Liseli öğrencilerinden deprem için güneş enerjili telsiz

Tekirdağ Ebru Nayim Fen Lisesi 11. sınıf öğrencileri Melike Kahraman ve Damla Akyüz, deprem anında iletişimin kesilmemesi için güneş ışınları ile şarj edilebilen "güneş ışınlarından telsiz frekanslarına" ismini verdikleri telsiz tasarladı.

Yaklaşık iki aylık çalışma sonunda telsizin anten, frekans ve diğer materyallerini tamamlayan Kahraman ve Damla, projeyle katıldıkları TÜBİTAK 49. Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri final yarışmasında İstanbul Avrupa Bölge birinciliği elde etti.

Proje ile olası bir depremde enkazlarda elektrik ve şebeke kesintilerinden kaynaklı yaşanabilecek olumsuzlukları engellemeye çalışan öğrenciler, ASELSAN ile Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığının desteklerini bekliyor.

Melike Karaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını ve bunun üzerine böyle bir çalışma yaymaya karar verdiklerini söyledi.

Depremlerde çoğu insanla iletişim kurulamadığı için can kayıplarının fazla olduğunu aktaran Kahraman, "Bildiğiniz üzere ülkemiz deprem kuşağında bulunuyor. Bu yüzden çok acı depremler yaşadık. Bu depremlerde çoğu insan depremin şiddetinden dolayı değil de geciken yardımlardan dolayı hayatını kaybetti. Biz de bu süreyi kısaltabilmek için mahalle bazında telsizleri kullanarak bir iletişim ağı oluşturduk." diye konuştu.

- "Telsizin anteninin çekim gücü 500 kilometre"

Telsizi tamamen kendi imkanları ile yaptıklarını aktaran Kahraman, şöyle devam etti:

"Telsizimizin antenini bir plastik borudan kendimiz yaptık. Bu maliyeti düşürebilmemiz açısından önemliydi. Çünkü Türkiye'de yaklaşık 53 bin muhtarlık var. Bunların her birine bu sistemin kurulmasının belli bir maliyeti olacaktı. Biz de bu maliyeti düşürebildiğimiz kadar düşürmeye çalıştık. Yapabileceğimiz her şeyi kendi imkanlarımızla yaptık. Ayrıca atık maddeleri de kullandığımız için geri dönüşüme de katkı sağlayan bir proje oldu. Telsizin anteni 17 liraya mal oldu. Plastik bir su borusundan yıkıntılar arasında bile kolayca bulunabilecek parçalardan bu anteni yapmış olduk.

Ayrıca antenimizin çekim gücü yaklaşık 500 kilometre civarında. Mesela Tekirdağ'dan çıkış yaptığımız Kütahya'daki Kırklareli'ndeki muhtarlıkla iletişime geçebiliyoruz. Mesela Ankara'dan çıkış yapan biri de Zonguldak veya Bartın'daki muhtarlıklarla iletişime geçebilir. Biz Tekirdağ'dan çıkış yaptığımızda İstanbul ile de iletişime geçebiliriz. Ayrıca Kırklareli'nde Türk Kızılay'ı Kuzey Marmara Afet Yönetim Merkezi bulunuyor. Bu da İstanbul'da herhangi bir deprem olduğunda ya da Marmara Bölgesinde bir deprem olduğunda bize oradan yardım çağırabilmemizi sağlayacak. Bu sistem insanların depremin şiddetinden dolayı değil de geciken yardımlarından dolayı hayatını kaybetmesini engellemiş olacak."

- İletişimde aksama olmayacak

Damla Akyüz ise projeyi hazırlarken Türkiye'de meydana gelen depremleri araştırdıklarını ve bunun neticesinde de projeyi tamamladıklarını belirtti.

Muhtarlıkları kendilerine istasyon olarak seçtiklerini anlatan Akyüz, şunları kaydetti:

"2015 yılında Ege Denizinde 5 şiddetinde bir deprem olmuştu. Bu deprem neticesinde iletişim hatlarında sıkıntılar meydana gelmişti. Fazla yüklenmeden dolayı GSM şebekeleri fazla hizmet verememişti. Biz ülkemizde meydana gelen diğer depremleri de inceledik. Örneğin Van depreminde 48 saat ulaşılamayan, haber alınamayan köyler olduğunu gördük. Bu iletişim kesintilerini engellemek için 'güneş ışınlarından telsiz frekanslarına' ismini verdiğimiz projeyi tasarladık. Projemizdeki telsizler muhtarlıklar bazında kurulu olacak. Depremden muhtarlıkların zarar görmeyeceğini düşündük. Zarar görmemesi de şu şekilde, muhtarlıklar yönetmeliğe göre etrafında yüksek binalar bulunmayan yerlere kuruluyor. Dolayısıyla sistemimiz orada zarar görmeyecek."