Cizre olayı derin bir provokasyon

Başbakan Yardımcısı Akdoğan ve DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Cizre'de yaşananların bir provokasyon olduğunu belirterek sağduyu çağrısı yaptı.

GİRİŞ 28.12.2014 00:01 GÜNCELLEME 28.12.2014 00:12
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm süreci konusunda kararlı olduklarını ancak ne zaman sonuca yaklaşılsa karanlık bir elin devreye girdiğini söyledi. Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Hatip Dicle ise, Cizre'de yaşanan olayların çözüm sürecine yönelik gelişmeleri içine sindiremeyen ve toplumu uçlaştırarak bundan çıkar sağlayan derin güçlerin bir provokasyonu olduğunu söyledi.

KARANLIK ELLER DEVREDE
Karanlık ellerin amacının Türkiye'yi baskı altına alma ve büyümesini engelleme olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Bu uzun soluklu, akşamdan sabaha çözülecek bir süreç değil. Sabırlı, sağduyulu olmamız gerekiyor. Sabotaj girişimlerine karşı duyarlı olmamız gerekiyor. Ama şunu gördüm son Kobani olaylarından sonra çözüm sürecine sahip çıkan bir toplumsal direnç ve duyarlılık oluştu. Bu çok önemli bir kazanımdır" dedi.

Cizre'de tehlikeli çatışma: 3 ölüYPG'lilerin cenazelerinin Cizre'ye getirilmesini bahane eden PKK yandaşları ile Hüda-Parlılar arasında çatışma çıktı.

SÜREÇ TEKRAR RAYINA OTURDU

Çözüm sürecinin amacına ulaşmaması için karanlık güçlerin devreye girdiğini ve son Kobani olaylarının da bunun göstergesi olduğunu vurgulayan Yalçın Akdoğan şöyle konuştu: "Biz sorunu çözmek ve bölgeyi kalkındırmak için çalışmalar yaparken, bir de işin terör ayağı var, elinde silah olan bir örgüt var. Bunun da halledilmesi için bir takım görüşmeler başlatıldı. Geçen yıl Nevruz'da Diyarbakır’da bir mesaj verildi ama ondan sonra örgüt yapılması gereken bir çok şeyi yapmadı. Hükümet olarak Nisan ayında Akil İnsanlar Komisyonu'nu, Meclis'te çözüm süreci komisyonunu kurduk, arkasından demokrasi paketini hayata geçirdik. Bu konuda hükümet samimi şekilde çok ciddi adımlar attı ama gelinen noktada Kobani olayları bahane edilerek süreç tekrar sabote edilmek istendi. Ne zaman sonuca yaklaşsak, ne zaman çözüme yaklaşsak hep bir karanlık el devreye giriyor. Hep birileri Türkiye’ye kendi iradesiyle bu sorunu çözmesin, bu sorundan kurtulmasın ki biz karıştırabilelim, Türkiye’yi baskı altına alabilelim, Türkiye’nin büyüyebilmesini engelleyelim, Türkiye’de bir çatışma zemini oluşsun diye hep devreye giriyor. Ama biz başta ne dedik; bu uzun soluklu, akşamdan sabaha çözülecek bir süreç değil. Sabırlı, sağduyulu olmamız, bu tür sabotaj girişimlerine karşı duyarlı olmamız gerekiyor. Ama şunu gördüm olaylardan sonra bir toplumsal direnç meydana geldi, bir kamuoyu oluştu, bu olaylardan sonra bir tepki oluştu. Çözüm sürecine sahip çıkan, yaşanan o şiddeti eleştiren, 'siz yanlış yapıyorsunuz' diyen bir toplumsal direnç ve duyarlılık meydana geldi. Bu çok önemli bir kazanımdır. Bu yüzden süreç toplumsal destekle, toplumsal kararlılıkla şu anda tekrar rayına oturmuş durumda devam ediyor.

HERKESİN DUYARLI OLMASI GEREKİYOR
Ama bu süreçte herkesin sabırlı olması, dürüst olması ve sorumluluk alması gerekiyor. Bazıları geçmişe takılıp kalmış, ben 'anatomik bir durum' dediğimde kızıyorlar, bir türlü bu güne gelemiyorlar. Her sabah dün ile uyanıyorlar, bundan dolayı bugünü yaşamıyorlar. Geçmişe takılıp kalan anlayışla geleceği inşa edemeyiz. İleriye doğru yürümek zorundayız. Bunun için herkesin sorumlu ve duyarlı olması gerekiyor. Tahrik edici açıklamalardan, gerilim üreten açıklamalardan, lüzumsuz siyasi polemiklerden kaçınmak gerekiyor. En son olaylardan sonra her olay olduktan sonra biz sil baştan yapamayız. Kronik sorunlarda, geçmişten devraldığımız onlarca meselelerde bir anda çözüm olmayacağına göre ve bunları çözmeye çalıştığınızda birçok karanlık el devreye girdiğine göre sabırla yoğrulurken bu önümüzde çıkan krizleri de yenmemiz gerekiyor. Ortada kararlı, sorunu çözmeye yönelik çalışan bir hükümet var. Herkese düşen buna katkıda bulunmaktır. Bu zor süreçlerde, zor dönemlerde hep birlikte dayanışma içerisinde el birliği ile götürmek durumdayız. Son yaşanan olaylarda; bölge halkına kim hizmet ediyor, kim tehdit ediyor, kim yatırım yapıyor, kim baskı yapıyor, kim yapıyor, kim yıkıyor, kim zulüm ediyor görüldü. Bunları fark etmek önemli bir durumdur. Tüm bunlara rağmen süreci sonuca ulaştırmakta kararlıyız."

'Çözüm sürecini provoke ediyorlar'Kamuran Yüksek, Cizre'de 2 kişinin öldüğü 3 kişinin de yaralandığı olayların çözüm sürecini provoke etmeye yönelik olduğunu söyledi.


HATİP DİCLE: ÇÖZÜM SÜRECİNİ SİNDİREMEYENLERİN BİR PROVOKASYONUDUR
Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Hatip Dicle Cizre'deki olaylarla ilgili yazılı bir açıklama yapan Hatip Dicle şunları söyledi: "Cizre'de bugün yaşanan olayların çözüm sürecine yönelik gelişmeleri içine sindiremeyen ve toplumu uçlaştırarak bundan çıkar sağlayan derin güçlerin bir provokasyonudur. Çözüm ve müzakere süreci ağır işlemesi bu tür provokasyonlara da gerekli zemini ve zamanı sağladığı açıktır. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı görüşmeler ve başlatılan bu müzakere sürecinin ne kadar gerekli ve hızlı bir şekilde yaşamsallaşması gerektiği bir kez daha görülmektedir. PKK -Hizbullah çatışması olarak körüklenmek istenen olayların sağ duyulu bir şekilde çözmek esas temel görevimizdir. Bu konuda basın mensuplarına da özellikle de kullanılan dil konusunda birleştirici ve yapıcı olmaları temenni ve ricamızdır. Hüda-Par ve çevreleriyle gerek yurt dışı gerek ise yerelde direk diyalogların devam ettiği bilgimiz dahilindedir. Bu tür toplumda ağır yaralara neden olacak olaylar da ilk yapılması gereken yangını önce söndürmektir. Daha sonra yapılması gereken oturup ikna temelinde yaşananların ortaya çıkarılması ve bunu kamuoyuyla paylaşmaktır. Şu aşamada kim haklı kim haksız durumundan çok, yaşanabilecek toplumsal olayların ve ölümlerin önüne geçmek herkesin asıl görevidir.

DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek gerek ise Hüda-Par Genel Başkanı Yrd. Hüseyin Yılmaz ile yaptığım görüşmeler tamamen bu temeldedir. toplumun barış ve huzur içinde yaşama hayallerine dönük yapıcı bir çağrıda bulunmak tarafların ortak beyanıdır. Çözüm süreci konusunda destekleyici ve gösterdikleri çaba, provokasyon amaçlı yapılacak her türlü engelin kaldırılması için tarafların açık gözlü ve temkinli davranması önemlidir. Bu temel de yaşanan olaylarda hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Çözüm umudunu zedeleyen her türlü şiddeti kınadığımızı taraflara itidal çağrısı yaptığımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz."

KAYNAK: AJANSLAR
YORUMLAR 6
  • ilyas 9 yıl önce Şikayet Et
    2 onemli sorum olacak 1_-orada olan olaylara madem hakim degilsiniz cozumu saglayabileceginize neden inanalim dtp 2-Devleti bu kadar aciz duruma dusurenler hesabini vermeli kendi topragimizdaki yerlere mudahele edemez duruma geldik...
    Cevapla
  • sevde 9 yıl önce Şikayet Et
    Nooolur artik konusmayin is yapin. Oyunu kazanamayan cocuk gibi, provakator var,su var bu var. Siz niye varsini? Bulun gosterin millete iste bu diye. Sadece itham. Devlet ciddiyeti bu mu?
    Cevapla
  • Varsa vardır yoksa yoktur. 9 yıl önce Şikayet Et
    Bir şey varsa vardır yoksa yoktur.Provokatör varsa var olan bulunur.Ama nedense var olan yok bulunamıyor...
    Cevapla
  • madem parovakatör 9 yıl önce Şikayet Et
    madem provakatörler var ozaman sizde elinde silah ortada cirit atan provakatörleri temizleyerek başlayabilirsiniz
    Cevapla
  • ender 9 yıl önce Şikayet Et
    şu DTP ye inanan varmı bunların samimiyetine inanan varmı
    Cevapla
  • çırak 9 yıl önce Şikayet Et
    evet inaıyoruz inanmak istiyoruz. artık savaşı istemiyorum artık barış huzur istiyoyorum bu benim hakkım bu heppimizin hakkı.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türk profesör 'Dubai' gerçeğini açıkladı!
“AK Parti’ye ders vermek” iyi bir fikir miydi?