Sivas

"Çok sevip evlendik diye bedel ödemek istemiyoruz"

12:17 22 Mayıs 2016
"Çok sevip evlendik diye bedel ödemek istemiyoruz"

MERVE TOPUZ - Sivas'ta 10 yıl önce kendi rızasıyla küçük yaşta evlenen ve bu nedenle "cinsel istismarla" suçlanan kocası cezaevine gönderilen kadın, 2 çocuğuyla eşinin hapisten çıkacağı günün hayaliyle yaşıyor.

Fatih Mahallesi'nde 9 ve 4 yaşındaki oğullarıyla yaşayan 24 yaşındaki Leyla Tan, 2006 yılında 14 yaşındayken internette tanıştığı Levent Tan (27) ile kaçarak evlendi. Ailelerin de rızasıyla düğün yapan çift, sevgi dolu hayat sürmeye başladı.

Geçen süre zarfında 2 oğlu dünyaya gelen çift, mutlu bir evlilik hayatı sürerken, Levent Tan, küçük yaşta evlilik nedeniyle 2008 yılında kendisi hakkında açılan "nitelikli cinsel istismar" davasının sonuçlanmasıyla 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılarak cezaevine gönderildi.

Hayatı altüst olan Leyla Tan ise 2 çocuğuyla ortada kaldı. Kayınpederinin evine giden ve aldığı 700 lira devlet desteğiyle çocuklarına bakmaya çalışan Tan, eşiyle oturmak için kredi çekerek dayayıp döşediği evinin kapısını açamıyor.

Eşi cezaevine girdiğinde henüz bir yaşında olan küçük oğluna babasını tanıtmaya çalışan Tan, her yeni güne eşinin hapisten çıkacağı anın umuduyla başlıyor.

Tan, her gün fotoğraf albümünü alarak çocuklarına babalarını anlatıyor. Onlara babasızlıklarını da hissettirmemeye çalışan genç kadın, eşinden ayrı geçen 2,5 yılda onun hapisten çıkarılması için de mücadele veriyor.

Tan'ın yetkililerden tek isteği ise ramazanda iftar sofralarına 4 kişi oturabilmek.

Yaşadığı sıkıntıları AA muhabirine anlatan Tan, eşiyle birbirlerini severek evlendiklerini ve kaçtıktan bir hafta sonra iki ailenin de rızasıyla düğün yaptıklarını söyledi.

Küçük yaşta evlenmenin suç olduğunu bilmediklerini, ailelerin uyarılarını da dinlemediklerini belirten Tan, evlendikten bir yıl sonra oğlu Akın'ı (9) kucağına aldığını anlattı.

Tan, 2008 yılında aldığı ağrı kesici ilaçtan zehirlenince kaldırıldığı hastanede kendisini muayene eden doktorun evli olduğunu öğrendiğini ve durumu polise bildirdiğini, böylece eşi Levent Tan hakkında "nitelikli cinsel istismar" suçundan kamu davası açıldığını ifade etti.

6 Ocak 2010'da resmi nikah yaptıklarını, 2012 yılında 2. oğlunun dünyaya geldiğini, eşi Levent Tan'ın dava sürecinde uzman çavuş olarak Siirt'te göreve başladığını dile getiren Tan, "Eşim dava süresince bizimleydi. İzni sırasında Adana'ya, ailemin yanına gittik. 6 yıl sonra ceza onanmış ve eşimi 8. evlilik yılımızda cezaevine götürdüler. O gün dünyam başıma yıkıldı. Ben o gün hastaneden çıkamadım. Çocuklarımı düşündüm, ortada kalmış hissettim. 2,5 yıldır cezaevinde, şu anda yaklaşık 3,5 yıl cezası kaldı." diye konuştu.

Daha sonra Sivas'a döndüğünü kaydeden Tan, "Çok sıkıntı yaşadık. Çok zor zamanlar geçirdim. Eşim mesleğinden men edildi. Maddi açıdan da çok sıkıntı çekiyorum. Devletten aldığım maaşla geçinmeye, eşime ve çocuklarıma yetirmeye çalışıyorum. Çok çaresiz durumdayım. Eşim cezaevine girerken 30 bin lira borcumuz vardı. Şimdi 85 bin liraya yaklaştı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Küçük oğlum babasını tanımıyor"

Tan, tek dayanağı olan görüş günlerini iple çektiğini, haftada bir kapalı görüşte, ayda bir de açık görüşte eşiyle görüşebildiklerini anlattı.

Kapalı görüşte çocuklarının ancak 5 dakika babalarıyla konuşabildiklerini belirten Tan, "Küçük oğlum eşim cezaevine girerken 1 yaşındaydı, şimdi 4 yaşında ama babasını tanımıyor. Fotoğraflarından biliyor ancak. Benim çocuklarım yalnız ve babasız büyüdü. Küçük oğlum, 'Anne benim babam neden gelmiyor, ne zaman gelecek?' diye soruyor. Biz bu kadar zor zamanlardan geçiyoruz. Halimizi görsünler istiyoruz." şeklinde konuştu.

- "Benim eşim istismarcı, tecavüzcü, sapık değil"

TBMM'de kurulan Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu'na davet edildiğini ve durumunu orada da anlattığını dile getiren Tan, şöyle devam etti:

"Komisyon Başkanımız Ayşe Kişir'e, özellikle CHP Milletvekili Burcu Köksal'a ve tüm komisyon üyelerine beni destekledikleri için teşekkür ediyorum. Benim sesime ses oldular ama komisyona karşı çıkanlar var. Küçük yaşta evlendiğim için mağdur olduğum söyleniyor. Benim eşim istismarcı, tecavüzcü, sapık değil. O, beni ve çocuklarını başına taç etmiş, adam gibi adam. Diğerleriyle aynı kefeye konulmasını istemiyorum. Eşim hiç hak etmediği şekilde suçluların arasında yatıyor. Neden biz bu kadar ağır bedeller ödüyoruz? Küçük yaşta evlendik, bilmeden suç işledik ama bunun bedelini 2,5 yıldır çok ağır bir şekilde ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz.

Daha fazla bedel ödemek istemiyoruz. Oğlum, babası olmadığı için okula gitmek istemiyor. Biz çok mutluyduk, birbirimizden razıydık. Ben eşim yok diye kendi evime giremiyorum. Çocuklarım, babası yanlarında olan çocuklara uzaktan bakıyor."

- "Kadın örgütleri, bir kadın olarak beni anlasın"

Çocuklarının, babalarının hapisten çıkacağı günü özlemle anlattığını ve oyun oynayacakları günün hayalini kurduğunu gözyaşları içinde anlatan Tan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sesimizi artık duysunlar. Biz birbirimizi çok sevdik. Hata yaptığımızın farkına sonradan vardık ama neden bu kadar ağır bedel ödediğimizi anlamıyorum. Bütün kadın örgütlerine sesleniyorum, kadın olarak beni anlasınlar. Ben de kadınım, benim de haklarım var. Küçük yaşta severek, isteyerek evlendim diye kadın değil miyim artık? Beni bu evliliğe zorlayan, baskı yapan kimse olmadı. Ben küçük yaşta evliliği savunmuyorum. Kimse küçük yaşta evlenmesin. 'Cinsel istismarcıların önü açılsın' demiyorum. Eşim gerçek suçlularla aynı kefeye konuluyor.

Eşim onlarla aynı durumda değil. Bir tarafta tecavüzcü biri, bir tarafta ailesine sahip çıkan eşim var. Bunların ikisi aynı kefede olamaz. Cahildik, bilseydik birkaç yıl daha beklerdik. En azından böyle bir felaketi yaşamazdık."

Leyla Tan, "kadınları koruma" adı altında kurulan örgütlerin kendilerine destek olmadığını hatta eşinin cezaevinde kalmasından yana olduklarını, sonuna kadar hakkını savunacağını ve bu süreçte destek beklediğini sözlerine ekledi.

Levent-Leyla Tan çiftinin 9 yaşındaki oğulları Akın da tek isteğinin babasına kavuşmak olduğunu belirterek, "Babam yanımıza gelsin, başka da bir şey istemiyorum. Akşam yatarken babamın resmini öpüp yatıyorum. Ona hediyeler yapıyorum. Açık görüşte ona sarıldım, yanına oturdum. Yanından hiç kalkmadım. Onu çok özlüyorum." ifadelerini kullandı.

"Küçük yaşta evlilikler", TCK'nın çocuklara cinsel istismarı önlemeye yönelik 103. maddesi kapsamında değerlendiriliyor ve küçük yaşta çocuklarla resmi nikah olmadan birlikte yaşayanlar hakkında "cinsel istismar" suçlamasıyla kamu davası açılıyor.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.