Davutoğlu'ndan ABD'ye 'güçlü irade' çağrısı

Bakan Davutoğlu, temaslarda bulunduğu New York'ta TRT Haber'e konuştu.

ABD'den silahlı insansız hava araçlarının alınması konusundaki soruya karşılık Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün NATO Zirvesi sırasında bir araya geldiği ABD Başkanı Barack Obama'ya bu konuyu açık bir şekilde ifade ettiğini söyleyerek, müttefik ülkelerin birbirlerinin güvenlik ihtiyaçlarını göz önüne almak durumunda olduklarını, Türkiye nasıl ABD'nin güvenlik ihtiyaçlarını ittifak sistemi içinde göz önünde bulunduruyorsa ABD'nin de Türkiye'nin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmasını beklediklerini kaydetti.

Davutoğlu, Obama'nın da prensipte bu satışa destek vermekle birlikte ABD sistemi gereği Kongre içinde karar almadaki zorluklardan bahsettiğini belirterek, ''Ama bu karar almadaki zorluklar birçok konu için geçerli. Biz daha güçlü bir iradenin devreye sokulmasını bekliyoruz'' diye konuştu.

Malatya Kürecik'teki NATO erken uyarı sisteminin komutası ile ilgili olarak son NATO zirvesinde alınan kararların hatırlatılması üzerine Davutoğlu, bu tesisin başından beri NATO tesisi olduğunu ancak bunun Chicago zirvesinde tescil edildiğini, komutanın değiştiği yönündeki tartışmaların doğru olmadığını kaydetti. Davutoğlu, Türkiye'nin bu konudaki ilkelerini başından beri net olarak ortaya koyduğunu söyleyerek, bunun NATO'nun herhangi bir ülkeyi hedef almayan bir savunma sistemi olduğuna dikkati çekti. Her ülkenin bu sisteme kendi kapasitesini sunduğunu, ABD'nin de Türkiye'nin de kendi imkanlarını sunduğunu belirten Davutoğlu, ''Bu başından beri bir NATO projesiydi, bu zirvede tescil edilmiş oldu'' dedi ve Lizbon zirvesinde alınan kararın ardından Chicago zirvesine kadar geçen sürede başka bir zirve yapılmadığını anımsattı.

Bakan Davutoğlu, Suriye'deki gelişmelere ilişkin olarak da Türkiye dahil herkesin Annan Planı'nın olumlu sonuç üretmesini istediğini ve bu yönde destek beyan ettiğini belirterek, ''Ama maalesef alandaki gelişmeler Annan'ın iyi niyetli çalışmalarına rağmen şiddetin durmadığını gösteriyor'' ifadesini kullandı. Ateşkesten bu yana bin 500 kişinin öldürüldüğüne ve Annan Planı'nın 6 maddelik entegre bir plan olduğuna işaret eden Davutoğlu, ''Göreceli olarak ölümlerin azaldığı iddiası ki azalma da yok, Annan Planı'nın tam olarak uygulandığı anlamına gelmez'' değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

''Suriye yönetimi Türkiye'nin ve uluslararası toplumun kendisine tanıdığı bütün şansları birer birer yok ediyor. Şimdi Annan Planı heba ediliyor. Artık bu meselenin sürüncemede bırakılarak rejimin kendi yöntemi ile varlığını sürdürmeye dayalı yaklaşımının devamı kabul edilebilir değil.''

NATO'nun Chicago zirvesine ilişkin soruya karşılık Davutoğlu, toplantılardaki konuşmalarda Türkiye için ''küresel oyuncu'' atıfları yapıldığını belirterek, Türkiye'nin NATO içinde giderek daha da etkin bir ülke olduğunu kaydetti. Zirvede yapılan toplantıları ve alınan kararları özetleyen Davutoğlu, Türkiye'nin ısrarlı girişimleri sonucu Balkanların istikrarı için çok önemli olan Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ ve Gürcistan'ın NATO üyelikleri için olumlu kararlar alındığını bildirdi.

Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün yeni Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile görüştüğünü de hatırlatarak, bunun çok olumlu bir görüşme olduğunu, Fransa'daki seçim sürecinin tamamlanmasının ardından ilişkileri geliştirmeye yönelik daha somut adımların atılmasının beklenebileceğini kaydetti.

Bakan Davutoğlu, haziran ayı içinde Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da çeşitli uluslararası toplantılar düzenleneceğini anlatarak, bunları 31 Mayıs'ta Medeniyetler İttifakı Zirvesi, 1 Haziran'da BM Somali Konferansı, 7 Haziran'da Teröre Karşı Küresel Forum, 16 Haziran'da nükleer silahsızlanma ile ilgili dışişleri bakanları toplantısı, 26 Haziran'da KEİ zirvesi, muhtemelen 29 Haziran'da Türk-Arap Forumu dışişleri bakanları toplantısı olarak sıraladı. Davutoğlu, İstanbul'u uluslararası diplomasinin atardamarı olarak nitelendirdi.

Davutoğlu, New York'ta BM'de katıldığı ''Arabuluculukta Üye Ülkelerin Rolü'' toplantısından da bahsederek, Türkiye'nin Finlandiya ile 2010 yılında ''Barış İçin Arabuluculuk'' girişimini başlattığını ve bu kapsamda kurulan Arabuluculuk Dostlar Grubu'nun eşbaşkanlığını üstlenerek, BM Genel Kurulu'nda geçtiğimiz yıl haziran ayında kabul edilen arabuluculuk konulu kararın hazırlanmasına öncülük ettiğini hatırlattı. Davutoğlu, buradaki temel hedefin arabuluculuk konusunda tecrübeli ülkelerin bir araya gelerek bir mekanizma oluşturması olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin her türlü barış girişiminin içinde bulunmaya kararlı olduğunu kaydetti.