CHP'nin tehditlerine AK Parti'den tokat gibi cevap

Birbiri ardına skandal açıklamalarda bulunan CHP yönetimi, seçimin nihai kararını verecek olan YSK’ya da tehditler savurdu. Bunun ardından AK Parti'den CHP'nin bu sözlerine çok sert cevap geldi.

CHP'nin tehditlerine AK Parti'den tokat gibi cevap
CHP'nin tehditlerine AK Parti'den tokat gibi cevap
GİRİŞ 03.05.2019 15:37 GÜNCELLEME 03.05.2019 16:47
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Haber7.com / Özel

31 Mart yerel seçimlerinde usulsüzlüklerin ortaya çıkması ve sandıklarda yaşanan oy hırsızlığının deşifre olmasıyla CHP’li yöneticileri telaş sardı. Birbiri ardına skandal açıklamalarda bulunan CHP yönetimi, seçimin nihai kararını verecek olan YSK’ya da tehditler savuruyor. İtirazların değerlendirilmesi devam ederken CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, YSK’yı küstah sözlerle hedef aldı..

CHP'DEN YSK'YA TEHDİT

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İstanbul seçimlerinin yenilenmesi durumunda, YSK üyelerinin insan içine çıkacak hali kalmayacağını ileri sürdü. Altay "Kızılay'da sizi yürütmezler, sizin yüzünüze tükürürler" diye tehditler savurdu.

Bu sözler üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, AK Parti İstanbul milletvekili Abdullah Güler ve Av. Mehmet Sarı'ya bu Anayasal suçu sorduk. 

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Altay'ın tehditlerine karşı "Bu kabul edilemez tehditler ifade özgürlüğü değil, hem tehdit hem de açıkça yargıya müdahaledir. "

CHP’li Grup Başkanvekili, YSK ve Üyelerini tehdit ederek yine haddini aşmıştır. Bu kabul edilemez tehditler ifade özgürlüğü değil, hem tehdit hem de açıkça yargıya müdahaledir. Bu sözler, “Bizim istediğimiz dışında bir karar çıkarsa, hukuki bir karar bile olsa bu bizi bağlamaz” anlamına geliyor. Aslında bu şahıs minareyi çaldık, kılıfını uydurduk diyor. İnsan içine çıkamayacak, yüzüne tükürülecek birileri varsa seçimlere usulsüzlük ve şaibe karıştıran kişilerdir. 

"CHP ROTASINI KAYBETMİŞ BİR PARTİDİR"

Bizim seçimlerdeki usulsüzlüklere ilişkin itirazımız meşru bir haktır. YSK'nin olağanüstü itirazları değerlendirmesi ise bir yargı sürecidir. Bu sadece İstanbul seçimleriyle ortaya çıkan bir süreç değil. Ancak bakıyoruz devam eden bir süreçte CHP yine tehdit, hakaret, hukuk tanımaz ve baskıyla amacına ulaşmaya çalışıyor. Rotasını kaybetmiş CHP, geldiğimiz noktada ilkeleri kağıt üstünde kalmış bir parti haline dönüşmüştür.

"CHP'Yİ AHLAKA DAVET EDİYORUZ"

Demokrasilerde sandık namustur. Milletimizin iradesinin yansıması olan sandık sonuçlarını, hukuki çerçevede korumak görevimizdir. Kimsenin yargıya müdahale etmesine ve hukuku çiğnemesine izin vermeyiz. Hukuk olmazsa olmazımız, karar ne olursa olsun başımız gözümüz üstüne demek siyasi ahlakımız, CHP’yi bu yoksun olduğu siyasi ve hukuki ahlaka davet ediyoruz.

AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler

En sert ifadeyle kınamak lazım. Maalesef Engin Altay ve CHP geleneğinde de olan bir şey bu. Geçmiş hafızamız taze henüz. Anayasa Mahkemesine de 2007 yılında da o zamanki görevli Genel Başkan ve partililer bu şekilde tehditlerde bulunmuştu. Yasal ve meşru hukuki süreç devam ederken, geçmişte de bugünde de kendilerinin çok ciddi itirazları oldu. En basit örneğiyle kendilerinin itirazıyla şuan Artvin Yusufeli ilçesinin seçimleri iptal edildi. Seçimleri 2 Haziran'da yenilenecek. Demek ki, hukuki süreç partilere bu hakkı tanıyor.

BAŞINDAN BERİ TUHAF BİR PANİK HAVASI VAR

Başından itibaren bu panik var. Çünkü Engin Altay'ın bu süreçte garip ifadeleri oldu. Önce Mart'ın 12'sinde basın toplantısında Ankara ve İstanbul'un kazanıldığını açık bir dille söyledi. Bu yönde tuhaf, garip bir açıklaması oldu. Sonra da inkar etti. Başından beri tüm yetkililerinde bir panik havası var. Ekrem İmamoğlu'nun 1 gün sonra mazbata peşinde koşması, hemen ziyaretlere başlaması, itirazlarımızı durdurmaya ve engellemeye yönelik her türlü davranışı sergilemeye başladılar.

MAKYAJLARI ÇABUK DÖKÜLDÜ

Bu anayasal bir suçtur, anayasının 138. maddesi çok açık ve nettir. Siz bu cümleleri baskı altına almaya yönelik sarf ediyorsanız açıkçası bu manada Cumhuriyet Başsavcıları da gerekli soruşturmayı başlatacaklardır. Ancak bunların artık bu huyu olmuş, garip bir şekilde. Geçmişteki partilerinin yaptıklarının hepsinin bugün sürdürüyorlar. Ama seçim zamanında sevgiden, kardeşlikten, birlik ve beraberlikten bahsedip seçimin çok yasal ve meşru bir itiraz sürecinde bu eski yüzlerine döndüklerini gördük. Makyajları çok çabuk döküldü, bunu da gördük.

Av. Mehmet SARI

 

 

CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay'ın YSK üyelerine yönelik tehditvari sözleri vardı. "Siz bu kararları alırsanız Kızılay'da yürüyemeyeceksiniz, herkes suratınıza tükürecek" cümlelerini kullanmıştı. Bir hukukçu gözüyle, hukukun tehdit edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Öncelikli olarak YSK'nın yaptığı faaliyet, yargısal bir faaliyet. Öncelikli olarak bunu belirtmemiz lazım. Anayasamızın 138. maddesinde, "Yargı görevi gören mahkemelerin ve heyetlerin yapmış oldukları bu faaliyetlerden dolayı bunları baskı altına alana, tazyik eden, karar verme noktasında sirayet etmeye çalışanlar" açıkça yasaklanmıştır. Diğer yönüyle ceza kanunumuzda da benzer bir şekilde yargısal faaliyeti, muhakemeye yapılan etkiler bakımından getirilen yasaklama ve cezaya yönelik hükümler bahis konusu. Fakat burada altının çizilmesi gereken nokta şu. Siyasi partilerin temel varoluş sebebi ve meşruiyet kaynakları demokratik bir hukuk devletinde olmalarıdır.

 

 

VAROLUŞ SEBEBİNİZ OLAN HUKUKU VE SANDIĞI TEHDİT EDEMEZSİNİZ

Bir siyasal partinin, kendi varoluş sebebi olan sandığı, demokrasiyi ve seçimli sistemi ve buna yönelik hukuki karar ve süreçleri kaos ile demokratik usuller dışında tehdit etmesi kendi varoluş maksadına aykırı. Bu noktada CHP'nin tavrına bakarsak, CHP bunun hep yaptı. İstanbul seçimleri üzerinden doğrudan doğruya YSK'yı tehdit edip, sokaktaki kaosu işaret etmek suretiyle, CHP ve CHP'nin Genel Başkanı ve yardımcıları bunu hep yaptılar.

Aslında meseleye şu açıdan bakıyorsak, İstanbul seçimleri üzerinde demokratik bir mücadele sonucunda kazandıklarına inanıyorlarsa o zaman halkın iradesine neden güvenmiyorlar? Ortada gerçekten bu denli büyük bir usulsüzlük varsa ve yaklaşık olarak İstanbul seçmeninin %50'sinin haklarının belli noktalarda ihlal olduğunu, sayın Binali Yıldırım'a gitmesi gereken oyların belli bir organizasyon içerisinde birileri tarafından doğrudan doğruya sabote edildiği ve hakkının gasp edildiği inancında olan milyonlarca seçmen var. 

SİYASETE VE DEMOKRASİYE AYKIRI

Eğer hukuktan, haktan, adaletten yanaysa dolayısıyla bunun bir hak ve adalet çerçevesinde yargı görevi ifa eden YSK eliyle hukuk düzleminde karar bağlamasını beklemek işin tabiatına uygun olandır. Bunun dışındaki usul dışı yolları, sokağı, kaosu önceleyen, hakimleri bu tehdit ile yıldırmaya çalışan bir yaklaşım her şeyden önce siyasete ve demokrasinin temel niteliklerine aykırı olduğunu ifade etmek isterim. 

YORUMLAR 10
  • seyrci 4 yıl önce Şikayet Et
    yargi goreve
    Cevapla
  • yalanci haberler 4 yıl önce Şikayet Et
    Allah belanizi versin verecekte
    Cevapla
  • İmam 4 yıl önce Şikayet Et
    CHP'yi ahlaka davet ediyoruz da ne demek? CHP kim, ahlak kim? Onun fıtratında ahlak yok. CHP varsa ahlak yok. Bunu unutmayın ve onları ahlaka bir daha davet etmeyin. İmkansızın peşinde koşmayın.
    Cevapla
  • Mehmet usta 4 yıl önce Şikayet Et
    İyi niyetli konuşacağınıza verin mahkemeye şu adamları
    Cevapla
  • onrat38 4 yıl önce Şikayet Et
    hakim ve savcılar ozaman neden gerekeni yapmıyor
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
 O maçtan sevindiren haber! Türkiye'ye ülke puanı müjdesi
Tokat'taki deprem kameralara böyle yansıdı