Türkiye'nin konuştuğu Efgan Ala

Aykut Aykanat'ın haberi

TÜRKİYE Efkan Ala’yı ilk kez ‘Türkiye’nin en genç valisi’ olarak Batman Valiliği döneminde tanıdı. Oradaki başarılı yönetimi onu, Türkiye’nin en sorunlu bölgelerinden birine Diyarbakır’a atanmasını sağladı. Şimdi ise Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından Ömer Dinçer’den boşalan Başbakanlık Müsteşarlığı görevine getirildi. Liberal tavrı, özgürlükçü söylemleriyle dikkat çeken Ala’nın bu atamasıyla ilgili ilk yorumlar, hükümetin demokratik açılımlarını sürdüreceği yönünde.

AB SÜRECİ İÇİN AÇILIM

EFKAN Ala, Batman’da görev yaparken, askeri yasak bölgeleri turizme açarak dikkat çekti. Diyarbakır’daki kapkaç gerçeğine karşı hazırladığı proje ile de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı etkiledi. Başbakan Erdoğan 81 ilin valisiyle yaptığı toplantıda ‘örnek vali’ olarak gösterdi. Ala, Avrupa Birliği ile yürütülen müzakere heyetinde de görev yapıyor. Erdoğan’ın Ala’yı tercih etmesinde yeni dönemde AB ile hızlanacak olan müzakere sürecine bürokrasiyi de katma isteğinin etkin olduğu kaydediliyor.

ALIŞIK DEĞİLDİK BÖYLESİNE

KONUŞMALARINDA Cemil Meriç’ten, Kemal Tahir’den alıntılar yapan, Popper’in ‘Açık Toplum ve Düşmanları’ndan yola çıkarak açık, şeffaf bir toplum tanımı yapmaya çalışan bir Vali başta herkes için enteresan geldi. Dahası Türkiye’nın provokasyona en açık şehirlerinden birinde Diyarbakır’da görev yapmasına rağmen çözümü her zaman ‘daha çok demokrasi, özgürlük’ olarak dile getirmekten çekinmedi. Bu aslında Türkiye’nin pek alışık olduğu bir ‘bürokrat duruşu’ değildi.

DEVLETİN VALİSİ DEĞİL

ZAMANLA Efkan Ala’nın sistem içinde eriyeceği ve ‘devletin valisi’ olacağı söylenmeye başladı. Ama o Diyarbakır’daki valilik koltuğuna oturur oturmaz ‘Vatandaş ile terörist ve teröriste destek verenleri ayırmayı biliriz, bunun adı yeni yönetim tekniklerini devreye sokmaktır. Diyarbakır için OHAL çözüm değil, rotamız Avrupa Birliği’dir’ diyerek yine birçoğumuzun ezberini bozdu.

DEVLET HOŞGÖRÜSÜ

HELE de Diyarbakır’da yapılan bir gösteri esnasında, halkın gösteri yapmasına izin vermeyen Emniyet Müdürü’yle tartışması gündeme bomba gibi düştü. Artık insanlar onun samimiyetine inanmaya başlamıştı. Ala, her uygulamasında bunu da gösterdi. Yeri geldi ‘Devlet Hazine’den maaş alanların ötesinde bir şey. Kimse kendi duruşunu devlet diye tanımlayamaz.’ diye sistemi, yeri geldi ‘bir amaç yoksa gösteri yapmanın mantığı yoktur’ diyerek yönettiği şehrin insanlarını eleştirdi.

HALKIN VALİSİ OLDU

YÖNETİMİ boyunca halkın demokratik taleplerini yasalar çerçevesinde yer vermeye çalışan Efkan Ala, demokrasinin kurumsallaşması için elindeki tüm imkánları kullanmaktan da çekinmedi. Onun döneminde Diyarbakır’da zıt uçlardaki gruplar rahatlıkla gösteri hakkını kullandı. Bunu yaparken ‘gösteriyi’ yapmayı izin almaya bağlayan zihniyeti de eleştirmekten geri kalmadı. Efkan Ala bu duruşuyla kısa zamanda Diyarbakır halkının da sevdiği bir vali oldu. Özetle o halkın valisi olmayı da başardı.


Kapkaç projesi


Bölgedeki köy ve ilçelerin yanı sıra gelişmemiş illerden yoğun göç alan Diyarbakır’da, çocukların İstanbul’daki kapkaç çetelerine yönlendirilmesini önlemek için proje hazırladı. Onlarca çocuk, kapkaç çetelerinin tuzağına düşmekten kurtuldu.
SÖYLESEM FAYDASI YOK SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞiL

Efkan Ala Valilik döneminde pek çok konu üzerinde açıklamalarda bulundu. Bazen Diyarbakır’da yaşananları Fuzuli’nin ‘söylesem faydası yok, sussam gönül razı değil’ cümlesiyle duygularını dile getirdi. Ala’nın yaşadığı bu iç çatışmada çoğu zaman ‘gönlü razı’ olmadı ve düşüncelerini özgürce dile getirdi. İşte onun duruşunu açık bir şekilde ortaya koyan sözleri:

l Devlet tavrı suçu işleyeni bulup çıkarmaktır. Devlet diye memurları tanımlar bunlara da suç işlemez derseniz, bir sürü yanlış baştan doğar.

l Şimdi biz bütün okumuş yazmışlarını hapishaneden geçirmiş bir milletiz. Cemil Meriç bile içeri girdi. Kemal Tahir, kimi atmamışız ki içeri. Beynini kullanan herkesi içeri atınca millet de beynini kullanmamaya başlıyor. ‘Neme lazım cebimde taşıyayım aklımı, başıma bir iş gelir’ diye düşünüyor.

l Bana ‘AB Valisi’ diyorlar. Tabii ki kimin bana ne söyleyeceğini tayin edemem. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin valisiyim. AB’ye entegre olmaya Türkiye devlet olarak karar vermiştir. Orada çabalarımız bir bütün olarak sürüyor.

l Devletin çıkarını devletin kanunları korur. Kişiler kendi başlarına devlet çıkarı tanımı yapmaya kalkarsa bir süre sonra kişisel çıkarlarla devlet çıkarları karışır. Kanunlarımızda devlet memuru suç işleyemez diye bir madde var mı?

l Demokrasi oluyor da terör bitiyor mu sorusu yanlış sorudur. Demokrasiler terörü minimize eder ortadan kaldırmaz. Terörü çözmenin bir aracı da demokratik açılımlardır.

l Biz açık toplum, açık sistem olma, şık demokrasiye sahip olma yolunda yürümeliyiz. Türkiye buraya doğru da gidiyor. Önemli olan irade zafiyeti göstermemek.

l Önemli olan ne yaptığınızı, nasıl ve kimin için yaptığınızı bilmenizdir. Diyarbakır’da kamu hizmeti sunuyoruz. Bunu yaparken empati yapmak bu işin tılsımı diyebiliriz. Yani şunu sormak gerekir, ben burada yaşasaydım nasıl bir hizmet beklerdim? Bu çok önemli.

l Yasalar da beste gibidir. Türk sanat müziğindeki bir besteyi bir Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Müzeyyen Senar ve Bülent Ersoy gibi okumak var bir de rutin bir yorumcu gibi. Önemli olan sıkıntı çekmeden, bedel ödetmeden uygulamanız yasaları.

l İnsanlar yapamadığınız işleri de dürüstçe ifade etmenizi bekler. Bu yaptığınız işler kadar değerlidir. Böyle olunca vatandaşla birlikte çözüm ararsınız. Yani şeffaf olmak gerekir.