Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye ile Adana mutabakatı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan milli harita uygulaması toplantısında dün Rusya Devlet Başkanı Putin'le Suriye'yle ilgili Adana mutabakatının yeniden gündeme geldiğini açıkladı.

"YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ"

Milli harita uygulamamıza kavuştuk. Göreve geldiğimizde savunma sanayinde yüzde 20 gibi bir ihtiyacı karşılarken hamdolsun yüzde 60 seviyelerine çıktık. Elbette bunu daha da yukarılara çıkaracağız.

Her ülke yeni döneme yeni isimler veriyor. Biz ise milli teknoloji hamlesi ve dijital Türkiye diyerek bu süreçte yerimizi alıyoruz. Bugün ülkemizde elektronik devlet kullanıcısı 41 milyonun üzerine çıkmıştır. Yapay zeka dünyanın geleceğine damga vuracak yepyeni bir devrimdir. Tüm kurumlarımızı yapay zeka devrimine hazırlamalıyız. Ama insan her şeyin merkezinde olmaya devam edecektir. Bu yüzden tüm çalışmalarımızı insan merkezli bir çalışmayı sürdüreceğiz. 

BİZİM ANLAYIŞIMIZIN MERKEZİNDE İNSAN VAR

Türkiye olarak bizi diğer ülkelerden ayıran en büyük özelliğimiz budur. Biz Avrupa'nın mültecileri bakışı gibi onlara bakmadık. Bu bizim medeniyet perspektifimizin sonucudur. Önümüzde bizden daha zengin nice ülke olmasına rağmen dünyada bir numarasıyız. Dünyanın en zengini olarak görülenler bizim çok gerimizdeler. Ferahımızı sadece kendimiz için değil tüm insanlık için kullanıyoruz. 

Suriye'de yaptığımız operasyonları sadece kendi sınır güvenliğimiz için değil oradaki halkın da huzuru için yapıyoruz. 

Biz sıradan kabile bir devleti değildik.Şimdi de değiliz. Biz anlı şanlı Türkiye Cumhuriyet'idir. Suriye'de sadece insani olarak orada olan tek ülke Türkiye'dir. Askeri gücünüz yeteri kadar yoksa eğer milli birlik ve beraberliğiniz yoksa kimse sizin gözünüzün yaşına bakmaz. Bunu Kıbrıs'ta gördük. Asala terör örgütünde bunu gördük. Karabağ'ın, Bosna'nın işgalinde bunu gördük. İşte bunun için Türkiye'yi her alanda 16 yıldır güçlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Son 5-6 yılda yaşadıklarımız ülkemizi tökezletme planlarıdır. 

BİZİM SURİYE'DE İŞGAL DERDİMİZ YOK"

Dün Rusya seyahatimizin ana ekseninden birini bu oluşturuyordu. Attığımız adımlar bunun için. Oradaki huzuru nasıl sağlarız? Afrin'de nasıl sağlarız? İdlib'de nasıl sağlarız? Cerablus'ta nasıl sağlarız? Suriye'nin özellikle bize yakın olan bölgesinde ki sayın Trump'ın ifadesiyle o 20 mil derinlikte bunu nasıl sağlarız? Bütün bu çalışmalarımız bunun için. Yoksa bizim Suriye'de işgal derdimiz yok. Bize vatan topraklarımız yeter. Ama biz buraya nereden geldik? Biz buraya 20 milyon kilometrekarelik topraklardan kaybede kaybede 780 bin kilometrekareye geldik. Biz kabile devleti değildik. Ve şu anda da biz kabile devleti değiliz. Topraklarımızda en ufak bir parselasyona müsaade etmeyiz. Açık söylüyorum, Suriye'de insani amaçlarla bulunan tek ülke Türkiyedir. 

16 yıldır Türkiye'yi güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz. Düştüğümüzde tekme atmak için bekleyen o kadar çok kesim var ki... Ne olursa olsun ayakta kalmanın önemini çok iyi biliyoruz.

ADANA MUTABAKATI MESAJI

Açık konuşmak lazım; Türkiye'nin 5-6 yılda başına gelen her hadise ülkemizi düşürme projesinin birer parçasıdır. AB süreci budur. Şu anda Suriye'de yaşanan olaylarda budur. İşte 1998 Suriye ile Türkiye arasında bir Adana mutabakatı imzalanmıştır. Bunun altında bir yerde bölücü terör örgütünün bize teslimi yatıyordu. Şimdi tabi dünkü seyahatten sonra sayın Putin ile de yaptığımız görüşmelerde bu Adana mutabakatının yeniden gündeme gelmesi, bunun üzerinde ısrarlı durmamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz. 

ADANA MUTABAKATI NEDİR?

Suriye'nin terör örgütü PKK'ya desteği nedeniyle Türkiye'nin savaş tehdidi akabinde varılan uzlaşma ve anlaşmanın adı. 1998'de Türkiye ve Suriyeli yetkililerle Adana'da imzalanmıştır. Akabinde teröristbaşı Abdullah Öcalan Suriye'den kovulmuş ve Afrika'da yakalanmıştır. 

Biz tüm darbelerin karşısındayız. Sandıktan gelene herkes saygı duymak zorundadır. Türkiye en büyük felaketlerinden birinden 15 Temmuz ihanet girişiminde Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle yok edilmiştir. FETÖ denen tarihin gördüğü en alçak örgüte asla taviz vermeden mücadelemiz sürüyor, sürecektir.