Erdoğan'ın Diyarbakır'da açıkladığı müjde!

Başbakan Erdoğan, İl Kongresi ve toplu açılışlar için geldiği Diyarbakır'da tüm Türkiye'yi yakından ilgilendiren müjde verdi. Erdoğan çalışamalarını başlattıkları paket için şu detayları verdi...

GİRİŞ 02.06.2012 14:11 GÜNCELLEME 02.06.2012 18:50
Bu Habere 22 Yorum Yapılmış

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''AK Parti çatısı altında ülkesine, memleketine, bölgesine, iline, ilçesine hizmet dışında hiçbir amacı olmayan bu kardeşlerimizin kaçırılması, öldürülmesi bizim mücadele azmimizi daha da perçinledi. Bu cesur teşkilat, bu saldırıların hiçbirine bugüne kadar boyun eğmedi, bundan sonra da eğmeyecek. Bu teşkilat, tehditlerin hiçbirine bugüne kadar boyun eğmediği gibi sevgi dilini konuşmaya devam edecek'' dedi.

Erdoğan, Diyarbakır Seyrantepe Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Diyarbakır 4. İl Kongresi'nde, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından yaptığı konuşmada, Diyarbakır'ın ilçelerini sayarak, Allah'tan kongrenin başta Diyarbakır olmak üzere Türkiye'ye, millete ve demokrasiye hayırlar getirmesini diledi.

Kongreyi muhteşem olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen AK Parti İl yönetimiyle kadın ve gençlik kollarına teşekkür etti. 

Diyarbakır'ın, AK Parti'nin kuruluş aşamasında da destek ve katkı verdiğini ifade eden Erdoğan, ''AK Parti'nin kuruluş aşamasında ülkemizin dört bir yanında dolaşıp, halkımızın hissiyatını öğrenmeye çalıştığımız da en güçlü, en anlamlı mesajları aldığımız şehirlerin başında Diyarbakır geliyordu'' diye konuştu. 

-''Diyarbakır bizim önümüze kırmızı çizgiler koydu''-

AK Parti'nin fikriyatının oluşumunda, parti programının şekillenmesinde, siyaset tasavvurunun gelişiminde Diyarbakır ve Diyarbakırlıların çok önemli etkisi ve katkısı olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Diyarbakır bizim önümüze kırmızı çizgiler koydu. 'Etnik milliyetçilik yapmayacaksın, dinsel milliyetçilik yapmayacaksın, bölgesel milliyetçilik yapmayacaksın' dedi. Diyarbakır bizim önümüze, kardeşlik hukukunu yüceltmeyi, bir ve beraber olmayı koydu. 'Kimseyi hor görmeyeceksin, kimseyi dışlamayacaksın, her zaman kardeşliği, birliği, bütünleşmeyi savunacaksın' dedi. Diyarbakır, bizim önümüze ileri demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü koydu. Hak ve özgürlükleri herkes için en geniş manada geliştireceksin dedi. Diyarbakır, bizim önümüze adaleti koydu, kalkınmayı koydu, onun için Adalet ve Kalkınma Partisi olduk. İstikrarı koydu, güveni koydu, 'hem ülkeyi hem bölgeyi geliştireceksin' dedi. 

Diyarbakır halkından aldığımız ilhamla, Diyarbakır'ın mert dürüst, fedakar insanlarından aldığımız mesajlarla yola koyulduk. Hamdolsun geride bıraktığımız 10 yılda Türkiye'yi daha fazla büyüttük, daha fazla özgürleştirdik, daha fazla kalkındırdık. Biz, hiçbir zaman Diyarbakır halkının hissiyatını, efkarını yani fikirlerini aklımızdan çıkarmadık. Her zaman milletimizin iradesini rehber edindik. İlk günden beri bize kucak açan Diyarbakır bizi hiç yalnız bırakmadı, bizi hiç mahcup etmedi. Biz de Diyarbakır'a mahcup olmamak için gecemizi, gündüzümüze kattık, gerektiğinde hayatımızı ortaya koymaktan çekinmeden, cansiperane millete hizmet davasına sahip çıktık.''

-''Türkiye'yi bölgesel bir güç haline getirdik''-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, millet iradesine kast eden odakların AK Parti'yi hedef aldıklarını, kirli oyunlarla AK Parti'yi saf dışı bırakmaya çalıştıklarını belirterek, siyasetin zorluklarını, sıkıntılarını, risklerini göze alarak millete hizmet için yola çıktıklarını söyledi.

Karanlık odakların, terör örgütlerinin, yerli-yabancı menfaat şebekelerinin, mafyanın ve darbecilerin sadece AK Parti'yi değil milletin iradesini, demokrasiyi, Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü kardeşliği hedef aldıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türlü türlü oyunlar, saldırılar, provokasyonlar yaptılar. Çok şükür milletimizin desteği ve hayır duasıyla bütün girişimleri alt ettik. Türkiye'yi bölgesel bir güç haline getirdik. AK Parti'ye karşı hasmane duygular içerisine giren çevreler ellerinden geleni arkalarına koymadılar. Karşısındakileri siyasi muhatap değil düşman zanneden zihniyet AK Parti'ye destek olan, AK Parti bünyesinde faaliyet gösteren benim Kürt kökenli kardeşlerime karşı olmadık zulümler yaptılar, yapıyorlar.

Diyarbakır teşkilatımız gerçekten de kurulduğu günden itibaren çok zor şartlar altında çalıştı, çalışmaya devam ediyorlar. Daha 4 gün önce il başkanlığımızın önünde ses bombaları patlattılar. İl başkanlığımız, ilçe başkanlıklarımız, seçim bürolarımız defalarca saldırıya uğradı. Teşkilatımızın mensupları kaçırıldı, yakınları kaçırıldı, milletvekillerimiz tehdit edildi. 13 Mayıs'ta Kulp İlçe Başkanımız Veysel Çelik kardeşimiz bir taziye ziyareti için gitti Muş'tan dönüşünde terör örgütü tarafından kaçırıldı. Şırnak İl Başkan Yardımcımız Ali Kılıç kardeşimiz 16 Mayıs'ta alçakça, haince bir saldırı sonunda şehit edildi. AK Parti çatısı altında ülkesine, memleketine, bölgesine, iline, ilçesine hizmet dışında hiçbir amacı olmayan bu kardeşlerimizin kaçırılması, öldürülmesi bizim mücadele azmimizi daha da perçinledi. İşte bu salondaki bu cesur teşkilat, bu saldırıların hiçbirine bugüne kadar boyun eğmedi, bundan sonra da eğmeyecek. Bu teşkilat, tehditlerin hiçbirine bugüne kadar boyun eğmediği gibi sevgi dilini konuşmaya devam edecek.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Partinin çözüm ürettiği için var güçleriyle AK Parti'ye saldırdıklarını belirterek, ''AK Parti, gönül diliyle konuştuğu için, AK Parti'nin Genel Başkanı, Başbakan gönül diliyle konuştuğu için bunlar milletimin Başbakanıyla kucaklaşmasını önlemeye çalışıyor'' dedi.

Erdoğan, Diyarbakır Seyrantepe Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Diyarbakır 4. İl Kongresi'nde, İl Teşkilatı'nın, Diyarbakır sevdasıyla, hizmet aşkıyla, muhabbetle, heyecanla çalışmaya devam ettiğini söyledi.

Diyarbakır Teşkilatı'nın kenti büyütmek, sorunlara çözüm üretmek, Türkiye'yi büyütmek için kahramanca mücadele verdiğini kaydeden Erdoğan, ''İşte onun için her birinizi tek tek tebrik ediyorum. Her birinizi yürekten kutluyor, Allah yolunuzu her daim açık etsin, Allah yar ve yardımcınız olsun diyorum'' dedi.

Diyarbakır'a başbakan olarak 12. ziyaretini gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, ''Diyarbakır benim Başbakan olarak en fazla ziyaret ettiğim şehirlerden biri. Çünkü biz Diyarbakır'a aşığız, biz Diyarbakır'a sevdalıyız, biz Diyarbakır'ın asla ve asla efendisi değil, biz Diyarbakır'ın hizmetkarıyız'' diye konuştu.

-''Diyarbekir'de olmanın heyecanıyla, hassasiyetiyle konuşuyorum''

Diyarbakır'a her geldiğinde samimiyetin diliyle, gönül diliyle konuştuğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Neden biliyor musunuz? Çünkü ben Diyarbakır'da sadece Diyarbakırlı kardeşlerimin huzurunda konuşmuyorum. Ben Diyarbakır'da Şücaettin Hazretleri'nin, Maliki Ejder Hazretleri'nin, Abdurrahman Hazretleri'nin, Mir Seyyid Hazretleri'nin onlar gibi Diyarbakır'da kabri bulunan 41 Sahabe-i Kiram'ın huzurlarında konuşuyorum. Ben Diyarbakır'da Diyarbakır'ın fatihi İyaz Bin Ganim Hazretleri'nin, Halid Bin Velid Hazretleri'nin de huzurunda konuşuyorum. Burada Mekke'den, Medine'den Kudüs'ten sonra İslam dünyasının en önemli merkezlerinden biri olan, en mübarek topraklardan biri olan Diyarbakır'da olmanın, Diyarbekir'de olmanın heyecanıyla, hassasiyetiyle konuşuyorum.

Diyarbakır'daki her konuşmamı işte bu hassasiyetle yaptım. Her zaman ama her zaman gönül diliyle, kalp diliyle, samimiyetle, hasbilikle, içtenlikle konuştum. Bugüne kadar Diyarbakır'da bir Başbakan olmanın, bir genel başkan olmanın, bir siyasetçi olmanın ötesinde sizlerin bir kardeşiniz, sizlerden biri olarak konuştum.''

-''Biz birbirimizi Allah için seviyoruz''-

Önceki ziyaretlerinde olduğu gibi bugün de Diyarbakırlıların bir kardeşi olarak geldiğini ve konuştuğunu dile getiren Erdoğan, ''Bugün de sizinle siyasetin diline başvurmadan, devletin diline başvurmadan, iktidarın diline başvurmadan, bunların hiçbirine prim vermeden sadece ve sadece bir kardeşiniz olarak konuşuyorum'' dedi.

Erdoğan şunları kaydetti:

''Sevgili Diyarbakırlılar, bizim aracılara ihtiyacımız yok. Bizim iletişim kurmak için araçlara ihtiyacımız yok. Biz birbirimizle medya üzerinden iletişim kuranlardan değiliz. Biz birbiriyle siyaset diliyle iletişim kuranlardan değiliz. Biz propagandanın diliyle, dedikodunun diliyle konuşarak birbiriyle anlaşanlardan değiliz. Bizim ilişkimiz, uzaktan kumandayla talimatlarla belirlenmiyor. Bizim sevgimiz siyasetten, particilikten, örgütçülükten gelmiyor. Biz birbirimizi Allah için seviyoruz. Gönülden seviyoruz. Türkçe de konuşsak, Kürtçe de konuşsak, Zazaca da konuşsak biz aynı toprakların dilini konuşuyor, birbirimizle gönül diliyle muhabbet ediyor, kalp diliyle iletişim kuruyoruz.''

''Diyarbakır ile bizim aramıza hiç kimse giremez'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Birileri çıkmış 'Diyarbakır'dan Başbakan'ın beklentisi yok' diyor. Çıkmış, 'Başbakan Amed'e gelemez' diyor. Çıkmış, 'Kürtler sokağa çıkmasın' diyor. Bu ne demek? Sen kimsin, kim oluyorsun? Kim oluyorsun? Kusura bakmasınlar ben buraya kardeşlerimle kucaklaşmaya geldim. Ben buraya milletimle aracısız kucaklaşmaya geldim. Ben simsarlarla değil, aracısız kardeşlerimle konuşmaya geldim. Dün, çıkmış diyor ki bir tanesi adeta tehdit edercesine 'AK Parti'nin kongresine kimse gitmesin'. Siz burada yapılacak olan demokratik bir kongreden neden bu kadar çok korkuyorsunuz? Hani siz özgürlükten yanaydınız, demokrasiden yanaydınız? Niye bu kadar korkuyorsunuz? Siz fikirden, düşünceden neden bu kadar korkuyorsunuz? Benim Diyarbakırlı kardeşlerim işte bunların söyleyecek sözü yok. Onun için şiddeti özendiriyorlar. Bunlar kendileri üretmez, kendileri hizmet etmez, kendileri ortaya bir şey koymaz, üreteni, ortaya hizmet koyanı da engellemeye, tehdide çalışırlar. Dikkat edin sevgili kardeşlerim, bunlar şu anda hedef olarak sadece AK Parti'yi görüyorlar. Neden? Çünkü AK Parti çözüyor, çözüm üretiyor. AK Parti çözüm ürettiği için var güçleriyle AK Parti'ye saldırıyorlar. AK Parti, gönül diliyle konuştuğu için, AK Parti'nin Genel Başkanı, Başbakan gönül diliyle konuştuğu için bunlar milletimin Başbakanıyla kucaklaşmasını önlemeye çalışıyor sevgili kardeşlerim.''

-''Biz aynı gökkubbe altında biriz, birlikteyiz, beraberiz, kardeşiz''

Kendilerinin her fırsatta yürekle, kalple, gönülle iletişim kuracaklarını bildiren Erdoğan, ''Size burada şunu samimiyetle ifade etmek istiyorum. Biz hep birlikte ne kadar Fatih Sultan Mehmet'in yol arkadaşıysak işte o kadar Selahaddin Eyyubi'nin, İyaz Bin Ganim'in Halid Bin Velid'in de yol arkadaşlarıyız. Ben yasak koyanların yol arkadaşlarının kimler olduğunu bilmiyorum. Bizim yol arkadaşımız bunlar.

Ulu Camii'nin, Behram Paşa Camisi'nin, Hazreti Süleyman Camisi'nin minareleri hangi göğe yükseliyorsa Fatih Camisi'nin, Süleymaniye Camisi'nin, Sultan Ahmet Camisi'nin minareleri de aynı göğe yükseliyor. Biz aynı gökkubbe altında biriz, birlikteyiz, beraberiz, kardeşiz'' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da Ben-u Sen neyse İstanbul'da Kasımpaşa'nın o olduğunu belirterek, ''Ben ne kadar Kasımpaşa'nın evladıysam o kadar Ben-u Sen'in evladıyım. Ben ne kadar İstanbullu, ne kadar Rizeliysem, o kadar Diyarbakırlıyım, Batmanlıyım, o kadar Siirtliyim, Şırnaklıyım'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Diyarbakır Seyrantepe Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Diyarbakır 4. İl Kongresi'nde, kendisinin bu yola Kasımpaşa'dan çıktığını söyledi.

Diyarbakır'da Ben-u Sen neyse İstanbul'da Kasımpaşa'nın o olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Ben ne kadar Kasımpaşa'nın evladıysam o kadar Ben-u Sen'in evladıyım. Ben ne kadar İstanbullu, ne kadar Rizeliysem, o kadar Diyarbakırlıyım, Batmanlıyım, o kadar Siirtliyim, Şırnaklıyım. Ben 14 Ağustos 2001'de neredeysem, 2005'te neredeysem, 2009'da neredeysem tam bir yıl önce geldiğim 1 Haziran 2011'de Diyarbakır'da neredeysem, Allah'a hamdolsun ki bugün de aynı yerdeyim'' diye konuştu.

Bir yıl önce Diyarbakır mitinglerinde Selahaddin Eyyubi'nin vasiyetini hatırlattığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''Şarkın sevgili sultanı Selahaddin'in kefenini, vasiyeti gereği bir sırığa bağlayıp Şam sokaklarında dolaştırdılar ve şöyle bağırdılar 'Ey ahali, bunca beldeler fethetmiş, krallara diz çöktürmüş Sultan Selahaddin'in son haline bakın ve ibret alın. İşte Selahaddin'in son serveti, sadece bir kefenle dünyadan gidiyor.' Şarkın, Doğu'nun o büyük sultanı, dünyadan sadece bir kefenle göçtü gitti. Biz böyle ulu insanların, böyle mübarek insanların, Kudüs yoluna baş koymuş olanların takipçileriyiz. Dicle kenarında yavrusunu yitirmiş koyunun hesabı bizim üzerimizdedir, biz bunun idrakındayız. Biz bu hassasiyetle, bu mirasla, bu büyük emanetle işte bu mübarek yolda yürüyoruz. Bizim için söz senettir. Bizim siyasetimizde söz senettir.''

Parti programlarında, 2005'te Diyarbakır'da söylediklerinin bire bir arkasında olduklarını vurgulayan Erdoğan, ''9,5 yıldır Kürt meselesini, Güneydoğu meselesini, terör meselesini çözmek için hangi adımı attıysak çok ama çok büyük engellerle karşılaştık. Bu engellerin bir kısmını sizler zaten bizzat gördünüz, bizzat şahit oldunuz'' dedi.

-''Anayasa paketini hazırlarken Meclis'te oylamalardan kaçtı''-

''Bizim Rabbimiz ve halkımızdan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Benim Kürt kökenli vatandaşlarımın, kardeşlerimin hakkını savunduğunu iddia eden bir parti var biliyorsunuz. Anayasa paketini hazırlarken Meclis'te sürekli oylamalardan kaçtı. Meclis'te durmadı, her zaman dediler ki 'Partiler devamlı kapatılıyor.' Biz de partilerin kapatılmasını engelleyecek bir madde de koyduk oraya. Partilerin kapatılmasını engelleyecek maddede bile bu parti Meclis'i terk etti, gitti. Halbuki Meclis'i terk etmeseydiler şu anda Türkiye'de partilerin kapatılması adeta mümkün olmayacaktı. Şimdi yine hala sıkılmadan çıkıyorlar, diyorlar ki işte 'Bizim partimiz kapatılacakmış.' Sen zaten partinin kapatılmasını engelleyecek anayasa düzenlemesinde Meclis'i terk eden değil misin? Maalesef bizim içimizden de üç dört tane çıktı, onlarla beraber aynı safta duran, böylece 330'un altına düştüğümüzden dolayı anayasa paketine o maddeyi koyamadık. Eğer koyabilseydik bugün o da bir anayasa maddesi olarak gerçekleşecekti. Bunlar dürüst değil, bunlar samimi değil. Onun için bu oyunu milletçe hep beraber bozmaya devam edeceğiz.''

CHP'nin de BDP'den bir farkı olmadığını ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

''Onlar da aynı şekilde bunların çözülmemesi için, bu adımların atılmaması için hep aynı oyunu oynadılar. Hem Meclis'te hem Türkiye genelinde. Terör örgütünün bu mesele çözülmesin diyerek şiddeti nasıl tırmandırdığını, girişimleri nasıl sabote ettiğini, tehditleri ne boyutlara yükselttiğini en çok, en yakından benim Diyarbakırlı kardeşlerim biliyor. Neden AK Parti teşkilatlarına saldırı, niçin? Ama bu kadar değil. Bir de sizin görmedikleriniz var, bir de sizin haberdar olmadıklarınız var, bir de size farklı şekilde anlatılanlar, farklı şekilde yansıtılanlar var. Bu kanlı meselenin içinde sadece terör örgütü yok, bu meselenin içinde kandan siyaset devşirenler var, bu meselenin içinde Türkiye düşmanı çevreler, Türkiye'nin hasmı odaklar, Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olan ülkeler var. Biz çözüm için ne kadar yoğun mücadele ediyorsak, onlar çözümsüzlük için işte o kadar yoğun mücadele veriyor. Biz Allah'ın izniyle bunların o mücadelesini boşa çıkaracağız. Yeter ki siz bugün olduğu gibi yanımızda olun. Yeter ki siz hayır dualarınızı eksik etmeyin.''

-''AK Parti'nin başarı haritasında Türkiye'nin tamamı var''-

Diyarbakır'ın 3 Kasım'da, 22 Temmuz'da, 12 Haziran'da hep yanlarında olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Sadece Diyarbakır değil İstanbul'da, Ankara'da, Çankırı'da, Trabzon'da, Van, Batman, Bitlis, Bingöl de hep bizim yanımızda oldu. 81 vilayetin 81'inden oy aldık. 78 vilayetten biz milletvekili çıkardık'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 12 Haziran'da 7 coğrafi bölgenin 7'sinde, AK Parti'nin birinci parti olduğunu vurgulayarak, ''Siz bu partinin mensuplarısınız. Siz birliğin temsilcisisiniz. Siz beraberliğin temsilcisisiniz. Siz bütünleşmenin temsilcisisiniz. Sizin kitabınızda ayrılık yok, bölücülük yok, bir ve beraber olmak var. Hep beraber Türkiyeyiz diyoruz'' diye konuştu.

AK Parti'nin, Türklerden, Kürtlerden, Lazlardan, Çerkezlerden, Romanlardan, akla gelen herkesten oy aldığını ve hepsi nezdinde birinci parti olduğunu dile getiren Erdoğan, AK Parti'nin başarı haritasında Türkiye haritasının tamamı olduğunu ifade etti.

Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

''Sadece Akdeniz'de değil, sadece Ege'de değil, sadece Doğu'da, Güneydoğu'da değil, Türkiye'nin tamamında biz varız. Türkiye'nin tamamında var olamayan, tamamının hissiyatını, iradesini kucaklayamayan, milletin umumi desteğini alamayan hiçbir hareket başarılı olamaz. Ülkenin meselelerini çözemez. Hizipçilik yapan, örgütçülük yapan, ırkçılık yapan, mezhepçilik yapan, bölgecilik yapan hiçbir hareket başarılı olamaz. Türkiye'nin kronik meselelerini hal yoluna koyamaz. Korkudan, şiddetten, terörden medet umanlar, hiçbir zaman milletin güvenini kazanamazlar. Etnik milliyetçilik çizgisinde yürüyenler, terör bataklığında debelenenler, hiçbir zaman benim Kürt kökenli kardeşlerimi temsil edemezler. Onların da iradelerine ipotek koyamazlar.

Bir şey karıştırılıyor. Türkiye'de terör sorunu, PKK sorunu vardır. Kürt kökenli kardeşlerimin nezdinde birinci parti AK Parti'dir. Yani biziz. Neden? Çünkü biz kardeşlerimizi seviyoruz, kardeşlerimiz de bizleri seviyor, olay budur.''

-''Vesayetçi anlayışla mücadele ederken tribünden seyrettiler''-

Bu emanetin sorumluluğunu hakkıyla yerine getirdiklerini ve getirmeye devam ettiklerini belirten Erdoğan, ''Biz omuzumuzdaki emanetin farkındayız. Biz bu dünyadan bir tek kefenle göçüp gideceğimizi biliyor, işte onun için her daim kendimize... Yani Endülüs'te olduğu gibi. Ne yazıyor orada, 'La galibe illallah', 'Allah'tan başka zafer sahibi yoktur.' Kibir, gurur, böbürlenme, tepeden bakma bize hiçbir zaman musallat olamadı. Bundan sonra da Allah'ın izniyle de olamayacak. Konuştuğumuz zaman hep milletin diliyle konuştuk. Öfkemiz de sevdamız da milletimizin hissiyatıydı. Bundan sonra da aynen böyle devam edecek. Bugüne kadar çözüm için biz bu yola yüreğimizi, kalbimizi, hatta bütün gövdemizi koyduk'' diye konuştu.

 ''Biz demokratikleşme mücadelesinde, hak ve özgürlükleri geliştirme mücadelesinde hep yalnız kaldık, hepsinden de önemlisi hep kösteklendik, hep engellendik'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

''Sadece Kürtlük üzerinden siyaset yapanlar, biz Kürt kardeşim için Kürtçe televizyon kurarken, 24 saat Kürtçe yayına geçerken onlar dudak büktüler, 'Yapamazlar' dediler. Yaptık mı, yaptık. Biz üniversitelerde Kürtçe enstitüler kurarken alay ettiler, 'Yapamazlar' dediler. Kürtçe'nin öğretilmesinin, kurslar açılmasının yolunu açmamıza alaycı nazarlarla baktılar. Biz 100 yıldır hayal olarak gösterilen, talep edilen alanlarda tarihi adımlar atarken ya yok saydılar ya küçümsediler ya da engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Biz çetelerle, karanlık odalarla, vesayetçi anlayışla mücadele ederken tribünden seyrettiler, avuçlarını ovuşturdular hatta bizi taşlamaktan geri durmadılar. Anneler evlatlarıyla cezaevlerinde Kürtçe konuşamazken yayınladığım genelgeyle onun önünü açan ben oldum. Bugüne kadar gelenler bunu niye yapmadı? Biz statükoyu yıkarken, biz sessiz devrimler gerçekleştirirken, biz inkarcı anlayışı yerle bir ederken onlar dönüp bize düşmanlık yaptılar. Statükonun ekmeğine yağ sürdüler. Hani siz Kürtleri düşünüyordunuz? Bugüne kadar Kürtler için ne yaptınız? Hangi hayırlı adımı attınız. Atılan hangi hayırlı adıma destek oldunuz? Bunların tek bildiği istismar, tehdit, hakaret, toplumu ajite etmek.''

 

Şimdi randevu talep ediyorlar... 10 maddelik terör için çözümleri varmış... talimat verdim arkadaşlarıma verin dedim randevuyu...

Önce Mersinin hangi bölgede olduğunu öğrensin coğrafya öğrensin... Sonra Hz. Ali için islam aliminden önce R.A  desin... Bu anlayışla nasıl çözülecek...

Kimin istismar kimin çözüm peşinde olduğuna siz karar verin. Zihinlere ipotek konulmasına asla izin vermeyin...

Kürt kardeşlerimi aldatmaya kandırmaya çalışanlara inanmayın... Bizim dönemimizde hiçbir şey karanlıkta kalmayacak... Hiçbir şeyin üzerini örtmeyiz... Örtmeyeceğiz... Bunlar çözümü sabote girişimidir... Ulusal ve uluslararası komplolara asla aldanmayın...

Türkiye'nin kaybetmeye tahammülü yok... Benim Kürt kökenli kardeşimin kaybetmeye tahammülü yok.. .Burada işsizlik fazla buraya girişimci gelmiyor neden korkuyor... Adam gelemiyor...

En büyük teşviği biz buraya verdik... Şiddetin egemen olmasına hep birlikte karşı çıkacağız...  Bir tek geri adım atmadan sürekli ileri gidip çok daha iyi günler göreceğiz...

Önemli bir müjde vereceğim... İnkar ve red politikalarını kaldırdık. Tarihi nitelikte reformalar yaptık...

Bazı maddeler genel kurul aşamasına geldi... Basın yayın özgürlüğünü güçlendiriyoruz... Etkin savunma hakkını güçlendiriyoruz... İlk defa terör suçu ile ilgili hafif suçlarla ilgili cezaları hafifleştiriyor... Bıçak parası gibi uygulamalara

KAYNAK: HABER7, AA
YORUMLAR 22
  • mustafa baran 11 yıl önce Şikayet Et
    uludere ve ali akel ide anlatsaydın . ustalık dönemine zülumkar bir zihniyet ile başladın önce millete uluderenin hesabını ver geçmiş boş hikayeleri sürekli anlatma başbakan
    Cevapla
  • yusuf iffetli 11 yıl önce Şikayet Et
    biz ümmet-i muhammediz..... din kardeşlerim..islamda kavmiyetcilik yoktur...ümmetçilik vardır...ve bu bir iman esasıdır...başbakanda bir müslüman olarak inancının gereğini yapıyor..ırkçılık islamın reddettiği ilkel bir meseledir...
    Cevapla
  • salih 11 yıl önce Şikayet Et
    haber 7 özet yazı yazsın . okumadım çünkü haber 7 nedense uzun yazıları yazmayı çok seviyor biz okuyucular ise daha sade ve özet yazıları maksimum 20 satırı geçmeyecek yazılar okumak istiyoruz. hiç kusura bakmasın bu kadar uzun yazıları hammallık yapıpda koymasın. kendilerine yazık.
    Cevapla
  • samet demir 11 yıl önce Şikayet Et
    fiyasko. türkiye cumhuriyetinin başbakanı, bop'un başkenti yapacağım dediği şehirde 5bin kişiye mi konuşmuş? tam bir fiyasko. üstelik şehir içinde bir çok noktada yoğun güvenlik tedbiri alınmış. yoğun tedbir varsa, yoğun saldırı girişimi var demektir. içerdiği riskler açısından bu geziyi eleştirmiş ve risk aldığını söylemiştik. allaha şükür ki kazasız belasız tamamlamış. medyanın bu cenahında ise bu gezinin başarı olarak gösterilmeye çalışıldığını görüyoruz. bu ise uludere ve kürtaj meselelerinde başbakanın yelkenlerini şişirme çabası. diyarbakırda tutmadı, fakat medya süslemelerle bu olayı da halka başarı gibi yutturmayı başaracaktır.
    Cevapla
  • Ahmet Kemal 11 yıl önce Şikayet Et
    teşekkür ederim... kaç zamandır siyasetin derinliği ve benim uzaktan seyredişimden kapışıyoruz...fakat bu konuşma çok iyi.. tıpkı 2001 feshanede konuştuğu gibi, 2002 yazında abdi ipekçi de gençlik şöleninde konuştuğu gibi..sonra kazlı çeşmede,,2006 da ıspartada dinlediğim gibi..2007 yazında burdur da dinlediğim gibi.. aslında endişe noktası hep aynı yerde düğümleniyor.. devlet tasavuru halkın kendisi olduğu gerçeğinden.. bir kaç bürokratın bir kaç kamu görevlisinin tarif etti şekle dönmesi endişesi.. eğer bu konuşma sıradan herhangi bir konuşma değilse.. çok şey değişmemiş reiste.. halka memlekete adalete eşitliğe hizmet için yanında olmaya devam..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Almanya'dan Türkiye açıklaması: Her zaman kolay olmayan bir ortak
Keskin nişancı Gazze'de işgalci İsrail askerini böyle öldürdü