.5 AYLIK HAMİLEYKEN KONSER VERDİM

- Bu kadar zirvedeyken evlenmeye nasıl karar verdiniz? Aşk mıydı kararınızı etkileyen?


- Kesinlikle aşk evliliği

- Sahneyi bıraktınız mı evlendikten sonra?

- Evlendikten sonra hamile kaldım zaten. Önceden anlaşmam olan programlarım vardı hamileyken onları da yerine getirdim, en son 8,5 aylık hamileyken Marmaris’te bir konser vermiştim. Doğumdan sonra 1 sene ara verdim sahneye. Sonra tekrar sahne çalışması yaptım ama eşim bu konudan çok rahatsızdı. O dönemlerde çok yoğun çalışıyordum, yurt içi, yurt dışı sürekli programlar vardı.

Çocuğumda dadıların, bakıcıların elinde helak oluyordu en son bir olay yaşadık. Çocuğa bakıcısı olarak işe aldığımız kullangenç kız mahallenin tüpçüsüyle görüşüyormuş, oğlum iştahsız bir çocuktu, bir şurup alıyordu, 15 gün kullandıktan sonra kullanmaması gerekiyor ve ilacın dozu çok önemli, dozu aşınca uyku yapıyor çocukta.  Benim de Zonguldak’ta konserim var, kayınpederim de yazlıkta kalıyor, eşim dedi ki sen de yoksun evde genç kız var ben babamda kalayım. Annem de bir sokak altımda oturuyor. Ben de kafamda hiç soru işareti olmadan yola çıktım.

Konser sonrası arıyorum oğlumun sesini duymak için. Abla uyuyor, abla uyuyor, annelik işte Allah içime bir sıkıntı verdi. Dedim eve gitmeliyim, ters giden bir şey var. Konser yetkililerinden araç tahsil etmelerini istedim. Araca atladığım gibi İstanbul’un yolunu tuttum, yoldayken ablama haber verdim, gidip bakmaları için.

Ablamlar gidince kapıyı açmamış tabii daha da tedirgin oldum. Eşimi aradım o da Silivri’den yola çıktı. Sabah 4,5-5 gibi eve geldim, evde çıt yok. Hemen oğlumun odasına gittim bir baktım ki ağzından köpükler çıkıyor. O sırada eşim ve ablam da geldi. Girişte bir ayakkabı gördüm ama dikkat etmedim. Sonra çocuğu aldım ablama verdim, yukarıdan sesler geliyordu, bir çıktım ki kızı, tüpçüyle kötü bir halde buldum.

Cehalet işte genç yaşta yanlış şeyler yapılıyor. Kızı elimden zor aldılar. Mert Can’ın doktorunu aradık, Allah’tan kötü neticelenmedi ama o korkuyla dedim ki ne sahne ne para ne şöhret ben evladıma oturup kendim bakmalıyım. O günden sonra uzun süre sahne çalışması yapmadım. Belki magazinsel anlamda kopuşumda o yüzdendir. Yoksa magazinci arkadaşlar aram iyidir, sevip, sayarlar beni, hala görüştüğüm dostlarım var. Ama beni gündemde tutacak haberlerden uzağım tabii ki.

OĞLUM AKTÖR OLMAK İSTİYOR

- Oğlunuz kaç yaşında?

- 17 yıllık evliyim, oğlum Mert Can 16 yaşında, lise üçe geçti bu sene. Okulu çok seven bir çocuk değil ama müthiş özgüveni olan, dünya görüşü çok geniş olan bir çocuk. Allah aşkı ve sevgisi çok olan, maneviyatı yüksek, insan sevgisi olan bir genç…

- Sanatçı yönü var mı?

- Müzikal anlamda sesi var mı bilmiyorum, benim yanımda hiç söylemiyor ama arkadaşlarından duyuyorum bir de gösterilerinde bir iki kez dinledim. Çok güzel bir sesi var. Çok sağlam bir kulağı var. Bir de inanılmaz tiyatral yeteneği var. Aktör olmak istiyor ben de onun gelecekte iyi bir aktör olacağını düşünüyorum.

- Mert Can’ın sanatçı olmasını istiyor musunuz?

- İstiyorum tabii. Sanatçı olunmaz doğulur bence ve onun da genlerinde var. Eşim de taklit yeteneği olan biri. kullanBaktığında despot ve soğuk gözükür ama özünde sıcacık biri, kıvrak bir zekâsı var, müthiş espri yeteneği var.

- Oğlunuzun bir sanatçıyla evlenmesine rıza gösterir misiniz?

- Eğer birbirlerini çok tanıyarak böyle bir karar varmışlarsa müdahale etmem ama bizimki gibi paldır küldür tanış ve evlen, böyle bir karar alınırsa, oturur zorluklarını anlatırım. Ama sonuçta kararı ona bırakırım. Aslında bana kalsa ben hiç evlenmesini istemem, dizimin dibinde oturmasını isterim.

ALLAH İZİN VERİRSE İLK VE SON EŞİM OLACAK EŞİM

- 17 yıllık evliliği nasıl koruyorsunuz? Hiç boşanmanın eşiğine geldiniz mi?


- Çoğu insan benim eşimi ikinci eşim gibi algılıyor. Allah izin verirse ilk ve son eşim olacak. Biz küçük yaşta evlendik. Benim insanların kafasındaki sanatçı profili gibi yaşadığım dönemler de oldu. Gün içinde 4-5 konsere çıktığım, şimdiki en popüler isimler gibi paralar aldığım zamanlarım oldu. Türk halk müziğinin birinci ismiydim.

Annem çok otoriter bir kadındı Allah rahmet eylesin gene evimi gidip bulaşığımı ben yıkardım. Evin işlerini yaptırırdı. Ben evde Nur’dum, Nur Ertürk dışarıda kalıyordu. Egonuz da yüksek oluyor, herkes sizden konuşuyor, sizinle olmak istiyor, görmek istiyor. Böyle bir dönemde birden bire evlendim. Eşim de iyi bir ailenin çocuğu. Varlıklı bir ailenin çocuğu, o da gündemde olan biri bir de yakışıklı, kızların hayalindeki erkek.

O günü isimleri kimse herkes onunla birlikte olmak istiyor. Biz evlenince herkes şaşırdı. Evlendik ama kocam evliliğe hazır değildi ben de onu gördükçe etkileniyordum bir de hamilelik üstüne, biz ne olduğumuzu şaşırdık.

Tartışmalarımız, kavgalarımız oluyordu ama o kadar güçlü bir aşk vardı ki aramızda hemen tatlıya bağlanıyordu. Doğumdan sonra tahammül azaldı bende. Hormonel denge bozuluyor, vücut değişiyor, üstünüze yük biniyor. Bir takım şeyleri kaldıramamaya başladım. En ufacık lafı bana dokunur oldu. Bir kopukluk oldu, bir sene kadar ayrı kaldık kullanama boşanma davasından önce barıştık.

- Nasıl barıştınız?

- Tabii arada laf getiren götüren çok oluyordu. Bir türlü bir araya gelemiyorduk. Kurban bayramıydı çocuğumu düşünerek aradım eşimi ‘bu kadar zaman geçti aradan biz laf getirenlere kulağımızı tıkayalım, bizim iki insan olarak ayrılmamız mümkün ama çocuğumuz bizden ayrılamaz, onunla ilgili ortak kararlar almamız gerekecek, her zaman gelebilirsin, kapım her zaman açık, istediğin zaman gel gör’ dedim.

“Gerçekten görebilir miyim” dedi ‘Tabii ki ne zaman istersen’ dedim ‘şimdi gelebilir miyim’ dedi bu arada sabah saat 5,30  ‘Mert Can şuan uyuyor biraz daha geç gelebilirsin’ dedim saat 8’de zil çaldı. Tipik Türk filmlerindeki gibi hem çok acı hem de çok sevinçli bir andı o an. Mert Can’a biz hep babasının resimlerini falan gösteriyorduk zaten ama o an benim kucağımdan babasının kucağına uçtu resmen.

Daha 1 yaşında ve bütün gün bana gelmedi. Oturduk konuştuk iki arkadaş gibi arada kuvvetli bir aşk da var tabii dedik bir kez daha deneyelim, herkese kulağımızı tıkayalım. İyi ki de çocukluk edip yanlış kararlar almamışız. Allah nazardan saklasın

EVLİLİKTE ÖNCELİKLE TAHAMMÜL ÇOK ÖNEMLİ

- 17 yıllık evliliğin püf noktalarını söyleyebilir misiniz?


- Ben çok tahammüllü bir kadınım, görüntüsüyle alakası olmayan bir kadınım, benim yaşadıklarıma şu kadın dayanır, bu kadın dayanır diyemem dayanamayacakları şeylerde yaşadım çünkü. Öncelikle tahammül çok önemli. Aşk, sevgi ve saygı mutlaka olması gereken şeyler. Ve insanın evlilikten beklentilerinin minimumda olması gerekir.
Çok fazla beklenti içerisine girerseniz 1-0 mağlupsunuzdur zaten. Çok fazla sıkmayacaksınız, kıskansanız bile bunu göstermeyeceksiniz. O kendisi evine koşa koşa gelebilmeli, ev onun için huzur kaynağı olmalı. Evlilik kurumu çok zahmetle, çok fedakârlıklarla yürütülen bir kurum.Benim eşimin iş yeri buraya iki adım ama ben gitmem, eşim kendi anlatır her şeyi, gün içinde sürekli telefonla taciz etmem, gerekirse ararım.

kullan- Bir güven oturtmuşsunuz o zaman…

- Güvenmek zorundasınız zaten. Güvensiz evlilik asla yürümez. Ben ona güvenmezsem onun da bana güvenmemesi lazım. Güven karşılıklı olacak. Ben bütün solistlerin çalışmak isteği bir sanatçıydım. Ben solist altı çalışıyordum, bunlar arşivlerde var. Çünkü ben gerçekten işinde, sahnesinde çok iyi olan bir sanatçıyım.

 Bu konuda mütevazı olamayacağım bu çünkü bu işin kompetanları tarafından bana söylenen, yinelenen bir gerçek. Piyasada evlendiğim ilk duyulduğu zaman “Bu kız kendini mahvetti, şöhretin en doruğunda, yarın öbür gün evliliği de biter, şöhreti söner, aptallık yaptı” gibi söylemleri çok duydum hakkımda. Ben paranın en yükseğini kazandım, şöhretinde en yüksek doruğundaydım ama aile huzurunun önüne bir şey geçemez, bunu hiçbir şeyle karşılaştıramam. Onun için evliliğim de ailemde benim için çok önemli. Körü körüne yaptığım bir şey değil eşim bana karşılığını fazlasıyla veriyor, eşim beni hak ediyor. Ben de onu hak ettiğimi düşünüyorum. Huzuru yuvamda buldum.

KADIN PROGRAMI MAALESEF YOK

- 7 yıldır kadın kuşak programı yapıyorsun, Türkiye’de ki kadın kuşak programlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Kadın kuşak programı altında yapılan kendi programım hariç hiçbir programın kadın kuşak programı olduğunu düşünmüyorum.

- Neden?

- Kadına yönelik yapılan hiçbir şey yok onun için. Amaca hizmet yok. Biz kadın kuşak programı altında mutfağımızda yemeğimizi yapıyoruz, ekonomik yemek nasıl yapılır anlatıyoruz, sağlıklı nasıl besleniliri anlatıyoruz, gelen sanatçının aile hayatını, gelen sanatçı kadınsa ve evliyse evliliğini nasıl ayakta tuttuğunu, kadın olmanın getirdiği zorlukları, kadın olmanın getirdiği avantajları, kadına ait ne varsa hepsini işliyoruz. Diğer kadın kuşak programları adı altındaki programlarda kadına özgü hiçbir şey yok. Magazin görüntülerini kullanıyorlar, konuk getirme sıkıntıları hiç yok, en babası da geliyor, en küçüğü de gidiyor.
kullan
TELEVİZYON ELEŞTİRMENLERİNE ÇOK KIRGINIM

- Siz konuk sıkıntısı çekiyor musunuz?


- Evet, biz çekiyoruz.

- Neden?

- Bazıları bize gelmek istemiyorlar. Sebebi de bizden magazinsel olarak onlara malzeme çıkmaz çünkü .Biz gelen konuğumuzu başımıza taç ediyoruz. Ağlatmıyoruz, inletmiyoruz, birbirleri hakkında iğrenç konuşmalarına müsaade etmiyoruz. Özel hayatlarını deşifre etmiyoruz, ayıplarını kapatıyoruz, örnek olan yönlerini ön plana çıkartıyoruz. Bu onların işine gelmiyor demek ki. Gidiyor bir gün önce o programda ağlıyor sızlıyor sonra bize geliyor o programı kötülüyor.

Doktoruyla, uzmanıyla dopdolu bir program. Bir de üçüncü sayfa gazete haberlerini alıp, kaçan, kaçırılan çocuklar, ahlaksız yaşayan insanlar bu öğelerle kadın kuşak programı altında sabah program yapıyorlar. Reytingler ne derece doğru bilmiyorum çok da inanmıyorum ama halka bırakıyorum, orada kadının tacize uğraması, kadının ahlak dışı yaşantısı, katil, cinayetin nasıl işlendiği konu alınıyor ve resmen yol gösteriliyor. Bunlar televizyon eleştirmenleri tarafından da baş tacı ediliyor.

Biz 7 yıldır program yapıyoruz, bu toplum bir parçasıyız, bu toplumum sesiyiz, kötü de olsa 2 kelime yazarak bu programı yok saymamaları lazım. Kadın kuşak programları değerlendirilirken 3-4 program kriter alınıyor, diğer programlar görülmüyor.Televizyon eleştirmenlere çok kırgınım bu yüzden.

Onların beni yazması beni ihya etmeyecek, beni trilyoner yapmayacak, insanı teşvik eder, mutlu eder. Okan Bayülgen geçen sene programımızda bir olay geçmişti, onu konseptine uygun şekilde ele aldı ama öyle veya böyle programında Nur Ertürk’le Her Sabah’ tan bahsetti. Yok sayılmak kadar acı bir şey yok.

kullanBeni, sevilen bir sanatçıyı, sevilen bir programı yok sayarak sen Türk Milletini yok sayıyorsun. Yarın senin elinden o kalem, o mevki gittiğinde bu toplum seni de yok sayacaktır.

PRİME TİME BİR PROGRAM YAPMAZSAM GÖZÜM AÇIK GİDECEK

- Ne kadar daha program yapmayı düşünüyorsunuz?


- Benim gerçekten Kanal 7 ile gönül bağım var.. Prime time bir program yapmazsam gözüm açık gidecek. Çünkü Nur Ertürk’le Her Sabah’ta benim sanatçı kimliğim geri planda kaldı. Türkülerimi gene söylüyorum ama sunucu yönüm ön planda olunca halk müziğine, sanatıma haksızlık yapıyormuşum gibi hissediyorum. Yeni albümümü bitireceğiz inşallah bu sene. Allah nasip eder de prime time’da dopdolu bir müzik-eğlence programı yapmak istiyorum.

- Albüm ne zaman çıkıyor?

- Bu sene bitecek inşallah.

- Diğer kanallardan davet gelirse  konuk olarak gider misin?

- Nur Ertürk hiçbir programa gitmiyor gibi şeyler duyuyorum. Aksine birçok programa gitmeyi arzu ediyorum. Ama nedense o davetlerin de önü kesildi gibi geliyor. Bu röportaj fırsat oldu. Ben iyi yapılan, emek verilen her işte varım. Ahlaklı, güzel, topluma örnek olacak her programda varım.

Her programa da konuk olarak giderim. Sahneye de çıkıyorum, konserlere de gidiyorum. Kanal 7 de ki sabah kuşak programım başka işlerime engel değil. Buradan belediyelere de sesleniyorum belirli isimlerden vazgeçsinler. Halkın istediği, sevdiği insanları göz ardı etmesinler.

KAYNAK: (HABER 7)
YORUMLAR 28
  • ahmet asan 14 yıl önce Şikayet Et
    ne önemli mevzuymuş yaa. haftalardır sayfada duruyor... Ali bey demiş ki; alevileri tanımak için falan falan illerdeki alevi köylerine git gez.. Biz onların, devletin etkin yerlerindekilerini gördük. Allah fırsat vermesin !!
    Cevapla
  • demir demirsan 14 yıl önce Şikayet Et
    Nevşehir. Nevşehirden kalkıpta alevi şenliğine gitmedim gideni de görmedim. Yine de alevi kürtten iyidir diyecem şimdi ırkçı bir söylem olacak. Onlardan pek bir zarar görmedim açıkcası.
    Cevapla
  • ali 14 yıl önce Şikayet Et
    Aleviler de seni çok takıyorlar sanki... Bu sunucu Alevi bir aileden geldiğini söylemiş sadece. Alevi gibi de yaşamıyor.. Asimile olmuş anlaşılan.. Türkiyede uygulanan politikalar yüzünden sünnileşmiş birçok insan var... Bu örneğe bakıp "Aleviler iyiymiş, yada Aleviler kötüymüş" şeklinde yorum yapmayın bence... Alevileri tanımak istiyorsanız; Erzincan, Sivas, Maraş, Tunceli, Malatya'nın alevi köylerine gidin gezin.. Alevileri ancak öyle tanırsınız.. Kendinden geçmişlerin söylediği içi boş laflar size bişey öğretmez. Saygılar
    Cevapla
  • murat önal 14 yıl önce Şikayet Et
    ey yavuz nerdesin. bu ülkenin bir yavuz sultan selime ihtiyacı var. çoğaldılar kanal7ye bile girmişler..
    Cevapla
  • ahmet kayserili 14 yıl önce Şikayet Et
    helal olsun. senin gibi aleviye can kurban alevi degilim ama böylesi alevilere can kurban.söyledikleri sözler çok ğüzel sözler önemli olan insanlık oda nur hanımda var aleviymiş.olabilir saygılar.sevgiler böylesilere..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
31 Mart öncesi Ahmed Arif'in şiiriyle Kılıçdaroğlu'ndan manidar gönderme
Turgut Altınok, Mansur Yavaş'ın Londra'da PKK destekçisiyle görüşmesine tepki gösterdi