CHP'de gözler perşembe gününde!

CHP'de, 16 Temmuz'da olağanüstü kurultay talebiyle başlatılan imza toplama süreci dün tamamlanırken gözler imzaların genel merkeze ulaştırılacağı perşembe gününe çevrildi.

CHP'de gözler perşembe gününde!
CHP'de gözler perşembe gününde!
GİRİŞ 31.07.2018 13:05 GÜNCELLEME 31.07.2018 13:06

CHP kurultay delegelerinin 16  Temmuz Pazartesi günü olağanüstü kurultay talebiyle noter kanalıyla başlattıkları  imza süreci dün tamamlandı.

"Değişim ve Umut Kurultayı" adı altında imza toplayan delegeler salt  çoğunluk olan  625'e ulaştıklarını ve yeterli imzayı teslim edeceklerini  açıklarken genel merkez ise yeterli imza olmadan bir olağanüstü kurultayın  toplanmasına sıcak bakmıyor.

 

 

Değişim isteyenler genel merkez tarafından delegelere imzalarını geri  çekmeleri yönünde baskı uygulandığını ileri sürüyor. Kulislerde hakim olan görüş  ise imzaların tesliminden sonra da tartışmanın bitmeyeceği yönünde.

Tüzük gereği imzaların toplanması için tanınan 15 günlük sürenin  ardından verilen bir haftalık süre, belgelerin ulaştırılması, tasnifi, derlenmesi  ve sunuma hazır hale getirilmesi için kullanılıyor.

"Değişim" isteyenler ise bu bir haftayı beklemeden topladıkları  imzaları 2 Ağustos Perşembe günü genel merkeze ulaştıracaklarını açıkladı.

Türkiye'nin herhangi bir ilinde son gün verilen imzanın genel merkeze  ya da imzayı toplayanlara ulaştırılması için bir haftalık sürenin gerekli olduğu  belirtiliyor ancak parti kulislerinde bu sürenin, imza toplayanlar ile genel  merkez arasında "notere giden ancak belgesini ulaştırmayan delegeleri ikna amaçlı  kullanılacağı" gerekçesiyle tam bir "taktik savaşı" şeklinde geçeceği  değerlendirmesi yapılıyor.

Olağanüstü kurultay talebiyle notere giden bir delege verdiği  dilekçeden üç nüsha alıyor. Üç nüshadan birisi delegede kalırken diğer ikisi  genel merkeze ve imza toplayanlara gönderilmek zorunda.

Ancak, kurultayın toplanıp toplanmayacağı imza sayısı netleşmeden  belirlenemeyeceği için çoğu delege söz konusu nüshayı ilgili tarafa göndermiyor.  Nüsha ulaşmadığı için de işleme konulamıyor.

Kurultay için gerekli sayının kritik eşikte kalması durumunda sürecin  mahkemeye taşınma ihtimali de göz ardı edilmiyor. Bu durumun partiye zarar  vereceğine dikkati çeken çok sayıda isim ise imzalara gerek kalmadan Genel Başkan  Kemal Kılıçdaroğlu'nun olağanüstü kurultay kararı alması gerektiğini ifade  ediyor.

Süreci değerlendirdi

AA muhabirine açıklamada bulunan Parti Meclisi (PM) üyesi Gaye Usluer,  hem kendilerini imza sürecine götüren nedenleri hem de bu süreçte yaşananları  anlattı.

İmza toplayan delegelerin sözcülüğünü üstlenen Usluer, sürecin  başlamasına neden olan itici gücün, seçmenin kendisi olduğunu söyledi.

"Bu sadece parti içinden gelen bir itiraz sesi değildi, bunu böyle  algılarsak olayı görmezden gelmiş oluruz." diyen Usluer, şöyle devam etti:

"Seçmenden gelen bir sesti ve halen de devam ediyor. Türkiye'nin dört  bir yanından insanlar, 'Ne oldu, nasıl olacak ve olmalı?' diyorlar. Bence bu  açıdan tüm kurullarımızın, partinin kendi öz benliğinin de bu sese kulak  vermesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz olağan kurultay şubat  ayında oldu. Bu delegeler mevcut yönetimin varlığında seçilen delegeler ve  delegelerin yarıdan fazlasının olağanüstü kurultay talep etmesi bence çok önemli.  Yine mevcut yönetim açısından önemsenmeli. Çünkü bu tür imza süreçlerinde güç,  yönetim erkin elindedir, dolayısıyla buradan karşı yönde bir irade beyanı gerçek  bir beyandır. Tamamen delegenin kendi öz iradesinin yansımasıdır."

"Biz muhalif değiliz

Bu süreçte istemedikleri şeylerin de yaşandığına işaret eden Usluer,  "parti içi muhalefet" olmadıklarını dile getirdi.

Usluer, şunları söyledi:

"Eğer parti içi muhalefetse biz 9-10 Mart'taki tüzük kurultayında da  muhalefettik o zaman. Olayı, 'parti içi ortak aklı oluşturma çağrısı' olarak  nitelendirirsek geleceğe yönelik daha yapıcı nitelendirme olur. Çünkü bugün ne  söylüyorsak, 9-10 Mart'taki tüzük kurultayında da aynı şeyleri söyledik. Eğer o  gün biz ortak aklı oluşturabilseydik, ortak akıl doğrultusunda tüzükteki gerekli  değişiklikleri yapmış olsaydık bugün bunları yaşamayacaktık. Bugün 24 Haziran  seçim sonuçlarını da daha farklı görecektik. Dolayısıyla tüm süreçleri birbiriyle  bağlantılı olarak değerlendirmemiz gerek."

Bu sürecin bir "kozları paylaşma süreci" olarak da görülmemesi  gerektiğinin altını çizen Usluer, "Varsa topla gel gibi söylemler partimizi  yıpratan söylemlerdir. Bunlara yönetim erkini elinde bulunduranların dikkat  etmesi gerekirdi ama ne yazık ki böyle olmadı. Bu da sürecin istenmeyen olumsuz  tarafıdır." ifadelerini kullandı.

"Yerel seçim bahane"

Kurultayı yapmamak için direnenlerin yerel seçimi bahane ederek,  "kurultay yaparsak yerel seçime hazırlanamayız" dediğini belirten Usluer, "Bu bir  bahane. Ağustos ayında hem İYİ Parti hem AK Parti kurultaya gidiyor. Demek ki  yerel yönetim seçimlerine hazırlanmada bir engel değil. Bunu da görebiliyoruz."  dedi.

Tabandan gelen sese kulak tıkanmaması gerektiğine dikkati çeken Gaye  Usluer, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kurultay bir talepse bu talep yerine getirilir. Burada direnmek neye  karşı, 'ne olmasın' diye direniyoruz? Neticede 15 günlük süre bitti, çokça  tartışmalı bir süreç oldu. Biz yeterli sayıda imzayı perşembe günü teslim  edeceğiz genel merkeze. Tabii ki sosyal medyada falan imzaların geri  çektirildiğine dair bilgiler var ama bizim bunları bilme şansımız yok. Delege 15  günlük sürede kendi öz iradesiyle vermiş olduğu imzayı hangi iradenin baskısıyla  geri çekmiştir, ben açıkçası eğer varsa merak ederim gördüğümde. Geri çekilen  imzalar varsa bunları bize açıklayacak olan, geri çekilen imzaların toplandığı  makamdır. O durumda da bunun irdelemesini yapacak olan tüm Türkiye'dir. Ben  açıkçası üzüntü duyarım, kurultay delegelerimiz çok kıymetlidir. Zorlu bir  süreçten geçerek seçiliyorlar. O yüzden delegenin iradesini hapsetmeye,  tutsaklaştırmaya hiçbirimizin hakkı yok."

Mahkeme tartışmalarına da değinen PM Üyesi Gaye Usluer, "Onlar  konuşulanlar. Ben bu süreçte Genel Başkanımızın sağduyuyu eline alacağına  inanıyorum. Genel Başkanımızın bu süreci iyi yöneteceğine inanıyorum. Genel  Başkanımızın bu sürecin daha yıpratıcı bir süreç olmasını engellemek yönünde adım  atmasını ve olağanüstü kurultay sürecini başlatmasını bekliyoruz. Aksi halde  istemediğimiz gibi sonuçlanan süreç, yerel yönetim seçimlerinin sonuçlarının  sorumluluğunu dar bir grubun üstüne alması anlamına gelir. " diye konuştu.

Kimler kurultay istiyor

CHP'de olağanüstü kurultay tartışmaları 24 Haziran seçimlerinin hemen  ardından başladı.

Parti içinde "değişim" isteyenlerin sözcülüğünü ise Bilecik  Milletvekili Yaşar Tüzün ile PM üyesi Gaye Usluer yaptı.

Sürece, İzmir Milletvekilleri Mehmet Ali Çelebi ve Selin Sayek Böke,  PM üyeleri Erdal Aksünger ve Gökhan Günaydın, eski milletvekilleri Dursun Çiçek,  Necati Yılmaz, Barış Yarkadaş ve İlhan Cihaner ile Kılıçdaroğlu'nun istifa eden  başdanışmanı Ekrem Kerem Oktay da destek verdi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kırklareli Belediye  Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu ile Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu  "değişim"den yana olduklarını açıklarken, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı  Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Maltepe  Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ise Kemal  Kılıçdaroğlu'na destek verdi.

Parti tüzüğü gereği noter kanalıyla 15 günde toplanan delege  imzalarının bir hafta içinde parti genel merkezine ulaştırılması, yeterli  çoğunluk varsa kurultayın 45 gün içinde toplaması gerekiyor.

Bugüne kadar 19 olağanüstü kurultay yapıldı

Türk siyasi tarihinde "kurultaylar partisi" olarak adlandırılan CHP'de  bugüne kadar 19'u olağanüstü olmak üzere 55 kurultay gerçekleştirildi. 3-4  Şubat'ta 36. Olağan Kurultayı'nı gerçekleştiren CHP, son olarak 9-10 Mart'ta  tüzük değişikliğini içeren 19. Olağanüstü Kurultayı'nı yapmıştı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu CHP'nin ilk kongresi, Türkiye  Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) olarak  kabul ediliyor.

Parti, ilk olağanüstü kurultayını ise Atatürk'ün vefatı üzerine 26  Aralık 1938'de yaptı. Kurultayda, "değişmez genel başkanlığa" seçilen İsmet  İnönü, yaklaşık 33 yıl bu görevi sürdürdü.

CHP'de İnönü'nün ardından Bülent Ecevit, Hikmet Çetin, Altan Öymen ve  Deniz Baykal genel başkanlık koltuğuna oturdu. Kılıçdaroğlu, partinin 7. genel  başkanı olarak görevine devam ediyor.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin genel başkanlık koltuğuna 2010'da dönemin CHP  Genel Başkanı Deniz Baykal'ın istifasının ardından gerçekleştirilen 33. Olağan  Kurultay'da oturmuştu.

Partinin geçmişinde ise delegelerin imza vererek yaptıkları çağrıyla  toplanan seçimli olağanüstü kurultay bulunmuyor.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Uzmanlar açıkladı! Türkiye'nin Filistin'de neler yaptığı ne zaman ortaya çıkacak?
Dünyada en beğenilen havalimanları! İstanbul Havalimanı da listede yerini aldı...