Yılmaz Erdoğan: Ezan sette var, filmde yok!

"Günde beş kez ezan için duyarsın, 'aziz Allah' dersin, beklersin, çay içersin ama filmde duyulmaz o ezan."

Yılmaz Erdoğan: Ezan sette var, filmde yok!
Yılmaz Erdoğan: Ezan sette var, filmde yok!
GİRİŞ 08.05.2012 06:40 GÜNCELLEME 08.05.2012 11:50
Bu Habere 27 Yorum Yapılmış

Ünlü tiyatrocu Yılmaz Erdoğan, geçmişte yapılan devrimlerin sanata en büyük darbeyi vurduğunu söyledi. ‘Batıcı kafayla Divan Şiirini madara ettiler’ diyen Erdoğan, mizah için ‘Tehlikeli iştir; Allah muhafaza, kellen gider’ dedi. Erdoğan, "günde beş kez ezan okunur ama filmlerde ezana yer verilmez" eleştirisinde de bulundu.

Aylık Sinema Dergisi Film Arası’na konuşan ünlü oyuncu ve yönetmen Yılmaz Erdoğan, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sinemasından şiir anlayışına, güncel konulardan Türkiye’deki sanat algısına kadar birçok konuda görüşlerini paylaşan Yılmaz Erdoğan, toplum mühendisliğinin toplumsal değerlere büyük zarar verdiğini söyledi.

İşte Yılmaz Erdoğan röportajından bazı başlıklar:

SETTE EZAN VAR, FİLMDE YOK

“Türkiye’deki bir sette günde beş kez ezan için duyarsın, 'aziz Allah' dersin, beklersin, çay içersin ama filmde duyulmaz o ezan. Bir yabancı buraya geldiğinde mutlaka bir İstanbul sabahı uyanıyor, ezanı bir çeker. Sen de Batıcı kafalı biri isen ‘bunlar da bizi böyle gösteriyor’ dersin. Yerelliğin bir numaralı şeyi din. Gelişim olarak materyalist bir kampın ağırlığı söz konusu. Buradaki materyalizmin bizdeki karşılığı laikliktir. Bu iş din eşittir yobazlık denklemine kadar gitti. Hepimize yansıyan din deyince gözümüzün önüne Cumhuriyet dönemi filmlerindeki deli, kötü kişiler geldi.”

CEYLAN’IN FİLMİNDE KENDİ İLKELERİMLE OYNADIM

“Biri Nuri Bilge Ceylan ve Bahman Ghobadi’nin filmlerinde oynadım. Benim yaptığım işler buraya çok uzak gibi düşünülebilir. Hiçbir komedi filminin sonunda kimse ölmez. Benimki çok acıklı bir komedi anlayışı, daha doğrusu ironiydi. Hâlâ da yolum budur. Benim kendimi en iyi ifade ettiğim dil bu. Aslında şekli baktığın zaman çok köklü değişiklikler çok acayip birliktelikler gibi görünüyor, dışarı öyle yansıyor ama gerçek öyle değil. Filmde de kendi bildiğim ilkelerle gittim oynadım.”

İNŞAAT MÜHENDİSİ OLMAMI BEKLİYORLARDI

“Beklenti diye bir canavar ortaya çıkıyor ki daha önce hiç yoktu. Bana da çok sık söylenir, ‘Seyirci şöyle bir şey bekliyor böyle bir şey bekliyor. ’ Ben de diyorum ki, seyirci hiç beklemediği sırada ben bu mesleğe girdim. Bana kimse 1985 yılında ‘Hadi Yılmaz, o ki İstanbul’a geldin yürü kardeşim senden çok iyi filmler bekliyoruz’ demedi. İnşaat mühendisi olmam bekleniyordu. Bu beklenti çok acayip bir şeydir. O beklentiyi hep ters köşeye yatırmak zorundasın ve her seferinde riske girmek zorundasın. Bu oyun böyle oynanıyor. Beklentiyi karşıladığında da ‘hep aynı şeyi yapıyor’ diyorlar.”

MİZAH TEHLİKELİ İŞTİR; ALLAH MUHAFAZA KELLEN GİDER

“Mizah çok daha geniş bir şey. Bence farkındalığın en üst katmanı mizah. Nitelikli bir mizahtan bahsediyorum tabi. Mizah severlikten şaka severlikten bahsetmiyorum. Çünkü o zaman da çok tehlikeli bir şeydir. Kellen de gider Allah muhafaza. İnandığın bir şey için gidiyorsa yine gam yemezsin de keleğe de gelebilirsin. Bir kelime çok önemli bir işlev görür bu işlerde. Ama olgunlaştıkça sen artık yeterince umursamaz bir noktaya geldikçe kendi yolunu buluyorsun ama mizahtan özellikle kaçınmak da sahte bir davranış. Ne kadar üstüne gidip para toplamak hastalıklı bir davranışsa özellikle kaçınmak yok saymak da doğru değil.”

GELENEKLE BAĞI KOPARMAK ASIL DARBEYİ SANATA VURDU

“İran sinemasının kimlik oluşturduğu ve bizim bunu başaramadığımız doğru. Ama bizde olan bazı gelişmeler sebebiyle maalesef böyle oldu. Onlar bir tarihte toplanıp sözlüklerinin tamamını değiştirmediler. Kelimelerinin hepsini değiştirip herkesin kendini yabancı hissettiği bir alanda yeniden kendilerini tanımlamadılar. Dolayısıyla o geleneksel bağ kopmadı. Özellikle de şiirle olan bağları kopmadı; kaldı ki biz aynı havuzdan besleniyorduk, biz aynı insandık aslında. Bence bir garip, belli ölçülerde anlaşılır belli ölçülerde anlamlı yönleri de olan ama biraz bağnaz bir batıcılık kafası, halkın önüne sunulan yeni bir şeyler uğruna eskiyi tamamen çıkarmak, bir ağacın meyvesinin kökleriyle olan bağını kesmesi anlamına geldi ki aslında en çok darbeyi de sanat yedi bu yüzden.”

DİVAN ŞİİRİNİ MADARA ETTİK

“Divan şiirini madara ettik, Farsçayı, Arapçayı madara ettik. Sadece uzaklaşmadık bir de madara ettik. İngilizceyi, Fransızcayı, batı kültürünü, Amerika’yı kendi kafamızda yücelttik. Böyle eğitildik, böyle şekillendik. Şimdi Farsça bir şiir okuduğumda bir lise öğrencisi seninle alay eder. Çünkü ona öğretilmemiş. Kaldı ki benim okuduğum liselerde öğretildiği gibi öğretiliyorsa divan edebiyatı hiç öğretilmesin.”

Röportajın tamamını, Film Arası Dergisi’nin Mayıs sayısında okuyabilirsiniz… 

KAYNAK: HABER 7
YORUMLAR 27
  • cuma keskiner 11 yıl önce Şikayet Et
    sessiz_23. tiyatrocu yılmaz pkk leşlerine şehit diyen birrinin sarfettiği sözleri bu ülkede cok az insan dikkate alır senin konuşmaların çok basit unutma pkk nın dini islam değil zerduş tur onun için sen islamdan bahsetme istersen.
    Cevapla
  • gülsena 11 yıl önce Şikayet Et
    ffarsçaya laf atan herif ingilizce baban dili mi. birçok eserin farsça yazılması onu türkçeden koparıyor mu.senin kafandakiler yılarca arapca ve farsca kelimeleri atalım namı altında dine ve mukaddesata saldırdılar.dünya kültürüne kazandırılmış bir çok klasik eserin farsca olduğunu biliyor musun kültürsüz herif.iranda farsça konuşan birsürü azeri türkü var o artık türkçeleşmiş.günlük dilde konuştuğumuz oruç, absdest gibi kelimeler farsça biliyor musun.at gözlüğüyle konuşma.hiçbir kültürel derinliği olmayan ingilizce senin babanın dili mi.yıllarca üniversitede batı dili diye özellikle ingilizceyi şart koştular, arapçayı dilden saymadılar.o zaman nerdeydi sizin türkçeçiliğiniz
    Cevapla
  • ibrahim karaca 11 yıl önce Şikayet Et
    yağmur vermiyor . bizi cezalandırıyor manasında olmuş olsa olsa bizi uyarıyor sevdiği için diyebiliriz
    Cevapla
  • yasin özer 11 yıl önce Şikayet Et
    filmlerde ezan sesi var. ama komiktir, güneş doğmaya başlayınca. allaha şükür ramazanda sabahla akşamı tutturuyorlar. onlarda film değil.
    Cevapla
  • Ahmet Gül 11 yıl önce Şikayet Et
    sanatçıysan oyuncuysan laik olman gerek; mesela meşhur baryam gibi. !. ben onu sadece bartam olarak tarımfakat bizim lakabı baryam bozuntusu, geçte olsa, kendini seyredip meşhur edenlere vurur oldu. başörtülülere ve akp yi seçenlere hakaret eder oldu. bu millet elinnen kaldırdığı gibi küt diye bırakmasınıda bilir
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Selçuk Bayraktar heyecanlandıran gelişmeyi duyurdu! Rekor üstüne rekor kırıldı
Arabalarda dijital devrim! Tek tuşla motor gücü değişecek