Balayı tatili için sonbaharda gezilecek en iyi Avrupa şehirleri

Avrupa tarihi dokusu, parkları ve nehirleriyle her mevsime yakışan manzaralar sunuyor. Sonbaharın zengin renkleriyle masalsı görüntüler oluşturan sokaklar, düğün hazırlıklarıyla yorulan çiftler için dinlendirici bir tatil olanağı sağlıyor.

Balayı tatili için sonbaharda gezilecek en iyi Avrupa şehirleri
Balayı tatili için sonbaharda gezilecek en iyi Avrupa şehirleri
GİRİŞ 06.09.2021 17:44 GÜNCELLEME 06.09.2021 17:44

Haber7/ Esma BALCIOĞLU

Sonbaharın yavaş yavaş gelmesiyle doğa eşsiz renklerine kavuşmaya başladı. Doğanın renk cümbüşüne şahit olmak, Avrupa'nın tarihi taş sokaklarında sonbahar manzaraları eşliğinde yürümek tüm doğaseverleri cezbedecektir. Yağmurlu havaları sevmeyenlerin bile hayran kalacağı sonbahar renklerinin ahenkle dalgalandığı Avrupa ülkeleri, masalsı görüntüler oluşturuyor. Evlilik hazırlıkları, düğün telaşı derken yorulan çiftler için sonbaharda gidilebilecek Avrupa şehirlerini sizler için derledik.

PARİS

 

 

Dünyanın en romantik şehirlerinden aşıklar şehri olarak tanınan Paris, müzeleri, kafeleri ve Eyfel Kulesi’ne çıkan sokaklarıyla balayı tatili rotasında mutlaka bulunması gerekiyor. Özellikle sanat konusunda öne çıkan Paris, çok sayıda müze ve sanat galerisine ev sahipliği yapıyor. Louvre müzesi, Orsay müzesi, Rodin müzesi, Bouedelle müzesi Paris’in ziyaret edilmesi gereken müzelerinden birkaç tanesi. 350 binden fazla esere ev sahipliği yapan Louvre müzesi, dünyanın en büyük müzesi olarak en etkileyici müzelerden biri olarak mutlaka ziyaret edilmeli.

Paris sokaklarında bisiklet turu yapmalı ve Sen (Seine) Nehri kıyısında piknik yapmalısınız. Dünyaca ünlü markalarından alışveriş yapmanın yanı sıra antikacılardan eşi bulunmayan parçalar satın alabilirsiniz.

Paris’te ne yenir?

Paris’in eski ve modern kafelerinde zengin mutfağının enfes lezzetlerini tatmalısınız. Özellikle çok meşhur soğan çorbası, kaz ciğeri ve ördek yenmesi gereken yemeklerdir. Başka bir yerde pek rastlayamayacağınız salyangoz yemeğine de bir şans vermelisiniz. Bu yemeklerin üzerine bir de Fransa’nın tüm dünyaya yayılan krem brulesini de tatmalısınız.

ROMA

Bir diğer romantik şehir Roma, keyifli bir balayı geçirmek için sizi tarihte uzun bir yolculuğa çıkaracaktır. Roma, tarih öncesi çağlardan bugüne en büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmasıyla her köşesinde hazine değeri taşıyan eserler bulunduruyor. Bu eserlerden Trevi (Aşıklar ) Çeşmesi, balayı çiftlerinin beraber dilek dileyip bu sanat eserinin işçiliğine hayran kalabileceği özel bir yer olacaktır. Roma’nın Kolezyum, Aziz Petrus Meydanı gibi çok bilinen ve kalabalık yerleri yerine daha kıyıda köşede kalmış bölgeleri gezmek isteyenler için Villa Borghese, göleti ve hayvanat bahçesiyle şehrin karmaşasından uzak huzurlu vakit geçirmeniz için güzel bir alternatif olacaktır.

Trastevere, Arnavut kaldırımlı otantik sokaklarında renk cümbüşüne kapılabilir ve yerel lezzetlerin tadını çıkarabilirsiniz.

Roma’da ne yenir?

İtalya denilince akıllara ilk gelen pizza olacaktır fakat trapizzino, pizzanın daha hızlı ve daha lezzetli versiyonu olarak sizleri tatmin edecektir. Enfes soslu makarnalarından tattıktan sonra atıştırmalık olarak kızarmış pirinç topları yiyebilirsiniz. 

BUDAPEŞTE

Doğu Avrupa’nın sanat ve kültür şehri Budapeşte, sonbaharda renkli doğası ve tarihi zenginliklerinin muhteşem uyumuyla turistlere unutulmaz bir tatil imkanı sunuyor. Tuna Nehri kıyısına kurulmuş bu masalsı şehir, gotik mimarinin en güzel örneklerini barındırıyor. Gotik yapılardan Parlamento Binası, görkemli bir manzaraya sahiptir. Gotik yapıların dışında daha renkli ve canlı bir yapı görmek için ise bir dönem Türkler tarafından camiye dönüştürülen Matthias Kilisesi’ni gezebilir, zengin dekorasyonu ve mimarisini görebilirsiniz.

Szechenyi Kaplıcalarında eşine az rastlanır şekilde etkileyici bir tarihi bina içerisinde doğal kaynaktan akan mineralli suda tatil yorgunluğunu atabilirsiniz.

Budapeşte’de ne yenir?

Budapeşte’de alışılmadık lezzetlerle karşılaşabileceğiniz gibi çok çeşitli mutfağıyla damak zevkinize uygun yemek bulabilirsiniz. Hem Osmanlı’dan hem Avrupa mutfağından esintiler bulunan kültürün meşhur gulyasını yerinde yemeli ve kırmızı rengiyle tatlıya benzeyen vişneli gyümölcsleves çorbasını içmelisiniz.

KOPENHAG

İskandinav ülkesi Danimarka’nın başkenti Kopenhag, rengarenk renkli kayıkların yanaştığı limanı ve bisiklet yollarıyla dingin bir tatil imkanı sağlıyor. Dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı Danimarka’nın bu güzel şehrinin sokaklarında gezerken siz de kendinizi bu mutluluğa teslim edebilirsiniz. Nyhavn sahil şeridinde gökkuşağının yeryüzündeki yansımasına benzeyen evlerine karşı mutlaka bisiklet turu yapmalısınız.

Kopenhag’ın en meşhur yerlerinden Tivoli bahçelerinde lunaparkta çocuklar gibi oyuncakların keyfini çıkarmanızı ve pandomim gösterilerini izlemenizi tavsiye ederiz.

Kopenhag’da ne yenir?

Pastaneleriyle ünlü Danimarka’da kremalı Viyana ekmeği yiyebilir ve dumanda pişirilmiş ringa balığının tadına bakabilirsiniz.

LİZBON

Portekiz’in yedi tepe üzerine kurulu başkenti Lizbon, çok çeşitli alanlarıyla herkes uygun bir tatil yapma fırsatı sağlıyor. Denizciliğiyle bilinen bu küçük şehirde Belem Kulesi, Jeronimos Manastırı gibi gösterişli tarihi yapıtlarını ziyaret edebilirsiniz. Tarihi yerlerin dışında Lizbon okyanus akvaryumunda 450 faklı türde deniz canlısını görme şansı deneyimleyebilirsiniz. Tarihi taş binaların arasında nostaljik tramvayla sokakları keşfe çıkabilirsiniz.

Lizbon’a gitmişken trenle 40 dakika uzaklıktaki Sintra Kasabası’nda bulunan büyüleyici güzellikteki Pena Sarayı’nı da görmeden dönmemelisiniz.

Lizbon’da ne yenir?

Denizciliğiyle tanınan bu sahil şehrine gelmişken deniz ürünlerinde denemeli ve Belem Pastanesi’nin tarifi 200 yıldır saklanan meşhur turtalarından yemelisiniz.

HALLSTATT

Avusturya'nın kuzey bölgesi Salzkammergut'un şirin bir kasabası olan Hallstatt, Avusturya'nın en turistik yerlerini bile geride bırakarak en çok ziyaret edilen bölgesi haline geldi. Alp Dağları boyunca uzanan Salzmkammergut bölgesinde bulunan Hallstatt, 1000 kişilik nüfusuyla göl kıyısında inşa edilmiş otantik evleriyle masallar diyarına benziyor. 

Geçmişi 7 bin yıl öncesine dayanan Avrupa'nın en eski yerleşim yerlerinden biri ve dünyanın en eski tuz madenlerine sahip olan Hallstatt, UNESCO tarafından 1997 yılında "Dünya Mirası" ilan edilerek tüm güzellikleri koruma altına alınmıştır. Her mevsim farklı renge bürünerek daha da büyüleyici olan bu köy, cennetten bir köşe misali sizlere şahane manzaralarla karşılıyor.

Hallstatt'ta ne yenir?

Hallstatt'ta küçük sevimli restoranlarda taze göl balıklarından yemelisiniz. Deniz ürünleriyle arası iyi olmayanlar için ise çeşitli büfe ve kafelerde dünya mutfağından tatlar bulabilirsiniz. Bu küçük dağ köyünde gördüğünüze en çok şaşıracağınız şey muhtemelen döner olacaktır. Hallstatt'ta Türk döneri de yiyebileceğiniz restoran bulunmaktadır.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL