Cumhurbaşkanı Gül soruları yanıtladı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül katıldığı televizyon programında gazetecilerin sorulanı yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Gül soruları yanıtladı
Cumhurbaşkanı Gül soruları yanıtladı
GİRİŞ 03.01.2014 20:19 GÜNCELLEME 03.01.2014 23:49

Gül'ün konuşmasından satırbaşları;

-2013 dünya için baktığımızda halen büyük ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir yıl oldu. Özellikle Avrupa'da... Büyüme neredeyse durmuş vaziyette. Krizden çıkamadılar. AB kendi içinde yeniden yapılanma süreci yaşıyor. ABD'de Obama tekrar seçildi, orada yavaş bir gelişme var ekonomide. Oradaki iyileşme ve FED'in kararları bizi biraz ters etkiliyor. Bölgemizde ise çok büyük sıkıntılar var. Hala bir kaos var. Libya'da kaos var. Tunus'ta daha iyimser bir hava var. Mısır'da darbe yapıldı. Gelişmeler kötü orada.

-Türkiye'de ise... Türkiye için canlı bir yıl oldu. Özellikle Gezi olayları ve son olaylar güzellikleri gölgeledi. Avrupa'da büyük krizler varken Türkiye çok başarılı bir ekonomik yıl geçirdi. Yüzde 4'le Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi olduk. Avrupa'da yok böyle bir ülke.

-Kürt sorununda çok mesafe alındı. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, şehit verdiğimiz bir olay. Bu yıl artık konuşarak sorunları çözebiliriz noktasına gelindi.

-Demokratikleşme konusunda önemli adımlar atıldı. Kadınlara yönelik kıyafet gibi ayrımcılıklar aşıldı. Bunu da iktidar ve muhalefet beraber yaptı. Muhalefetin bazısının sesli bazısının sessiz desteği oldu. Kadınlar artık hayatın içinde.

'ORDUYA KUMPAS' İDDİASI

Ben o konuda cumhurbaşkanı olarak bir şey diyemem. Ama böyle bir algı ortaya çıkarsa bunun bütün hukuki çalışmaları yapılabilir. Nitekim bazı çalışmalar da yapılıyor. Geçen Barolar Birliği Başkanı beni ziyaret etti. Böyle bir algı söz konusu olursa bakılabilir.

'CUMHURBAŞKANI OLAYA EL ATSIN' ÇAĞRILARI

İyi niyetli olarak karşılarım ve hepsini de dikkate alırım. Barolar Birliği'ni davet ettim, geldiler. Çalışmanızı yapın gönderin dedim. Deniz Baykal Bey de görüşme talebini iletti. Kendisiyle görüşeceğiz. Cumhurbaşkanı olarak devletin organları arasında ahenkli bir çalışma düzeni için gayret sarfetmek benim görevlerimden biridir. Gerekli yerlerde gerekli temaslarda bulunuyorum. Yaptığımız toplantılarda bunları konuşuyoruz. Son olayla ilgili yapacağım şey de mahkemelerin düzgün çalışması, yargıya müdahelenin olmaması, hükümetin üstüne düşeni yapması konusunda gereğini yapmaktır. Sayın Başbakan'la görüşmemizde son olaylarla ilgili görüşlerimi bildirdim ve kendisi de dikkate aldı.

"Cumhurbaşkanı olarak ben ne yapabilirim ki?"

Bir zamanlar cumhurbaşkanlarının parlamenter sistemi aşan şeyler yaptıklarında neler olduğunu biliyorsunuz.

Hükümetin karşısına ben ancak muhalefeti koyarım. Hükümetin karşısına ben herhangi başka bir kurumu koyarak böyle bir denge kurmam. Devletin çalışma sistemini tanımayıp da herhangi başka bir dayanışma sistemi içine giren kurumlar varsa bunları ortaya çıkarmak hukuk düzeni içinde gereklidir. Burada cumhurbaşkanı olarak ben ne yapabilirim ki? Dolayısıyla kimsenin afaki konuşmaması gerekir.

Parlamenter sistemde işlerin nasıl yürüdüğü bellidir. Ben üzerime düşeni tüm gücümle yapıyorum. Benim çalışmalarım aleni, açık olamaz. Ben hükümetle, meclis başkanıyla, mahkeme başkanlarıyla bir araya geldiğimde bütün bunları konuşuyoruz. Bütün kurumların ahenkli çalışması için ben gerekli uyarıları ve çalışmaları yapıyorum. Bunun ötesinde yürütme yanlış yapabilir. Yönetmelik mesela... Bunu doğru olduğunu düşünerek yapabilir. Ama Anayasa'ya uygun olup olmadığına Danıştay karar veriyor. Basın mensuplarının emniyete girişiyle ilgili karar da öyle. Danıştay'a gitti ve bozuldu.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Ben parlamenter sistemin Türkiye'ye daha uygun olduğu kanaatindeyim. Ama çoğunluk isterse başkanlık sistemi olabilir. Başkanlık sistemi de demokratik bir sistemdir. ABD'de başkanlık sistemi var. Görüşlere saygı duyarım. Başkanlık sisteminin de avantajları vardır.

YOLSUZLUK İDDİALARI

Vicdanları rahatlatacak bir süreçle, yolsuzluk varsa ortaya çıkarmak, yoksa insanları ikna etmek gerekir. Yolsuzlukların önlenebilmesi için kuralların çok iyi konulşması gerekir. Kuralla iyi değilse herkesi yolsuzluk yapmaya azmettirir. Ne dindarlık, ne vatanseverlik, ne solculuk, ne başka bir şey engel olabilir. Kurallar engel olur. Yolsuzlukla mücadele konusunda bir şeffaflık getirildi, eskiye göre iyi şeyler yapıldı. Ama bunların yeterli olmadığı kanaatindeyim. Sayıştay'ın önemi her zaman ortaya çıkıyor burada. Sayıştay Kanunu ile ilgili benim de çağrılarım oldu.

Yolsuzlukla ilgili herhangi bir iddia olursa bunun sonuna kadar üzerine gidilmeli, ne gerekiyorsa yapılmalı. Kim olursa olsun, herkes için geçerli.

'YARGIYA MÜDAHALE EDİLDİ, YOLSUZLUĞUN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR' İDDİALARI

Bunların sonuna kadar üzerine gidilmeli, mahkemeler karar vermeli. Burada da hukuk prosedürleri aksamamalı. Eğer burada başka bir nedenle bunların yapıldığı düşünülürse kamuoyunda etki azalır. Ben savcının açıklama yapması, bildiri dağıtması doğru değil.

Hiçbir şeyin üstü örtülemez. Bugün olmasa yarın ortaya çıkar. Mahkemenin ve savcıların görevi titiz bir şekilde bunları kuralları çerçevesinde ortaya çıkarmaktır.

'YENİ OPERASYON' İDDİALARI

Böyle bir korku düzeni olamaz. Yanlışı olan korkar. Yanlışı olmayanın korkmaması gerekir. Ama düşünün ki bazen büyük yatırımcılar var. Eğer kurallarına uygun olmayan bir şekilde suç atılırsa, birden bire herkesin itibarını da yok edersiniz. Bu yüzden soruşturmalar kanun içerisinde, bağımsız yapılırsa o zaman doğru bir neticeye ulaşır.

Soruşturma safhası gizli olmaldır. Ben bunu askerlerle ilgili olaylarda da söyledim. Bunlara herkes dikkat etmeli.

Ama tekrar söylüyorum. Yolsuzlukların eğer üstü kapatılırsa, bunlar o kadar konuşulur ki; toplumu çürütür.

"EKONOMİK İSTİKRAR BOZULMAMALI"

Ekonomik istikrar her şeyin başında gelir. Ekonomik istikrar bozulmamalı. Türkiye dünya ile bütünleşmiş bir ülke. Sermayenin dolaşımı serbest. Böyle bir kötüye gidiş olursa, biz kendi gemimizi delmeye başlamış oluruz.

DEVLET DENETLEME KURULU'NU HAREKETE GEÇİRECEK Mİ?

Şu anda mahkeme safhası var. Mahkemenin yerine DDK giremez. Ama kurumlar içerisinde herhangi başka bir şey olursa DDK o zaman devreye girer.

TIR İDDİALARI VE 'DEVLET SIRRI'

Bu Türkiye'nin başka bir zaman, başka bir yerinde olsa sır olamaz. Ama hepimiz biliyoruz ki Suriye'de neler oluyor... Türkiye için tehdit var. Türkiye sınırlarına yakın taraflarında çok radikal unsurlar ortaya çıktı. Bütün bunların arasında çok ezilen Suriyeli Türkmen grubu var. Suriye'deki Türkmenlere yardım yapmak, her türlü insani yardımı yapmak bizim borcumuzdur. Sadece Türkmenlere de değil bütün Suriyelilere... Bu TIR meselesinin Suriye'deki Türkmenlere yardım götürdüğünü söylediler. Bu çerçevede bakmak gerekir. Çeşitli güvenlik sebeplerinden dolayı sır çerçevesine girebilir. O TIR'da ne olduğunu bilemem. Ben de sorduğumda bana bunu söylediler.

ÇÖZÜM SÜRECİ NE AŞAMADA?

Türkiye'nin en önemli konularından birinin bu olduğunu Türkiye'yi yöneten herkes görmüştür. Ama kimi cesaret etmiştir, kimi edememiştir. Bu konuları başkalarını hiç karıştırmadan kendi içimizde konuşarak çözmemiz gerekir. Hükümeti de bu anlamda sürekli destekledim. Dış konjonktür bugün iyi değil. O yüzden meseleleri geciktirmek iyi değil. Gerek Suriye gerekse de Irak'ta yaşananlar bu konuda dezavantajdır. Keşke daha önce çözülseydi.

Herkes kan dökülmemesinin önemini kavramış vaziyette. Bu önemlidir.

GENEL AF TARTIŞMALARI

Genel olarak af kelimesini kullanmak tehlikeli bir şeydir. Bu sözleri bir kez ağzınıza aldığınızda nerelere gideceği belli olmaz. Bildiğim kadarıyla hükümet tarafında böyle bir çalışma görmedim.

GEZİ OLAYLARI VE ÖLÜMLERLE İLGİLİ DEVAM EDEN DAVALAR

Ben bütün hayatını kaybedenler için üzüntülerimi ve başsağlığı dileklerimi ilettim. Kim olursa olsun, bizim vatandaşlarımızdann birinin başına herhangi bir iş geldiğinde devletin bunu ortaya çıkarması gerekir. Bugün artık meçhul kalamaz. Sonunda ortaya çıkar. Bu ölümlerin nasıl olduğu da ortaya çıkacaktır. Buna benzer bize gelen çeşitli olaylar var. Gerçekten üzücü. Bunlarla ilgili gerekli yerlere talimatlar da veriliyor.

Ben en başında bu olayı gelişmiş bir ülkenin olaylarına benzettim. New York'ta da Paris'te de var dedim. Ama Türkiye bu noktaya da 10 sene içinde taşındı. Türkiye'de 10 yıl önce faili meçhullerin cenazeleri için sokağa çıkardı. Türkiye kalkındı ve başka meseleler için sokağa çıkmaya başladı.

Hiç kimse kendisinii dışlanmış ve ikinci sıınıf görmemeli. Böyle bir muameleye de izin verilmemeli.

DIŞ POLİTİKA VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER KÖTÜYE Mİ GİDİYOR?

Bu yönde bizim yeni bir aılım yapmamız gerektiğine inanıyorum. AB ile müzakere sürecini tekrar canlandırmamız gerekiyor. Fransa da pozisyonunu değiştirdi. Dışarıdan ziyade biz kendi içimize bakmalıyız. Şu bir gerçek ki; Türkiye'nin son 10 yıllık başarılarının altında bizim AB ile ilgili yaptığımız köklü reformlar vardır. Reformlara hız vermek gerekir. Hukukun üstünlüğü, demokrasi Avrupa'da kolay ortaya çıkmadı. Çok büyük acılar yaşandı. Ve neticede anladılar ki; herkesin mutlu yaşayabilmesi için demokrasi şart. Bizim de bu yolu izlememiz gerekli.

Bizim bu dünyayla ilişkilerimizi zayıflatmamızın hiçbir izahı olamaz. Bu görüntüyü ortadan kaldırmak için yeni bir atılım ve söylem gerekiyor. Söylem çok önemlidir.

HSYK'NIN YAPISI

Hükümetin düzenleme çalışması var mı yok mu bilmiyorum. Olabilir. Önce ne yapılacağına bakmak gerekir. Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var mı, ben bir şey diyemem. Yapılırken AB ile işbirliği içinde, AB kriterlerine uygun yapılmıştı. Temel kriterleri bozmamak şartıyla bir düzenleme yapılabilir. Buralar hassas kurumlar. En çok korumaya mecbur olduğumuz kurum yargıdır.

İLKER BAŞBUĞ'UN DURUMU

Yargı mensupları ve yargı bir kurum olarak, çok daha hassas davranmalı. Farklı algıların ortaya çıkmasına izin vermemeli. İlkeli bir bazda baktığınızda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı her şeyin başında gelir. Onun için yasalara ve kanunlara herkesin riayet etmesi gerekir.

CUMHURBAŞKANLIĞI'NA ADAY OLACAK MI?

Bu konuyla ilgili de bazı olayları onlara bağlayanlar da çok. Bütün cumhurbaşkanlığı seöimleri de sancılı oldu benim seçilmeme kadar. Bir anayasa değişikliği yapıldı ve kurallar ortaya kondu. Halkın seçeceği üzerinde anlaşıldı. Siz de takdir edersiniz ki; şu anda benim bu konuda bir şey söylemem için erken, hepimiz için erken. Bu çerçeve içerisinde Türkiye'ye herhangi bir risk primini kimse koymaz. Oturur konuşuruz, günü geldiğinde karar veririz. Bununla ilgili herhangi bir konuşulmuş, yazılmış, çizilmiş bir şey yok. Yanlış anlaşılmasın. Hep beraber bu ülkeyi daha iyi günlere taşımak için çırpınmalıyız.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bakan Tekin: Öğretmen atama rakamında uzlaştık
1. Lig'de play-off tarihleri açıklandı