PKK infazlarını devlet yaptırdı!

"PKK'yı devlet kurdu" açıklamasının ardından Kürt siyasetçi Kemal Burkay'la birlikte ölüm tehditleri alan İbrahim Güçlü, terör örgütünün infazlarıyla çarpıcı bilgiler verdi!

PKK infazlarını devlet yaptırdı!
PKK infazlarını devlet yaptırdı!
GİRİŞ 18.02.2012 08:45 GÜNCELLEME 18.02.2012 08:45
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Murat Aksoy'un haberi

Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, PKK'nın yaptığı infazlar konusunda Meclis Araştırma Komisyonu'na sunduğu raporun ardından Diyarbakır'da özel yetkili savcı ile görüştü. Savcıya 34 sayfalık bir rapor sunan Güçlü, "Savcı raporu inceledikten sonra yeniden biraraya geleceğiz" dedi. "Derin devlet Batı'da yitirdiği vesayeti Doğu'da PKK üzerinden inşa etmek istiyor" diyen Güçlü, teröristbaşı Öcalan'ın ifadesiyle 15 bin civarında olan infazların 'devletten bağımsız olmadığını' söyledi.

BİN KİŞİLİK İNFAZ LİSTESİ

Kürt yazar İbrahim Güçlü, Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun'a, daha önce Meclis Araştırma Araştırma Komisyonu'na sunduğundan daha geniş bir rapor verdiğini belirtti. "34 sayfalık raporu savcıya sundum. Meclis'e sunduğum raporda PKK'nın öldürdüğü 27 kişilik bir tespit vardı. Bu raporda bine yakın bir infaz listesi var" diyen Güçlü, savcının bu raporu incelemesinin ardından yeniden biraraya geleceklerini kaydetti. Güçlü, savcıya verdiği bilgilerle ilgili olarak Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada özetle şunları kaydetti:

PKK TARİHİ 76'DAN BAŞLAR

Ben PKK tarihinin 1980 sonrasında değil 1976'dan itibaren başlatıyorum. İlk olarak, yaşanan süreci faili meçhuller meselesi olarak değil, PKK'nın 1976'dan itibaren izlediği 'yok etme' hatta 'katliam stratejisi' olarak görüyorum. Yani 1976'dan bugüne kadar olan kesiti ele aldığımızda bu süreçte yaşananların adı katliamdır. Yani bu sürece 1984 sonrası ya da 1990'lardaki karanlık dönem olarak bakmak eksik kalır. PKK şiddetinin tarihi 1976 ile başlar.

DEVLETTEN BAĞIMSIZ DEĞİL

İkinci husus, PKK ve PKK şiddeti devletten bağımsız değildir. Devletin belirli güçlerinin PKK'yı içerden kuşatarak, Kürt siyasal çoğulculuğunu PKK şiddeti ile yok ettiğini düşünüyorum. Yani PKK, 'demokratik Kürt hareketinin yok edilmesi' projesidir ve devlet merkezlidir. 1974'e kadar hapsederek, sindirerek yok etmeye çalıştığı Kürt siyasetini, 1976 sonrasında PKK ile yok etmeye çalışıyor.

SİSTEMİN VESAYET ARACI

Savcıya aktardığım üçüncü husus, PKK, Türkiye'deki iktidar mücadelesinde halkın yanında değil, devletin yanında durmuştur. Devlet PKK'yı her kritik dönemde sivil iktidara karşı kullanmıştır. Özellikle son dönemde devlet erki Batı'da kaybettiği vesayeti, Doğu'da PKK'yı kullanarak sürdürmek istemektedir. Bu da bugünkü PKK'nın işine gelmektedir.

KOMŞUDA DA İNFAZLAR OLDU

Savcıya sunduğum raporda cinayetlerin binlerle ifade edilebileceğini yazdım. PKK'nın infaz için hedefleri; diğer Kürt partilerin yöneticileri, kendi içinde muhalif olanlar, bölgedeki aşiret reisi, ağa, aydın ve kanaat önderleriydi. Irak ve İran'da da PKK benzer infazları yaptı. Ki bunları PKK'nın 1980 öncesindeki yayın organlarında takip etmek mümkündür. Yayın organı 'Serxwebûn'da 'şunu şunu ajanlıktan öldürdük', 'şunu böyle infaz ettik' diye yazar.

'HAK' BALONU PATLADI

Kürt yazar İbrahim Güçlü, Meclis'te yaptıkları açıklamaların ardından terör örgütü PKK'nın, kendisi ve Kemal Burkay'a karşı saldırıya geçtiğine işaret ederek, şunları söyledi: "Murat Karayılan'ın ağzından bana ve Kemal Burkay'a tehditler yağdırdı. PKK ve taraftarlarının bu saldırıları, PKK'ya dair gerçeklerin gizlenmesi içindir. Talep edilen Hakikatleri Araştırma Komisyonu (HAK) balonunun patlamış olması, alternatif bir Kürt hareketinin ve örgütlenmesinin ortaya çıkmasının engellenmesi çabasıdır. Anlaşılmaz olan düne kadar PKK'yı devletin projesi gören, Kürt ulusal hareketinin bastırılması için kurulmuş bir örgüt kabul eden, PKK'nın infazlarını dillendiren Şerafettin Elçi'nin açıklamalarıdır. Elçi, PKK'nın hain, itirafçı Kürtleri öldürdüğünü kabul ediyor. Bunu meşru görerek, suça ortak oluyor. Ama, PKK'nın öldürdüğü binlerce ve Öcalan'ın kendisinin 15 binden fazla olarak telafuz ettiği muhalifin öldürülmesini ret ve inkar ediyor."

Karanlık geçmişin karadeliği PKK'dır

Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, "Türkiye'nin karanlık geçmişinin aydınlanmasında kara deliklerden biri de PKK'dır" dedi. Yaşanan sürecin tek tek olaylara bakarak değil, daha büyük resme odaklanarak anlaşılabileceğini belirten Güçlü, demokratikleşmeye çalışan Türkiye'nin önündeki en büyük engellerden birisinin, 'vesayetçi anlayış'ın Doğu'da PKK üzerinden kendini yeniden hayata döndürme girişimi olduğunu vurguladı. Güçlü, "Uludere bunun bir örneğidir" diye konuştu.

Güçlü, PKK'nın infaz listesinde kimlerin olduğu sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Kava Örgütü'nün lideri Ferit Uzun. Ceylanpınar Belediye Başkanı Seydo Kahraman, Tarım-İş Sendikası Başkanı Şükrü Deşik. Merkez Komite üyeleri var; mesela Çetin Güngör, Resul Altınok gibi, Mehmet Şener, Murat Bayraklı, Mehmet Turan gibi... Alt kademede Enver Ata gibi... Mesela Mustafa Çamlıbel, PKK'nın katlettiği ilk kişidir ve Özgürlük Yolu yandaşıdır. Haki Karer, Mehemet Uzun, Ali Kınacık... Zabit Kaplan mesela, Şivan Hareketi üyesiydi. PKK, Kürdistan Sosyalist Partisi, KUK dahil olmak üzere demokratik Kürt siyasi hareketinin Kürt kademesi ve alt kademeleri bu şiddetten nasibini almıştır. KUK-PKK çatışmasında 300 kişi öldürüldü. Siverek'de Mehmet Bucak sonrası çatışmada 800 kişi öldürüldü. Silvan'da, Nusaybin'de sayısı yüzlerle ifade edilen ölümler var. Bunlar çok konuşulmadı ve bu olayların hepsinin arkasında PKK-Devlet işbirliği var.

Diyarbakır Cezaevi sindirmede 'ara durak'

Demokratik Kürt siyasetinin sindirilmesi projesinde 12 Eylül Darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi'nin 'önemli bir ara durak' olduğunu ifade eden İbrahim Güçlü, şöyle konuştu: "Diyarbakır Cezaevi sindirme projesinin önemli bir parçası. Hem PKK'nın halkı ikna etmek için bir parçası hem de PKK muhaliflerinin sindirmenin bir parçası. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananlar devletin PKK'yı meşrulaştırma, güçlendirme operasyonudur. Gündüz gardiyanlar, gece ise PKK'lılar muhaliflere işkence yaparak onları sindirmiş ya da öldürmüşlerdir."

Yeni Şafak

YORUMLAR 6
  • seytamirov 8 yıl önce Şikayet Et
    anılar söyleyemediklerimizdir, içimizde sızıdır, acıdır, öksüzdür, yeniktir, sahipsizdir, yaşanmıştır, geçmiştir, karanlıktır, tartışılmazdır ve tarihtir yani.. itiraflarımızsa söyleyebildiklerimizdir.. anılarla tarih masallarımızda.. tarih karanlık masal dünyalarında kalmamalı..
    Cevapla
  • mehmet bulut 12 yıl önce Şikayet Et
    bunu herkes biliyor. aponun perinçekle arkadaş oldğunu
    Cevapla
  • HASAN 12 yıl önce Şikayet Et
    ŞEYTSN VAR DOSTLAR ŞEYTAN.... Tüm bu olanların arkasında ve başında şeytan ve nefis var.insan oğlununda aklı var fakat aklını çalıştıran insan az.herkez kendinden sorumlu...
    Cevapla
  • Sabit Kal 12 yıl önce Şikayet Et
    Bu Derin Devlet dedigimiz seyin arkasinda ya CIA, ya Mossad yada. Siyonistlerle beraber hepsi bir anda var. Cünkü bizimkilerin öyle büyük islere akli ermez. Yoksa bu memleket öyle aci bir duruma düsürülüp 3.Dünya memleketi gibi bir görünüm arzetmezdi. Ama artik mizrak cuvala sigmiyor. Ve memleketin gercek evlatlari ipleri ellerine yavas yavas gecirmekteler.
    Cevapla
  • umityldz 12 yıl önce Şikayet Et
    akla karayı ayırd edelim. devlet ile derin devlet birbirine zıt iki karakterdir. devlet yaptı demek milletin devlete kin beslemesine yol açar. bugün bu illegal yapılarla mücadele eden devlet değilmidir? bu zihniyet devletimize TECE diyen zihniyetle paralel mantığa gelmek olur. adam zaten kendisi derin devlet demiş, siz başlığı "devlet yaptı" diye atmışsınız.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Şoke eden görüntüler: Gazetecileri tekme tokat dövdüler
Onlar işaret edildi! Erdoğan-Biden zirvesini engellemeye çalışıyorlar