Bazı gazeteciler için popo yalamak kolaydı

Türk siyasetinin renkli simalarından Hasan Celal Güzel, hedefe konulup bir çok kere yargılandığı 28 Şubat sürecine ilişkin çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Güzel, o dönemin gazetecileri için ağır ithamlarda bulundu...

Bazı gazeteciler için popo yalamak kolaydı
Bazı gazeteciler için popo yalamak kolaydı
GİRİŞ 08.05.2012 10:15 GÜNCELLEME 08.05.2012 12:32
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Nursel Tozkoparan'ın röportajı

28 Şubat mağduru ve tanığı olarak ifade verdiniz. Savcılar size ne sordu?

Soruşturmanın gizliliğinden dolayı sorulan ve konuşulan herşeyi size moda mod anlatmam mümkün değil.

O zaman genel olarak bize özetleyebilir misiniz?
Şikâyet dosyası hakkında sorularını sordu, çok ilgi çekiciydi, ben de çok şaşırdım ve memnun oldum. Benim 15 sene evvel verdiğim dosyayı aynen bulmuşlar. Ben de iyi ve eski bir tecrübeli bürokrat olarak çok düzenli tutmuşum. Bütün 6 ay boyunca topladığım Batı Çalışma Gurubu Cuntası ve 28 Şubat hakkındaki çeşitli kaynaklardan aldığım istihbarat notlarını bir araya getirmişim ve çok değerli bir dosya çıkmış ortaya. Anladım ki ve memnun da oldum bu soruşturmayı yapanların da işine yaramış. Bazı kişilerin oradaki fonksiyonları bakımından benim oraya koyduğum deliller, belgeler soruşturma bakımından çok faydalı olmuş. Ben aynı zamanda bunu nasıl verdiğimi anlattım.

Doğrusu ben de merak ettim...
28 Temmuz günü sabahı DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel'e nasıl gittiğimi, O'na bunu verdiğimi ve kaydettirdiğimi, bundan iki gün sonra da Ankara'da bir büyük otelde aynı irtica brifinglerine nazire yapar gibi ironik bir şekilde aynı irtica brifingi gibi brifing hazırladığımı adına da 'mezhepçi cuntayı açıklıyoruz' dediğimi ve bu cuntayı orgeneralinden başçavuşuna kadar açıkladığımı tek tek şemalar halinde duvar yansımalarıyla gösterdiğimi ve orada brifingde ayrıca 28 Şubat'ın nasıl bir darbe olduğunu ve bütün mekanizmasını anlatmışım O'da aynen geçmiş. Bunun üzerine ne oldu biliyor musunuz?

Neler oldu?
Normal olarak bir suç işleyeni ihbar ediyorsunuz. Normalde siz suçu ihbar edersiniz karşıda da suçlu var suçlunun üzerine gitmek, soruşturma yapmak lazım. Sizin de herhangi bir şekilde bundan zarar görmemeniz lazım. Tam tersi oldu. Yani 28 Şubat'taki yargının vaziyetini bundan daha iyi bir şekilde hiçbir şey gösteremez. Nuh Mete Yüksel terörle mücadele ekibiyle geldi, Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı olarak bulunduğum genel başkanlık odamda beni gözaltına aldı götürdü. Ve daha sonra mahkemem tutuksuz yargılanmamı söyledi. Bir sene kadar yargılandım 'devlet sırrını ifşa'dan. Bunun devlet sırrı falan olmadığı ortada cunta olduğu, olsa olsa cunta sırrı olabileceği iddia edildi. Sonunda da Askeri Hâkim görevi ve hiyerarşisi icabı karşımda oy kullandı onun dışında ikiye bir berat ettim bu davadan. Bunu anlattım.

28 ŞUBAT, POST MODERN BİR DARBE OLARAK GEÇİŞTİRİLEMEZ

O dönemde yapılan hukuksuzlukları, işlenen suçları anlattınız mı?
Evet anlattım. Bunun Post modern bir darbe olarak geçiştirilemeyeceğini başta askeri şahsiyetler olmak üzere birçok kişinin sorumluluğunun olduğunu söyledim. Yürütülen tanklardan, balans ayarı hikâyesinden tutunuzda basının nasıl uşak gibi kullanıldığına kadar, Müslüm Gündüz hikâyesine kadar bütün bildiğim konuları mümkün olduğu kadar özetleyerek anlattım.

Bizzat kendi mücadelenizden bahsettiniz mi?
Onu da sordular. Tanklar yürütüldüğünden itibaren "Tank Hasan" olarak yürümeye başladım dedim. Halk bana bu ismi koymuştu ve çok sevmişti. O günleri arıyorum. Beni sokakta gören "bizim Tank Hasan'ımız geliyor" diye sarılırlardı, öperlerdi. Ben o dönemde karadan 500 bin kilometre gidip 3,5 senede tam 1276 konferans verdim. Bazen bir günde birkaç ilde konferans verdiğim olurdu. 10 binin üzerinde konuşma yapmıştım. Hakkımda yüzün üzerinde dava açıldı. Bu davalarda ordunun manevi şahsiyetini tahkir ve tezif ön planda tutuldu. Hâlbuki ben hep söylediğim gibi, bir Türk milliyetçisi olarak ordu benim için mukaddestir, mübarektir, peygamber ocağıdır, başımın üstünde taşırım, benim için subay da general de paşa da böyledir. Ama halkın üzerine tank yürütenler, halktan aldıkları silahı halkın göğsüne çevirenler olsa olsa eşkıyadırlar derdim. Aradaki farkı bu şekilde söylerdim.

KOSKOCAMAN PAŞALARA KÖPEK DİYE HAKARET ETMEDİM


Orduyla ilgili neler söylerdiniz genellikle?
Yani şimdiki bir takım kalemşörler gibi sırf kendi darbe tariflerine uymadığı için kalkıp koskocaman paşalara köpek diye hakaret etmedim hiçbir zaman. Hiçbir zaman bu ordu yok diye hakaret etmedim. Ben her zaman müessese ile kişileri ayırt etmesini bildim. Ve demokrasiye inanmış gittikçe daha çok demokrasiye bağlanan, hukuka bağlanan, ordunun da her zaman yanında ve arkasında oldum.

Sizce bu soruşturma daha da derinleşecek mi? Medya, üniversite, sivil toplum kuruluşları, iş dünyasına kadar uzayacak mı?
Ben savcı olsam bunu derinleştiririm. Çünkü bu bir avuç subayın yaptığı bir darbe değil. Bunda birçok kimsenin rolü vardır. Bu subayları uyutup, Türkiye'nin Başbakan'ının deyimiyle, 300 milyarı çalanların hiç mi hesabı sorulmayacak. Aynı şekilde o Genelkurmay koridorlarını kendi evi zanneden ve birtakım paşalardan emir alarak her türlü teziratta bulunan yalancı, dedikoducu, irtica iftiracısı basın mensuplarından hiç mi hesap sorulmayacak. Aynı şekilde yüksek yargıdan kalkıp da irtica brifingi dinleyip komutla asker alkışlatan ve alkışlayan hukukçulardan hiç mi hesap sorulmayacak. Bence bütün bunların hesabı muhakkak sorulmalıdır. Ama anlaşılıyor ki, savcılık gayet bilinçli olarak çalışıyor, ellerinde her türlü bilgi ve belge birikmiş şekilde. Ben bu davanın iyi neticeleneceğini zannediyorum.

Savcının elindeki belgelerden ve konuşmalardan yola çıkarak sizdeki intiba nedir?
Bendeki intiba savcının son derece bilinçli olduğu, bilgiyle hareket ettiği, çok iyi bir soruşturma yaptığı, ilgili herkesi tek tek dinlediği, soruşturduğu ve ondan sonra neticeye ulaştığı şeklinde. Bence son derece güvenilir bir hali vardı.

Siz 28 Şubat'ın en çok mağdur ettiği isimlerden birisisiniz maalesef. Bu soruşturma başlayınca neler hissettiniz? Bu günleri siz hayal ediyor muydunuz?
Ben hiçbir zaman bin yıl sonrasını beklemedim. Zaten 2002 seçimi oldu ve iş bitti. Ve ilk tespiti bu alanda yapmış kişiyim. Bunun mutlaka yapılacağından emindim. Hatta 70 milletvekilinin katıldığı, bir saat süren meşhur bir savunmam var. 2. DGM'de bu konu ile ilgili savunmanın sonunda coşup "bir gün gelecek, gerçekten bağımsız yargı bu defa beni değil suçluları yargılayacak. Hep beraber bunu göreceğiz" demiştim. Bunun üzerine herkes alkışlayınca mahkeme başkanı kızmıştı. Fakat sonra adil bir karar vermişti. Ben gerçekten bu kadar çabuk olacağını zannetmiyordum ama bu beni çok memnun etti. Benim Türk yargısına olan güvenim millet adına tazelendi. Bu çok önemli. Yoksa benim içeri girmem, içeride yatmış olmam, nitekim bir davadan dolayı da yattım. 1.No'lu DGM bana mahkûmiyet verdi. Bu beni hiç ilgilendirmiyor, üzmüyor da. Benim hayatımın en büyük şereflerinden biridir.

MİLLETİN DİNİ İMANI HEDEF ALINDI


28 Şubat'ın sizce bir farkı var mıydı?
Elbette 28 Şubat farklıydı. Çünkü millet hedef alındı. Belirli iktidarlar veya kişiler değil milletin dini imanı hedef alındı. Milletin inançları hedef alındı. Milletin İmam Hatip Okulları, milletin Kur'an kursları hedef alındı. Milletin başörtüsü hedef alındı. O bakımdan ben seneler sonra böyle bir imkân çıkınca gerçekten çok memnun oldum. Türk hukukuna güvenim arttı.

Darbeler dönemi bitti diyebilir miyiz?
Bundan sonra silahlı kuvvetlerin hiçbir şekilde kolay kolay darbe yapacağını sanmıyorum. Şimdiye kadar yapabilmelerinin sebebi yaptıklarının yanlarına kar kalmasıdır. Şimdi artık öyle bir şey yok. Yaptıkları zaman 95 yaşına da gelseler kanun önüne çıkacaklarını görüyoruz.

KİN, İNTİKAM MESELESİ CHP'NİN İFTİRASIDIR

Bu kişilere karşı kininiz var mı?
Asla... Bu kin intikam meselesi hikâye. CHP'nin hikâyesidir, iftirasıdır, uydurmasıdır. Çünkü CHP 28 Şubatçıydı. Her zaman darbeci olmuştur. Nasıl 27 Mayısçıysa,  nasıl 12 Eylül'ün neticelerinden en çok O faydalanmışsa, gene 28 Şubatçı olmuştur ve 27 Nisancı olmuştur.  Daha birkaç sene evvel bile darbecilerden yanaydı. O bakımdan bu şekilde kulp takmaları kin, rövanş falan demeleri normaldir. Burada kin diye bir şey söz konusu olamaz. Çünkü bu benim takdirim, Ahmet'in Mehmet'in hissiyatı değil. Devletin bağımsız yargısının savcısı suç unsuru görüp dava açıyor. Eğer devletin bağımsız mahkemesi de onun suç unsurunu görebilirse, savcılık bunu ispat edebilirse bu darbeciler mahkûm olabilirler. Edemezlerse de berat ederler. Biz de berat ettikleri zaman üzülmeyiz. Önemli olan bunların yargının karşısına çıkmasıdır. Önemli olan bunlardan hesap sorulabilmesidir.

Medya bu soruşturmanın neresinde olmalıdır? Mesela bazı gazeteciler " o dönemin şartları öyleydi biz görevimizi yaptık, biz haber yaptık sadece"diyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz bu savunmalar konusunda?
Yani böyle olunca Nazlı Ilıcak görevini yapmamış mı oldu? O zaman öyle sorarlar adama. Veya benzeri bazı gazeteciler vardı. Ne yazık ki, çoğunluk diyemiyeceğim. Ama azınlıkta da olsa bazı demokrat, liberal gazeteciler vardı. Onlar gazeteci değil miydi? Onlar insan değil miydi?  Fakat bu Erol Özkasnak'ın bazıları için poposunu yalamak veyahut çizmelerini yalamak çok daha kolay gelmiştir. Genelkurmay koridorlarını arşınlamak, onlardan topuk vurarak emir alıp bunları yerine getirmek, hiç sıkılmadan on dakikada bir o sallanan kafaları, Aczimendileri veya Erbakan Hoca'nın iftar davetlerini yayınlamak bu adamlara hiç ar gelmemiştir. Çünkü bu adamlar arsızlardır.

ÖSKASNAK İLE BİR, BAZI GAZETECİLERİ AYI OYNATIR GİBİ OYNATTI


Sizce suçlular medya patronları mı gazeteciler mi?
İkisinin de sorumluluğu var. Bir defa bizim gazeteciler çalmadan oynuyorlardı. Yani Erol Özkasnak ya da Çevik Bir ellerine tefi almışlar hadi bakalım koca karılar hamamda nasıl bayılır, nasıl çingeneler ayıları oynatır ya öyle tefleriyle oynatmışlardır. Aynı gazetede olup da oynamayan kişiler de var. Hepsi ayılık yapmamıştır.

Diğer taraftan patronların bir kısmı biz kimseye böyle yayın yapın demedik diye nasıl kavga ettiklerini biliyoruz, gazeteciler de diyorlar ki patronlar bunu istedi. 12 Eylül'den sonra hiç unutmam, Başbakanlık müsteşarlığına tayin edildiğim gün Turgut Bey Başbakan olmuştu. Çok satan bir gazetenin adını söylemeyeceğim Genel Yayın Müdürü bana telefon etti dediki " biz sıkıyönetime telefon ettik manşeti sorduk biz artık karışmıyoruz dediler. Sonra Genelkurmay başkanlığına telefon ettik artık bize sormayın Başbakanlığa sorun dediler. Biz de size soruyoruz yarın ki manşetimize şunu atabilir miyiz?". Böyle alçak bir medyayı bizzat gördükten sonra ben nasıl düşünebilirim? Bana söyler misiniz?

DEMİREL, DEMOKRAT OLDUĞUNU BANA DA YUTTURDU

Efendim bu süreçteki en önemli isim Süleyman Demirel. Demirel bu işin neresinde?
Demirel bu şerrin, bu oyunun resmen başıdır. Süleyman Bey'i yıllarca demokrat zannettim peşinden gittim. Acıyorum o günlerime. Biraz da kendime acıdığım için sert konuşuyorum. "Yahya Efendi'nin oğlu Ümmühan Hanım'ın oğlu elinde Kur'an, gönlünde iman, geliyor Muhteşem Süleyman, Nurlu Süleyman" derlerdi. Bunu Türk milletine yutturdu bu arada bana da yutturdu. Bana da demokrat olduğunu yutturdu. O, şapkasını alıp alıp gittikçe vah zavallı demokrasi kurbanı dedik. Hâlbuki işin şu tarafını hiç düşünmedik; sen milletin iradesini taşıyorsun, sen milletin temsilciliğini taşıyorsun insan kellesini verir yine de şapkasını alıp gitmez, bunu düşünmemiştik. Ve hep yanında olduk.

DEMİREL, 28 ŞUBAT KEPAZELİĞİNİN BAŞOYUNCUSUDUR

12 Eylül'den sonra da Süleyman Beyle devamlı görüşmeye gittiğimden dolayı görevimden alınmıştım. Fakat Süleyman Bey'i sonradan gördük ki, meğer darbeci generalin yanında olsa olsa çavuş olurmuş. Bildiğimiz o şapkasını alan Süleyman Demirel gitti bu sefer şapkasını çıkartıp darbeci şapkası giyip teskere bırakan Süleyman Çavuş geldi. Yanına da Mesut onbaşısını aldı beraberce milletin anasını ağlattılar. Darbecilerin koltuk değnekliğini yaptılar. Akıl hocalığını yaptılar. Süleyman Demirel olmasaydı hükümetler düşmez partiler kapatılmazdı. Süleyman Demirel ne yazık ki bu 28 Şubat kepazeliğinin başoyuncusudur.

ÇEVİK BİR, ASLINDA ÖNEMLİ BİR ADAM DEĞİLDİ, VİTRİNDİ

Askeri kanatta tutuklananlar Çevik Bir ve ekibinin isimleri ön plana çıkıyor. Oysaki o dönemde Batı Çalışma Gurubunun başında da Çetin Doğan var. Ve Çetin Doğan'ın 28 Şubattaki rolünü ilk deşifre eden de sizsiniz.
Gurubun başında Çetin Doğan değil, vefat etmiş olan Orgeneral Doğu Aktolga vardı. Ama Çetin Doğan da en önemli kişilerden birisiydi. İlk üçe rahatlıkla girebilirdi. Çevik Bir aslında önemli bir adam değildi. Daha çok vitrindi. Yani 28 Şubat'ın yakışıklısıydı. Ağzına geleni söyleyen, patavatsız birisiydi. Daha doğrusu göstermelikti, vitrindi.

Peki, asıl sorumlu kimdi?
Asıl sorumluluk Doğu Aktolga'daydı. Ve ne yazık ki O'nun topladığı ve tamamına yakın kısmı mezhepçi olan bir cuntaydı. Kendileri mezhepçi değilse bile bunların bütün ileri gelenleri mezhepçiydi. Aslında bunda o mezhep sahiplerinin hiç suçu yoktu. Ben kendim mezhep ayrımı yapmam. Alevileri de severim. Ama bütün mesele şu; bunlar Atatürkçüdür, bunlar din düşmanıdır, bunlar laikçidir onun için bunları toplayalım devşirelim. Aynı Suriye'deki gibi bir Nusayri ordusu kurmaya çalıştılar. Devşirmeler topladılar. Bütün bu ekibin başında da belli kişiler vardı, Doğu Aktolga, Çetin Doğan, Çetin Saner, Fevzi Türkeri, Çevik Bir, İsmail Hakkı Karadayı, Hikmet Köksal bunların hepsi işin içindelerdi.

İSMAİL HAKKI KARADAYI ZAVALLI BİR ADAMDIR

İsmail Hakkı Karadayı'nın konumu neydi?
İsmail Hakkı Karadayı önemli bir adam değil. Kolundan tutup götürülen öteki darbecilere yataklık yapan bir adam, zavallı bir adamdır.

Kamuoyunun bilmediği askeri aktörler kimlerdi?
İşte bunlar vardı bunların bazılarını kamuoyu biliyordu bazılarını bilmiyordu. Ama bunlar 28 Şubat'ın kalıntısı olarak sonradan devam ettiler. Mesela Hurşit Tolon, Jandarma Komutanı vardı. Bunların hepsi bu işin içindeydiler. Çetin Doğan sonuna kadar kaldı. Sonunda Çetin Doğan 2003'de kurulan ve 28 Şubat'ın devamı olan Erenler Gurubu'nun lideri oldu. Balyoz davasına kadar işi getirdi. Bütün o kişiler de Onunla beraber oldular. Bunların bir kısmı Ergenekon'la da işbirliği yaptılar.

28 Şubatta TÜSİAD'ın özellikle bir kanatinin etkili olduğu söyleniyor. Bu konuda sizin bir tesbitiniz var mı?
Bunların hepsine beşli çete diyebiliriz. Artık onu herkes öyle biliyor. TÜSİAD da var işlerinde, Türk-İş, Disk, güya emekçi olduğunu iddia eden, TOBB, TİSK, Esnan ve Sanatkârlar Birliği. Bu beşlinin dışında bunlarla hep beraber hareket eden TÜSİAD. Model buydu. Malı götürenler de bunlardı zaten.

DEVLETİ ELE GEÇİREN BU DARBECİLER, BENİ HAKSIZ OLARAK MAHKÛM ETTİLER

28 Şubat sürecinde unutamadığınız eminim çok anınız vardır ama sizi gerçekten derinden etkileyen bir olayı anlatır mısınız?

Çok var ama ben isterseniz beni üzen değil çok sevindiren bir olayı söyleyeyim. Beni, devleti ele geçiren bu darbeciler haksız olarak mahkûm ettiler. Ve haksız olarak hapishanede kaldım. Fakat millet bana sahip çıktı. Ben tahliye olurken davul zurna ile geldi Ayaş Belediye Meclisi CHP'li kişilerin de iştirakiyle oy birliğiyle beni Ayaş hemşeriliğine seçtiler. Hemşerilik beratını da belediyenin önünde davulla zurna ile verdiler. Bu benim bütün çektiklerimden çok daha güzel bir şeydi.

Ne güzel. Bu kadar kötü olayların içerisinden yine en güzelini ön plana çıkarıyorsunuz.

Niye kötü olsun Allah bana bu zalimlerle, bu alçaklarla mücadele etme fırsatını verdi. Ben Allah'a şükür ediyorum.

Haber 7

 

YORUMLAR 4
  • kenan9 11 yıl önce Şikayet Et
    ismi gibi güzel insan. tüm gelişmeleri vebilgilei halkı adına korkmadan delikanlıca açıklayan güzel insan a çok teşekkür ederiz
    Cevapla
  • Fehmi DOĞAN 11 yıl önce Şikayet Et
    sayın güzel.. senin yorumuna aynen katılıyorum. hatta daha fazlasınada. o gazeteler ve yazarlar halen dediğin gibi oynatıyorlar. çünkü büyük beklentileri vardır. iş 22 banka ile sınırlı değildi. teminatsız bankaların önü açılmıştı. cumhurbaşkanı, başbakan ve sivil brokratlar masum olamazlar diyorum.
    Cevapla
  • AYDIN CİNBAT 11 yıl önce Şikayet Et
    helal sana . daha öncede aynı şeyleri söyledin seni tebrik ediyorum sayın güzel avazın çıktığı kadfar söyle ağzına sağlık
    Cevapla
  • bgungor 11 yıl önce Şikayet Et
    ak partide görmek isteriz. sayın celal bey siz dürüst bir politikacısınız,konuşmalarınız bazılarını aptallaştırıyor, foyaları ortaya çıkıyor,karınları ağrıyor.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Harita paylaşıldı! Çok sayıda il için peş peşe uyarılar
Merkez Bankası anketi açıkladı: İşte yıl sonu dolar ve enflasyon tahmini