İstanbul'daki zirvede tarihi kararlar alındı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde Putin, Macron ve Merkel'in katıldığı Suriye konulu dörtlü zirvede tarihi kararlar alındı. Liderler toplantının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

GİRİŞ 27.10.2018 20:32 GÜNCELLEME 27.10.2018 21:05
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış

Türkiye’nin ev sahipliğinde Vahdettin Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in katılımıyla gerçekleşen Dörtlü Suriye Zirvesi'nde önemli kararlar alındı.

Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron ortak basın toplantısı düzenledi.



ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI;

Toplantımızın ve aldığımız kararların, Suriyeli kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınması ile akan kanın bir an önce durdurulması hedefimiz var.

ULUSLARARASI TOPLUM SAHİPLENMEDİ

Suriye ihtilafının küresel bir sorun haline dönüşmesinin en önemli sebebi, uluslararası toplumun meseleyi yeterince sahiplenmemesidir.

Bugün gerçekten verimli ve samimi istişareler gerçekleştirdik.Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda bir siyasi çözüme ulaşılmasını, ülkede istikrarın sağlanması noktasında neler yapılabilir, bunları ele alma fırsatını bulduk.

'SON VERİLMESİ GEREKİYOR'

Çok uzun bir dönem Suriye krizinden kaynaklanan sıkıntıların yükünü, Suriyeli sivillerle komşu ülkeler, çekmek zorunda kalmıştır. Bugün Fransa ve Almanya'nın da katılımıyla Astana'da yakalanan sinerjiyi daha ileriye taşıyabileceğimizi gördük. Birçok ülke, durumun vahametini (Suriye) krizin etkileri sınırlarına ulaşınca idrak edebilmiştir, bu kayıtsızlığa son verilmesi gerekiyor.

Gerek 4 ülke arasında gerekse uluslararası toplum düzeyinde iş birliğinin artırılması noktasında mutabık kaldı. Anayasa Komitesinin kuruluş sürecinin en kısa sürede şartları gözeterek, tamamlanması çağrısında bulunduk. Suriye halkına insani yardımın sürdürülmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık.

TERÖR TEHDİTLERİ

Suriye kaynaklı terör tehdidi toplantımızda ele aldığımız bir diğer önemli konuydu. Bu hususta gerek 4 ülke arasında, gerekse uluslararası toplum düzeyinde işbirliğinin artırılması konusunda mutabık kaldık. Bugüne kadar DEAŞ ve PYD tarafından gerçekleştirilen saldırılarda yüzlerce vatandaşımız yaralanmakla kalmadı, şehitler de verdik. Her iki terör örgütünü de kaynağında bertaraf etmek amacıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarını gerçekleştirdik. 7500'lü DEAŞ'lı ve PYD'li teröristi etkisiz hale getirereki 4 bin km'lik alanı terörden arındırarak önemli bir başarıya imza attık.

Terörle mücadele kisvesi altında, sahada yeni emrivakilerin dayatılmasını da asla kabul etmeyeceğiz. Fırat'ın batısında olduğu gibi Doğusunda da tehditleri kaynağında bertaraf etmeyi sürdüreceğiz.

MÜLTECİLERİN DÖNÜŞÜ

Bugün Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü konusunu da ele aldık. Geri dönüş sürecinin, uluslararası hukuka uygun olarak, gönüllülükesasına göre, güvenli biçimde ve BM ile eş güdüm halinde yürütülmesi gerektiği hususunda fikir birliğine vardık.

Sahile vuran masum çocuk bedenleri, 7,5 yıldır yaşanan acıların en acı sembolleridir. Herkesin bu trajediyi sonlandırması için mücadele etmesi gerekiyor. Zirve katılımcıları olarak gerek sahadaki durumun iyileştirilmesine, gerek siyasi süreçte ilerleme sağlanmasına yönelik çabalarımızı artıracağımıza inanıyorum.



'YIL SONUNDA TAMAMLANSIN ÇAĞRISINDA BULUNDUK'

Kalıcı çözüm yolunun Suriye halkının öncülüğünde, BM gözetiminde yürütülen müzakerelerden geçtiğini vurguladık. İdlib konusunda Putin ile imzaladığımız muhtıranın imzalanmasında sağlanan ilerlemeyi teyit ettik. Anayasa Komitesi'nin kuruluş sürecinin en kısa sürede, yıl sonu itibariyle tamamlanması çağrısında bulunduk.

'İRAN'I DA BİLGİLENDİRECEĞİZ

Türkiye olarak mücadelemizi hem Astana platformunda, bugünkü gibi geniş platformlarda sürdürmekte kararlıyız. Şüphesiz ki bu kararlılığımız, Astana sürecinin bir diğer üyesi olan İran'ı da ilgilendirmektir. Attığımız adımlardan İran'ı da bilgilendireceğiz.



PUTİN'İN AÇIKLAMALARI;

Suriye'de çözüm ancak diplomasi yoluyla mümkün olabilir. Uluslararası toplumun el ele çaba sarfetmesi lazım.

'TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR EDİYORUM'

Türkiye tarafına bu toplantı için teşekkür ediyorum. Suriye’de durumun normalleşmesi için el ele çalışmaya devam edecektir. Gerekli reformların yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Suriye topraklarının büyük bölümü teröristlerden arındırıldı, ülke adım adım barışa gidiyor. Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı, Suriye halkı kendi kaderini kendileri tayin etmelidir.

'MÜLTECİLER İÇİN ORTAM SAĞLANDI'

Bizi son derece titiz bir çalışma bekliyor. Suriye’de şiddet oranı azaltıldı ama radikal güçler temizlenmelidir. Silahsızlandırılmış bölgenin geçici bir tedbir olduğunu düşünüyoruz. Hem muhalifler hem silahlı güçlerin çekilmesi için çalışma yapılmasını bekliyoruz. İnsani yardım konusuna da odaklandık. Mültecilerin ülkeye dönüşleri konuşuldu. Sosyal meselelerin çözümü, ekonominin kalkınması için uluslararası toplumun el ele çalışması lazım. Mültecilerle ilgili bir konferans yapılmasını hedefliyoruz. Suriye’de 1.5 milyon mültecinin yerleştirilmesi için ortam sağlandı. Bu faydalı görüşme için teşekkür etmek istiyorum



MACRON'UN AÇIKLAMALARI;

Sayın Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Amerikan halkına dayanışma dileklerimi iletiyorum. Sinagogdaki saldırıya karşı yanlarındayız. Bugünkü önceleğimiz terör ile mücadeledir. Terörist gruplara karşı mücadelemiz var. Terörle mücadeleyi sürdürürken, insani yardım konusunu da unutmuyoruz. Bu da bizi İdlib konusuna götürüyor. İdlib’e yapılacak bir saldırı insani konular konusunda kabul edilemez. Buradaki risk teröristlerin dağılması ve yeni mültecilere yol açacaktır. İdlib’de kalıcı ve sürdürebilir bir ateşkesin olmasına önem veriyoruz.



MERKEL'İN AÇIKLAMALARI;


Nihai çözüm için çok önemli bir toplantı oldu. Sadece askeri değil, siyasi bir çözüm hayata geçirilmeli. Soruna BM kapsamında siyasi bir çözüm bulmalıyız

'VERİMLİ BİR TOPLANTI OLDU'

Bu davet nedeniyle teşekkür ediyorum. Üretken ve verimli bir toplantı oldu. İdlib’de ateşkes doğrultusunda verimli bir çalışma yapıldı. Bunun sürdürebilir olması için elimizden geleni yapmaya hazırız. Sadece askeri değil, siyasi bir çözüm hayata geçirilmeli. Kesinlikle kimyasal silahların kullanılmaması konusunda kararlı olduğumuzun bir defa daha altını çizmek isitiyorum. Bütün Suriye halkının oy kullanabileceği bir seçim yapılmalıdır.

Sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi konusunu el aldık. BM ile bu konuda sıkı bir işbirliği yapılmalı. Geri dönenlerin tutuklanmaması, insani yapının yerine getirilmesi gerekiyor. Siyasi sürecin bu zamanda bulunması önemlidir. İdlib’in barışçıl, insani sorun yaşanmadan çözülmesi gerekiyor.

SORU: Esad'ın Suriye'deki yeri ne olacak? İdlib ile ilgili sorum olacak. Muhtırasının hayata geçmesinden memnun musunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Her şeyden önce buradaki irade kişilere ait olan bir irade değildir. Esad'ın durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir. Suriye halkı kararı verecektir. Bize göre Esad, 1 milyona yakın insanı katletmiş bir insandır. Şu ana kadar yaşanan durumlar ortadadır. Hala oradaki katliamlar devam etmektedir. İnşallah bu süreç son bulmuş olur. Suriye'deki insanlar hayatlarına rahat devam eder.

Almanya Başbakanı Merkel:

Siyasi çözüm diyoruz ama bu kolay olmayacaktır. Milyonlarla insanın tehlikeye atılmasını istemiyoruz. Tabi ki kolay değil ama son haftalarda atılan adımlar bu sürecin başarıyla ilerlediğini ortaya koymuştur.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron:

Suriye'yle ilgili karar vermek bizlere düşmez ama halkının geleceğini belirleyebilmesi için şartları ortaya koymakta yardımcı olabiliriz. Mevcut rejime uluslararası toplum baskı uygulamalı. Rejim tüm Suriye'yi temsil etmiyor. Bir anayasal çerçeve kurarak tüm Suriyelilerin oy vermeye ve kendi geleceklerini tayin etmeye yönelik şartları oluşturmamız gerekiyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin:

Katılımcıların sayısının artırılması faydalıdır diye düşünüyorum. İlk bu teklifi Fransa Cumhurbaşkanı yaptı. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan destek verdi.

 

 

YORUMLAR 14
  • hasan ali 5 yıl önce Şikayet Et
    Bu Avrupa varya bu Avrupa Osmanlı devletimizi yiktiktan sonra buralardaki butun insanları Musluman Türk lere karşı kin ve nefret ile doldurdu. Bu insanların hepsini Avrupa hayrani spagetti pizza neskafe kapucino seven eğitimin içini boşaltarak cahil yetişmeleri sağlanmış bisey bilmeyen insanlar haline getirdi. Allah bana yeter.
    Cevapla
  • hasan ali 5 yıl önce Şikayet Et
    Avrupa ya gitmek için boğulmayı göze alanlar, Avrupa ya ulassada bir ordu ile karşılanıp asagilandiktan sonra geri Türkiye ye gönderilenler gonulsuzmu gitmişlerdi acaba. Türkiye keriz mi Türkiye nin alnında keriz mi yazıyor. Mul. Anlaşmasından dolayı vereceği parayı atın suratına Avrupanın. Baslarim onların parasinada anlaşmasına da.Allah bana yeter.
    Cevapla
  • hasan ali 5 yıl önce Şikayet Et
    Gönüllülük esası oylemi. Bu insanlar öldürülmeyi ve ülkelerinden çıkarılmayı gönüllü olarak mı istediler. Gönüllülük esası varsa o zaman suriyelilerin hepsi Avrupa hayrani. Avrupa ya gitmek için gönüllü olduklarına dair kağıt imzalasinlar hepsini Avrupa ya gonderelim. Avrupa almam diyemez gönüllülük esası var. Allah bana yeter.
    Cevapla
  • Hmd 5 yıl önce Şikayet Et
    Abd ve esed defolmadan buraya barış gelmez.
    Cevapla
  • Demir ersoy 5 yıl önce Şikayet Et
    Ülkemiz deki krizin müsebbibi Suriye liler değil 30 milyar dolar harcadığımız her seferin de söyleniyor yedi yılda dört milyona yakın nültecite harcanmış olabilir fakat o göçmenlerin bu ülkeye kazandırdığından kimse bahs etmiyor ucuz iş gücü yüksek kira geliri Suriyeli iş adamlarının bu ülkeye getirdikleri milyarlarca dolar yatırım buraya taşınan fabrikalar oradan gelen hurda metal atıkları oraya sattığımız gıda giyim bunlarıda bir hesaplayın onlar bizden alacaklı olur
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Kurtuluş Savaşında hizmetleri tespit edilen 4 gaziye İstiklal Madalyası verilecek
Hamas ve İslami Cihad'dan Filistinlilere tüyleri diken diken eden İsrail çağrısı!