Kurtulmuş: Bu Türkiye'ye bir gözdağıdır!

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş Sudan seyahati sırasında uçakta aralarında Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in de olduğu gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Kurtulmuş: Bu Türkiye'ye bir gözdağıdır!
Kurtulmuş: Bu Türkiye'ye bir gözdağıdır!
GİRİŞ 23.11.2017 09:59 GÜNCELLEME 23.11.2017 10:22
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Bakan Kurtulmuş, "Bu Türkiye’ye bir gözdağıdır. Türkiye NATO ittifakı dışında belli çevrelerle yeni bir takım oyunlar kurmaya gayret etmesin, Rusya, Çin ve İran ile Orta Doğu’da oyunları bozacak adımlar atmaya da çok cesaretle yaklaşmasın yönünde bir mesaj olabilir" dedi.

Kurtulmuş'un açıklamaları şöyle:

RAMİ KIŞLASI'NA DEV KÜTÜPHANE

Rami Kışlası çok önemli... İlk etabı bitti, ikinci etabı da bitireceğiz. Orası 7 milyon kitaplık büyük bir kütüphane olacak. Sadece kütüphane gibi değil, bir kitap vadisi gibi olacak. Orayı bir sanat havzasına dönüştüreceğiz.
 
ÇOK BÜYÜK BİR PROJE

Bunların hepsini bir araya getiren bu büyüklükte bir örnek olduğunu zannetmiyorum.
Bu 2019’a yetişmeyebilir. Çünkü büyük bir proje... İlk etap bitti, çalışıp hemen ilk etabı açacağız. En önemlisi de Kuleli Askeeri Lisesi. Kuleli Askeri Lisesi’ni aldık. Büyük bir kısmını biz kullanacağız, büyük bir ulusal müze haline getireceğiz inşallah. Ancak istiyoruz ki, dünyadaki benzerlerinden çok daha kuvvetli bir müze olsun. Türkiye’nin kültürel birikimini tanıtan bir müze olmasını düşünüyoruz.
 
İSTANBUL AKM
 
Elbette yüzde yüz herkesin memnun olmasını beklemek çok da mümkün değil. Ancak AKM konusunda tabiri caiz ise tam bir konsensus oluştu. İyi bir proje ve iyi bir lansman yapıldı. Daha iyi tanıtıldıkça zannediyorum o eleştirilerin hiçbiri de kalmayacak. Estetik olarak, fonksiyonel olarak çok iyi bir mekan olacak. Meydan ile bütünleşecek. İçerideki gösterim binanın dış cephesinden de izlenebilecek. Ayrıca sadece AKM’yi değil bütün o meydanı düzenliyoruz.
 
2019 SEÇİMLERİ
 
Sayın Cumhurbaşkanımız çok güzel güzel cevap vermiş. Adamlar NATO Tatbikatında Atatürk’ün resmi bir tarafta, Erdoğan’ın resmi bir tarafta hedef tahtasına koyuyor. Burada yapılan onuruna sahip çıkan, yeni, güçlü bir Türkiye’ye tahammül edemememe meselesidir. Bu anlamda büyük Türkiye düşmanları Mustafa Kemal ile Erdoğan arasında bir fark görmüyorlar.
 
Biz zaten Mustafa Kemal Atatürk’ü Türkiye’nin kurucu, büyük isimlerinden biri olarak ve Türkiye’nin önemli bir unsuru olarak kabul ediyoruz. Atatürk’ün ismi üzerinden bir ideolojik tartışmanın yapılmasını da doğru bulmuyoruz.
 
OYUN BAŞKA BİR OYUN

Bu tür saldırılar, bu anlamda milletin tamamının gözünü açıyor. Oyun başka bir oyun. Tırnak içinde söylüyorum “Erdoğan’ın diktatörlüğünden”, “Tek Adamcılıktan”, “Faşistlikten” rahatsız olduğunu söyleyerek demokrat bir düstur üzerinden Türkiye düşmanlığını geliştiriyorsunuz o zaman neden Mustafa Kemal Atatürk’ün resmini koyuyorsunuz. Bu dönemle ilgili bir şahıs değil ki. Geçmiş bir dönem Türkiye’nin geçmiş bir lideri. Oyun başka bir oyun.
 
Amerika’da vizenin kaldırılması nasıl Ankara’da bir büyükelçinin tek başına almadığı bir karar ise bu da bir uzmanımız yanlış yapmış, kusura bakmayın, özür dileriz diye geçiştirilebilecek bir durum değildir. Hiçbir uzman böyle bir yanlış yapmaya cesaret edemez. Hiçbir yetkili sivil ya da asker olsun fark etmez böyle bir yanlışlığı yapmaya cesaret edemez. Bunun kasıtla yapılmış bir şey olduğu anlaşılıyor. Bir süre sonra kastın kaynağının ne olduğunu da anlarız.
 
BU TÜRKİYE'YE BİR GÖZDAĞIDIR

Bu Türkiye’ye bir gözdağıdır. Türkiye NATO ittifakı dışında belli çevrelerle yeni bir takım oyunlar kurmaya gayret etmesin, Rusya, Çin ve İran ile Orta Doğu’da oyunları bozacak adımlar atmaya da çok cesaretle yaklaşmasın yönünde bir mesaj olabilir.
 

 



Bu densizliği herkesin gördüğünü anladığını düşünüyorum. Bu iç siyaset meselesi değildir. AK Parti, Sayın Erdoğan meselesi değildir mesele. Çok net Türkiye’ye bir ders verelim meselesidir. Bunu böyle görmek lazım. Ben muhalefet partilerinin de bunu böyle gördüğünü zannediyorum. Bu üstü örtülecek bir mesele değildir.


 
Türkiye’nin 1952’den beri NATO’nun bütün külfetlerini yüklenmiş olan bir ülke olması işin insana ağır gelen tarafıdır. NATO’nun güney kanadının en önemli ordusuna sahiptir. NATO karşıtı cephenin nefesini her zaman ensesinde hissetmiş bir ülkedir.
 
NATO’da çekilme gibi bir şey söz konusu değil. Başından beri bize hep külfet tarafı düştü.
 
REZA ZERRAB DAVASI
 
Devam eden bir hukuk süreci var. Ama bu olayın başından itibaren siyasi bir takım amaçlar doğrultusunda gündeme getirildiği açıktır. Bu dosyaya bakan hakim ve savcının FETÖ örgütünün elemanlarıyla yakın temas içerisinde bulunduğu artık sağır sultanın duyduğu bir meseledir. Yakından izliyoruz.
 
CUMHURBAŞKANININ YENİDEN SAHAYA İNMESİ  
 
Öncelikle bu anayasa değişikliğinden sonra partili Cumhurbaşkanlığına geçiş işin doğal seyrinde akmasıdır. Malumun ilamıdır aslında. Bir taraftan devleti en üst düzeyde yöneten biri olarak devleti yönetmeye devam ediyor ama bir taraftan da AK Parti Genel Başkanı.
 
Cumhurbaşkanımızın söylediği süreç aslında genel başkanlık görevine yeniden geldiği andan itibaren başlamıştır. AK Partinin belli özellikleri var. Çok doğal, 15 senedir iktidarsınız, 15 senedir iktidarda siyasi rakibiniz yok ve hep Türkiye’de tabiri caiz ise muhalefet muhalefet ettikçe iktidarın işini kolaylaştıran, biraz da rehavete sevk eden bir tarzı var. Bunun doğal sonucu olarak her yerde ve yerel yönetimlerde bir niyet tazelemeye ihtiyaç var.
 
AK Parti’nin dört temel özelliği var. Öncelikle reformcu bir partidir. Ekonomide ve siyasette çok sayıda reformlar yapıldı ve bu reform sürecine devam edilmesi mecburiyeti var. AK Parti reformcu, milli-yerli, kapsayıcı ve demokrat bir partidir. Bunların hepsi güçlendirilerek 2019’da yeniden milletin karşısına çıkılması lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın zannediyorum gördüğü budur.

HACI BEKTAŞ AÇIKLAMALARI

Ben bu taraftaki 50, karşı taraftaki 50 meselesini doğru bulmuyorum. Biz Türkiye’nin tamamını kabul etmek zorundayız. Bu çerçevede de samimi olmak zorundayız. Ben Hacı Bektaş’ta Allah biliyor benim gönlümden zihnimden ne geçiyorsa orada söyledim. Bunun da bir karşılığı oldu. Bu memlekette bizim, herkesin taleplerini siyaset sahnesine taşıyabilecek bir kuşatıcılık içinde olmamız gerekiyor. Ben dolayısıyla hayatım boyunca 50 o taraf 50 bu taraf görüşünün doğru olmadığına inandım. Bu doğru bir şey değil. Siyasi rekabet olacak, atışmalar, müzakereler, sert tartışmalar olacak. Elbette karşıtlık olmadan siyaset olmaz ama karşılıkları sert duvarlar gibi görmemek lazım. Değişebilir. Dün AK Parti’ye oy vermeyen bugün verebilir. Dün veren bugün başka bir nedenle vermeyebilir. Burada bizim okumamız gereken, görmemiz gereken millet ne istiyor ve siyasete nasıl bakıyor, hangi programla karşısına çıkarsak hem kuşatıcı oluruz hem de ihtiyaçlarını görebiliriz? Ben o anlamda her taraftan, oy alabilecek bir dili, kuşatıcı bir dili sadece 2019 öncesi değil, her halukarda korumak oluşturmak mecburiletinde olduğumuza inanıyorum.

YORUMLAR 2
  • misafir 6 yıl önce Şikayet Et
    anlamadigim bir durum daha var,natoya girmek icin türkiyenin kapisinda siraya giren ülkeler dahil hic bir ülkeden tepki gelmemesi de düsündürücü.
    Cevapla
  • 571 6 yıl önce Şikayet Et
    Çok doğru bir tespit
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Dünya Bankası, "Emtia Piyasaları Görünümü" raporunun Nisan 2024 sayısını yayınladı
Gelibolu Yarımadası'ndaki Yeni Zelanda Anıtı'nda anma töreni düzenlendi